Ekrem Dumanlı 'haram manşetler'e ateş püskürdü: Yalancıya da yamacıya da sürprizlerimiz olacak!
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, bugünkü köşesine hükümet medyasının manşetlerini taşıdı.
Polis kardeşi geçen hafta düzenlenen 'Taltif Operasyonu'yla gözaltına alınması sonrası gündemden düşmeyen Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, bugünkü köşesinde isyan etti.
Hükümete yakın gazetelerin cemaat ve Fethullah Gülen'le ilgili haberlerin 'yalan' olduğunu söyleyen Dumanlı, "Maalesef borazan medyası 9 ayda kocaman bir yalan ve iftira makinesi doğurdu. Anomali bir doğum, mutant bir varlık var karşımızda" eleştirisinde bulundu.
Dumanlı'nın Haram Manşetler başlıklı bugünkü yazısından öne çıkan bölümler şöyle:
YALANDA SINIR TANIMAZSANIZ...
Allah kimseyi duçar etmesin yalancılığa. Huy haline gelir zira. Biri söyler, öbürü tasdikler. Ve iğfal edilir kitleler. Tanıyamazsınız bir zamanlar arkadaş olduklarınızı. Yalan, yalanı doğurur; birini kapatayım derken öbürüne esir olursunuz. Sonunda, Allah korusun, alışkanlık haline gelir ve en basit hadiselerde bile yalana ve mübalağaya esir düşersiniz.
Mesela Tayyip Erdoğan, BM'de bomboş salona konuşma yapmış. Üzüldüm. Üzülmemek elde değil; demokrasisi ve İslamî kimliğiyle dünyaya örnek ülke olacakken rota değişti; yapayalnız ve yasakçı bir ülke durumuna düştü Türkiye. İnsan üzülmesine üzülür de salon bomboş diye başka bir fotoğrafı sanki o konuşmaymış gibi basmak makul mü? Bir de kıyak bir izlenim döşenmişler. Ayıp, ancak şaşırtıcı değil; zira aylardır yalan olduğunu bile bile kara propaganda yapıyorlar, özür de dilemiyorlar. Şimdi küçük bir kes-yapıştır gazeteciliği(!) için mi özür dileyecekler?
MUTANT BİR VARLIK
Maalesef borazan medyası 9 ayda kocaman bir yalan ve iftira makinesi doğurdu. Anomali bir doğum, mutant bir varlık var karşımızda. Yalanlarını art arda sıralayın, bir ansiklopedi çıkacaktır ortaya. Neler yok neler o ansiklopedide. "Cemaat"i CIA'in parçası diye takdim edenler sonra avuçlarını patlatırcasına Amerikan gizli servisini alkışlayarak CIA'e Cemaat'i şikâyet etti, bu üstün performansı(!) manşetlere taşıdı. Her şafak vakti birkaç tekzip alanların yalanı komedi filmlerine meydan okuyor.
MİLK PORT GAZETECİLİĞİ
Mesela "Noam Chomsky ile röportaj yaptım" diye ortaya çıktı ve İngilizceye yepyeni bir terim kazandırdılar:
"milk port"; yani sütliman. Alkışlar! Gerçi Chomsky haberi yalanladı ama olsun; İngilizcenin kısır kelime hazinesine(!) katkı sağladı gazete. Çömez bir yalancı da CNN muhabiri ile röportaj yapmıştı; yüzünü bile görmeden, hayalen... Akşam adlı yayının yönetmeni Zaman'a iftira attı; defalarca "Namusun, şerefin, onurun varsa ya ispat et yahut özür dile!" dedik; adam susmayı tercih ediyor. Ne dersiniz bu adama şimdi?
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin kimlik bilgilerine ulaşarak(!) gazetecilik yapan(!) en çapsız tetikçi unvanını elinde tutan bir evrak-ı perişan göz göre göre anne ismini (Rabia'yı) Rabin diye takdim etti. Çarpıtması ortaya çıkınca utandı mı? Ne mümkün! Onlarca yalan haber yapan ve iftira atma rekoru kıran bir adamda ar damarı kalmış mıdır...
Yüzlerce yalan, çarpıtma, iftira...
