Ekmel Bey'den ilginç Fethullah Gülen yorumu
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, "Devletin, milletin sigortası atarsa o devlet göçer, o millet bedbaht olur.
Onun için gelin devletin tepesine sigortayı attırmayacak bir seçim yapalım" çağrısında bulundu. İhsanoğlu, gazetecilerin Fethullah Gülen ile ilgili sorularını da yanıtladı.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasına (ETSO) gelişte Başkan Lütfü Yücelik ve üyeler karşıladı. Cumhurbaşkanlığı seçimine halkın ilk kez oy kullanacağınını anımsatan Yücelik, İhsanoğlu'nun seçimlere renk kattıtığını bildirdi.
"Aziz Dadaşlar hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum" diye sözlerine başlayan İhsanoğlu, Erzurum'da bulunmaktan mutlu olduğunu bildirdi. İhsanoğlu, "Ben 'aziz Dadaşlar' dedim. 'Dadaş dürüst insan, dost' demek. 'Dadaş birleştiren, ayrıştıran olmayan' demek. Bu şehrin tarihten süzülen yüksek değerlerin toplamının bir ifadesidir. Bunun için ben size 'Dadaş' diye hitap ediyorum. Bir de 'Aziz' diyorum. 18'inci yüzyılın çok değerli simaları var. Bunlardan biri Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri. Din alimi, modern bilim astornomi bilgini, tasavvuf ve irfan ehli, rehberi mürşidi marifetnamesinde dostlarına ve öğrencilerine, sevgililerine hitap ederken 'Ey aziz' diye başlıyor. Su gibi azizi ol derler. Demek ki hayat kaynağı olan suyun aziziliği ve izzeti çok mübarek bir şeydir. Onun için insanların izzetine hitap etmek, izzetlerini yüceltmek bizim milli vasıflarımızdan biridir" diye konuştu.
AYRIMCILIĞA DÜŞMEMEK LAZIM
Ulu Camide cuma hutbesi sırasında imamın 'Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız, ayırıcı olanları araya almayın' dediğini anımsatan İhsanoğlu, "Bu Allah'ın kelamı. Şimdi Türkiye bu varoluş mücadelesini uzun yıllardan beri veriyor. Biz 1000 seneden beri bu topraklarda vatanımızda yaşıyoruz ama büyük imtihanlarla karşı karşıya geldik. Bundan sonra da bu sıkıntılardan zaferle çıkmamız lazım. Ama ayırımcılığa düşmemek lazım. Düşersek o zaman kaybederiz. Akşam televizyonlara, bakınız. Irak, Suriye'deki komşulara bakınız. Bu ülkeler yakın zamana kadar bir ve beraberdi. Ama tefrik tohumları ekildi. Yabancı parmaklar eşeledi bunları ve bugün Irak en az üç parçaya bölünmek üzere. Suriye daha büyük bir felaket. Türkiye'nin bu tehlikeye maruz kalmaması için ayeti kerimede dediği gibi Allah'ın ipine sımsıkı sarılmak. Allah'ın ipi akılla, inançla görülür, gözle değil kalple de gözükür. Siz aziz Dadaşlar bunu görüyorsunuz ama yetmez tüm Türkiye'nin görmesi lazım" dedi.
"DEVLETİN TEPESİNE SİGORTAYI ATTIRMAYACAK SEÇİM YAPALIM"
Çevreden göç alan ve büyüyen bir Erzurum yerine kan kaybına uğrayan bir Erzurum bulduğuna işaret eden Ekmeleddin İhsanoğlu, bu durumun düzeltilmesi gerektiğini bildirdi. Şehirlerin ağırlığını başka yerlere vermenin temel taşlarını oynatmak olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, bu endişelerle ziyarete başladığını bildirdi. 16 Haziran'da Türkiye'nin iki köklü partisinin uzlaşması ile cumhurbaşkanı yarışının başladığını anlatan İhsanoğlu, destekleyen parti sayısının 6 olduğunu, AK Parti içindeki kardeşlerin de aynı fikirde olduklarını belirtti. Ekmeleddin İhsanoğlu, şöyle devam etti:
"DEVLETİN, MİLLETİN SİGORTASI ATARSA O DEVLET ÇÖKER"
"Onlar da diyorlar ki 'biz devletin tepesinde kavga istemiyoruz, gerginlik istemiyoruz.' Devletin tepesi, devletin ve milletin sigortası. Devletin, milletin sigortası atarsa, o devlet çöker, o millet bedbaht olur. Onun için gelin devletin tepesine sigortayı attırmayacak bir seçim yapalım. Orada herkesi kucaklayacak kimseyi ötekileştirmeyecek, kutuplaştırmayacak, zıtlaştırmayacak, ona oy vermeyenleri düşman ilan etmeyecek birisini seçiniz. Bu önümüzdeki seçimler, parti seçimi değil. Meclis seçimi değil, iktidarı değiştirecek, alternatif yaratacak değil. Aynı zamanda Mart ayında yaptığımız belediye seçimi değil. Milletvekili seçmiyoruz. Hükümetin değişip kalması gibi bir seçenekle karşı karşıya değiliz. Bugün Resmi Gazetede adayların kesinleşmiş isimleri var. Cumhurbaşkanlığı icra makamı değil. Evet her türlü makamın üstündedir. Devlet reisidir. Ama anayasadaki hükümlere göre icradan sorumlu olan başbakan ve hukümettir. Başbakanımız ve hükümetimiz devam ediyor."
