Emin Çölaşan'dan bomba iddia! Akif Beki'yi Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök mü kovdurdu?
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, Hürriyet'teki yazılarına son verilen Akif Beki ile ilgili bomba bir iddiayı kaleme aldı.
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, önceki gün Hürriyet'teki yazılarına son verilen Akif Beki için bir iddia öne sürdü. Çölaşan, "Bazı gazeteci arkadaşlar 'Göreceksin, Ertuğrul Akif'i kovduracak' derdi de ben inanmazdım. Bu tahminin doğru olduğunu dün anladım" dedi.
Ertuğrul Özkök'ün genel yayın yönetmenliği yaptığı dönemde köşe yazan Çölaşan, "Sahibinin sesidir" dediği Özkök için "Yüce patron Aydın Doğan'ın Hürriyet'te Ertuğrul Özkök isimli bir sözcüsü ve sağ kolu var" ifadesini kullandı.
Sözcü'de Emin Çölaşan'ın "Time dergisi bizi bize anlatıyor!" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Sevgili okurlarım, elimde 7 Ağustos 2017 tarihli Time dergisi var. Avrupa'nın bazı ülkelerinde olanlara değiniyor ve sonra sıra Türkiye'ye geliyor.
Bu haber analiz, ülkemizin dışarıdan nasıl görüldüğünün somut göstergelerinden biri.
Mealen özetliyorum:
“Liberal demokrasi kurallarının nasıl çiğnendiğinin örnekleri Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'da… (Yazıda bu ülkelerle ilgili örnekler veriliyor…)
Ancak bu ülkelerin hiçbiri Türkiye tarafından ulaşılan derinliklere (Türkiye'nin yaptıklarına) henüz ulaşabilmiş değil!
2016 yılındaki başarısız darbe girişiminden sonra Türkiye'de 50 binden fazla insan tutuklandı.
Çoğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren kimseler.
Savcılar Erdoğan'ı eleştiren 17 gazeteci ve laik gazetelerin yöneticileri hakkında 43 yıla kadar hapis cezası istiyor…”
* * *
Dünyanın hiçbir ülkesinde televizyonlarda, gazetelerde ve internet sitelerinde Türkiye ile ilgili olumlu bir haber-yorum görmek mümkün değil.
Bütün dünya, özellikle Batı dünyası soruyor:
“Türkiye bu otoriter sistem altında nereye sürükleniyor?”
Başka bir örnek vermeye bile gerek yok, bir yılı aşkın bir süredir OHALile yönetiliyoruz ve bu baskı rejimi uzun süre daha kalkmayacak.
Yasaklar ülkesi olduk.
Hak, hukuk, adalet, demokrasi, fikir ve ifade özgürlüğü gibi kavramlar rafa kaldırıldı.
Basın özgürlüğünün üzerinden silindir geçirildi.
16 Nisan 2017 referandumunu büyük tantanalarla, arkalarına devlet gücünü alarak yaptıkları halde evet oyları sadece yüzde 51 çıktı.
Üstelik Ankara, İstanbul, Balıkesir, Antalya gibi büyük merkezlerde hayır oyları çoğunlukta çıktı.
Time dergisinin de vurguladığı gibi, tutuklu sayısı 50 bini aştı.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!
Akif Beki konuşur mu?
Sevgili okurlarım, Hürriyet'in köşe yazarlarından biri olan Akif Beki dün gazeteden şutlandı. Bu arkadaşın geçmişi ve Hürriyet'te nasıl köşe yazarı olduğu, günün birinde bu dönem medyasını yazacak olan araştırmacılar için çok ilginç bir örnektir.
Akif Beki dünya liderimizin en güvendiği gazeteci idi. Başbakanlığı döneminde onu Başbakanlık Basın Danışmanı yapmıştı.
Doğrusunu isterseniz Akif de iyi çalışıyordu! “Erdoğan'ın Harfleri”isimli kitabında dünya liderimizin Yahudilerin peygamberi Hazreti Musa'nın soyundan geldiğini açıklıyor, muhteşem yağlar çekiyordu.
Recep Tayyip Bey o sırada da Aydın Doğan'a fena halde gıcıktı. Dolayısıyla, doğal olarak Akif de ona gıcıktı!
Günün birinde, dünya liderimizle Akif önemli bir karar aldılar:
“Doğan Medya Grubu'nun Başbakanlık muhabirlerinin Başbakanlık binalarına girmesi yasaklanmıştır!”
* * *
Belki inanmazsınız diye onların isimlerini de aynen vereyim:
Turan Yılmaz ve Hasan Tüfekçi (Hürriyet), Abdullah Karakuş(Milliyet), Fatma Çözen (Star TV), Veli Toprak (Vatan).
Yukarıda ismi geçen kuruluşların tümü o sırada Aydın Doğan'a aitti.
