Engin Ardıç'tan bomba CHP iddiası! Köşe yazarlığını bırakırım!
14 yıldır ekranlardan uzak duran Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, yıllar sonra ilk kez röportaj verdi.
Engin Ardıç çözüm süreci, CHP, Aydın Doğan, cemaat ve kendi hayatıyla ilgili merak edilen sorulara yanıtlar verdi.
İşte o röportajdan öne çıkan bazı bölümler:
SOKAĞA ÇIKACAKSANIZ ADAM GİBİ ÇIKIN
-Gündemi hiç konuşamadık. Barıştan ümitli misiniz?
Çözüm sürecinin başarıya ulaşması, öyle seçime kadar falan değil, asıl seçimden sonra Kürt taleplerinin yeni bir anayasaya bağlanmasıyla sağlanır. Bu nedenle de aklı olan Kürt seçimde AK Parti'yi ve dolayısıyla yeni bir anayasanın en azından "yapılabilmesi imkanını" destekler. HDP'nin sokak çağrısına cevabım ancak "sokağa çıkacaksanız adam gibi çıkın" olabilir!... Benim tavrım, "bağımsızlığı unutun, makul haklarınızı tanıyalım" tavrıdır ve bu aynı zamanda devletin de görüşüdür.
CHP İKTİDAR OLDUĞU GÜN YAZARLIĞI BIRAKIRIM
-CHP'de hareketlilik var. Bu istifalardan sosyal demokratlar için bir kurtuluş olabilir mi?
Emine Ülker Tarhan ve arkadaşları sosyaldemokrat değil sadece Kemalist'tirler. Dolayısıyla gitmelerinin ya da kalmalarının sosyal demokrasiye olumlu ya da olumsuz bir etkisi ya da katkısı yoktur ve olamaz. "Geride kalanlar" arasında da sosyal demokrat sayısı çok azdır. Kavga "sert Kemalistler'le eyyamcı Kemalistler" arasında cereyan etmektedir.
-CHP'den ümidi tamamen kestiniz mi?
CHP tek başına iktidara gelsin, Kılıçdaroğlu Başbakan olsun ben okuyucularımdan özür dilerim, ben bu işten anlamıyormuşum derim ve köşe yazarlığını bırakırım. Çiçek sulamaya tavuk yetiştirmeye başlarım.
YENİDEN DÜNYAYA GELSEYDİM…
-Yaptığınız işi seviyor musunuz?
Eğer dünyaya bir daha gelirsem ki -dinimizde reenkarnasyona yer yoktur- üç şey olmak isterim, hepsi birden olamayacağına göre birinden biri: Caz piyanisti, sinema yönetmeni ya da arkeolog.
-Geçmişten bu yana feministlerle aranızın kötü olduğunu biliyoruz. Şimdi düzeldi mi?
Feministlere karşı değilim yanlış anlıyorlar, olay çıkarmayı seviyorlar. Feminizm görüntüsü altında erkek düşmanlığı yapılıyor. Bu erkek düşmanlığını yapanlar da genellikle lezbiyenler oluyor. Bu çok doğal, kabul ediyorum ama erkek düşmanlığına feminizm kılıfı uydurmasınlar. Feminizmi çok ayağa düşürdüler.
ZAMANINDA ÇOK DAĞITTIM ŞİMDİ SAKİN YAŞIYORUM
-İnsanlar artık hayatının önemli bir bölümünü sosyal medyada geçiriyor. Siz bu mecraları sevmiyorsunuz. Peki bir gününüz nasıl geçiyor?
Genellikle şöyle geçiriyorum: Sabah erken kalkarım, saat 05.30-6.00 gibi. Bazı gazeteleri kapıcının getirdiği basılı sayısından, bazılarını da internetten okur, yazımı yazar gönderirim. Kahve ve sigara içmeden çalışamam! Sonra da "manken kızların" yaptığını yapar, yani kitap okur müzik dinlerim! Öğleden sonraları da birazcık uyuklarım. Her gün değilse bile eşimle yürüyüşe çıkar, yemek yer, alışveriş yapar ve dönerim... Akşamları genellikle evimde geçiririm ve film seyrederim. Maç olduğu zaman da maç izlerim.Yaşım artık 62... Vakt-i zamanında çok dağıtmış olduğum için şimdi çok sakin ve düzenli bir hayatım vardır.