"DİPLOMATLAR, ŞOFÖRLER, PİLOTLAR NİYE KAÇIRILIYOR?"
Ülkenin çıkan krizleri çok acı bir şekilde yaşadığını anımsatan İhsanoğlu, 14 sene önce Çankaya'da Cumhurbaşkanının kitapçığı fırlatmasıyla borsalarla birlikte ekonominin çöktüğünü belirtti. "Böyle tepesi atan birisini oraya koyarsanız sigortaları da atarsa ne olacak bizim halimiz? Onun için bu seçim çok farklı bir seçim. Hayırlı bir şekilde yürümesini temenni ediyorum. Ülkenin huzura ihtiyacı var" diyen İhsanoğlu, Türkiye'nin yurt dışındaki itibarını tekrar kazılması gerektiğini vurguladı.
Ekmeleddin İhsanoğlu, "Bölgede savaş halinde olan ülkelerin diplomatları kaçırılmıyor. Şoförleri kaçırılmıyor. Pilotları kaçırılmıyor. Biz 'bu bölgenin en büyüyüğüz' diyoruz ve öyleyiz tabi. Arkamızda bin senelik tarih var. Osmanlı orada, Selçuklu burada. Ama onlara birşey olmuyor da bize niye birşey oluyor. Bunu da bazıları 'başarı' diye göstermek istiyorlar. Bu da biraz tuhaf bir şey. Yani artık bütün bunları değerlendirip aziz Dadaşlar 10 Ağustos'ta ona göre kararı vermek lazım" diye konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİ ELEŞTİRDİ.
Türkiye'de parlamenter ile başkanlık sisteminin tartışıldığına işaret eden Ekmeleddin İhsanoğlu, bu konuda şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı güçlü olur, memleketi ileriye götürür. Başkanlık sistemi Amerika'da var. Bizim etrafımızdaki ülkelerde var mı, başka örneği var mı? İşte bilinen örnek Amerika. Peki biz Amerika olmak istiyoruz tabi, dünyanın en güçlü ülkesi olmak istiyoruz ama bu güce varmak için körü körüne o sistemi mi tatbik etmek lazım. Şimdi Amerika'daki sistemde cumhurbaşkanı, istediği adamı bakan yapar, meclisten onay almaya gerek yok. Kendi adamını seçer, isterse aşçısını bile istediği yere getirebilir. Ama öyle olmuyor. Orada kontrol mekanizmaları var. İncelemeler ve denetlemeler var. Bir adamı seçtikten sonra günlerce sorguya tabi tutulur. Evet denirse imtihanı kazanırsa, bir imtihana daha girer, sonunda mezun olur ve göreve gelir. Siz alacaksınız bir adamı oraya tayin edeceksiniz. Kimse sormayacak. Olmaz öyle şey. Sonra Amerika tek devlet değil ki adı üstünde doğduğunda değişik devletlerin birleşmesiyle federal yapı oluşturmasıyla her devletin eyalet içinde meclisleri vardır. Vali seçimle geliyor. Vilayetin yasaları var. Mesela bir vilayette kürtaj serbettir, diğerinde değildir. Bu kadar açık bir örnek vereyim size. Bunların tamamının üstünde bir federal yapı var. Biz acaba 81 vilayetimizi bu hallere mi getireceğiz? Bunu mu yapmak gerekiyor? Yoksa biz birlik beraberiliğimizi kormak mı istiyoruz?