* * *
Aradan bir süre geçti… Ve günün birinde dünya liderimizin bir mesajı Aydın Doğan'a iletildi:
“Sen bizim Akif'i al, kendi gazetelerinde köşe yazarı yap!”
Patronun bu isteği reddetme gücü elbette ki yoktu. Boynu kıldan inceydi!.. Ve Akif'i almak zorunda kaldı…
2013 yılında Akif Hürriyet'te köşe yazarı yapıldı. Düne kadar da orada yazıyordu.
Korku dağları bürümüş ve Aydın Doğan, kendi muhabirlerini Başbakanlıktan kovan Akif'i maaşa bağlayıp köşe yazarı yapmayı içine sindirmişti.
* * *
Ancak Akif haddini biraz aşmıştı. Özellikle son zamanlarda Tayyipgiller iktidarını eleştiriyordu.
Bu kez Aydın Doğan'a “Yukarılardan” başka uyarılar gelmeye başladı:
“Bu adam ne yapıyor, haddini aşıyor. Sustur onu!..”
Dün Akif'i Hürriyet gazetesinde köşe yazarı yapmak için bastıranlar, bu kez 180 derece çark edip kovulması ve susturulması için çaba harcıyordu!
Ve Akif dün Hürriyet'te son yazısını yazıp veda etti.
* * *
Yüce patron Aydın Doğan'ın Hürriyet'te Ertuğrul Özkök isimli bir sözcüsü ve sağ kolu vardır.
Sahibinin sesidir.
AKP iktidarının bazen açık, bazen üstü örtülü destekçisidir.
Şimdi gençlik heveslerine kapılıp acayip bir magazinci oldu. Patron parasıyla dünyayı geziyor, krallar gibi yaşatılıyor falan filan…
Bir şey dikkatleri çekiyordu…
Bu Ertuğrul köşesinde sık sık Akif'e sataşır, onu gagalardı.
Bazı gazeteci arkadaşlar “Göreceksin, Ertuğrul Akif'i kovduracak”derdi de ben inanmazdım.
* * *
Bu tahminin doğru olduğunu dün anladım. Akif'in veda yazısının son cümleleri aynen şöyleydi:
“Bir çift söz de Özkök'e. Gidiyorum ama çok da rahatlama, hemen koyverme. Gözüm üstünde.”
Üstü kapalı bir tehdit…
Belli ki Ertuğrul konusunda bildiği önemli bir şeyler var.
Altını oyanları, yediği kazıkları anlatır mı?
Bence hayır zira anlatmak yürek ister.
İzin vermezler.
Bu arkadaş ne İsa' ya yaranabilmiş, ne de Musa' ya!
Ertuğrul Özkök'ün genel yayın yönetmenliği yaptığı dönemde köşe yazan Çölaşan, "Sahibinin sesidir" dediği Özkök için "Yüce patron Aydın Doğan'ın Hürriyet'te Ertuğrul Özkök isimli bir sözcüsü ve sağ kolu var" ifadesini kullandı.
Sözcü'de Emin Çölaşan'ın "Time dergisi bizi bize anlatıyor!" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Sevgili okurlarım, elimde 7 Ağustos 2017 tarihli Time dergisi var. Avrupa'nın bazı ülkelerinde olanlara değiniyor ve sonra sıra Türkiye'ye geliyor.
Bu haber analiz, ülkemizin dışarıdan nasıl görüldüğünün somut göstergelerinden biri.
Mealen özetliyorum:
“Liberal demokrasi kurallarının nasıl çiğnendiğinin örnekleri Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'da… (Yazıda bu ülkelerle ilgili örnekler veriliyor…)
Ancak bu ülkelerin hiçbiri Türkiye tarafından ulaşılan derinliklere (Türkiye'nin yaptıklarına) henüz ulaşabilmiş değil!
2016 yılındaki başarısız darbe girişiminden sonra Türkiye'de 50 binden fazla insan tutuklandı.
Çoğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren kimseler.
Savcılar Erdoğan'ı eleştiren 17 gazeteci ve laik gazetelerin yöneticileri hakkında 43 yıla kadar hapis cezası istiyor…”
* * *
Dünyanın hiçbir ülkesinde televizyonlarda, gazetelerde ve internet sitelerinde Türkiye ile ilgili olumlu bir haber-yorum görmek mümkün değil.
Bütün dünya, özellikle Batı dünyası soruyor:
“Türkiye bu otoriter sistem altında nereye sürükleniyor?”
Başka bir örnek vermeye bile gerek yok, bir yılı aşkın bir süredir OHALile yönetiliyoruz ve bu baskı rejimi uzun süre daha kalkmayacak.
Yasaklar ülkesi olduk.
