Elif Çakır Dündar ve Gül'e sahip çıktı, Cem Küçük'e çaktı: Açık açık yazacağım!

Elif Çakır, MİT TIR'ları haberleri nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e sahip çıktı.

Elif Çakır, MİT TIR'ları haberleri nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e sahip çıkarak "açık açık yazacağım: Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması yargıçların işgüzarlığından başka bir şey değil gibi görünüyor" dedi.

Başta Star yazarı Cem Küçük olmak üzere Can Dündar'ın tutuklanmasına destek veren birçok yandaş yazara da göndermede bulunan Elif Çakır, Karar.com sitesinde kaleme aldığı yazısında, savcılara çağrıda bulunarak "Çok kıymetli yargıçlarımıza dostane hatırlatmalarda bulunmamız gerekiyor: Dışarıdaki amigolara aldırmayın, kulaklarınızı onlara kapatın, diye... Zira o amigolar ki bugün çılgınlar gibi alkışlar, ‘aslansın’, ‘kaplansın’ tezahüratları yapar, gün batmadan bu kez de çılgınlar gibi yuhalar, lanetler, üzerinize basar giderler! Bugün ‘hukuk kahramanı’ ilan edip savunur, yarın hiç acımadan dün verdiğiniz kararların nasıl da hukuk dışı kararlar olduğunu söyleyerek ‘hesap sorulsun’ diye parmaklarını sallarlar. O amigolar ki onların bir elleri alkış tutmaya, diğer elleri de parmaklarını sallamaya ayarlıdır" ifadelerini kullandı.

AYNI HABERİ AYDINLIK DA YAPMIŞTI

Can Dündar'ın yayınladığı "MİT TIR'ları görüntülerini daha önce Aydınlık gazetesinin de yayınladığını hatırlatan Çakır, savcının kararının çelişkili olduğunu savundu.

Elif Çakır özetle şunları yazdı:

"Açık açık yazacağım: Can Dündar’a dair duygu ve düşüncelerimi yazmamın yeri ve zamanı değil. ‘Sevmem', ‘Tasvip etmem' diyerek girizgah yapmak istemiyorum.

Çünkü meselenin Can Dündar’ı sevmek ya da sevmemekle bir ilgisi yok.

Adalet hepimize gerekli. Hukuk; yargıçların elinde, sevmediğimiz kişilerin kafasına indirilmesi gereken bir sopa olmamalı.

Dolayısıyla Can Dündar’ı sevmediğimiz için kahrolsun mu?

Sürünsün mü mapushane köşelerinde?

Beter mi olsun? Zaten hakediyor mu?

Beter olması için “süper savcılarımız” hukuken tutabilecekleri bir kulp mu bulsunlar, ne güne mi duruyorlar?

Bu mudur yani?

Değil arkadaş…

O yüzden açık açık yazacağım: Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması yargıçların işgüzarlığından başka bir şey değil gibi görünüyor.

MİT TIR'LARI HABERİ İLK KEZ AYDINLIK'TA ÇIKTI

Soruyorum: Eğer, Can Dündar ve Erdem Gül hukuken tutuklanmışsa, Aydınlık gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni neden tutuklanmadı?

Soruyorum: Cumhuriyet için işletilen hukuk, Aydınlık için neden işletilmedi?

Aklıevveller için söyleyeyim, Aydınlık gazetesini hedef falan göstermiyorum…

Bir çelişkiyi ortaya koymaya çalışıyorum.(...)


SAHİ SAYIN SAVCIM, İDDİANAME NE DEMEKTİ

Ben Can Dündar’ın tutuklanmasını isteyen savcının da, hatta tutuklanması gerektiğine karar veren hakimin de kendi vicdanlarında rahat olmadıklarını düşünüyorum.

Vicdanen nasıl rahat olabilirler ki?

Savcının “yorumlu iddianamesi” ortada.

Şimdi tonlarca hukuk kitabını ezberleyip yutmuş yılların tecrübeli savcısına “Sahi, sayın savcım iddianame ne demekti?” diye sormak ayıp olmaz mı?

Sayın savcı bilmiyor mu, iddianamenin “İsnat olunan suç ile suçlu arasında lehte ve aleyhte maddi deliller” içermek zorunda olduğunu.

Sayın savcı bilmiyor mu, tahminlerle, yorumlarla iddianame hazırlanmayacağını...

Ha, savcımız meşhur 'Azınlık Raporu' filminden etkilendiyse ve bu olayın ‘kurgu'sunun yazılıp filmi çekildiyse, ‘gerçek hayat’ta da neden olmasın diye düşünülüyorsa... Onu bilemem.

Değilse bu yaman çelişkiyi açıklamak, izah etmek durumundalar.

Sanırım, çok kıymetli yargıçlarımıza yalvarmamız gerekiyor: Lütfen hukuktan çıkmayın, adaletten şaşmayın, terazinizin ayarlarıyla oynamayın, diye...

Çok kıymetli yargıçlarımıza dostane hatırlatmalarda bulunmamız gerekiyor: Dışarıdaki amigolara aldırmayın, kulaklarınızı onlara kapatın, diye...

Zira o amigolar ki bugün çılgınlar gibi alkışlar, ‘aslansın’, ‘kaplansın’ tezahüratları yapar, gün batmadan bu kez de çılgınlar gibi yuhalar, lanetler, üzerinize basar giderler!

Bugün ‘hukuk kahramanı’ ilan edip savunur, yarın hiç acımadan dün verdiğiniz kararların nasıl da hukuk dışı kararlar olduğunu söyleyerek ‘hesap sorulsun’ diye parmaklarını sallarlar.

O amigolar ki onların bir elleri alkış tutmaya, diğer elleri de parmaklarını sallamaya ayarlıdır.

Bir dönemin 'kahraman yargıçları’nın, ‘Ben yaptım’ hukuk anlayışıyla verdikleri kararların bedelini ülkece ağır ödedik.

Dün, hukukta tali yollara sapan kahraman savcılar, bugün tali yollardan, yargıya veremeyecekleri hesaplardan dolayı çareyi kaçmakta buluyorlar.

O yüzden siz siz olun. Şartlar ne olursa olsun aman ha hukuktan sapmayın, adaletten şaşmayın ve merhametinizi yitirmeyin."