Bu parlamenter sistem, kuvvetler ayrılığı sırf cumhuriyetin kuruluşundan değil, saltanat zamanında padişahlık zamanında bu böyleydi. İkinci Meşrutiyet'ten itibaren Sultan Reşat zamanında Sultan Vahdettin zamanında Türkiye'de bütün iktidar başvekilin elindeydi. Atatürk istiklal mücadelesinde meclisi topladı. Erzurum bu tarihi güzergahın en parlak yerinden biri. Meclis hukümeti kuruldu ve cumhuriyet kuruldu. Hayatının sonuna kadar tüm yetkiler başbakan elindeydi. Ama o geminin kaptanıydı. E böyle olmalı. Siz yani hem başbakan, hem başkan, hem parti lideri olacaksınız. Yani bu biraz tuhaf birşey. Artık dünya bu şeyleri bıraktı."
"POLEMİKLERE GİRMEYECEĞİM"
Bir gazetecinin Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Yozgatlı olmasına karşın 'Bozok' yaylasına çıkmadığı yolundaki iddiasıyla ilgili sorusuna, polemiklere girmeyeceğini ilk günden itibaren ilan ettiğini hatırlatan Ekmeleddin İhsanoğlu, çıtayı yüksek tutarak Avrupa ayarında ülke olmak istediklerini bildirdi. Fetullah Gülen'in Erzurumlu olduğunu, hükümet ile paralel yapı arasında kavga olduğunu soran bir gazeticiye "Siz bir iddiada bulunuyorsanız o iddianızın delilini ortaya koymanız lazım. Yapılan karşılıklı suçlamalar karşısında mahkeme kararı verir. Ama temel delil olmadan, hukuki mesnet olmadan insanları kötülemek kadar birşey olmaz. Ben bunu kabul etmem. Bana da iftiralar yaptılar. Askerliğini yapmamış, şudur budur dediler. Manasız saçma sapan şeyler. Ve herkesi etkilemek istediler. Bir yabancı gazetede montaj yapmak suretiyle benim resmimi koydular ve manşet attılar. Bunu bütün internette yayınladılar. Bunu yapan insanlar ne yazık ki 'din', 'islamiyet' adına yapıyorlar. Vallahi din de islamiyet de çarpar bunları bir gün" dedi.
BAŞKALARI GİBİ ÇİFT PASAPORT KULLANMIYORUM
Bir başka soru üzerine İhsanoğlu, Sırbistan katliamanın modern dünyanın yüz karası olduğunu bildirdi. İhsanoğlu "Ben savaş boyunca rahmetli Aliya İzzetbegoviç'in çok yakınındaydım. Bosna'daki hem siyasi hem diplomatik konularda çok hizmetlerim oldu. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç bana hatıra olarak bir diplomatik pasaport verdi. Ben onu kullanmıyorum, kendi pasaportumun kullanıyorum. Başkaları gibi çift pasaport, yeşil kırmızı, Amerikan, İngiliz böyle şeylerim yok. Allaha şükür. Onu olanlar düşünsünler" diye konuştu.
"ÇOCUKLAR YETİM KALMASIN"
ETSO'dan çıktıktan sonra Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne geçti. Başkan Hatem Tetik, makam koltuğunu göstererek, "Buyurun buraya oturun" dedi. İhsanoğlu, "Hayır hayır adetim değildir. Her makamın sahibi vardır. Saygılı olmak lazım" diye karşılık verdi. Başkan Hatem Tetik, Erzurum'un Türkiye'de Konya ve Sivas'tan sonra en çok şehit veren il olduğunu söyledi. Bunun üzerine İhsanoğlu, "Umarım bundan sonra tüten ocaklar sönmez bu acıları yaşanmaz. Çocukların babaları ölmesin ve yetim kalmasın. Analar , babalar evlatlarını kaybetmesin" dedi.
Cumhurbaşkanı Ekmeleddin İhsanoğlu, Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Daşanışma Derneği'ni ziyaretten sonra seçim otobüsü ve ile Palandöken Dağıları'nın eteklerinde olan Abdurrahman Gazi Türbesine gitti. İhsanoğlu, beraberinde MHP ve CHP İl Başkanları ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk ile birlikte türbeye girerek dua etti. İhsanoğlu türbe çıkışında yine vatandaşların sevgili gösterisi ile karşılaştı. Türbe çıkışında küçük bir kız çocuğu İhsanoğlu'nun elinden tutarak seçim otobüsüne kadar eşlik etti. İhsanoğlu buradan Palandöken dağındaki oteline giderek iftar saatine kadar istirahata çekildi.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nu Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasına (ETSO) gelişte Başkan Lütfü Yücelik ve üyeler karşıladı. Cumhurbaşkanlığı seçimine halkın ilk kez oy kullanacağınını anımsatan Yücelik, İhsanoğlu'nun seçimlere renk kattıtığını bildirdi.
