Emek gazeteciliğinin sembolü Nail Güreli anıldı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 6. Başkanı, usta gazeteci Nail Güreli, ölümünün 1. yıl dönümünde dostları ve çalışma arkadaşları tarafından anıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 6. Başkanı, Basın Şeref Kartı sahibi duayen gazeteci Nail Güreli, dostları ve çalışma arkadaşları tarafından 26 Ekim 2017 Perşembe günü TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıyla anıldı.
Toplantı haber peşinde koşarken ölen ve öldürülen gazetecilerin anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Açılış konuşmasını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti /TGC) Başkanı Turgay Olcayto yaptı. Anma toplantısının moderatörlüğünü TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver üstlendi.
Toplantıda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Önceki Başkanı, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve yazarı Orhan Erinç, Milliyet Gazetesi’nden karikatürist Ercan Akyol, Gazeteci-yazar Yalvaç Ural, gazeteci Nazım Alpman ve Nail Güreli'nin asistanı Almıla Karaman yer aldı. Toplantıya katılanlar da Nail Güreli ile ilgili anılarını paylaştı.
'NAİL GÜRELİ, BASINIMIZIN EMEK SEMBOL İSMİYDİ'
TGC Başkanı Turgay Olcayto, anma konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Nail Güreli basınımızın emek sembol ismiydi. Kişisel olarak gerçek anlamda can dostumdu. Yol arkadaşım, mücadele arkadaşımdı. Birbirimizden çok şey öğrendik. Onun meslek ilkeleri konusundaki titizliği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni kazandırmıştır... Çok değişik hobileri olan bir insandı. Resim çizerdi özellikle tatil günlerinde. Mizah yüklü bir üslubü vardı. Prensiplerinden ödün vermeyen bir kişiliğiyle öne çıkardı. Nail’in yanında yetişmeyen gazeteciye gazeteci demek zordur. Yanında yetişenler mutlaka başarılı olurdu... Diyebilirim ki, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin bugünkü kurumsallaşmasını büyük ölçüde Nezih Demirkent’i de katarsak ikisine borçluyuz. Hizmetleri asla unutulmayacak. Işıklar içinde uyusun.”
'KUŞAKLARININ ÖRNEK ALDIĞI BİRİDİR'
TGC’nin önceki başkanı, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve yazarı Orhan Erinç, “Benim pek çok ustam oldu. Ben de Nail ağabey gibi cefasını çeken ama sefasını süren kuşaktan geldiğime inanıyorum. Nail ağabey benim için hep öncü oldu. Ya da ben onun büyük çabasıyla hep ardılı olmayı başardım’ dedi ve şöyle devam etti:
“Ben de Nail ağabey gibi Son Posta Gazetesi’nde çalıştım. Basın tarihi açısından Son Posta Gazetesi’nin şöyle bir özelliği var TGC’nin 8 başkanından 6’sının yolu Son Posta Gazetesi’nden geçmiş. TGC’nin genel sekreterliği için de aynı şey söz konusu. Hürriyet Gazetesi’nde Nail Ağabey ile birlikte çalışıyordum. Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ‘Bir Günün Hikayesi’ adlı bir köşe oluşturuldu. Yazarı belli olmayan anonim bir köşeydi. Bir gün kendisine ısmarlanan bir röportajı yayınlanmamasını üzerine gazeteden ayrıldı. Bu sefer o köşede onun ardılı oldum. Üç yıl o köşeyi yaptım... Nail ağabeye olan sevgim somut olaylara da dayanıyor. Nail ağabeyin sorumlu gazeteciliğine değinmenin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Nail ağabeyin araştırmacı gazetecilik eleştirilerine de katılıyorum. Zira araştırmacı gazetecilik diye bir türü belirlerseniz, bu kez diğer gazetecilerin araştırmadan haber yazdığını düşünürsünüz. Araştırmacı gazetecilik yerine soruşturmacı gazetecilik denilmesini isterdi. Kuşakların örnek aldığı biridir. Kendisini bir kez daha özlemle anıyorum.”
