Ekrem Dumanlı sordu; E hani cevap?

"Bu tür hileli, hurdalı işleri birileri yapar; ama o kişilere gazeteci denemez..." diyen Dumanlı geçen hafta soruduğu sorunun yanıtını alamadığı için tekrar soru.

Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, köşesinde geçen hafta sorduğu soruya yanıt vermeyen AK Partili yazarlara yüklendi ve "E hani cevap?" diye sordu.

"Geçen hafta bu sütunda Tevhid-Selam davası ile ilgili birkaç önemli gelişmeye parmak basmış, bazı "yandaş" meslektaşlarımızdan çetin bir gazetecilik sualinin cevabını beklediğimizi bildirmiştik. Hatta sorular havada kalmasın diye "yüreğiniz yetiyorsa" deyip kışkırtıcı bir dille karşılık almayı arzu etmiştik. Maalesef o cenahtan bir haftadır tık yok!" diyen Dumanlı, hem soruyu anımsattı hem de "yandaş" dediği meslektaşlarına yüklendi:

DİNLENEN İRANLILARIN ADI NEDEN GİZLENDİ?
Neydi konu? "Tevhid-Selam davasında 7 bin kişi dinlendi" diye yeri göğü inleten "yandaş gazete ve televizyonlar" o listede yer alan İranlıların isimlerini yok etmişler, okurdan saklamışlardı. Bu ilginç ayrıntıyı Akşam adlı gazetenin tuhaf bir haberiyle öğrenmiştik.

Merd-i kıptî misali şecaatini (!) arz eden gazete "İranlıları bile dinlemişler" diye masaları yumrukluyordu adeta. "E birader, bu casusluk dosyası ise yabancı uyruklu kişilerin dosyada olması" kaçınılmaz değil mi? Bu sorunun akabinde bir başka mevzu geliyordu insanın aklına: Madem İranlılar dinlenmiş; peki bunu yayımlayan Star ve Yeni Şafak o isimleri neden gizlemişler? Hayret! Her konuya balıklama atlayarak havuzdan çıkmayan arkadaşlar basit bir gazetecilik sorusuna, yani neden gizlediniz sualine, tek kelimeyle cevap vermediler.

Gerçi malum medyanın yayınları ta baştan beri bir yalan rüzgârıydı. 7 bin kişi dinlendi dediler; asılsız çıktı. 2 bin küsur kişiye düşürdüler listeyi; asılsız çıktı. Daha sonra Akşam, sayıyı 242'ye indirdi. Üstelik bunların bir kısmı belli bir süre için dinlenip terk edilmiş ve bu işlemler yapılırken hukuken bütün izinler alınmış. Şimdi yeni ne var? Anlaşılan o ki Tevhid-Selam davasında yasal dinleme yapılan İranlı sayısı 103 kişi imiş. Ve bu isimler okurdan gizlenmiş, üstü kapatılmış, soyisimleri silinerek o şahısların Türk olduğu imajı verilmiş. Dünyanın neresinde böyle bir yayıncılık anlayışı var ki gazeteler elde ettiği belgelerde oynama yapsın ve "casus" diye suçlanan kişilerin isimlerini tek tek kapatsın. Bu arada hukuken dinlenen şahısların telefon teması kurduğu kişiler üzerinden sulandırıcı yayınlar yapmayı da ihmal etmemişler. Böyle gazetecilik olur mu hiç?

Bir de "dinleniyorsunuz" diyerek sırtından itilip sahneye sürülenlerin kiminle konuştuğuna bakmak gerekmiyor mu? Bu nokta boşlukta kalınca toplum "Vay be! Falanı bile dinlemişler." diyor. Aslında algı operasyonunun istediği tam da budur. Bir yandan kanunlar çerçevesinde dinleme yapılan ve "ajan" olmakla suçlanan kişileri kurtarmak ve herhangi bir soruşturmaya muhatap etmeden yurt dışına kaçmalarını sağlamak; diğer taraftan da alakasız insanları kurşun asker gibi öne sürerek ve gürültü çıkararak kafa karışıklığına yol açmak.

Bu tür hileli, hurdalı işleri birileri yapar; ama o kişilere gazeteci denemez...