DÜNDAR, HİLAL CEBECİ İLE PANPİŞLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİYE NASIL DOKUNDU! İŞTE O ANALİZ!
Can Dündar, paylaştığı seksi fotoğraflarla Twitter'ın gündemine oturan Hilal Cebeci ve "panpişlerim" dediği takipçileri arasındaki ilişkiyi analiz etti.
İşte Milliyet yazarı Can Dündar’ın bugünkü köşe yazısı...
Cebeci’nin Panpişleri
Hilal Cebeci bir süredir, tek başına sürdürdüğü başarılı reklam kampanyasıyla twitter’ı sallıyor.
Banu Alkan kıvamındaki bu genç kadının ne iş yaptığı pek bilinmese de nasıl yattığı artık herkesçe biliniyor. Çünkü Cebeci, yatmadan önce sanal takipçileri için erotik yatak odası pozları veriyor.
Twitter’a girdiği ilk sutyenli fotoyla “en çok izlenenler” listesinin başına yerleşince Cebeci, takipçileri, nam-ı diğer “panpişleri” için her gece yeni sürprizler hazırlamaya başladı.
Bir gece “Bugün yeşil giydim Panpişlerim” dedi.
Ertesi gece yarı çıplak yatağa serildi.
Ardından “Şimdi duşa giriyorum” diye ilan etti.
Ve bu “açılım politikası” ile izleyici sayısı kısa sürede 90 bine erişti.
O da panpişlerini göğüslerini göstererek ödüllendirdi.
Hem tepkiciler, hem takipçiler patladı.
* * *
Cebeci kampanyası, bana kışladaki “Aç aç” gecelerini hatırlatıyor:
Genelde garnizonlara belli aralıklarla dansöz davet edilir. Erat gazinoya dizilir. Dansöz yalandan raksederken, asker “Aç... aç” tezahüratına başlar:
Bu tezahürat, aslen “açma emri” ise de, askerin hal-i pür melalini de dile getirir.
Yani “Açız... açız” demektir.
Dansöz, yoğun istek üzerine üstündekileri teker teker çıkartır.
Ama dansöz açtıkça, açlık azalacağına, çoğalır.
“Aç-aç” töreni, ancak açacak bir şey kalmayınca sonlanır.
* * *
Cebeci, duşa girmek için önce kendisinin duşa girmesini bekleyen on binlerce “panpiş”inin “daha... daha” çağrısına ne kadar direnebilir; bilemiyorum.
Ama bu mahcup denemelerin bizi “Kendi pornonu kendin çek-isteyene beleşe izlet” devrine hazırladığını öngörebiliyorum.
Tartışmaları izliyorum:
Cebeci’yi taşlayan, ahlakçılık taslayan çok...
Lakin biliyoruz ki, her teşhirciyi bir röntgenci yaşatır.
Geceleri ışığa koşar gibi ekrana yapışan dikizcileri olmasa Cebeci’yi kim tanır?
* * *
Konu, birçok yönden ilginç:
“Uçağa binmekten korktuğu için jet-ski’ye binemediğini” söyleyen bir şarkıcının, ilgi çekmedeki mahareti açısından da...
Sosyal medyanın, cesur müteşebbisler için yoktan var olmanın ve kolayından üne kavuşmanın en kolay yolu haline gelmesi açısından da...
İletişim teknikleri hızla eskiyip yenilenirken, “Seks satar” ilkesinin hep yeni kalması açısından da...
* * *
Ancak işin beni asıl şaşırtan yanı, sosyal medya ile sosyal hayat arasındaki uçurum...
Toplumsal iklim alabildiğine muhafazakârlaşırken “açılım yanlısı Panpiş hareketi”nin böylesine hızla yaygınlaşması, sokakta ve evde farklı maskeler taktığımıza, ikiyüzlü davrandığımıza dair bir ipucu vermiyor mu?
Aynı filmi 1970’lerde de görmüştük:
Milliyetçi Cephe’nin ahlak polisi sansür kurullarını çalıştırdıkça porno, altın devrini yaşamıştı. Toplumsal baskı, kıstırılmış erkek kitlelerini ucuz seks filmi oynatan sinemaların “aç-aç seansları”nda buluşturmuştu.