Hak, hukuk, adalet, demokrasi, fikir ve ifade özgürlüğü gibi kavramlar rafa kaldırıldı.
Basın özgürlüğünün üzerinden silindir geçirildi.
16 Nisan 2017 referandumunu büyük tantanalarla, arkalarına devlet gücünü alarak yaptıkları halde evet oyları sadece yüzde 51 çıktı.
Üstelik Ankara, İstanbul, Balıkesir, Antalya gibi büyük merkezlerde hayır oyları çoğunlukta çıktı.
Time dergisinin de vurguladığı gibi, tutuklu sayısı 50 bini aştı.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!
Akif Beki konuşur mu?
Sevgili okurlarım, Hürriyet'in köşe yazarlarından biri olan Akif Beki dün gazeteden şutlandı. Bu arkadaşın geçmişi ve Hürriyet'te nasıl köşe yazarı olduğu, günün birinde bu dönem medyasını yazacak olan araştırmacılar için çok ilginç bir örnektir.
Akif Beki dünya liderimizin en güvendiği gazeteci idi. Başbakanlığı döneminde onu Başbakanlık Basın Danışmanı yapmıştı.
Doğrusunu isterseniz Akif de iyi çalışıyordu! “Erdoğan'ın Harfleri”isimli kitabında dünya liderimizin Yahudilerin peygamberi Hazreti Musa'nın soyundan geldiğini açıklıyor, muhteşem yağlar çekiyordu.
Recep Tayyip Bey o sırada da Aydın Doğan'a fena halde gıcıktı. Dolayısıyla, doğal olarak Akif de ona gıcıktı!
Günün birinde, dünya liderimizle Akif önemli bir karar aldılar:
“Doğan Medya Grubu'nun Başbakanlık muhabirlerinin Başbakanlık binalarına girmesi yasaklanmıştır!”
* * *
Belki inanmazsınız diye onların isimlerini de aynen vereyim:
Turan Yılmaz ve Hasan Tüfekçi (Hürriyet), Abdullah Karakuş(Milliyet), Fatma Çözen (Star TV), Veli Toprak (Vatan).
Yukarıda ismi geçen kuruluşların tümü o sırada Aydın Doğan'a aitti.
* * *
Aradan bir süre geçti… Ve günün birinde dünya liderimizin bir mesajı Aydın Doğan'a iletildi:
“Sen bizim Akif'i al, kendi gazetelerinde köşe yazarı yap!”
Patronun bu isteği reddetme gücü elbette ki yoktu. Boynu kıldan inceydi!.. Ve Akif'i almak zorunda kaldı…
2013 yılında Akif Hürriyet'te köşe yazarı yapıldı. Düne kadar da orada yazıyordu.
Korku dağları bürümüş ve Aydın Doğan, kendi muhabirlerini Başbakanlıktan kovan Akif'i maaşa bağlayıp köşe yazarı yapmayı içine sindirmişti.
* * *
Ancak Akif haddini biraz aşmıştı. Özellikle son zamanlarda Tayyipgiller iktidarını eleştiriyordu.
Bu kez Aydın Doğan'a “Yukarılardan” başka uyarılar gelmeye başladı:
“Bu adam ne yapıyor, haddini aşıyor. Sustur onu!..”
Dün Akif'i Hürriyet gazetesinde köşe yazarı yapmak için bastıranlar, bu kez 180 derece çark edip kovulması ve susturulması için çaba harcıyordu!
Ve Akif dün Hürriyet'te son yazısını yazıp veda etti.
* * *
Yüce patron Aydın Doğan'ın Hürriyet'te Ertuğrul Özkök isimli bir sözcüsü ve sağ kolu vardır.
Sahibinin sesidir.
AKP iktidarının bazen açık, bazen üstü örtülü destekçisidir.
Şimdi gençlik heveslerine kapılıp acayip bir magazinci oldu. Patron parasıyla dünyayı geziyor, krallar gibi yaşatılıyor falan filan…
Bir şey dikkatleri çekiyordu…
Bu Ertuğrul köşesinde sık sık Akif'e sataşır, onu gagalardı.
Bazı gazeteci arkadaşlar “Göreceksin, Ertuğrul Akif'i kovduracak”derdi de ben inanmazdım.
* * *
Bu tahminin doğru olduğunu dün anladım. Akif'in veda yazısının son cümleleri aynen şöyleydi:
“Bir çift söz de Özkök'e. Gidiyorum ama çok da rahatlama, hemen koyverme. Gözüm üstünde.”
Üstü kapalı bir tehdit…
Belli ki Ertuğrul konusunda bildiği önemli bir şeyler var.
Altını oyanları, yediği kazıkları anlatır mı?
Bence hayır zira anlatmak yürek ister.
İzin vermezler.
Bu arkadaş ne İsa' ya yaranabilmiş, ne de Musa' ya!