'ASLA UZLAŞMACI DEĞİL AMA UZLAŞTIRICIYDI'
Nail Güreli ile uzun yıllar çalışan Milliyet Gazetesi’nden karikatürist Ercan Akyol, anılarına “Nail ağabey benim gençlik arkadaşım dersem şaşırırsınız. Aramızda 19 yaş fark var. Daha okula gitmeden ortaokul sıralarındayken çizdiğimiz karikatürlerimizi alıp Babıali’ye götürürdük. Nail ağabey Babıali’de rastladığım tiplerdendi. Nail ağabeyi ilk nerede gördüğümü bilmiyorum. Hep orada olduğunu anımsıyorum. O yüzden arkadaşım diyorum" diye başladı. Ercan Akyol sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Somut selamlaşmamızı Çarşaf Mizah dergisinden hatırlıyorum. O günü hiç unutmuyorum. Güneş’e 1982 yılında girdim. Altı sene sonra Milliyet’e geçtikten sonra Nail ağabeyin bir oda yanına düştük. Beni çok sevdiğini hissederdim. Ben de onu çok severdim. Nail ağabeyi herkesi katıksız sever. Bir gün kapıya dayandı. Bana ‘senin kitabını yapalım’ dedi. Ben çok sevindim ve şaşırdım. Deli fişek karikatürler yapıyordum. Nail ağabey de bunu görmüş olmalı. Böylece ilk kitabımı Nail ağabey yapmış oldu. Nail ağabeye herkes gibi çok güvenirdim. Asla uzlaşmacı değil ama uzlaştırıcıydı. İdeolojik keskinlikte düşünmezdi. Herkesin düşünce dünyasında özgür olduğunu bilirdi. O yüzden herkese hoş görülü yaklaşırdı. Bir gazeteci gibi önce dinler sonra konuşurdu. Hiç telaşlı ve bağırarak konuşmazdı konuyu o durumlara asla taşımazdı. Bir gün bana Güneş Gazetesi’nden teklif geldi. Alacağım maaşın da iki katını önerdiler. Ancak benim içimde bir huzursuzluk vardı. Gitmek istemiyordum. Bir ara acaba ben enayilik mi yapıyorum diye düşünmeye başladım. Yine de gitmemekten yanaydım. Bir gün Nail ağabey’e sordum. Bana tek kelime etti ve ‘gitme’ dedi. Ben Milliyet Gazetesi’nde kaldım.”
'ONUN KADAR DUYARLI VE İÇTEN BİRİNİ TANIMADIM'
Gazeteci-yazar Yalvaç Ural ise Nail Güreli ile birlikte çalıştığı yıllardan anılarını paylaştı:
“4-5 yıl biz Nail ağabey ile iç içe olduk. Nail’in ağabeyin ne zaman patlayacağının belli olmaması bizi ürkütürdü. Ama onun kadar duyarlı ve içten birini tanımadım. Gazetecilik ilişiklerini de çok ciddiye alırdı. Nail ağabeyin çok ilginç takıntıları da vardı. Genç gazetecilere ve sanatçılara müthiş bir saygınlığı vardı. O konuda titizlik gösterirdi. Dergileri inceler, sorular sorar ve bunlarıda herkesin duymasını isterdi. Akıllı okur yakalama işini çok iyi bilirdi. Ben hayatımda onun gibi arşivci görmedim. Odası arşiv müdürlüğü gibiydi. Küçük ayrıntılı haberleri ondan duyardık. Hiç tanımadığımız gazete haberlerini Nail abiden işitirdik”
'GENÇLER ÜZERİNDE BÜYÜK İZLER BIRAKTI'
Gazeteci Nazım Alpman ise konuşmasında Nail Güreli ile birlikte çalıştığını son anlarına kadar yanında olduğunu belirtti ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milliyet’in eski binasında yanında çalışıyordum. Nail ağabeyin bir görevi ve işi yoksa mutlaka odasında olurdu. Nail ağabey son dönemlerinde sigara içmezdi. Ancak dizi yazısı başladığı zaman sigara içmeye başlardı. Yazı bittiğinde ise sigara ile yeniden vedalaşırdı. Çelik gibi bir inadı vardı. Bu inadı mücadele için iyiydi. Ama özel yaşamı için iyi değildi. Kahveyi kendisi yapar getirirdi bize. Dağcıların kullandığı bir baston almıştım kendisine. Bunun ihtiyarlıkla ilgili olmadığını sadece denge için kullanması gerektiğini söyledim. Önce ‘kullanacağım’ dedi sonra ise kullanmadı. Sonra bir gün yürürken dengesini kaybetti ve kafasını mobilyaya çarptı, pıhtı attı. Eğer bu inadı olmasaydı, yine bu toplantıları yapardık ama Nail ağabey konuşmacı olarak katılırdı. Maalesef bu inadı yüzünden biz kaybettik. Nail ağabeyi çok özlüyoruz. Ama en kapsamlı kitabını yazamadı, anılarını yani. Özellikle gençler üzerinde büyük izler bıraktı. “
