Ekrem Dumanlı, Huffington Post'a konuştu!
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Dumanlı, ABD’nin en çok okunan haber sitelerinden Huffington Post’a konuştu.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Dumanlı, ABD'nin en çok okunan haber sitelerinden Huffington Post'a konuştu.
14 Aralık operasyonunun medya ve gazetecilere korku salmak amacıyla yapıldığını söyleyen Dumanlı, Hizmet'in hedef alınmasının sebebinin de 'hareketin bağımsızlığı' olduğunu belirtti.
ABD’nin en çok okunan haber sitelerinden Huffington Post, 14 Aralık operasyonunda gözaltına alınan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’yla yapılan bir mülakata yer verdi.
Huffington Post (HP) yazarlarından Fairfield Üniversitesi Tarih Profesörü ve Akademik İlişkiler Başkan Yardımcısı Yohuru Williams’ın sorularını cevaplayan Dumanlı, son yaşananların AKP ile Hizmet Hareketi arasında bir çatışmadan ibaret olmadığına dikkat çekerek Milliyet Yayın Yönetmeni Derya Sazak ve yılların gazetecisi Hasan Cemal’in gazetelerinden kovulduğunu hatırlattı.
14 Aralık operasyonunun medya ve gazetecilere korku salmak amacıyla yapıldığını söyleyen Dumanlı, bir gazetenin genel merkezinin basılarak, yöneticisinin gözaltına alınmasının Türkiye’de daha önce yaşanmadığını vurguladı. Dumanlı, gazetecilere sürekli gözdağı verildiğini, medyaya yapılan baskıların her geçen gün arttığını dile getirdi.
‘DUMANLI BEDEL ÖDÜYOR’
Türkiye’de özgür basına yönelik son müdahalelerden ilk kez internette yürütülen protesto kampanyaları sayesinde haberdar olduğunu aktaran HP yazarı Yohuru Williams, Dumanlı’nın ‘basın özgürlüğüne verdiği değerin köklerinin derin’ olduğunu vurguladı. Boston Emerson Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlayan Dumanlı yönetimindeki Zaman’ın yaklaşık 10 yılda tirajını 150 bin civarından bir milyonun üzerine taşıdığına dikkat çekti. Ekrem Dumanlı’nın 2009 yılında Georgetown Üniversitesi tarafından yayınlanan en etkili 500 Müslüman arasında yer aldığını hatırlattı. Bu denli etkili olmanın bir ‘bedeli’ olacağını belirten Williams, Ekrem Dumanlı’nın 14 Aralık’ta gözaltına alınan gazeteci ve televizyoncular arasında yer aldığını okuyucularına aktardı.
Kendisine ilk olarak “Gözaltına alınmanızın sebebi nedir? Nelerle suçlandınız? Neden serbest bırakıldınız?” sorularını yönelten Williams’a Dumanlı, gazetede yayımlanan iki makale ve bir haber ile bağlantılı olarak gözaltına alındığını anlattı. Dumanlı, “Onları ben yazmadım ve üstelik o yazılarda suç unsuru da bulunmuyor. Asıl sebep gözdağı vermek, gazetecilik yapmamıza engel olmak.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin yıllardır gazetecilerin tutuklanması konusunda üst sıralarda yer aldığını hatırlatan HP yazarı, Dumanlı’ya “Gazetenizin sizin kurumunuz ya da Hizmet Hareketi’yle alakalı olmayan tutuklamalarla ilgili duruşu neydi?” sorusunu da yöneltti. Diğer vakalarda öne sürülen kimi somut iddialar bulunduğunu belirten Dumanlı ise Türkiye’de daha önce gerçekleşen askeri darbelerde gazetecilerin cunta ile işbirliği yaptığının ortaya çıktığını anlattı. Bu geçmiş nedeniyle özellikle Ergenekon davası sürecinde suçlanan gazetecilerin durumuna tereddütle yaklaştıklarını ifade eden Dumanlı, “Bugün bu tereddüdümüzü, basın özgürlüğü konusunda duyarsız olmamıza bağlamak yanlış. Türk demokrasi tarihinde cunta medya işbirliğine dair somut ve kötü örnekler saymakla bitmez.” dedi.
Hizmet’in hedef alınmasının sebebi, bağımsızlığı
1960’lı yılların ortasından beri var olan Hizmet’in daha önce olduğu gibi 2002 yılında kurulan AKP’ye de demokratik adımlar konusunda destek verdiğini belirten Dumanlı, “Ne zaman ki AK Parti demokratik reformlardan vazgeçerek baskıcı bir tutum almaya başladı, Hizmet Hareketi de desteğini çekti. Bir menfaat ilişkisi söz konusu olmadığı için desteğini çekebildi. Hizmet Hareketi eğer AKP’nin yanlış bir yörüngeye oturmasına rağmen desteğine devam etseydi prestiji zedelenirdi.” sözleriyle iktidar partisiyle yolların neden ayrıldığını ifade etti. Bağımsız sivil yapılara hep şüpheyle bakan Türk devletinin bir sivil toplum örgütü olan Hizmet’e de on yıllardır şüpheyle baktığını belirten Zaman Genel Yayın Müdürü, “Hatta bu dönemde iktidar kendine doğrudan bağlı vakıflar, dernekler kurdu. Buna sivil toplum örgütü diyorlar. Tabii ki, bu çok saçma.” diye konuştu. Baştan beri Hizmet’in bağımsız olmasından rahatsız olan devlet kurumlarının hoşlarına gitmeyen her şeyi Hizmet Hareketi’ne mal ederek bir savunma sistemi kurduklarını belirtti.
