Emin Çölaşan'dan kendisine "ruh hastası, çöl bedevisi, külüstür" diyen MHP'ye yanıt!

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın kendisi için sarf ettiği ağır sözlere Sözcü yazarı Emin Çölaşan ne yanıt verdi?

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, geçen Cumartesi günkü yazısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştirmişti. Çölaşan’ın yazısına yanıt MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’dan geldi. Çölaşan, Yalçın’ın yanıtına bugünkü köşesinde yanıt verdi.

Yazısında önce söz konusu yazısını özetleyen Çölaşan şu ifadeleri kullandı:

“Sevgili okurlarım, geçtiğimiz cumartesi günü burada çıkan yazımı anımsayacaksınız. Başlığı İzmir Marşı'ndan esinlenerek ‘Yaşa Devlet Bahçeli Paşa Yaşa, Adın Yazılacak Mücevher Taşa’ idi.

Özet olarak söylemek gerekirse kendisini eleştiriyor, iktidar olmaktan korktuğunu, bu yüzden AKP'ye yapışmak zorunda kaldığını vurguluyor ve ‘Gerekirse Afrin'e gidip şehit olacağınızı söylüyorsunuz. Aman gitmeyin zira sizin vazgeçilmez göreviniz Türkiye'de kalıp Tayyipgiller iktidarına kayıtsız şartsız destek atmaktır’ diyordum.”

SEMİH YALÇIN: ÇÖL BEDEVİSİ

Çölaşan yazısının devamında Semih Yalçın’ın kendisine yanıt gönderdiğini belirterek şu satırları kaleme aldı:

“MHP'nin bir genel başkan yardımcısı vardır:

Semih Yalçın!

Aynı zamanda Bay Bahçeli'nin partideki sağ kolu, sözcüsü ve ikinci adamıdır.

Partisi ve Bahçeli hakkında ne yazsam oturur masanın başına ve bana açıklamalar gönderir…

– Ruh hastası Çölaşan…

– Çöl bedevisi…

– Akıl hastalığı artık alarm vermektedir…

– İlkesiz, ne yaptığını bilemeyen biri…

– Teşhisimiz: Paranoid şizofren…

Bu kez de aynı şeyi yaptı, ajanslara konuştu ve açıklamasını bana dolaylı yollardan iletti.

Kısaca özetlemeye çalışayım

‘Emin Çölaşan Bahçelifobia hastalığına yakalanmış…’

‘Çölaşan'daki illet belirtileri artık paranoid şizofreni ile birlikte seyretmektedir…’

‘Dışarıdan normal bir insan gibi görünen Emin Çölaşan'ın yazılarından taşan akıl hastalıkları artık alarm vermektedir…’

Sonra bilimsel teşhislerini (!) açıklamayı sürdürüyordu:

‘Bu hastalıklı adamın Türkiye'nin gerçeklerinden ve ülkemize yönelik devasa tehditlerden haberdar olmaması mümkün değildir…’

‘Bu aynı zamanda tutarsızlığın, ilkesizliğin, ne yaptığını bilememenin, uyuşuk bir iradesizlikle oradan oraya savrulmanın göstergesidir…’

Ne diyeyim, çok doğru söylüyor!..

Ve Bay Semih Yalçın devam ediyor:

‘Bu zavallı Çölaşan özellikle MHP lideri Devlet Bahçeli ile aklını bozmuş durumdadır…’

‘Vah Emin Çölaşan vah! İnsanın deli deli tepeli kulakları küpeli diyeceği geliyor. Akıl baştan gidince dilin freni boşalır derler. Bu atasözünü doğrulayan Emin Çölaşan'ın beyninde ve gönlünde oluşan boşlukları MHP histerisi ile Devlet Bahçeli kâbusu doldurmuş bulunmaktadır…’

‘Bu modası geçmiş, nesli tükenmiş külüstür gazetecinin, Devlet Bahçeli derdinden, bir gün klavye başında fücceten (aniden) gideceği (öleceği) endişesini taşıyoruz…’”

“BİLİMSEL SAPTAMALARINI…”

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, Semih Yalçın’ın kendisine yönelik açıklamasını aktarmaya şöyle devam etti:

“Bilimsel saptamalarını daha sonra şöyle sürdürüyor:

‘Garibim Emin Çölaşan MHP lideri Sayın Bahçeli ve partimizle uğraşmaktan, köşe yazarlığı yapmaya vakit bulamamaktadır…’

‘Bu hastalıklı adamın Türkiye gerçeklerinden habersiz olması imkânsızdır…’

‘Ancak milli irade karşısında Çölaşan'ın öteden beri gözü kör, kulağı sağırdır. Dili ise çok uzundur. Pireye kızıp yorgan yakmak bunların hamurunda ve çamurunda vardır…’

‘Çöl bedevisi Çölaşan Türkiye'nin 60'lı ve 70'li yıllarını heba eden eylemci solun medyadaki en çarpıcı temsilcisi olarak karşımızda bütün sefaleti ile, bütün perişanlığı ile durmaktadır…’”

ÇÖLAŞAN YANIT VERDİ

“Sevgili okurlarım, yukarıda okuduğunuz bölümler uydurma, ya da kara mizah değil, MHP Genel Başkan Yardımcısı olan Semih Yalçın isimli şahsın bir gazetecinin yazısı için gönderdiği açıklamaların özetidir… Ve bu lâfları kendi genel başkanı adına söylemektedir!” diyen Çölaşan, Semih Yalçın’a şöyle yanıt verdi:

“Ne demeli, ne yapmalı!

Bunları okuyunca kendisine acımak mı gerekir, gülmek mi, ağlamak mı, doğrusu karar vermek zor.

Bir partinin üst yönetim kademesi nasıl bu kadar ciddiyetsiz olabilir, anlamak mümkün değil.

AKP 7 Haziran 2015 seçimlerinde tek başına iktidarı yitirdi. MHP'ye iktidar ortaklığı yolları açılmıştı.

Ancak Bay Bahçeli yine korktu ve kaçtı…

Bu durumda Türkiye birkaç ay sonra, 1 Kasım 2015 günü yeniden seçime gitmek zorunda kaldı ve AKP Meclis'te yeniden salt çoğunluk sağladı.

Bunların sayesinde!..

Yani biz böyle bir partiyi ve genel başkanını eleştirmeyip de övgüler mi düzeceğiz?

Ama şu var ki, eleştirdiğin zaman gelecek 'Bilimsel (!)' yanıtlara ve ipe sapa gelmez hakaretlere hazır olacaksın.

Bol bol lâf salatası, ağız kalabalığı, hepsi onlarda…

‘Ruh hastası, paranoid şizofren, çöl bedevisi, hastalıklı adam, illet belirtileri, modası geçmiş külüstür gazeteci vesaire vesaire!..’

Ne demeli, gerçek Türk milliyetçileri adına utanmalı mı, ne yapmalı?”