'DURUŞUNUZ, YAPMIŞ OLMAK İÇİN DEĞİL DÜRÜST VE ETİK GAZETECİLİK İLKESİ İÇİN VERDİĞİNİZMÜCADELEYDİ'
Nail Güreli'nin asistanı Almıla Karaman ise konuşmasını Nail Güreli’ye hitap ederek yaptı:
“Nasılsınız Nail Bey! Sizin ölümünüzü kabullenmek benim için çok zor oldu. Hâlâ da kabullenebilmiş değilim. İlkeli, prensip sahibi, etik değerlere, nezakete, üsluba her zaman önem veren, titiz, mütevazi, dürüst bir gazeteciydiniz. Bir yazı dizisinde bir kelimenin doğru yazılması için elinizdeki 3 imla kılavuzuna bakmış, düzeltmene sormuş, onun verdiği cevap da sizi tatmin etmemiş sonunda bu konuya hakim bir profesöre sorduktan sonra o kelime, yazı dizisine ikinci günün sonunda girebilmişti. Disiplinli ve planlıydınız. Elinizde bir iş varsa hemen bitirmeye çalışırdınız. Ajandanıza yapılacak işleri, aylar, günler öncesinden yazar, ona göre Milliyet Ödüllerine, toplantılara, seminerlere ve benzeri işlere katılacak vakti ayırırdınız. Röportaj yapmayı çok severdiniz. Değişik insanları tanıyor olmak, onların sorunlarını dile getirmek, çözümüne katkıda bulunmak çok hoşunuza giderdi. Ben yorulacağınızı düşünürken siz yazı dizisi için 1 hafta sonra çıkacak röportajları deşifre etmiş, sayfaların bitmiş halini görmeyi beklerdiniz. O zaman henüz laptopunuzu kullanmaya başlamamıştınız. Ya evde deşifre ettiklerinizi getirirdiniz ya da gazetede ses kayıt cihazını açar hemen yazmaya başlardınız. Ama çoğunlukla bir haftalık röportajı bitirmiş olarak getirirdiniz. Naif biriydiniz ama inandığınız doğrular söz konusu olduğunda, başınız dik, bu konuda tek kalacak olsanız dahi geri adım atmayan, aksi durum olursa da çekip gitmeye hazır inatçı bir tavrınız vardı. Bu duruşunuz yapmış olmak için değil dürüst, etik gazetecilik ilkesi için verdiğiniz bir mücadeleydi. Bilhassa dürüstlüğünüz bütün meslektaşlarınız tarafından kabul görmüştü.“
'ÖĞRETMEKTEN ASLA SIKILMAZDI'
TGC Genel Saymanı ve toplantı moderatörü Gülseren Ergezer Güver ise Nail Güreli ile çalışmış şanslı gazetecilerden olduğunu belirterek görüşlerini paylaştı:
“Nail ağabey ile Milliyet’in Milliyet olduğu zamanlarda çalıştık. Milliyet’te Basın Yayın Yüksek Okulu son sınıf öğrencisi iken stajyer olarak çalışmaya başladım. Nail ağabeyin yönetiminde bir araştırma servisi kuruldu. Ekibinde ben de vardım. Okulluydum ama pratikteki öğreticim; asıl öğretmenim Nail Güreli idi. Öğretmekten asla sıkılmazdı. Tatlı bir otoritesi vardı. Onu biraz sert bir müdür olarak tanıdım ama hep saygı duydum, sevdim. Servisinde çalıştığım sonraki yıllarda dostluğunu da esirgemedi. Yurtta kalma sürem bittiğinde Beşiktaş’ta kız kardeşim ve bir arkadaşımla birlikte bir bekar evinde kalıyordum. Rahmetli Nail Güreli, İlhami Soysal ve şimdiki Müze Müdürümüz Saadet Altay’la birlikte evimize misafir oldular. Onlara mantı yaptım. Çok hoş sohbet ettik...
