DUBAİ'DEN TÜRKİYE'YE UÇTU,MUTLULUK ÇUBUĞUNUN PEŞİNE DÜŞTÜ!!!

Yaşadığı fantezileri anlatacak kadar 'yırtık bir yazar' olduğunu gösteren Hürriyet yazarı Ayşe Arman bu kez başkasınınkini(!)merak edip Dubai'den İstanbul'a geldi.Ancak ünlü işadamında mutluluk çubuğu bulamayan Arman çöküntüye uğradı!...

Neeeeee? ´Çubuk´ yok mu? Öyleyse, benim burada işim ne?




Şaşkın gözlerle yüzüme bakıp...

"Yok" diyor.

"Çubuk mubuk yok!"

Beni ne kadar üzdüğünü bilmiyor.

Ben buraya çubuk için geldim.

Çubuk yoksa, röportaj da yok!

*

Elimde değil...

Onu sarsmak istiyorum.

Ben kalkmışım taaa Dubai´lerden gelmişim, biri çubuk taktırmış, genç sevgili bulmuş, gazetelerde sayfa sayfa resimler...

Karşısına gelince, çubuk yok oluyor...

Nasıl olur?

Koskoca çubuk, nasıl yok olur!

Çöküyorum, resmen çöküyorum.

*

Eyvah!

Bu kadar rahat bir adamın nasıl olsa saklayabileceği bir şey yoktur diye sormayı planladığım bütün ilginç sorular da güme gidiyor:

"Viagra çağında neden mutluluk çubuğu?"

"Arada ne fark var"

"Nasıl işliyor?"

"Partner için fark yaratıyor mu?"

"Güvenlik kapısından geçerken, gerçekten ötüyor mu?"

"Ötünce insan ne hissediyor?"

"Yoksa, bütün bunlar şehir efsanesi mi?"

...

...

...

*

Bak hálá "İftira!" diyor

Sinir sistemimi yerle bir ediyor.

Karşımda çubuksuz bir Mehmet Dalmaz ile kalakalıyorum.

O zaman ne yapıyorum?

"E buraya kadar geldim, anlatın bari, nedir öykünüz?" diyorum.

Mutluluk çubuğu taktırmışsınız, hayırlı olsun...

- Böyle bir şey yok.

Nasıl yok? Gazeteler yazdı.

- Siz gazetelerin her yazdığına inanıyor musunuz? Benim için "Mafya" da dediler, "Silah taşıyor" da dediler, "İnsanları ölümle tehdit ediyor" da dediler. Bunlar ne kadar doğru değilse, bu çubuk işi de o kadar doğru değil...

Sakın yanlış anlamayın Mehmet Bey, ben yadırgamıyorum, şu hayatta herkes ne isterse taktırır...

- Ayşe Hanım öyle de... Uyduruyorlar.

Kim uyduruyor?

- Evdekiler. Karım ve oğlum. Biliyorsunuz, bizimki Güllerin Savaşı´nı da geçti. Mahkeme dilekçesine "Muayene oldu" diye bir şey yazdırmışlar. Basın da aldı bunu, muayene olduğuna göre "Mutluluk çubuğu taktırmıştır" diye yazdı.

Şimdi da siz herkese tek tek taktırmadığınızı açıklamak zorunda mı kalıyorsunuz?

- Yok efendim, bütün dostlarım zaten bunun gerçek olmadığını biliyor.

Ayıptır sorması nereden biliyorlar?

- Biliyorlar. Biz şurada kaç kişiyiz, hepimiz birbirimizi biliriz.

Oysa ben hazırlanmıştım, size erkeğin yaşam kalitesini artırıyor mu gibi sorular soracaktım.

- Cevap veremem çünkü gerçekten bilmiyorum. Müşkül durumdayım, iftiraya uğradım.

Peki bu iftirayı düzeltmek için bir şey yaptınız mı?

- Aman, aman, yapmam. Hatırlatmaktan başka bir işe yaramaz. Böyle kalsın, yeter ki, konu tekrar gündeme gelmesin.

26 yaşında genç sevgiliniz olduğu da mı yalan?

- Yok, o doğru, o var. Hem neden olmasın?

Belki de insanlar, "Bu kadar genç sevgilisi varsa, mutlaka mutluluk çubuğu taktırmıştır" diye düşünüyorlardır...

- Hiç ilgisi yok...

Sevgilinize bir doğum günü partisi yaptınız. Sağır sultan bile duydu. Neydi bu? Nispet mi? Evdekileri gıcık etmek mi?

- Ne münasebet. Ofiste, "Kışa merhaba toplantısı yapalım" dedik, dostlarımızı da çağırdık. O esnada fark ettim ki, bir araya gelmek için bir vesile daha var: Bir doğum günü. Onu da kutladık. Birdenbire gazeteler hem bu genç hanımdan söz etti hem de çubuktan....

SEVGİLİMİN YAŞI KİMSEYİ İLGİLENDİRMEZ

E siz kaçın kur