Economist'ten Erdoğan'a; Bağışlayıcı ol büyük sultan
İngiltere'de yayınlanan haftalık Economist dergisi son sayısında başyazılarından birini, Türkiye'de geçtiğimiz pazar günü yapılan yerel seçimlerin sonuçlarına ayırdı.
Dergi, "Bağışlayıcı ol Büyük Sultan" başlıklı yazıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, beklenmedik şekilde açık farkla kazandığı seçimler sonrası büyüklük göstermesi gerektiğini yazdı.
Economist geçen yıl Gezi protestoları sırasında, Başbakanın Sultan kıyafetleriyle resmedildiği bir kapakla çıkmış ve kapakta Erdoğan'a atfen, "Demokrat mı sultan mı?" diye sormuştu.
Dergi son sayısındaki başyazısında ise Erdoğan'ın kamuoyu araştırmalarının gösterdiğinden de iyi bir sonuç alarak muhaliflerini şaşkına çevirdiğini savunuyor. Dergiyi endişelendiren ise Başbakanın giderek daha da otoriter bir davranış sergilemesi ve sonuçta Türkiye'de kutuplaşmanın artması.
"İstikrarsız bir ülkede böylesi bölücü bir söylem tehlikelidir" denilen yazı şöyle sürüyor:
"90'lı yılların kaos ortamından sonra Türkiye 10 yıl boyunca Sayın Erdoğan'ın yönetiminde istikrarlı ve müreffeh bir dönem geçirdi. Bu dönemin iki güçlü çıpası vardı: Bunların ilki başta IMF sonra da mali piyasalarca desteklenen doğru makroekonomik politika, diğeri de Sayın Erdoğan'ın Ekim 2005'te üyelik müzakerelerine başlaması ile muhtemel Avrupa Birliği üyeliğiydi. Türkiye bugün bunların ikisini de kaybetme riskiyle yüzyüze."
Economist, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olmayı planlar göründüğünü yazmış. Birçok kişinin de, onun Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023'te bu makamda oturmayı ve kutlamalarda 'Atatürk'ten bu yana Türkiye'nin en büyük lideri' olarak tescil edilmeyi beklediğine inandığını eklemiş. Dergideki başyazı şöyle noktalanıyor:
"Atatürk'ün de otoriter dürtüleri vardı ama o Türkler tarafından 'birleştirici' bir kişi olarak hatırlanıyor. Eğer Sayın Erdoğan da aynı şekilde hatırlanmak istiyorsa, sadece bu hafta kendisine destek verenlerin değil tüm Türklerin çıkarlarını temsil etme yolunda daha fazlasını yapmaya çalışmalıdır."
"Erdoğan'ın şansı açık"
Economist'in Avrupa sayfalarındaki yazının başlığı ise "Erdoğan'ın şansı açık".
AK Parti'nin yerel seçimleri seçmenleri kendisine inandırarak kazandığı belirtilen yazıda sorulan soru ise "Peki bundan sonra ne olacak?".
Kürtlerin cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ı desteklemesinin beklendiği, başbakanlık için de en güçlü adayın da hala Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olduğu belirtilmiş yazıda. Yazı şöyle noktalanıyor:
"Ekonominin durgunluğa gittiği, Gülen Cemaati mensuplarının da muhtemelen teslim olmayacakları düşünülürse, Sayın Erdoğan belki de AK Parti'nin üç dönem kuralını ortadan kaldırıp dördüncü kez başbakanlığa aday olabilir. Bu kendisine dört yıl daha Meclis'te dokunulmazlık zırhı verecektir."
"Bazı çevreler Erdoğan'ın ekonomik durgunluğun etkilerin hissedilmeden erken seçime gidebileceği yolunda spekülasyonlar yapıyor. AK Parti seçimler sonrası Meclis'te üçte iki çoğunluk sağlarsa, Sayın Erdoğan'ın uzun süredir hayalini kurduğu yürütme yetkisi açısından daha güçlü bir Cumhurbaşkanı olmasını sağlayacak şekilde anayasayı yeniden yazabilir. Her koşulda 30 Mart'taki seçimler bir kez daha gösterdi ki, Sayın Erdoğan hala Türkiye'nin baskın siyasi figürü."