İSTANBUL SERMAYESİ SAVAŞI KAYBETTİ
-Sizin eleştirdiğiniz bir medya grubu hiçbir öngörüsü tutmadığı halde hala siyasete yön vermeye çalışıyor. Bu tavrı nasıl görüyorsunuz?
Demek ki Aydın Doğan bey sanıldığı kadar akıllı biri değil. Çevresi kötü diyorlar. Çevre ile Aydın Doğan arasında fark görmüyorum. Özkök ve Berberoğlu'nu görevden aldı bir şey değişmedi. İstanbul sermayesinin sözcüsü olarak, çıkarları sağlanmayınca uzun süre hükümetle mücadele etti kaybetti. Hilton arazisine site yapabilseydi bu kadar sert muhalefet yapmazdı.Şimdi ortalardan gitmek istiyor. Çok da ortalarsa okur kaybeder.
LİBERALLER İYİCE AZITTI
-Kendinizi liberal olarak mı tanımlıyorsunuz?
Günümüzde egoları çok şişik olan bazı liberaller var. "Türkiye'yi biz idare edelim, iktidar bize akıl danışsın diyorlar." Tayyip bey de "ülkeyi siz mi yönetiyorsunuz ben mi yönetiyorum" diyerek bu duruma itiraz etti. Başta Ahmet Altan olmak üzere bazı liberaller bu duruma kızıyor. Şimdi iyice azıttılar. Kürtlere "sakın Tayyip'e inanmayın, sizi kandırıyor" diyerek barışı sabote ediyorlar. Bir de AK Parti'nin alternatifi olmadığını gören, faşistlerden, komünistlerden CHP'den hoşlanmayan, Kürt meselesinin bu iktidar ile çözüleceğine inanan bir kesim var. Ben kendimi bunlara yakın görüyorum.
-Sizin bu tanımınızın dışında bir de Paralel yapı ile birlikte hareket eden liberaller var.
Evet Paralel yapı ile birlikte hareket eden adamlar var. Bunların bir kısmı satılmış adamlar. Orada para yiyorlar. Tayyip Bey nefreti yüzünden orada kendilerine bir sığınak arıyorlar. Ayrıca Cemaat mensubiyeti olan bir insan ben liberalim diyemez.
İşte o röportajdan öne çıkan bazı bölümler:
SOKAĞA ÇIKACAKSANIZ ADAM GİBİ ÇIKIN
-Gündemi hiç konuşamadık. Barıştan ümitli misiniz?
Çözüm sürecinin başarıya ulaşması, öyle seçime kadar falan değil, asıl seçimden sonra Kürt taleplerinin yeni bir anayasaya bağlanmasıyla sağlanır. Bu nedenle de aklı olan Kürt seçimde AK Parti'yi ve dolayısıyla yeni bir anayasanın en azından "yapılabilmesi imkanını" destekler. HDP'nin sokak çağrısına cevabım ancak "sokağa çıkacaksanız adam gibi çıkın" olabilir!... Benim tavrım, "bağımsızlığı unutun, makul haklarınızı tanıyalım" tavrıdır ve bu aynı zamanda devletin de görüşüdür.
CHP İKTİDAR OLDUĞU GÜN YAZARLIĞI BIRAKIRIM
-CHP'de hareketlilik var. Bu istifalardan sosyal demokratlar için bir kurtuluş olabilir mi?
Emine Ülker Tarhan ve arkadaşları sosyaldemokrat değil sadece Kemalist'tirler. Dolayısıyla gitmelerinin ya da kalmalarının sosyal demokrasiye olumlu ya da olumsuz bir etkisi ya da katkısı yoktur ve olamaz. "Geride kalanlar" arasında da sosyal demokrat sayısı çok azdır. Kavga "sert Kemalistler'le eyyamcı Kemalistler" arasında cereyan etmektedir.
-CHP'den ümidi tamamen kestiniz mi?
CHP tek başına iktidara gelsin, Kılıçdaroğlu Başbakan olsun ben okuyucularımdan özür dilerim, ben bu işten anlamıyormuşum derim ve köşe yazarlığını bırakırım. Çiçek sulamaya tavuk yetiştirmeye başlarım.