Nail Ağabey yol göstericiydi, paylaşımcıydı, sıra dışı olağanüstü bir insandı. Işıklar içinde uyusun. Benim Cemiyete girmemede vesile oldu. Bizi komisyonlara girmemiz için teşvik ederdi. Gazetecilikte heykeli dikilecek biriydi.”
'GAZETECİLİK MESLEĞİNİN ONURLU BİR MESLEK OLDUĞUNUN SİMGESİYDİ'
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise Nail Güreli’nin yolunu aydınlatan gazetecilerden biri olduğuna işaret etti. Meslek örgütlerinde çalışmanın, sorumluluk almanın önemini Nail Güreli sayesinde farkına vardıklarını belirten Güneş “Gazetecilik mesleğinin onurlu bir meslek olduğunun simgesiydi Nail ağabey. Başını hiç eğmedi. Hep direndi. Her hareketi örnekti. Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği’ni kurduğumuzda bize gelip Orhan ve Turgay ağabey ile destek verdi. Etik değerlerin savunucusuydu. Gazeteciliği halka mal etti. Öneminin farkına varılmasını sağladı.” dedi.
Toplantının sonunda gazeteciler Seraceddin Zıddıoğlu ve Etem Çalışkan, Abdi İpekçi’nin kızı Nüket İpekçi, aile dostu Dr. Sevcan Özdemir Nail Güreli ile ilgili anılarını katılımcılarla paylaştılar.
NAİL GÜRELİ KİMDİR?
1932 yılında İstanbul’da doğdu. Mesleğe 1952’de Hizmet Gazetesi’nde stajyer olarak başladı. Son Posta, Son Telgraf, Tan, Akşam (iki kez), Vatan, İkdam, Milliyet (üç kez), Hürriyet Haber Ajansı, Hürriyet ve Güneş gazetelerinde muhabir, istihbarat ve çeşitli servislerin şefi, Haber Müdürü, Halkla İlişkiler Müdürü, Yazı İşleri Müdürü, Genel Yayın Yönetmeni olarak mesleğin hemen her dalında çalıştı. Meslek yarışmalarında 12 ödül kazandı, TDK’nin röportaj ödülünü aldı. Ayrıca, aralarında Orhan Apaydın Vakfı Demokrasi ve Barış Ödülü, Sertel Gazetecilik Vakfı Demokrasi Ödülü de olmak üzere, çeşitli kuruluşların ödüllerine değer görüldü. Yayımlanmış 17 kitabı arasında Basınla ilgili “Şu Bizim Medya” ve “Dünden Bugüne Babıâli” yer alıyor. 20 yılı aşkın süre, TGS’nin çeşitli kademelerinde görev yaptı; 1982’de TGS Genel Başkanlığından ayrılarak Sosyal Demokrat Parti’nin (SODEP) kurucuları arasına katıldı ve askeri yönetimce veto edildi. Üç dönem (altı yıl) TGC Yönetim Kurulu üyeliği yaptıktan sonra 1994 Mart’ında Başkanlığa seçildi; 2 Nisan 2001’de yenileşme ve katılımcılık gerekçesiyle başkanlıktan ve yönetimden istifa etti. Başkanlığı döneminde TGC’nin günlük yayın organı “Bizim Gazete” yayımlandı, Cemiyetin kurucusu Sedat Simavi adına konulan ve Hürriyet Gazetesi tarafından sürdürülen Sedat Simavi Ödülleri Cemiyet bünyesine alındı; çeşitli illerdeki 50’yi aşkın gazeteciler cemiyetinin işbirliği ve dayanışmasını sağlamak üzere Gazeteciler Cemiyetleri Başkanlar Konseyi oluşturuldu. TGC bünyesinde Basın Senatosu kuruldu. Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi yayınlandı. Konrad Adeanauer Stiftung ile yerel basın meslek içi seminerlerini ve yerel basın ödüllerini kapsayan “Medya Projesi” imzalandı. Toplu anma amacıyla 6 Nisan “Öldürülen Gazeteciler Günü” ilan edildi. Yedi meslek örgütünün işbirliği ve dayanışma platformu meydana getirildi. Basın Şeref Kartı ve 2003 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi Güreli bir çocuk babasıydı. Nail Güreli 26 Ekim 2016 tarihinde vefat etmişti
Toplantı haber peşinde koşarken ölen ve öldürülen gazetecilerin anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Açılış konuşmasını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti /TGC) Başkanı Turgay Olcayto yaptı. Anma toplantısının moderatörlüğünü TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver üstlendi.