14 Aralık operasyonunun medya ve gazetecilere korku salmak amacıyla yapıldığını söyleyen Dumanlı, Hizmet'in hedef alınmasının sebebinin de 'hareketin bağımsızlığı' olduğunu belirtti.
ABD’nin en çok okunan haber sitelerinden Huffington Post, 14 Aralık operasyonunda gözaltına alınan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’yla yapılan bir mülakata yer verdi.
Huffington Post (HP) yazarlarından Fairfield Üniversitesi Tarih Profesörü ve Akademik İlişkiler Başkan Yardımcısı Yohuru Williams’ın sorularını cevaplayan Dumanlı, son yaşananların AKP ile Hizmet Hareketi arasında bir çatışmadan ibaret olmadığına dikkat çekerek Milliyet Yayın Yönetmeni Derya Sazak ve yılların gazetecisi Hasan Cemal’in gazetelerinden kovulduğunu hatırlattı.
14 Aralık operasyonunun medya ve gazetecilere korku salmak amacıyla yapıldığını söyleyen Dumanlı, bir gazetenin genel merkezinin basılarak, yöneticisinin gözaltına alınmasının Türkiye’de daha önce yaşanmadığını vurguladı. Dumanlı, gazetecilere sürekli gözdağı verildiğini, medyaya yapılan baskıların her geçen gün arttığını dile getirdi.
‘DUMANLI BEDEL ÖDÜYOR’
Türkiye’de özgür basına yönelik son müdahalelerden ilk kez internette yürütülen protesto kampanyaları sayesinde haberdar olduğunu aktaran HP yazarı Yohuru Williams, Dumanlı’nın ‘basın özgürlüğüne verdiği değerin köklerinin derin’ olduğunu vurguladı. Boston Emerson Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlayan Dumanlı yönetimindeki Zaman’ın yaklaşık 10 yılda tirajını 150 bin civarından bir milyonun üzerine taşıdığına dikkat çekti. Ekrem Dumanlı’nın 2009 yılında Georgetown Üniversitesi tarafından yayınlanan en etkili 500 Müslüman arasında yer aldığını hatırlattı. Bu denli etkili olmanın bir ‘bedeli’ olacağını belirten Williams, Ekrem Dumanlı’nın 14 Aralık’ta gözaltına alınan gazeteci ve televizyoncular arasında yer aldığını okuyucularına aktardı.
Kendisine ilk olarak “Gözaltına alınmanızın sebebi nedir? Nelerle suçlandınız? Neden serbest bırakıldınız?” sorularını yönelten Williams’a Dumanlı, gazetede yayımlanan iki makale ve bir haber ile bağlantılı olarak gözaltına alındığını anlattı. Dumanlı, “Onları ben yazmadım ve üstelik o yazılarda suç unsuru da bulunmuyor. Asıl sebep gözdağı vermek, gazetecilik yapmamıza engel olmak.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin yıllardır gazetecilerin tutuklanması konusunda üst sıralarda yer aldığını hatırlatan HP yazarı, Dumanlı’ya “Gazetenizin sizin kurumunuz ya da Hizmet Hareketi’yle alakalı olmayan tutuklamalarla ilgili duruşu neydi?” sorusunu da yöneltti. Diğer vakalarda öne sürülen kimi somut iddialar bulunduğunu belirten Dumanlı ise Türkiye’de daha önce gerçekleşen askeri darbelerde gazetecilerin cunta ile işbirliği yaptığının ortaya çıktığını anlattı. Bu geçmiş nedeniyle özellikle Ergenekon davası sürecinde suçlanan gazetecilerin durumuna tereddütle yaklaştıklarını ifade eden Dumanlı, “Bugün bu tereddüdümüzü, basın özgürlüğü konusunda duyarsız olmamıza bağlamak yanlış. Türk demokrasi tarihinde cunta medya işbirliğine dair somut ve kötü örnekler saymakla bitmez.” dedi.
Hizmet’in hedef alınmasının sebebi, bağımsızlığı
1960’lı yılların ortasından beri var olan Hizmet’in daha önce olduğu gibi 2002 yılında kurulan AKP’ye de demokratik adımlar konusunda destek verdiğini belirten Dumanlı, “Ne zaman ki AK Parti demokratik reformlardan vazgeçerek baskıcı bir tutum almaya başladı, Hizmet Hareketi de desteğini çekti. Bir menfaat ilişkisi söz konusu olmadığı için desteğini çekebildi. Hizmet Hareketi eğer AKP’nin yanlış bir yörüngeye oturmasına rağmen desteğine devam etseydi prestiji zedelenirdi.” sözleriyle iktidar partisiyle yolların neden ayrıldığını ifade etti. Bağımsız sivil yapılara hep şüpheyle bakan Türk devletinin bir sivil toplum örgütü olan Hizmet’e de on yıllardır şüpheyle baktığını belirten Zaman Genel Yayın Müdürü, “Hatta bu dönemde iktidar kendine doğrudan bağlı vakıflar, dernekler kurdu. Buna sivil toplum örgütü diyorlar. Tabii ki, bu çok saçma.” diye konuştu. Baştan beri Hizmet’in bağımsız olmasından rahatsız olan devlet kurumlarının hoşlarına gitmeyen her şeyi Hizmet Hareketi’ne mal ederek bir savunma sistemi kurduklarını belirtti.