YENİDEN DÜNYAYA GELSEYDİM…
-Yaptığınız işi seviyor musunuz?
Eğer dünyaya bir daha gelirsem ki -dinimizde reenkarnasyona yer yoktur- üç şey olmak isterim, hepsi birden olamayacağına göre birinden biri: Caz piyanisti, sinema yönetmeni ya da arkeolog.
-Geçmişten bu yana feministlerle aranızın kötü olduğunu biliyoruz. Şimdi düzeldi mi?
Feministlere karşı değilim yanlış anlıyorlar, olay çıkarmayı seviyorlar. Feminizm görüntüsü altında erkek düşmanlığı yapılıyor. Bu erkek düşmanlığını yapanlar da genellikle lezbiyenler oluyor. Bu çok doğal, kabul ediyorum ama erkek düşmanlığına feminizm kılıfı uydurmasınlar. Feminizmi çok ayağa düşürdüler.
ZAMANINDA ÇOK DAĞITTIM ŞİMDİ SAKİN YAŞIYORUM
-İnsanlar artık hayatının önemli bir bölümünü sosyal medyada geçiriyor. Siz bu mecraları sevmiyorsunuz. Peki bir gününüz nasıl geçiyor?
Genellikle şöyle geçiriyorum: Sabah erken kalkarım, saat 05.30-6.00 gibi. Bazı gazeteleri kapıcının getirdiği basılı sayısından, bazılarını da internetten okur, yazımı yazar gönderirim. Kahve ve sigara içmeden çalışamam! Sonra da "manken kızların" yaptığını yapar, yani kitap okur müzik dinlerim! Öğleden sonraları da birazcık uyuklarım. Her gün değilse bile eşimle yürüyüşe çıkar, yemek yer, alışveriş yapar ve dönerim... Akşamları genellikle evimde geçiririm ve film seyrederim. Maç olduğu zaman da maç izlerim.Yaşım artık 62... Vakt-i zamanında çok dağıtmış olduğum için şimdi çok sakin ve düzenli bir hayatım vardır.
İSTANBUL SERMAYESİ SAVAŞI KAYBETTİ
-Sizin eleştirdiğiniz bir medya grubu hiçbir öngörüsü tutmadığı halde hala siyasete yön vermeye çalışıyor. Bu tavrı nasıl görüyorsunuz?
Demek ki Aydın Doğan bey sanıldığı kadar akıllı biri değil. Çevresi kötü diyorlar. Çevre ile Aydın Doğan arasında fark görmüyorum. Özkök ve Berberoğlu'nu görevden aldı bir şey değişmedi. İstanbul sermayesinin sözcüsü olarak, çıkarları sağlanmayınca uzun süre hükümetle mücadele etti kaybetti. Hilton arazisine site yapabilseydi bu kadar sert muhalefet yapmazdı.Şimdi ortalardan gitmek istiyor. Çok da ortalarsa okur kaybeder.
LİBERALLER İYİCE AZITTI
-Kendinizi liberal olarak mı tanımlıyorsunuz?
Günümüzde egoları çok şişik olan bazı liberaller var. "Türkiye'yi biz idare edelim, iktidar bize akıl danışsın diyorlar." Tayyip bey de "ülkeyi siz mi yönetiyorsunuz ben mi yönetiyorum" diyerek bu duruma itiraz etti. Başta Ahmet Altan olmak üzere bazı liberaller bu duruma kızıyor. Şimdi iyice azıttılar. Kürtlere "sakın Tayyip'e inanmayın, sizi kandırıyor" diyerek barışı sabote ediyorlar. Bir de AK Parti'nin alternatifi olmadığını gören, faşistlerden, komünistlerden CHP'den hoşlanmayan, Kürt meselesinin bu iktidar ile çözüleceğine inanan bir kesim var. Ben kendimi bunlara yakın görüyorum.
-Sizin bu tanımınızın dışında bir de Paralel yapı ile birlikte hareket eden liberaller var.
Evet Paralel yapı ile birlikte hareket eden adamlar var. Bunların bir kısmı satılmış adamlar. Orada para yiyorlar. Tayyip Bey nefreti yüzünden orada kendilerine bir sığınak arıyorlar. Ayrıca Cemaat mensubiyeti olan bir insan ben liberalim diyemez.