Toplantıda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Önceki Başkanı, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve yazarı Orhan Erinç, Milliyet Gazetesi’nden karikatürist Ercan Akyol, Gazeteci-yazar Yalvaç Ural, gazeteci Nazım Alpman ve Nail Güreli'nin asistanı Almıla Karaman yer aldı. Toplantıya katılanlar da Nail Güreli ile ilgili anılarını paylaştı.
'NAİL GÜRELİ, BASINIMIZIN EMEK SEMBOL İSMİYDİ'
TGC Başkanı Turgay Olcayto, anma konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Nail Güreli basınımızın emek sembol ismiydi. Kişisel olarak gerçek anlamda can dostumdu. Yol arkadaşım, mücadele arkadaşımdı. Birbirimizden çok şey öğrendik. Onun meslek ilkeleri konusundaki titizliği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni kazandırmıştır... Çok değişik hobileri olan bir insandı. Resim çizerdi özellikle tatil günlerinde. Mizah yüklü bir üslubü vardı. Prensiplerinden ödün vermeyen bir kişiliğiyle öne çıkardı. Nail’in yanında yetişmeyen gazeteciye gazeteci demek zordur. Yanında yetişenler mutlaka başarılı olurdu... Diyebilirim ki, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin bugünkü kurumsallaşmasını büyük ölçüde Nezih Demirkent’i de katarsak ikisine borçluyuz. Hizmetleri asla unutulmayacak. Işıklar içinde uyusun.”
'KUŞAKLARININ ÖRNEK ALDIĞI BİRİDİR'
TGC’nin önceki başkanı, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve yazarı Orhan Erinç, “Benim pek çok ustam oldu. Ben de Nail ağabey gibi cefasını çeken ama sefasını süren kuşaktan geldiğime inanıyorum. Nail ağabey benim için hep öncü oldu. Ya da ben onun büyük çabasıyla hep ardılı olmayı başardım’ dedi ve şöyle devam etti:
“Ben de Nail ağabey gibi Son Posta Gazetesi’nde çalıştım. Basın tarihi açısından Son Posta Gazetesi’nin şöyle bir özelliği var TGC’nin 8 başkanından 6’sının yolu Son Posta Gazetesi’nden geçmiş. TGC’nin genel sekreterliği için de aynı şey söz konusu. Hürriyet Gazetesi’nde Nail Ağabey ile birlikte çalışıyordum. Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ‘Bir Günün Hikayesi’ adlı bir köşe oluşturuldu. Yazarı belli olmayan anonim bir köşeydi. Bir gün kendisine ısmarlanan bir röportajı yayınlanmamasını üzerine gazeteden ayrıldı. Bu sefer o köşede onun ardılı oldum. Üç yıl o köşeyi yaptım... Nail ağabeye olan sevgim somut olaylara da dayanıyor. Nail ağabeyin sorumlu gazeteciliğine değinmenin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Nail ağabeyin araştırmacı gazetecilik eleştirilerine de katılıyorum. Zira araştırmacı gazetecilik diye bir türü belirlerseniz, bu kez diğer gazetecilerin araştırmadan haber yazdığını düşünürsünüz. Araştırmacı gazetecilik yerine soruşturmacı gazetecilik denilmesini isterdi. Kuşakların örnek aldığı biridir. Kendisini bir kez daha özlemle anıyorum.”
