EMİN ÇÖLAŞAN GİBİ İSİMLER DOĞAN GRUBU'NUN LAİKLİK ÇİMENTOSUDUR
Enin Çölaşan ile Taha Akyol arasındaki söz düellosuna Vatan yazarı Reha Muhtar da dahil oldu.Muhtar,"Arkasında meydanlara çıkan milyonların dışında hiçbir desteği yok Emin Çölaşan´ın ve çok zor bir işe soyundu..." diye yazdı.
Çölaşan ve Softa Kafalı Tartışması
Tartışma son günlerde meydanlardaki suçlamaların hemen arkasından geldiği için anlamlı ve önemli, üstelik Emin Çölaşan gibi Cumhuriyetçi kesimin en ağır kaleminin kendi grubundaki bir televizyonun yöneticisiyle tartışması açısından çarpıcı...
Bilenler neden sözettiğimi hemen anlamışlardır, ben bilmeyenler için anlatayım, konu Emin Çölaşan ile CNN Türk´ün başındaki Taha Akyol arasında CNN Türk´ün "hükümetten yana taraflı yayın yaptığı" tartışmasıdır...
Taha Akyol "Biraz fıkıh okumuş, bırakın felsefeyi İslam´daki tasavvufu bile reddeden, hayatın gelişmelerine sırtını dönmüş yarı okumuş bir medreseli tip" diye tanımladığı Emin Çölaşan´a "Softa kafa" demekten çekinmiyor...
Nedeni, açıktır, çünkü Çölaşan Taha Akyol´un, CHP-DSP birleşmesi olurken Meclis Başkanı Bülent Arınç´la sohbete devam ederek hükümet yağcılığı yaptığını söyledi...
Sorunun Doğan Grubu´nu genel olarak ilgilendiren bir yanı olmasaydı dün Ertuğrul Özkök bile bu konuya girmezdi...
Doğan medyasının, son aylarda çok tartışılan ve meydanlarda aleyhte sloganlara dönüşen, hükümete destek çıkıp çıkmadığı konusuna geleceğim ama önce sırada "Softa kafalı" tartışmasında Emin Çölaşan ile Taha Akyol´un durumu var...
***
Arkasında meydanlara çıkan milyonların dışında hiçbir desteği yok Emin Çölaşan´ın ve çok zor bir işe soyundu...
Taha Akyol hem Aydın Doğan´ın akrabalık bağıyla yakını hem de Doğan´la ortaklık yapan uluslararası bir markanın CNN´in adını verdiği Türkiye´deki kurumun genel müdürü...
Neresinden bakarsanız bakın netameli bir konudur bu ama Çölaşan konu laiklik, Cumhuriyet, irtica ve gericilik konularına geldi mi sınır, sistem ve yönetici tanımaz...
Çölaşan´ı, Emin Çölaşan yapan özellik de bu ve aslında onun için Doğan Grubu için önemli...
Taha Akyol kendisini "İktidara yağcılıkla suçlayan Emin Çölaşan´a" karşı, CHP-DSP birleşmesi haberini 15 dakika verdiklerini, Bülent Arınç söyleşisinin özel bir haber olduğu için canlı yayına devam ettiğini belirtiyor...
Elbette, bir gazeteci ve televizyoncunun her şart altında kendisini haklı gösteren ve zulada sakladığı onlarca gerekçesi vardır ve Taha Akyol da, her zaman zulasında "tarafsızlık" kanıtı sayabileceği gerekçeleri tutar...
Nitekim, arka arkaya verdiği örneklerde, Deniz Baykal´ın kendilerine teşekkür ettiğini, hangi programlarda birleşme konusunu nasıl ele aldıklarını detaylı olarak açıklıyor...
***
Doğaldır ki 24 saat haber kanalı olarak faaliyet gösteren CNN Türk, CHP-DSP birleşmesini ele alan birçok programı yayına soktu ve bunu örneklemeye hiç gerek yok...
Mesele solun 27 yıl sonra birleşme anının taşıdığı önemi bilme ve yayınlama meselesidir ve bu anlamıyla Bülent Arınç´ın bütün röportajlarından daha önemlidir...
Tarafsız bir haberci gözlüyle değerlendirecek olursak, 12 Eylül darbesinin ayırdığı iki ana kolun Baykal´ın CHP´si ile Ecevit´lerin DSP´sinin seçim işbirliği yapmaları 27 yıllık kavgadan sonra gelen bir ilktir...
Üstelik bu ilk, bugünün iktidarını düşürmek için yapılmakta olup 22 Temmuz hedeflidir...