"Aziz Dadaşlar hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum" diye sözlerine başlayan İhsanoğlu, Erzurum'da bulunmaktan mutlu olduğunu bildirdi. İhsanoğlu, "Ben 'aziz Dadaşlar' dedim. 'Dadaş dürüst insan, dost' demek. 'Dadaş birleştiren, ayrıştıran olmayan' demek. Bu şehrin tarihten süzülen yüksek değerlerin toplamının bir ifadesidir. Bunun için ben size 'Dadaş' diye hitap ediyorum. Bir de 'Aziz' diyorum. 18'inci yüzyılın çok değerli simaları var. Bunlardan biri Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri. Din alimi, modern bilim astornomi bilgini, tasavvuf ve irfan ehli, rehberi mürşidi marifetnamesinde dostlarına ve öğrencilerine, sevgililerine hitap ederken 'Ey aziz' diye başlıyor. Su gibi azizi ol derler. Demek ki hayat kaynağı olan suyun aziziliği ve izzeti çok mübarek bir şeydir. Onun için insanların izzetine hitap etmek, izzetlerini yüceltmek bizim milli vasıflarımızdan biridir" diye konuştu.
AYRIMCILIĞA DÜŞMEMEK LAZIM
Ulu Camide cuma hutbesi sırasında imamın 'Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız, ayırıcı olanları araya almayın' dediğini anımsatan İhsanoğlu, "Bu Allah'ın kelamı. Şimdi Türkiye bu varoluş mücadelesini uzun yıllardan beri veriyor. Biz 1000 seneden beri bu topraklarda vatanımızda yaşıyoruz ama büyük imtihanlarla karşı karşıya geldik. Bundan sonra da bu sıkıntılardan zaferle çıkmamız lazım. Ama ayırımcılığa düşmemek lazım. Düşersek o zaman kaybederiz. Akşam televizyonlara, bakınız. Irak, Suriye'deki komşulara bakınız. Bu ülkeler yakın zamana kadar bir ve beraberdi. Ama tefrik tohumları ekildi. Yabancı parmaklar eşeledi bunları ve bugün Irak en az üç parçaya bölünmek üzere. Suriye daha büyük bir felaket. Türkiye'nin bu tehlikeye maruz kalmaması için ayeti kerimede dediği gibi Allah'ın ipine sımsıkı sarılmak. Allah'ın ipi akılla, inançla görülür, gözle değil kalple de gözükür. Siz aziz Dadaşlar bunu görüyorsunuz ama yetmez tüm Türkiye'nin görmesi lazım" dedi.
"DEVLETİN TEPESİNE SİGORTAYI ATTIRMAYACAK SEÇİM YAPALIM"
Çevreden göç alan ve büyüyen bir Erzurum yerine kan kaybına uğrayan bir Erzurum bulduğuna işaret eden Ekmeleddin İhsanoğlu, bu durumun düzeltilmesi gerektiğini bildirdi. Şehirlerin ağırlığını başka yerlere vermenin temel taşlarını oynatmak olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, bu endişelerle ziyarete başladığını bildirdi. 16 Haziran'da Türkiye'nin iki köklü partisinin uzlaşması ile cumhurbaşkanı yarışının başladığını anlatan İhsanoğlu, destekleyen parti sayısının 6 olduğunu, AK Parti içindeki kardeşlerin de aynı fikirde olduklarını belirtti. Ekmeleddin İhsanoğlu, şöyle devam etti:
"DEVLETİN, MİLLETİN SİGORTASI ATARSA O DEVLET ÇÖKER"
"Onlar da diyorlar ki 'biz devletin tepesinde kavga istemiyoruz, gerginlik istemiyoruz.' Devletin tepesi, devletin ve milletin sigortası. Devletin, milletin sigortası atarsa, o devlet çöker, o millet bedbaht olur. Onun için gelin devletin tepesine sigortayı attırmayacak bir seçim yapalım. Orada herkesi kucaklayacak kimseyi ötekileştirmeyecek, kutuplaştırmayacak, zıtlaştırmayacak, ona oy vermeyenleri düşman ilan etmeyecek birisini seçiniz. Bu önümüzdeki seçimler, parti seçimi değil. Meclis seçimi değil, iktidarı değiştirecek, alternatif yaratacak değil. Aynı zamanda Mart ayında yaptığımız belediye seçimi değil. Milletvekili seçmiyoruz. Hükümetin değişip kalması gibi bir seçenekle karşı karşıya değiliz. Bugün Resmi Gazetede adayların kesinleşmiş isimleri var. Cumhurbaşkanlığı icra makamı değil. Evet her türlü makamın üstündedir. Devlet reisidir. Ama anayasadaki hükümlere göre icradan sorumlu olan başbakan ve hukümettir. Başbakanımız ve hükümetimiz devam ediyor."