'ASLA UZLAŞMACI DEĞİL AMA UZLAŞTIRICIYDI'
Nail Güreli ile uzun yıllar çalışan Milliyet Gazetesi’nden karikatürist Ercan Akyol, anılarına “Nail ağabey benim gençlik arkadaşım dersem şaşırırsınız. Aramızda 19 yaş fark var. Daha okula gitmeden ortaokul sıralarındayken çizdiğimiz karikatürlerimizi alıp Babıali’ye götürürdük. Nail ağabey Babıali’de rastladığım tiplerdendi. Nail ağabeyi ilk nerede gördüğümü bilmiyorum. Hep orada olduğunu anımsıyorum. O yüzden arkadaşım diyorum" diye başladı. Ercan Akyol sözlerini şöyle sürdürdü:
‘‘Somut selamlaşmamızı Çarşaf Mizah dergisinden hatırlıyorum. O günü hiç unutmuyorum. Güneş’e 1982 yılında girdim. Altı sene sonra Milliyet’e geçtikten sonra Nail ağabeyin bir oda yanına düştük. Beni çok sevdiğini hissederdim. Ben de onu çok severdim. Nail ağabeyi herkesi katıksız sever. Bir gün kapıya dayandı. Bana ‘senin kitabını yapalım’ dedi. Ben çok sevindim ve şaşırdım. Deli fişek karikatürler yapıyordum. Nail ağabey de bunu görmüş olmalı. Böylece ilk kitabımı Nail ağabey yapmış oldu. Nail ağabeye herkes gibi çok güvenirdim. Asla uzlaşmacı değil ama uzlaştırıcıydı. İdeolojik keskinlikte düşünmezdi. Herkesin düşünce dünyasında özgür olduğunu bilirdi. O yüzden herkese hoş görülü yaklaşırdı. Bir gazeteci gibi önce dinler sonra konuşurdu. Hiç telaşlı ve bağırarak konuşmazdı konuyu o durumlara asla taşımazdı. Bir gün bana Güneş Gazetesi’nden teklif geldi. Alacağım maaşın da iki katını önerdiler. Ancak benim içimde bir huzursuzluk vardı. Gitmek istemiyordum. Bir ara acaba ben enayilik mi yapıyorum diye düşünmeye başladım. Yine de gitmemekten yanaydım. Bir gün Nail ağabey’e sordum. Bana tek kelime etti ve ‘gitme’ dedi. Ben Milliyet Gazetesi’nde kaldım.”
'ONUN KADAR DUYARLI VE İÇTEN BİRİNİ TANIMADIM'
Gazeteci-yazar Yalvaç Ural ise Nail Güreli ile birlikte çalıştığı yıllardan anılarını paylaştı:
“4-5 yıl biz Nail ağabey ile iç içe olduk. Nail’in ağabeyin ne zaman patlayacağının belli olmaması bizi ürkütürdü. Ama onun kadar duyarlı ve içten birini tanımadım. Gazetecilik ilişiklerini de çok ciddiye alırdı. Nail ağabeyin çok ilginç takıntıları da vardı. Genç gazetecilere ve sanatçılara müthiş bir saygınlığı vardı. O konuda titizlik gösterirdi. Dergileri inceler, sorular sorar ve bunlarıda herkesin duymasını isterdi. Akıllı okur yakalama işini çok iyi bilirdi. Ben hayatımda onun gibi arşivci görmedim. Odası arşiv müdürlüğü gibiydi. Küçük ayrıntılı haberleri ondan duyardık. Hiç tanımadığımız gazete haberlerini Nail abiden işitirdik”
'GENÇLER ÜZERİNDE BÜYÜK İZLER BIRAKTI'
Gazeteci Nazım Alpman ise konuşmasında Nail Güreli ile birlikte çalıştığını son anlarına kadar yanında olduğunu belirtti ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milliyet’in eski binasında yanında çalışıyordum. Nail ağabeyin bir görevi ve işi yoksa mutlaka odasında olurdu. Nail ağabey son dönemlerinde sigara içmezdi. Ancak dizi yazısı başladığı zaman sigara içmeye başlardı. Yazı bittiğinde ise sigara ile yeniden vedalaşırdı. Çelik gibi bir inadı vardı. Bu inadı mücadele için iyiydi. Ama özel yaşamı için iyi değildi. Kahveyi kendisi yapar getirirdi bize. Dağcıların kullandığı bir baston almıştım kendisine. Bunun ihtiyarlıkla ilgili olmadığını sadece denge için kullanması gerektiğini söyledim. Önce ‘kullanacağım’ dedi sonra ise kullanmadı. Sonra bir gün yürürken dengesini kaybetti ve kafasını mobilyaya çarptı, pıhtı attı. Eğer bu inadı olmasaydı, yine bu toplantıları yapardık ama Nail ağabey konuşmacı olarak katılırdı. Maalesef bu inadı yüzünden biz kaybettik. Nail ağabeyi çok özlüyoruz. Ama en kapsamlı kitabını yazamadı, anılarını yani. Özellikle gençler üzerinde büyük izler bıraktı. “