Onlar aylardır yalan yazmaktan yorulmadı, biz de yalanlarını ortaya çıkarmaktan. Böyle devam edeceğe benziyor. Ancak yeni yayın döneminde yalancıya da yamacıya da sürprizlerimiz olacak. Bir de öbür âleme kalacak hesaplar var; o gün bile bile yalan söyleyenler, iftira edenler kaçacak yer bulamayacak.
Hükümete yakın gazetelerin cemaat ve Fethullah Gülen'le ilgili haberlerin 'yalan' olduğunu söyleyen Dumanlı, "Maalesef borazan medyası 9 ayda kocaman bir yalan ve iftira makinesi doğurdu. Anomali bir doğum, mutant bir varlık var karşımızda" eleştirisinde bulundu.
Dumanlı'nın Haram Manşetler başlıklı bugünkü yazısından öne çıkan bölümler şöyle:
YALANDA SINIR TANIMAZSANIZ...
Allah kimseyi duçar etmesin yalancılığa. Huy haline gelir zira. Biri söyler, öbürü tasdikler. Ve iğfal edilir kitleler. Tanıyamazsınız bir zamanlar arkadaş olduklarınızı. Yalan, yalanı doğurur; birini kapatayım derken öbürüne esir olursunuz. Sonunda, Allah korusun, alışkanlık haline gelir ve en basit hadiselerde bile yalana ve mübalağaya esir düşersiniz.
Mesela Tayyip Erdoğan, BM'de bomboş salona konuşma yapmış. Üzüldüm. Üzülmemek elde değil; demokrasisi ve İslamî kimliğiyle dünyaya örnek ülke olacakken rota değişti; yapayalnız ve yasakçı bir ülke durumuna düştü Türkiye. İnsan üzülmesine üzülür de salon bomboş diye başka bir fotoğrafı sanki o konuşmaymış gibi basmak makul mü? Bir de kıyak bir izlenim döşenmişler. Ayıp, ancak şaşırtıcı değil; zira aylardır yalan olduğunu bile bile kara propaganda yapıyorlar, özür de dilemiyorlar. Şimdi küçük bir kes-yapıştır gazeteciliği(!) için mi özür dileyecekler?
MUTANT BİR VARLIK
Maalesef borazan medyası 9 ayda kocaman bir yalan ve iftira makinesi doğurdu. Anomali bir doğum, mutant bir varlık var karşımızda. Yalanlarını art arda sıralayın, bir ansiklopedi çıkacaktır ortaya. Neler yok neler o ansiklopedide. "Cemaat"i CIA'in parçası diye takdim edenler sonra avuçlarını patlatırcasına Amerikan gizli servisini alkışlayarak CIA'e Cemaat'i şikâyet etti, bu üstün performansı(!) manşetlere taşıdı. Her şafak vakti birkaç tekzip alanların yalanı komedi filmlerine meydan okuyor.
MİLK PORT GAZETECİLİĞİ
Mesela "Noam Chomsky ile röportaj yaptım" diye ortaya çıktı ve İngilizceye yepyeni bir terim kazandırdılar:
"milk port"; yani sütliman. Alkışlar! Gerçi Chomsky haberi yalanladı ama olsun; İngilizcenin kısır kelime hazinesine(!) katkı sağladı gazete. Çömez bir yalancı da CNN muhabiri ile röportaj yapmıştı; yüzünü bile görmeden, hayalen... Akşam adlı yayının yönetmeni Zaman'a iftira attı; defalarca "Namusun, şerefin, onurun varsa ya ispat et yahut özür dile!" dedik; adam susmayı tercih ediyor. Ne dersiniz bu adama şimdi?
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin kimlik bilgilerine ulaşarak(!) gazetecilik yapan(!) en çapsız tetikçi unvanını elinde tutan bir evrak-ı perişan göz göre göre anne ismini (Rabia'yı) Rabin diye takdim etti. Çarpıtması ortaya çıkınca utandı mı? Ne mümkün! Onlarca yalan haber yapan ve iftira atma rekoru kıran bir adamda ar damarı kalmış mıdır...
Yüzlerce yalan, çarpıtma, iftira...
Onlar aylardır yalan yazmaktan yorulmadı, biz de yalanlarını ortaya çıkarmaktan. Böyle devam edeceğe benziyor. Ancak yeni yayın döneminde yalancıya da yamacıya da sürprizlerimiz olacak. Bir de öbür âleme kalacak hesaplar var; o gün bile bile yalan söyleyenler, iftira edenler kaçacak yer bulamayacak.