"DİPLOMATLAR, ŞOFÖRLER, PİLOTLAR NİYE KAÇIRILIYOR?"
Ülkenin çıkan krizleri çok acı bir şekilde yaşadığını anımsatan İhsanoğlu, 14 sene önce Çankaya'da Cumhurbaşkanının kitapçığı fırlatmasıyla borsalarla birlikte ekonominin çöktüğünü belirtti. "Böyle tepesi atan birisini oraya koyarsanız sigortaları da atarsa ne olacak bizim halimiz? Onun için bu seçim çok farklı bir seçim. Hayırlı bir şekilde yürümesini temenni ediyorum. Ülkenin huzura ihtiyacı var" diyen İhsanoğlu, Türkiye'nin yurt dışındaki itibarını tekrar kazılması gerektiğini vurguladı.
Ekmeleddin İhsanoğlu, "Bölgede savaş halinde olan ülkelerin diplomatları kaçırılmıyor. Şoförleri kaçırılmıyor. Pilotları kaçırılmıyor. Biz 'bu bölgenin en büyüyüğüz' diyoruz ve öyleyiz tabi. Arkamızda bin senelik tarih var. Osmanlı orada, Selçuklu burada. Ama onlara birşey olmuyor da bize niye birşey oluyor. Bunu da bazıları 'başarı' diye göstermek istiyorlar. Bu da biraz tuhaf bir şey. Yani artık bütün bunları değerlendirip aziz Dadaşlar 10 Ağustos'ta ona göre kararı vermek lazım" diye konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİ ELEŞTİRDİ.
Türkiye'de parlamenter ile başkanlık sisteminin tartışıldığına işaret eden Ekmeleddin İhsanoğlu, bu konuda şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı güçlü olur, memleketi ileriye götürür. Başkanlık sistemi Amerika'da var. Bizim etrafımızdaki ülkelerde var mı, başka örneği var mı? İşte bilinen örnek Amerika. Peki biz Amerika olmak istiyoruz tabi, dünyanın en güçlü ülkesi olmak istiyoruz ama bu güce varmak için körü körüne o sistemi mi tatbik etmek lazım. Şimdi Amerika'daki sistemde cumhurbaşkanı, istediği adamı bakan yapar, meclisten onay almaya gerek yok. Kendi adamını seçer, isterse aşçısını bile istediği yere getirebilir. Ama öyle olmuyor. Orada kontrol mekanizmaları var. İncelemeler ve denetlemeler var. Bir adamı seçtikten sonra günlerce sorguya tabi tutulur. Evet denirse imtihanı kazanırsa, bir imtihana daha girer, sonunda mezun olur ve göreve gelir. Siz alacaksınız bir adamı oraya tayin edeceksiniz. Kimse sormayacak. Olmaz öyle şey. Sonra Amerika tek devlet değil ki adı üstünde doğduğunda değişik devletlerin birleşmesiyle federal yapı oluşturmasıyla her devletin eyalet içinde meclisleri vardır. Vali seçimle geliyor. Vilayetin yasaları var. Mesela bir vilayette kürtaj serbettir, diğerinde değildir. Bu kadar açık bir örnek vereyim size. Bunların tamamının üstünde bir federal yapı var. Biz acaba 81 vilayetimizi bu hallere mi getireceğiz? Bunu mu yapmak gerekiyor? Yoksa biz birlik beraberiliğimizi kormak mı istiyoruz?