'DURUŞUNUZ, YAPMIŞ OLMAK İÇİN DEĞİL DÜRÜST VE ETİK GAZETECİLİK İLKESİ İÇİN VERDİĞİNİZMÜCADELEYDİ'
Nail Güreli'nin asistanı Almıla Karaman ise konuşmasını Nail Güreli’ye hitap ederek yaptı:
“Nasılsınız Nail Bey! Sizin ölümünüzü kabullenmek benim için çok zor oldu. Hâlâ da kabullenebilmiş değilim. İlkeli, prensip sahibi, etik değerlere, nezakete, üsluba her zaman önem veren, titiz, mütevazi, dürüst bir gazeteciydiniz. Bir yazı dizisinde bir kelimenin doğru yazılması için elinizdeki 3 imla kılavuzuna bakmış, düzeltmene sormuş, onun verdiği cevap da sizi tatmin etmemiş sonunda bu konuya hakim bir profesöre sorduktan sonra o kelime, yazı dizisine ikinci günün sonunda girebilmişti. Disiplinli ve planlıydınız. Elinizde bir iş varsa hemen bitirmeye çalışırdınız. Ajandanıza yapılacak işleri, aylar, günler öncesinden yazar, ona göre Milliyet Ödüllerine, toplantılara, seminerlere ve benzeri işlere katılacak vakti ayırırdınız. Röportaj yapmayı çok severdiniz. Değişik insanları tanıyor olmak, onların sorunlarını dile getirmek, çözümüne katkıda bulunmak çok hoşunuza giderdi. Ben yorulacağınızı düşünürken siz yazı dizisi için 1 hafta sonra çıkacak röportajları deşifre etmiş, sayfaların bitmiş halini görmeyi beklerdiniz. O zaman henüz laptopunuzu kullanmaya başlamamıştınız. Ya evde deşifre ettiklerinizi getirirdiniz ya da gazetede ses kayıt cihazını açar hemen yazmaya başlardınız. Ama çoğunlukla bir haftalık röportajı bitirmiş olarak getirirdiniz. Naif biriydiniz ama inandığınız doğrular söz konusu olduğunda, başınız dik, bu konuda tek kalacak olsanız dahi geri adım atmayan, aksi durum olursa da çekip gitmeye hazır inatçı bir tavrınız vardı. Bu duruşunuz yapmış olmak için değil dürüst, etik gazetecilik ilkesi için verdiğiniz bir mücadeleydi. Bilhassa dürüstlüğünüz bütün meslektaşlarınız tarafından kabul görmüştü.“
'ÖĞRETMEKTEN ASLA SIKILMAZDI'
TGC Genel Saymanı ve toplantı moderatörü Gülseren Ergezer Güver ise Nail Güreli ile çalışmış şanslı gazetecilerden olduğunu belirterek görüşlerini paylaştı:
“Nail ağabey ile Milliyet’in Milliyet olduğu zamanlarda çalıştık. Milliyet’te Basın Yayın Yüksek Okulu son sınıf öğrencisi iken stajyer olarak çalışmaya başladım. Nail ağabeyin yönetiminde bir araştırma servisi kuruldu. Ekibinde ben de vardım. Okulluydum ama pratikteki öğreticim; asıl öğretmenim Nail Güreli idi. Öğretmekten asla sıkılmazdı. Tatlı bir otoritesi vardı. Onu biraz sert bir müdür olarak tanıdım ama hep saygı duydum, sevdim. Servisinde çalıştığım sonraki yıllarda dostluğunu da esirgemedi. Yurtta kalma sürem bittiğinde Beşiktaş’ta kız kardeşim ve bir arkadaşımla birlikte bir bekar evinde kalıyordum. Rahmetli Nail Güreli, İlhami Soysal ve şimdiki Müze Müdürümüz Saadet Altay’la birlikte evimize misafir oldular. Onlara mantı yaptım. Çok hoş sohbet ettik...
