Dorukhan Büyükışık'ın ölümü cinayet olarak soruşturulacak

2018 yılında İzmir Narlıdere'de cansız bedeni bulunan 27 yaşındaki Dorukhan Büyükışık'ın ölümü intihar olarak kapatılmıştı. Ailesinin adalet arayışları ve Adalet Bakanlığı'nın girişimleri sonucunda Yargıtay 1. Dairesi, dosyanın "cinayet soruşturması" olarak yeniden açılmasına karar verdi.

İzmir Narlıdere'de cansız bedeni bulunan Dorukhan Büyükışık'ın intihar olarak kapatılan dosyası, Adalet Bakanlığı'nın talebi ve Yargıtay 1. Dairesi'nin onayı ile "cinayet soruşturması"na dönüştü. Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, "Ülkede halen dürüst yargı mensuplarının bulunduğunu göstermesi açısından umut verici" dedi.

YARGITAY'DAN TARİHİ KARAR
T24'ten Tolga Şardan'ın haberine göre, 13 Mayıs 2018'de yaşamını yitiren Dorukhan Büyükışık'la ilgili dosya, Adalet Bakanlığı'nın "kanun yararına bozma" talebi üzerine cinayet soruşturmasına dönüştürüldü. Oğlu Dorukhan'ın ölümünü aydınlatma mücadelesi veren Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık'ın çabaları sonuç verdi.

Büyükışık ailesinin mücadelesi, Adalet Bakanlığı'nın dikkatini çekti ve Yargıtay, bu önemli dava hakkında cinayet soruşturması açılmasına karar verdi. Karar, Dorukhan Büyükışık'ın "yüksekten düşme neticesi ölmediği" ve "cinayet sonucu"nda hayatını kaybettiğini gösteriyor.

'BAKANLIĞIN VE YARGITAY'IN DESTEĞİ ADALETE UMUDUMU ARTIRDI'
Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, adalet mücadelesinin yeni bir safhaya girdiğini belirterek, dosyanın cinayet olarak değerlendirilmesinin önemine dikkat çekti. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüteceği yeni soruşturma süreci, kamuoyunun yakından takip ettiği bir gelişme oldu.

Dorukhan Büyükışık'ın babası Ethem Büyükışık, Türkiye'deki yargı sistemine olan inancını ve umudunu dile getirdi. Adalet Bakanı ve Yargıtay'ın desteğiyle, sürecin bu noktaya gelmesinin kendileri için umut verici olduğunu ifade etti.

NE OLMUŞTU?
27 yaşındaki Dorukhan Büyükışık, İzmir Narlıdere'de spor yapmak için evden ayrıldıktan sonra, 13 Mayıs gecesi yaşamını yitirdi. Bulunduğu yer ve koşullar, büyük bir şüphe uyandırmıştı. Olay yeri, evine sadece 600 metre uzaklıkta, bir inşaat alanıydı.

Olay yeri incelemesi ve çevredeki tanıklıklar, olayın gerçekleşme şekli hakkında ciddi soru işaretleri oluşturdu. 19 güvenlik kamerası, 4 bekçi ve çok sayıda işçi olmasına rağmen, Büyükışık'ın ölümüne dair net bir görüntü sağlanamamıştı. İşçilerin "yüksek bir haykırma" duydukları belirtilmiş, ancak bu yönde bir ifade kaydı oluşturulmamıştı.

KAMERA KAYITLARI SAHTE ÇIKMIŞTI
Soruşturma sürecinde, bölgedeki güvenlik kamerası kayıtlarının doğru bir şekilde incelenmemesi ve şirketin kayıtları gizlemesi, adalet arayışını zorlaştırmıştı. Baba Ethem Büyükışık'ın ısrarları sonucu elde edilen kayıtların, inşaat firması tarafından üretilmiş sahte deliller olduğu belirlenmişti.

SORUŞTURMADAKİ AKSAKLIKLAR
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, yeni delillerin ortaya çıkmasına rağmen 13 kişi hakkında takipsizlik kararı vermesi, Büyükışık ailesinin adalet mücadelesini daha da zorlaştırmıştı. Baba Ethem Büyükışık, süreçteki tüm aksaklıklara rağmen mücadelesine devam ettiğini ve savcılığın kararına itiraz ettiğini defalarca dile getirmişti.