Bu parlamenter sistem, kuvvetler ayrılığı sırf cumhuriyetin kuruluşundan değil, saltanat zamanında padişahlık zamanında bu böyleydi. İkinci Meşrutiyet'ten itibaren Sultan Reşat zamanında Sultan Vahdettin zamanında Türkiye'de bütün iktidar başvekilin elindeydi. Atatürk istiklal mücadelesinde meclisi topladı. Erzurum bu tarihi güzergahın en parlak yerinden biri. Meclis hukümeti kuruldu ve cumhuriyet kuruldu. Hayatının sonuna kadar tüm yetkiler başbakan elindeydi. Ama o geminin kaptanıydı. E böyle olmalı. Siz yani hem başbakan, hem başkan, hem parti lideri olacaksınız. Yani bu biraz tuhaf birşey. Artık dünya bu şeyleri bıraktı."
"POLEMİKLERE GİRMEYECEĞİM"
Bir gazetecinin Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Yozgatlı olmasına karşın 'Bozok' yaylasına çıkmadığı yolundaki iddiasıyla ilgili sorusuna, polemiklere girmeyeceğini ilk günden itibaren ilan ettiğini hatırlatan Ekmeleddin İhsanoğlu, çıtayı yüksek tutarak Avrupa ayarında ülke olmak istediklerini bildirdi. Fetullah Gülen'in Erzurumlu olduğunu, hükümet ile paralel yapı arasında kavga olduğunu soran bir gazeticiye "Siz bir iddiada bulunuyorsanız o iddianızın delilini ortaya koymanız lazım. Yapılan karşılıklı suçlamalar karşısında mahkeme kararı verir. Ama temel delil olmadan, hukuki mesnet olmadan insanları kötülemek kadar birşey olmaz. Ben bunu kabul etmem. Bana da iftiralar yaptılar. Askerliğini yapmamış, şudur budur dediler. Manasız saçma sapan şeyler. Ve herkesi etkilemek istediler. Bir yabancı gazetede montaj yapmak suretiyle benim resmimi koydular ve manşet attılar. Bunu bütün internette yayınladılar. Bunu yapan insanlar ne yazık ki 'din', 'islamiyet' adına yapıyorlar. Vallahi din de islamiyet de çarpar bunları bir gün" dedi.
BAŞKALARI GİBİ ÇİFT PASAPORT KULLANMIYORUM
Bir başka soru üzerine İhsanoğlu, Sırbistan katliamanın modern dünyanın yüz karası olduğunu bildirdi. İhsanoğlu "Ben savaş boyunca rahmetli Aliya İzzetbegoviç'in çok yakınındaydım. Bosna'daki hem siyasi hem diplomatik konularda çok hizmetlerim oldu. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç bana hatıra olarak bir diplomatik pasaport verdi. Ben onu kullanmıyorum, kendi pasaportumun kullanıyorum. Başkaları gibi çift pasaport, yeşil kırmızı, Amerikan, İngiliz böyle şeylerim yok. Allaha şükür. Onu olanlar düşünsünler" diye konuştu.
"ÇOCUKLAR YETİM KALMASIN"
ETSO'dan çıktıktan sonra Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne geçti. Başkan Hatem Tetik, makam koltuğunu göstererek, "Buyurun buraya oturun" dedi. İhsanoğlu, "Hayır hayır adetim değildir. Her makamın sahibi vardır. Saygılı olmak lazım" diye karşılık verdi. Başkan Hatem Tetik, Erzurum'un Türkiye'de Konya ve Sivas'tan sonra en çok şehit veren il olduğunu söyledi. Bunun üzerine İhsanoğlu, "Umarım bundan sonra tüten ocaklar sönmez bu acıları yaşanmaz. Çocukların babaları ölmesin ve yetim kalmasın. Analar , babalar evlatlarını kaybetmesin" dedi.
Cumhurbaşkanı Ekmeleddin İhsanoğlu, Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Daşanışma Derneği'ni ziyaretten sonra seçim otobüsü ve ile Palandöken Dağıları'nın eteklerinde olan Abdurrahman Gazi Türbesine gitti. İhsanoğlu, beraberinde MHP ve CHP İl Başkanları ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk ile birlikte türbeye girerek dua etti. İhsanoğlu türbe çıkışında yine vatandaşların sevgili gösterisi ile karşılaştı. Türbe çıkışında küçük bir kız çocuğu İhsanoğlu'nun elinden tutarak seçim otobüsüne kadar eşlik etti. İhsanoğlu buradan Palandöken dağındaki oteline giderek iftar saatine kadar istirahata çekildi.