Bu gelişme 14-15 dakika değil, 2-3 saat kesintisiz tüm yorumlar ve değerlendirmelerle verilecek bir gelişmedir ve bunun yapılması Bülent Arınç´a ayıp edilmesi anlamına gelmez...
Doğrusu Taha Akyol´un, Bülent Arınç söyleşisini aynen devam ettirmesi, ancak bunu banta a
Tartışma son günlerde meydanlardaki suçlamaların hemen arkasından geldiği için anlamlı ve önemli, üstelik Emin Çölaşan gibi Cumhuriyetçi kesimin en ağır kaleminin kendi grubundaki bir televizyonun yöneticisiyle tartışması açısından çarpıcı...
Bilenler neden sözettiğimi hemen anlamışlardır, ben bilmeyenler için anlatayım, konu Emin Çölaşan ile CNN Türk´ün başındaki Taha Akyol arasında CNN Türk´ün "hükümetten yana taraflı yayın yaptığı" tartışmasıdır...
Taha Akyol "Biraz fıkıh okumuş, bırakın felsefeyi İslam´daki tasavvufu bile reddeden, hayatın gelişmelerine sırtını dönmüş yarı okumuş bir medreseli tip" diye tanımladığı Emin Çölaşan´a "Softa kafa" demekten çekinmiyor...
Nedeni, açıktır, çünkü Çölaşan Taha Akyol´un, CHP-DSP birleşmesi olurken Meclis Başkanı Bülent Arınç´la sohbete devam ederek hükümet yağcılığı yaptığını söyledi...
Sorunun Doğan Grubu´nu genel olarak ilgilendiren bir yanı olmasaydı dün Ertuğrul Özkök bile bu konuya girmezdi...
Doğan medyasının, son aylarda çok tartışılan ve meydanlarda aleyhte sloganlara dönüşen, hükümete destek çıkıp çıkmadığı konusuna geleceğim ama önce sırada "Softa kafalı" tartışmasında Emin Çölaşan ile Taha Akyol´un durumu var...
***
Arkasında meydanlara çıkan milyonların dışında hiçbir desteği yok Emin Çölaşan´ın ve çok zor bir işe soyundu...
Taha Akyol hem Aydın Doğan´ın akrabalık bağıyla yakını hem de Doğan´la ortaklık yapan uluslararası bir markanın CNN´in adını verdiği Türkiye´deki kurumun genel müdürü...
Neresinden bakarsanız bakın netameli bir konudur bu ama Çölaşan konu laiklik, Cumhuriyet, irtica ve gericilik konularına geldi mi sınır, sistem ve yönetici tanımaz...
Çölaşan´ı, Emin Çölaşan yapan özellik de bu ve aslında onun için Doğan Grubu için önemli...
Taha Akyol kendisini "İktidara yağcılıkla suçlayan Emin Çölaşan´a" karşı, CHP-DSP birleşmesi haberini 15 dakika verdiklerini, Bülent Arınç söyleşisinin özel bir haber olduğu için canlı yayına devam ettiğini belirtiyor...
Elbette, bir gazeteci ve televizyoncunun her şart altında kendisini haklı gösteren ve zulada sakladığı onlarca gerekçesi vardır ve Taha Akyol da, her zaman zulasında "tarafsızlık" kanıtı sayabileceği gerekçeleri tutar...
Nitekim, arka arkaya verdiği örneklerde, Deniz Baykal´ın kendilerine teşekkür ettiğini, hangi programlarda birleşme konusunu nasıl ele aldıklarını detaylı olarak açıklıyor...
***
Doğaldır ki 24 saat haber kanalı olarak faaliyet gösteren CNN Türk, CHP-DSP birleşmesini ele alan birçok programı yayına soktu ve bunu örneklemeye hiç gerek yok...
Mesele solun 27 yıl sonra birleşme anının taşıdığı önemi bilme ve yayınlama meselesidir ve bu anlamıyla Bülent Arınç´ın bütün röportajlarından daha önemlidir...
Tarafsız bir haberci gözlüyle değerlendirecek olursak, 12 Eylül darbesinin ayırdığı iki ana kolun Baykal´ın CHP´si ile Ecevit´lerin DSP´sinin seçim işbirliği yapmaları 27 yıllık kavgadan sonra gelen bir ilktir...
Üstelik bu ilk, bugünün iktidarını düşürmek için yapılmakta olup 22 Temmuz hedeflidir...
Bu gelişme 14-15 dakika değil, 2-3 saat kesintisiz tüm yorumlar ve değerlendirmelerle verilecek bir gelişmedir ve bunun yapılması Bülent Arınç´a ayıp edilmesi anlamına gelmez...
Doğrusu Taha Akyol´un, Bülent Arınç söyleşisini aynen devam ettirmesi, ancak bunu banta a