Döne Nine o yakarışın hikayesini anlattı: Gökler ağladı yavrum!
Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan bombalı araç saldırısında ellerini havaya aıp kızı ile torununun ölümüne isyan eden fotoğrafıyla tanıdığımız Döne Nine o günü Hürriyet'ten Ali Dağlar'a anlattı.
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 1 yıl önce bombalı araç saldırılarında 52 kişi öldü, 146 kişi yaralandı. Bu saldırısı belleklere, dev bomba çukurunun kenarında ellerini havaya açmış, kızı ile torununun ölümüne isyan eden ninenin fotoğrafı ile kazındı.
1 yıldır tedavi gören, “Üzüntüden Atatürk’ün hastalığı çıktı bende” diyen Döne Kuvvet (73) ile Reyhanlı’daki evinde, yıldönümü bu yıl anneler gününe denk gelen o meşum günü Hürriyet Gazetesi'nden Ali Dağlar'a anlattı.
Karaman’daki kızı ve iki torunu geçen yıl anneler günü için kendisini ziyarete gelen Kuvvet, bu yıl da gelmek isteyen kızları için, “Gelmelerini istemiyorum, yandım, bir daha yanmayayım” derken gözyaşlarını tutamıyor. “Allah’ım, o gün gitsin, hiç gelmesin!” diyerek ellerini yine gökyüzüne açan Döne nine anlatıyor:
ANNELER GÜNÜMÜ KUTLAMAK İÇİN GELMİŞLERDİ
“Okuma yazmam yok, 7 çocuğum vardı, dört kız, üç oğlan. Eşim vefat etti. Kızlarımın hepsini gelin ettim. Birinin dahi işi yok, oğlanların ikisi ortaokul mezunu, kızlarım lise mezunu, okudular ama bir şey olamadılar. Büyük oğlum çalıştı, çabaladı, gardiyan oldu. Bunca zaman iş yok güç yok, kızımla nakış, dikiş yaptık, aman kimseye muhtaç olmayalım diye. Bunlar gelmeden evvel rahattık, herkes yağında kavruluyordu. Allah kimsenin başına vermesin, senin başına verse sen de gidip oraya sığınırsın. Ben Suriyelileri suçlamıyorum ama içimize geçmese daha iyi olurdu. Mecburen ekmeğin yarısını onlara vermek zorundayız. Her şey pahalı oldu, evler, elektrik, her şeye zam geldi. Patlamadan 5 ay önce sağda, solda, burada patlama olacak, Çarşamba pazarına bomba koydular diye bir söylenti vardı. Allah’ın kaderi, o da bizi buldu. Kızım Kübra, Karaman’da, bir uzman çavuşla evli, iki çocuğunu alıp anneler günü için yanıma gelmişti. Bir gece yattı, sabah felaket koptu.
NADİRE GELİYORUM DEDİM, ANNE SEN GELME DEDİ ELİYLE
Ölen kızım Nadire 9 ay evli kaldı, kaynanasıyla anlaşamadı, 5 yıl önce bırakıp geldi. Sabah kahvaltı etmeden dükkana gitti çalışmaya, 12 idi geldi, namazını kıldı. Torunum Fatmanur ‘Teyze beni de beni de’ dedi. Onu da kucakladı, sırtına alıp çıktı. Biz de peşinden çıktık. Aramız yüz metre, Nadire geliyorum dedim, anne sen gelme dedi eliyle. O kız da sırtında anneanne, anneanne diyor, bay bay ediyor, el sallıyor, yüzü bana dönük.
ALLAHIM O GÜN GİTSİN HİÇ GELMESİN
Kızım, yeğeni sırtında dükkanın kapısına yetişti, içeride bayanlar var, arkadaşı çıktı, ‘Fatmanur canım’ dedi, kızı kucağından almaya kalktı, patlamayla birlikte dükkanın kapısına geçti. Patlama o an oldu. O sırada baktım bir tekerden fışırtı çıktı, fış etmesiyle kar dumanı gibi, adam boyu duman çıkınca Araplar bomba attılar dedim, beyaz duman çıkmasıyla artık orayı görmedim. Arabayı dükkanın önüne koymuşlardı, kızımla arabanın arası şu kadar. Araplar bomba attı demeye kalmadı, Allahım o gün gitsin, hiç gelmesin!
