ELİF ÇAKIR ERTUĞRUL ÖZKÖK'Ü YERDEN YERE VURDU; ''TARLA FARESİ''
Star yazarı Elif Çakır, "Demokrasi bazen de darbeyle gelir" diyen Ertuğrul Özkök'e kötü bir benzetme yaptı
Demokrasi bazen de darbeyle gelir!
Tahrir’e bakıp Taksim’i, Taksim’e bakıp Türkiye’yi gördüğünü söyleyen zavallı dün de “Demokrasi bazen hür seçimle değil, darbeyle de gelir” deyiverdi.
28 Şubat’ın toplum mühendisi, şimdilerin sosyolog yazarının ikinci cümlesi ne olmuştur sizce:
Durun durun, hemen tepki göstermeyin bu söz bana ait değil!
Bingo!
Evet, ikinci cümle aynen böyle!
Çekindiği, sindiği, korktuğu ve tepkilerden ürktüğü için değil, bilakis ‘aptalca tepki göstermek’! Oturun iki dakika ‘akıllıca’ düşünün, anlattığım sizin de çıkarınıza diyerek yaptığı provokasyona icabet edilmesini istiyor.
Maskeli balonun ‘bin bir surat’ı, fitne tohumlarının nasıl ekileceğini de, ekildikten sonra nasıl sulanacağını da, nasıl yeşereceğini de iyi biliyor.
Önce 3 Temmuz’da Erdoğan’a, İslam ve demokrasi bağdaşmaz, Müslüman’dan demokrat olmaz, göreceksin ‘Sonun Mursi gibi olacak’ mesajını yolladı.
Elbette Mısır üzerinden Türkiye’yi, Tahrir üzerinden Taksim’i yorumlayan, Mursi üzerinden Erdoğan’a ‘kızım sana söylüyorum gelinim sen işit’ mesajları yollayan tek isim değil.
Ancak Ali Bayramoğlu’nun dediği gibi, tek kişi olma da ‘28 Şubat günlerindeki performansına yaklaşan, en iyi simge her zaman olduğu gibi Ertuğrul Özkök’tür. (Ali Bayramoğlu’nun 6 Temmuz Cumartesi günkü ‘Tarla fareleri yuvalarından çıkarken’ yazısını mutlaka okuyun)
Uzunca zamandır kadın erkek ilişkilerine sardıran Özkök, Gezi olaylarıyla ‘olgunlaşan şartları görünce’, ‘tarla kuşunun sesine yuvasından çıkan tarla faresi gibi’ yeniden kendi kimliğine büründü ve Mısır’daki gerçekleşen askeri darbeyle zıvanadan çıktı.
Yani Gezi olaylarıyla AK Parti iktidarını devirecek kadar kaos yaratacağını sanan darbeseverler, Mısır’la birlikte ‘neden olmasın’ heyecanına ve hezeyanına kapıldılar.
27 Mayıs öncesi İnönü’nün DP grubuna yaptığı ve Türk siyasal hayatına siyasetçi ayıbı olarak giren cümlelere benzer bir yaklaşımla iktidarı uyarmayı tercih ediyorlar. 27 Nisan’da “Ordu göreve” pankartının devamı niteliğinde, “siz gelmezseniz, biz sizi zorla çağırmaya devam ederiz” tarzından ısrarlı çağrılarla “Gezi” olaylarını organize ettiler.
Elif Çakır’ın yazısının tamamı için tıklayın
Tahrir’e bakıp Taksim’i, Taksim’e bakıp Türkiye’yi gördüğünü söyleyen zavallı dün de “Demokrasi bazen hür seçimle değil, darbeyle de gelir” deyiverdi.
28 Şubat’ın toplum mühendisi, şimdilerin sosyolog yazarının ikinci cümlesi ne olmuştur sizce:
Durun durun, hemen tepki göstermeyin bu söz bana ait değil!
Bingo!
Evet, ikinci cümle aynen böyle!
Çekindiği, sindiği, korktuğu ve tepkilerden ürktüğü için değil, bilakis ‘aptalca tepki göstermek’! Oturun iki dakika ‘akıllıca’ düşünün, anlattığım sizin de çıkarınıza diyerek yaptığı provokasyona icabet edilmesini istiyor.
Maskeli balonun ‘bin bir surat’ı, fitne tohumlarının nasıl ekileceğini de, ekildikten sonra nasıl sulanacağını da, nasıl yeşereceğini de iyi biliyor.
Önce 3 Temmuz’da Erdoğan’a, İslam ve demokrasi bağdaşmaz, Müslüman’dan demokrat olmaz, göreceksin ‘Sonun Mursi gibi olacak’ mesajını yolladı.
Elbette Mısır üzerinden Türkiye’yi, Tahrir üzerinden Taksim’i yorumlayan, Mursi üzerinden Erdoğan’a ‘kızım sana söylüyorum gelinim sen işit’ mesajları yollayan tek isim değil.
Ancak Ali Bayramoğlu’nun dediği gibi, tek kişi olma da ‘28 Şubat günlerindeki performansına yaklaşan, en iyi simge her zaman olduğu gibi Ertuğrul Özkök’tür. (Ali Bayramoğlu’nun 6 Temmuz Cumartesi günkü ‘Tarla fareleri yuvalarından çıkarken’ yazısını mutlaka okuyun)
Uzunca zamandır kadın erkek ilişkilerine sardıran Özkök, Gezi olaylarıyla ‘olgunlaşan şartları görünce’, ‘tarla kuşunun sesine yuvasından çıkan tarla faresi gibi’ yeniden kendi kimliğine büründü ve Mısır’daki gerçekleşen askeri darbeyle zıvanadan çıktı.
Yani Gezi olaylarıyla AK Parti iktidarını devirecek kadar kaos yaratacağını sanan darbeseverler, Mısır’la birlikte ‘neden olmasın’ heyecanına ve hezeyanına kapıldılar.
27 Mayıs öncesi İnönü’nün DP grubuna yaptığı ve Türk siyasal hayatına siyasetçi ayıbı olarak giren cümlelere benzer bir yaklaşımla iktidarı uyarmayı tercih ediyorlar. 27 Nisan’da “Ordu göreve” pankartının devamı niteliğinde, “siz gelmezseniz, biz sizi zorla çağırmaya devam ederiz” tarzından ısrarlı çağrılarla “Gezi” olaylarını organize ettiler.
Elif Çakır’ın yazısının tamamı için tıklayın