"DÜŞMÜŞ BİR KADINA BİR TEKME DE BEN VURMAK İSTEMEDİM!..." SERDAR TURGUT GÜLER KÖMÜRCÜ İÇİN AĞIR KONUŞTU!...

"Çok önceden atmayı düşünüyordum ama gözaltına alındı. Düşmüş bir kadına bir tekme de ben vurmak istemedim. Kömürcü'yü Ergenekon'dan beraat ettiği gün atmaya karar verdim fakat gitti Ergenekon'dan hapse düşmüş bir adamla evlendi!"

Yeni Şafak'tan Mehmet Gündem'in röportajı

Serdar Turgut: Ergenekon'da adı geçen herkesten nefret ediyorum

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut; "Kukla gibi oynatmışlar bizi. Daha güzel bir Türkiye kuracağımızı zannediyorduk. Sağcılar da böyle düşünüyordu. Demek ki iki tarafla da oynanıyormuş. Dev-Sol'la da, Hizbullah'la da, PKK'yla da beraberlermiş" diyor.

Yaşamamış gibi yaşamak...

Akşam Gazetesi'nin Yayın Yönetmeni Serdar Turgut'un 27 Temmuz'da yazdığı "Faili meçhul hayatım" başlıklı yazısını çok önemsedim. Turgut Ergenekon iddianamesini okuyunca hissettiklerini kaleme almıştı. Acı, hüzün ve inkisar dolu satırlarının özetini bir paragrafta şöyle ifade ediyordu; "İddianameyi okudukça, ortaya konulan korkunç suç dünyasıyla ilgili söylenenleri son derece şahsıma yönelik bir darbe olarak aldım, içim acıdı. 54 yıllık yaşamımı boşu boşuna yaşamışım gibi hissettim." Bu tablo elbette hepimizi düşündürüyor. Şimdi acaba benim hayatımın ne kadarı faili meçhul diye soruyorum. İtiraf edelim ki hepimizin hayatıyla oynamışlar. Olup bitene ilgisizliğimiz, korkaklığımız, bencilliğimiz kim bilir kaç tane faili meçhul hayata kapı açtı. Bizim üzerimizden kaç kişinin hayatını söndürdüler. Hepimiz bir şekilde kullanılmış olabiliriz. Bunu dün yaptılarsa yarın da yaparlar. Onun için sahici yaşamaya ve bütün hayatlara sahip çıkmaya adanmalı ömürler. Hızla bütün hayatları en az kendi hayatımız kadar "muteber" görebildiğimiz bir ufka ulaşmalıyız. Yaşamamış gibi yaşamak kime yakışır... Hepimiz Serdar Turgut'un açtığı kapıdan kendimize, geçmişimize ve yarına bakalım istedim...

* * *

Ergenekon'la ilgili haberlere hep uzak durdun, iddianameyi okuyunca da "Faili meçhul hayatım" diye bir yazı yazdın.

İddianameyi okudukça, ortaya konulan korkunç suç dünyasıyla ilgili söylenenleri şahsıma yönelik bir darbe olarak aldım. 54 yıllık yaşamımı boşu boşuna yaşamışım gibi hissettim, içim acıdı.

Bu yazı bir yazar kurgusu mu gerçek hislerin mi?

Kurgu değil. Ben düşünmeye başladıktan sonra solcu oldum (CHP solculuğu değil). İlkeli yaşamak isterken, birçok acıyla karşılaştık. Öldürülen gençleri, alındıktan bir ay sonra üniversiteye dönebilen genç kızın işkenceden tükenmiş vücudunu ve korkuyla bakan gözlerini hatırladım. O gözler karşısında çaresizliğimi, sonra onlarca cenaze töreninde havalara kalkmış sol yumruklarımızı, marşlarımızı...

Kullanıldığınızı mı düşünüyorsunuz?

Evet, anlayacağınız; boşa harcanmış bir hayat bizimki.

Şimdi kuşkularınız çok mu derin?

Her zaman kuşkularımız vardı. Biri öldürüldüğünde "Katil bulunamaz, çünkü devlet izin vermezse bu işler yapılamaz" diyorduk.

TÜRKİYE'Yİ BİZ KURACAĞIZ ZANNEDİYORDUK

Mumcu, Kışlalı, Hablemitoğlu, Dink... hepsi katledildi. Şimdi bu olaylarda da Ergenekon'un eli gözüküyor...

Sağdan soldan böyle bir kuşak harcandı. Şimdi ortaya bir dosya çıktı, içinde bazı ıvır zıvır şeyler de var...

Ne gibi...

Bir yerde benim de adım geçiyor; yabancı istihbarat örgütlerinden bilgi aldığımı söylüyor. Gazeteci olarak her yerden bilgi alırız, bunu saklamıyoruz ama bir insana 'casus' demek ayıp. Öyleysek alsınlar içeri. Sadece suçu işlemiş adamlarla ilgili bilgileri koysalardı çok iyi ederlerdi. Ergenekon davasında adı geçen tüm insanlardan nefret ediyorum.

Biz yaşıyoruz zannederken kukla