Sevgili Medyaradar okurları, Corona Virüsü dünyanın, korku ve endişe içerisinde yakından takip ettiği en önemli gündem maddelerinden birisi. Corona Virüsü yüzünden ölenlerin sayısının her gün artması bu endişeleri haklı çıkarır cinsten. Gelişmeleri evde Tv başında takip eden bizler ise ‘Paranoyak’ olduk! Nasıl mı?
Corona virüsü hangi ortamlarda yayılır? Belirtileri nelerdir? Eve gidince ayakkabıları dışarıda mı çıkartmalı? Market alış-verişinde alınan ürünleri evde yıkamalı mıyız? Paraya elim değince ne yapmalıyım? Gibi, gibi, gibi. Bunların dışında kulaktan dolma pek çok bilgi, pek çok komplo senaryosu da etrafımızda dolaştıkça dolaşıyor. Yalan yanlış bilgiler, asparagas haberler de bir salgın gibi yayılıyor.
Haber kanallarımızda ise doğal olarak tek konu Corona Virüsü…
Uzman konuklar, her kanalda boy gösteriyor. Son derece de aydınlatıcı bilgiler ile bizleri aydınlatıyor. Arada orada neden olduğu belli olmayan gazetecileri de görmüyor da değiliz hani… Neyse, o konu ayrı bir yazı konusu…
Haber kanallarımızdaki uzmanlarımız, devlet erkanı, herkese sosyal mesafe diyor, evde kalın diyor. Hatta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs salgını nedeniyle yapılan “evde kal” çağrılarına "odada kalın" sözlerini de ekleyerek salgının boyutunun ne denli ciddi olduğunun altını çiziyordu.
CNN Türk’te Buket Güler’in sabah programındaki konuklarından biri Prof. Dilaver Özturan’dı. Özturan, Abdülkadir Selvi’ye CNN Türk’teki dip dibe çalışma ortamını göstererek, ‘ben hastaneden geliyorum daha steril bir ortam. Bakın siz burada tehlike ile iç içesiniz’ dedi. Sunucu Buket Güler toparlamaya çalışsa da bunda pek de başarılı olamadı. Tartışma çok güzel bir şekilde devam etti. Mutlaka yayını (26.03.2020 tarihli Buket Güler’in A’dan Z ye programı) Youtube’ dan izleyin…
Evet, haberci dostlarımızda doğal olarak ekranlardan bizlere gelişmeleri aktarıyor ve kamu görevi yapıyorlar. Ancak, başkalarına bol keseden nasihat verirken kendi dediklerinin tersini yapan kişiler için söylenmiş bir söz vardır; “ele verir talkını kendi yutar salkımı” diye.
Arkadaşlar, stüdyoda ağırladığınız 4-5 konukla yan yana oturmak nasıl bir sosyal mesafedir? O konuklar çalıştıkları hastanelerden o stüdyolara Coronavirüsünü taşımazlar mı?
Efsun kelimesini sanırım hepimiz biliyoruz; ‘büyü’ anlamına gelir. “Belki de bizim haber kanallarında çalışan dostlarımızın hepsi efsunludur" kim bilir? Ama ben söyleyeyim sizlere YENİLMEZ değilsiniz. Kahramanlığa da gerek YOK!
Bu söylemimi televizyoncu arkadaşlarımız daha iyi anlayacaklardır. Sokakta haber peşinde koşan muhabir ve kameramanlar, Ana kumandalarda, rejilerde çalışanlar ne kadar sosyal mesafe içindesiniz? Makyaj yapanlar, montajcılar ne kadar mesafeyi koruyabiliyorsunuz?
Maalesef, bu virüsten kaçış yok dostlar. İstisnasız hepimiz yakalanacağız. Ama ne kadar geç yakalanırsak o kadar iyi. Sorun şu, siz ne kadar güvendesiniz? Sizlere test yapıldı mı? Yoksa siz kendinizin ‘EFSUNLU’ olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Kalın sağlıcakla, ha bu arada odada olmasanız da ne olur arada EVDE KALIN!