Bugünkü “taassup devri”nde ise kısırlaştırılan sosyal hayatın kurbanları, “panpiş” olup sosyal medya başına üşüşmüş durumda...
Nasıl dikizci teşhirciyi yaşatıyorsa, baskı da hadım edilmiş bir cinselliği çoğaltıyor.
Cebeci’nin Panpişleri
Hilal Cebeci bir süredir, tek başına sürdürdüğü başarılı reklam kampanyasıyla twitter’ı sallıyor.
Banu Alkan kıvamındaki bu genç kadının ne iş yaptığı pek bilinmese de nasıl yattığı artık herkesçe biliniyor. Çünkü Cebeci, yatmadan önce sanal takipçileri için erotik yatak odası pozları veriyor.
Twitter’a girdiği ilk sutyenli fotoyla “en çok izlenenler” listesinin başına yerleşince Cebeci, takipçileri, nam-ı diğer “panpişleri” için her gece yeni sürprizler hazırlamaya başladı.
Bir gece “Bugün yeşil giydim Panpişlerim” dedi.
Ertesi gece yarı çıplak yatağa serildi.
Ardından “Şimdi duşa giriyorum” diye ilan etti.
Ve bu “açılım politikası” ile izleyici sayısı kısa sürede 90 bine erişti.
O da panpişlerini göğüslerini göstererek ödüllendirdi.
Hem tepkiciler, hem takipçiler patladı.
* * *
Cebeci kampanyası, bana kışladaki “Aç aç” gecelerini hatırlatıyor:
Genelde garnizonlara belli aralıklarla dansöz davet edilir. Erat gazinoya dizilir. Dansöz yalandan raksederken, asker “Aç... aç” tezahüratına başlar:
Bu tezahürat, aslen “açma emri” ise de, askerin hal-i pür melalini de dile getirir.
Yani “Açız... açız” demektir.
Dansöz, yoğun istek üzerine üstündekileri teker teker çıkartır.
Ama dansöz açtıkça, açlık azalacağına, çoğalır.
“Aç-aç” töreni, ancak açacak bir şey kalmayınca sonlanır.
* * *
Cebeci, duşa girmek için önce kendisinin duşa girmesini bekleyen on binlerce “panpiş”inin “daha... daha” çağrısına ne kadar direnebilir; bilemiyorum.
Ama bu mahcup denemelerin bizi “Kendi pornonu kendin çek-isteyene beleşe izlet” devrine hazırladığını öngörebiliyorum.
Tartışmaları izliyorum:
Cebeci’yi taşlayan, ahlakçılık taslayan çok...
Lakin biliyoruz ki, her teşhirciyi bir röntgenci yaşatır.
Geceleri ışığa koşar gibi ekrana yapışan dikizcileri olmasa Cebeci’yi kim tanır?
* * *
Konu, birçok yönden ilginç:
“Uçağa binmekten korktuğu için jet-ski’ye binemediğini” söyleyen bir şarkıcının, ilgi çekmedeki mahareti açısından da...
Sosyal medyanın, cesur müteşebbisler için yoktan var olmanın ve kolayından üne kavuşmanın en kolay yolu haline gelmesi açısından da...
İletişim teknikleri hızla eskiyip yenilenirken, “Seks satar” ilkesinin hep yeni kalması açısından da...
* * *
Ancak işin beni asıl şaşırtan yanı, sosyal medya ile sosyal hayat arasındaki uçurum...
Toplumsal iklim alabildiğine muhafazakârlaşırken “açılım yanlısı Panpiş hareketi”nin böylesine hızla yaygınlaşması, sokakta ve evde farklı maskeler taktığımıza, ikiyüzlü davrandığımıza dair bir ipucu vermiyor mu?
Aynı filmi 1970’lerde de görmüştük:
Milliyetçi Cephe’nin ahlak polisi sansür kurullarını çalıştırdıkça porno, altın devrini yaşamıştı. Toplumsal baskı, kıstırılmış erkek kitlelerini ucuz seks filmi oynatan sinemaların “aç-aç seansları”nda buluşturmuştu.
Bugünkü “taassup devri”nde ise kısırlaştırılan sosyal hayatın kurbanları, “panpiş” olup sosyal medya başına üşüşmüş durumda...
Nasıl dikizci teşhirciyi yaşatıyorsa, baskı da hadım edilmiş bir cinselliği çoğaltıyor.