Economist geçen yıl Gezi protestoları sırasında, Başbakanın Sultan kıyafetleriyle resmedildiği bir kapakla çıkmış ve kapakta Erdoğan'a atfen, "Demokrat mı sultan mı?" diye sormuştu.
Dergi son sayısındaki başyazısında ise Erdoğan'ın kamuoyu araştırmalarının gösterdiğinden de iyi bir sonuç alarak muhaliflerini şaşkına çevirdiğini savunuyor. Dergiyi endişelendiren ise Başbakanın giderek daha da otoriter bir davranış sergilemesi ve sonuçta Türkiye'de kutuplaşmanın artması.
"İstikrarsız bir ülkede böylesi bölücü bir söylem tehlikelidir" denilen yazı şöyle sürüyor:
"90'lı yılların kaos ortamından sonra Türkiye 10 yıl boyunca Sayın Erdoğan'ın yönetiminde istikrarlı ve müreffeh bir dönem geçirdi. Bu dönemin iki güçlü çıpası vardı: Bunların ilki başta IMF sonra da mali piyasalarca desteklenen doğru makroekonomik politika, diğeri de Sayın Erdoğan'ın Ekim 2005'te üyelik müzakerelerine başlaması ile muhtemel Avrupa Birliği üyeliğiydi. Türkiye bugün bunların ikisini de kaybetme riskiyle yüzyüze."
Economist, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olmayı planlar göründüğünü yazmış. Birçok kişinin de, onun Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023'te bu makamda oturmayı ve kutlamalarda 'Atatürk'ten bu yana Türkiye'nin en büyük lideri' olarak tescil edilmeyi beklediğine inandığını eklemiş. Dergideki başyazı şöyle noktalanıyor:
"Atatürk'ün de otoriter dürtüleri vardı ama o Türkler tarafından 'birleştirici' bir kişi olarak hatırlanıyor. Eğer Sayın Erdoğan da aynı şekilde hatırlanmak istiyorsa, sadece bu hafta kendisine destek verenlerin değil tüm Türklerin çıkarlarını temsil etme yolunda daha fazlasını yapmaya çalışmalıdır."
"Erdoğan'ın şansı açık"
Economist'in Avrupa sayfalarındaki yazının başlığı ise "Erdoğan'ın şansı açık".
AK Parti'nin yerel seçimleri seçmenleri kendisine inandırarak kazandığı belirtilen yazıda sorulan soru ise "Peki bundan sonra ne olacak?".
Kürtlerin cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ı desteklemesinin beklendiği, başbakanlık için de en güçlü adayın da hala Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olduğu belirtilmiş yazıda. Yazı şöyle noktalanıyor:
"Ekonominin durgunluğa gittiği, Gülen Cemaati mensuplarının da muhtemelen teslim olmayacakları düşünülürse, Sayın Erdoğan belki de AK Parti'nin üç dönem kuralını ortadan kaldırıp dördüncü kez başbakanlığa aday olabilir. Bu kendisine dört yıl daha Meclis'te dokunulmazlık zırhı verecektir."
"Bazı çevreler Erdoğan'ın ekonomik durgunluğun etkilerin hissedilmeden erken seçime gidebileceği yolunda spekülasyonlar yapıyor. AK Parti seçimler sonrası Meclis'te üçte iki çoğunluk sağlarsa, Sayın Erdoğan'ın uzun süredir hayalini kurduğu yürütme yetkisi açısından daha güçlü bir Cumhurbaşkanı olmasını sağlayacak şekilde anayasayı yeniden yazabilir. Her koşulda 30 Mart'taki seçimler bir kez daha gösterdi ki, Sayın Erdoğan hala Türkiye'nin baskın siyasi figürü."