Dündar ve Gül davasında Erdoğan'ın avukatı da "Casusluk yok" dedi!
Can Dündar ve Erdem Gül, yargılandıkları MİT TIR’ları davasının karar duruşmasında bugün bir kez daha hâkim karşısına çıktı.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, yargılandıkları MİT TIR’ları davasının karar duruşmasında bugün bir kez daha hâkim karşısına çıktı.Duruşmada, Dündar ve Gül'ün avukatlarının davanın gizli görülmesi kararının kaldırılmasına ilişkin talepleri reddedildi. Davanın müştekisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatı, "Casusluk yok" diyen savcının mütalaası için "Biz de katılıyoruz ama iddianamedeki diğer suçlardan da cezalandırılsınlar" dedi.
Can Dündar savunmasına 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş'i anarak başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaşadığı anlaşmazlık neticesinde görevinden ayrılacağını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun olağanüstü kongre kararını hatırlatan Dündar, "Biz hükümeti devirmeye calışmakla suçlanıyoruz; dün Cumhurbaşkanı tarafından hükümet devrildi" dedi.
Dündar ve Gül'ün avukatı Fikret İlkiz, savcının mütalaasına ilişkin olarak "Görülmekte olan davalarla ilgili haber yapılmasından dolayı mahkûmiyet verilmesi, AİHM kararlarına aykırıdır. Devlet sırrı kavramının ne olduğuna ilişkin kanun yok. Kanun yoksa suç da yoktur" diye konuştu.
Savcı "casusluk yok" dedi
Dava kapsamında 1 Nisan’daki ikinci duruşmaya 40 saat kala mahkemeye atanan duruşma savcısı Evliya Çalışkan celse arasında dosyaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını sunmuştu. Çalışkan mütaalasında, Dündar’a yöneltilen “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri, temin edip açıklama ve bu suça iştirak” suçlaması nedeniyle 25.5 yıla kadar, Gül’e yöneltilen “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçundan da 10 yıla kadar hapis cezası talep etmişti.
Savcı Çalışkan, Dündar ve Gül’e yöneltilen “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme ve darbeye teşebbüs” suçlamalarının da yargılamadan ayrılmasını istemişti. Savcı Çalışkan, sadece dosya içeriğindeki deliller, kişiler ve eylemler üzerinden değerlendirme yapılması zorunlu olduğunu belirterek, Yargıtay içtihatlarında “casusluk ve casusluk amacıyla belge bilgi temin edip açıklama” suçları için öngörülen lehe casusluk yapılan ülke gibi unsurların gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiğini ifade etti.
AYM, "hak ihlali" kararı vermişti
25 Mart’ta başlayan yargılamada mahkeme ilk duruşmada Dündar ve Gül için tutukluluk kararı vermişti. Ancak Anayasa Mahkemesi, gazetecilerin tutukluluklarını "hak ihlali" kapsamında değerlendirerek serbest kalmalarını istemişti.
Can Dündar savunmasına 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş'i anarak başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaşadığı anlaşmazlık neticesinde görevinden ayrılacağını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun olağanüstü kongre kararını hatırlatan Dündar, "Biz hükümeti devirmeye calışmakla suçlanıyoruz; dün Cumhurbaşkanı tarafından hükümet devrildi" dedi.
Dündar ve Gül'ün avukatı Fikret İlkiz, savcının mütalaasına ilişkin olarak "Görülmekte olan davalarla ilgili haber yapılmasından dolayı mahkûmiyet verilmesi, AİHM kararlarına aykırıdır. Devlet sırrı kavramının ne olduğuna ilişkin kanun yok. Kanun yoksa suç da yoktur" diye konuştu.
Savcı "casusluk yok" dedi
Dava kapsamında 1 Nisan’daki ikinci duruşmaya 40 saat kala mahkemeye atanan duruşma savcısı Evliya Çalışkan celse arasında dosyaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını sunmuştu. Çalışkan mütaalasında, Dündar’a yöneltilen “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri, temin edip açıklama ve bu suça iştirak” suçlaması nedeniyle 25.5 yıla kadar, Gül’e yöneltilen “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçundan da 10 yıla kadar hapis cezası talep etmişti.
Savcı Çalışkan, Dündar ve Gül’e yöneltilen “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme ve darbeye teşebbüs” suçlamalarının da yargılamadan ayrılmasını istemişti. Savcı Çalışkan, sadece dosya içeriğindeki deliller, kişiler ve eylemler üzerinden değerlendirme yapılması zorunlu olduğunu belirterek, Yargıtay içtihatlarında “casusluk ve casusluk amacıyla belge bilgi temin edip açıklama” suçları için öngörülen lehe casusluk yapılan ülke gibi unsurların gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiğini ifade etti.
AYM, "hak ihlali" kararı vermişti
25 Mart’ta başlayan yargılamada mahkeme ilk duruşmada Dündar ve Gül için tutukluluk kararı vermişti. Ancak Anayasa Mahkemesi, gazetecilerin tutukluluklarını "hak ihlali" kapsamında değerlendirerek serbest kalmalarını istemişti.