Nail Ağabey yol göstericiydi, paylaşımcıydı, sıra dışı olağanüstü bir insandı. Işıklar içinde uyusun. Benim Cemiyete girmemede vesile oldu. Bizi komisyonlara girmemiz için teşvik ederdi. Gazetecilikte heykeli dikilecek biriydi.”
'GAZETECİLİK MESLEĞİNİN ONURLU BİR MESLEK OLDUĞUNUN SİMGESİYDİ'
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise Nail Güreli’nin yolunu aydınlatan gazetecilerden biri olduğuna işaret etti. Meslek örgütlerinde çalışmanın, sorumluluk almanın önemini Nail Güreli sayesinde farkına vardıklarını belirten Güneş “Gazetecilik mesleğinin onurlu bir meslek olduğunun simgesiydi Nail ağabey. Başını hiç eğmedi. Hep direndi. Her hareketi örnekti. Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği’ni kurduğumuzda bize gelip Orhan ve Turgay ağabey ile destek verdi. Etik değerlerin savunucusuydu. Gazeteciliği halka mal etti. Öneminin farkına varılmasını sağladı.” dedi.
Toplantının sonunda gazeteciler Seraceddin Zıddıoğlu ve Etem Çalışkan, Abdi İpekçi’nin kızı Nüket İpekçi, aile dostu Dr. Sevcan Özdemir Nail Güreli ile ilgili anılarını katılımcılarla paylaştılar.
NAİL GÜRELİ KİMDİR?
1932 yılında İstanbul’da doğdu. Mesleğe 1952’de Hizmet Gazetesi’nde stajyer olarak başladı. Son Posta, Son Telgraf, Tan, Akşam (iki kez), Vatan, İkdam, Milliyet (üç kez), Hürriyet Haber Ajansı, Hürriyet ve Güneş gazetelerinde muhabir, istihbarat ve çeşitli servislerin şefi, Haber Müdürü, Halkla İlişkiler Müdürü, Yazı İşleri Müdürü, Genel Yayın Yönetmeni olarak mesleğin hemen her dalında çalıştı. Meslek yarışmalarında 12 ödül kazandı, TDK’nin röportaj ödülünü aldı. Ayrıca, aralarında Orhan Apaydın Vakfı Demokrasi ve Barış Ödülü, Sertel Gazetecilik Vakfı Demokrasi Ödülü de olmak üzere, çeşitli kuruluşların ödüllerine değer görüldü. Yayımlanmış 17 kitabı arasında Basınla ilgili “Şu Bizim Medya” ve “Dünden Bugüne Babıâli” yer alıyor. 20 yılı aşkın süre, TGS’nin çeşitli kademelerinde görev yaptı; 1982’de TGS Genel Başkanlığından ayrılarak Sosyal Demokrat Parti’nin (SODEP) kurucuları arasına katıldı ve askeri yönetimce veto edildi. Üç dönem (altı yıl) TGC Yönetim Kurulu üyeliği yaptıktan sonra 1994 Mart’ında Başkanlığa seçildi; 2 Nisan 2001’de yenileşme ve katılımcılık gerekçesiyle başkanlıktan ve yönetimden istifa etti. Başkanlığı döneminde TGC’nin günlük yayın organı “Bizim Gazete” yayımlandı, Cemiyetin kurucusu Sedat Simavi adına konulan ve Hürriyet Gazetesi tarafından sürdürülen Sedat Simavi Ödülleri Cemiyet bünyesine alındı; çeşitli illerdeki 50’yi aşkın gazeteciler cemiyetinin işbirliği ve dayanışmasını sağlamak üzere Gazeteciler Cemiyetleri Başkanlar Konseyi oluşturuldu. TGC bünyesinde Basın Senatosu kuruldu. Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi yayınlandı. Konrad Adeanauer Stiftung ile yerel basın meslek içi seminerlerini ve yerel basın ödüllerini kapsayan “Medya Projesi” imzalandı. Toplu anma amacıyla 6 Nisan “Öldürülen Gazeteciler Günü” ilan edildi. Yedi meslek örgütünün işbirliği ve dayanışma platformu meydana getirildi. Basın Şeref Kartı ve 2003 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi Güreli bir çocuk babasıydı. Nail Güreli 26 Ekim 2016 tarihinde vefat etmişti