''EĞER SOYADIN MUMCU İSE O ZAMAN UTAN BABANDAN!''
Akşam yazarı Oray Eğin, Uğur Mumcu'nun oğlu Özgür Mumcu'nun sokak yazarlığını eleştirmedi adeta yerin dibine batırdı!
Babam ve oğlum
Büyük bir ismin oğlu olmak, onun gölgesini üzerinde taşımak çok ağır bir sorumluluktur. Büyük bir yazarın yazarlık yapma iddiasındaki oğlu olmanın kuşkusuz ağırlığı daha da fazladır; ya babanın altında ezilirsin, ya babanı aşarsın.
Ya Martin Amis olursun... Ya da Ahmet Altan...
Ama o gölge hayatın boyunca seni bırakmaz.
Uğur Mumcu’nun oğlu da bunun sancılarını çekiyor belli ki... Babası gibi gazetecilikte ilerliyor, ama babasının savunduğu ne varsa aksini savunarak. Neredeyse babasının anti-tezi... Olabilir elbette... Babalar ve oğullar farklı düşünebilir...
Ama eğer tek varlık sebebi, tek itibar kaynağı, bugün medyada yer almasının tek nedeni babasından miras soyadıysa... O zaman oğlundan da en azından babasının gazeteciliğine saygı göstermesini bekleyebiliriz.
Önceki gün Habertürk’te Nilay Örnek bu yaşanan dramayı / komediyi öyle güzel anlatmış ki...
’Türkiye’nin en büyük araştırmacı gazetecisinin oğlu’ geçenlerde ilk saha görevine çıkmış...
Ve görev yeri de... Sıkı durun...
Cevahir Alışveriş Merkezi!
Aman ne yaratıcı, ne yenilikçi...
Yazık mı desem... ’Babasının kemikleri’ klişesine mi başvursam bilemedim... Yok yok... Soyadı ’Mumcu’ olmasaydı da herhangi birinin bu fotoromana alet olmasına itiraz ederdim. Her şey bir yana 90’lı yıllarda çiğnene çiğnene tüketilmiş bir gazeteciliğe malzeme olduğu için...
Tabii eğer soyadı ’Mumcu’ysa hiç çekinmeden ’Utan babandan’ da demekten geri kalmam.
Oray EĞİN / AKŞAM
Büyük bir ismin oğlu olmak, onun gölgesini üzerinde taşımak çok ağır bir sorumluluktur. Büyük bir yazarın yazarlık yapma iddiasındaki oğlu olmanın kuşkusuz ağırlığı daha da fazladır; ya babanın altında ezilirsin, ya babanı aşarsın.
Ya Martin Amis olursun... Ya da Ahmet Altan...
Ama o gölge hayatın boyunca seni bırakmaz.
Uğur Mumcu’nun oğlu da bunun sancılarını çekiyor belli ki... Babası gibi gazetecilikte ilerliyor, ama babasının savunduğu ne varsa aksini savunarak. Neredeyse babasının anti-tezi... Olabilir elbette... Babalar ve oğullar farklı düşünebilir...
Ama eğer tek varlık sebebi, tek itibar kaynağı, bugün medyada yer almasının tek nedeni babasından miras soyadıysa... O zaman oğlundan da en azından babasının gazeteciliğine saygı göstermesini bekleyebiliriz.
Önceki gün Habertürk’te Nilay Örnek bu yaşanan dramayı / komediyi öyle güzel anlatmış ki...
’Türkiye’nin en büyük araştırmacı gazetecisinin oğlu’ geçenlerde ilk saha görevine çıkmış...
Ve görev yeri de... Sıkı durun...
Cevahir Alışveriş Merkezi!
Aman ne yaratıcı, ne yenilikçi...
Yazık mı desem... ’Babasının kemikleri’ klişesine mi başvursam bilemedim... Yok yok... Soyadı ’Mumcu’ olmasaydı da herhangi birinin bu fotoromana alet olmasına itiraz ederdim. Her şey bir yana 90’lı yıllarda çiğnene çiğnene tüketilmiş bir gazeteciliğe malzeme olduğu için...
Tabii eğer soyadı ’Mumcu’ysa hiç çekinmeden ’Utan babandan’ da demekten geri kalmam.
Oray EĞİN / AKŞAM