BİR BAKTIM HERŞEY UÇUYOR
Biz yaşadık, can kulu yaşamasın, ne Sünnisi, ne Alevisi, hiçbirisi. Yer gök oldu toz, duman, mahşer yeri öyle değildir, kıyamet koptu, alamet geldi. Beni savurdu attı, ta Atatürk’ün arkasına. Belediyenin önündeydim, tansiyonum çıktı, dünya dolandı, düştüm dedim. Şöyle bir baktım ki her şeyler havada gidiyor, her şey uçuyor. Kollar, ayaklar, bedenler her şey. Kimse yok çevrede, sesler geliyor, herkes koşuyor, kim ölü, kim yaralı belli değil. Ateş çıktı, bir duman, gök karanlık oldu, bütün dünya karanlık.
YAVRUM, SENİN ELİN Mİ DEDİM, AĞLADIM
Can alameti, kaçan kaçana. Yanan yere koştum, ayaklarımın altı eridi, öyle sıcaktı. Oraları dolandım, baktım ki torunumun eli sanki kaynayan suya batırır, çıkarırsın nasıl, eller kınalı, beyaz elinde bileziği var, bildim torunumun elidir, yavrum, senin elin mi dedim, ağladım.
3 SEFER EVE GİTTİM GELDİM, UÇUYORUM
Çukur oyuldu, su atıyor, bir ateş de yanıyor. Nasıl kelle paça yanar, öyle yanıyor, koku. Allah deyi, hükümet yok mu, itfaiye, ambulans nerede diye bağırdım. İbrahim Halil’i kurtardığın gibi bizi de kurtar, söndür diyorum. 5 dakika sürmedi, bir baktım oradan gürledi. İkincisi. Bu millet, bu memleket kaynıyor, bir uğultu geliyor, nereden geliyor, kimse bilmiyor. Üç sefer eve gittim geldim, uçuyorum. İtfaiye oraya gelmedi. Ölüleri kaldırın dedik. Bir ambulans geldi, oğullarım geldi, anne hani bacım dediler, aha orada yanıyor dedim. Kaderi ilahi. Sağda, solda çöp tenekesi topladılar, ateşi söndürdüler, o zamana kadar öbür kızı çıkardılar, topladılar, leğenlere koydular, biz orada oturduk, nereye gideceğiz, ancak bağırdık, 3 kızım, iki oğlum, konu komşu, hepimiz orada oturup ağladık, Allah’ım neydi bu musibet diye.
YAĞMUR HİÇ DURMADI, GÖKLER AĞLADI YAVRUM
Akşam namazı okundu, millet çadır kurdu, bir yağmur, bir yağmur, sabaha kadar hiç durmadı, gökler ağladı yavrum. Kaderi ilahi, kimi suçlayalım. 53 ölü vardı, memlekette herkes kendi halinde.
BELEDİYE REİSİ BAŞBAKAN'LA GELDİ
Başbakan geldi, herkes geldi şimdi, Allah var. Belediye reisi Başbakanla geldi. O güne kadar hiç sormadı, bacım kaybınız nedir diye. Bizde namus yok, gene o seçildi. Başbakan eve geldi, Allah razı olsun, saydı geldi. Niye inkar edeyim. Geldi, oturdu, sohbet etti. 10 bin lira verdiler bize ölü kaldırmak için. Bize 22 bin para verdiler, hepsi bu.
BAŞBAKAN 'EVRAKINI YAZ KAYMAKAMA VER' DEDİ, BİR SENEDİR BEKLİYORUZ
Başbakan'a söyledim, iki oğlum işsizdir, tarlamız, takımımız yok, şu evden başka diye. Teyze, her evden bir tane alacağım işe, evrakını yaz, kaymakama ver dedi, verdik, bekliyoruz bir senedir, ne olduğunu bilmiyoruz.
BALON PATLASA HERKES PANİĞE KAPILIYOR
Hiç bilmedik, Suriye harbidir, oradan attı, buraya düştü dedik, öyle düşündük. Herkes tedirgin oldu, herkes göçtü. Şimdi balon patlasa herkes paniğe kapılıyor. Takdiri mukadderat, ne diyelim.
YANDIM, BİR DAHA YANMAYIM
Rahmetli çocuğun annesi Antakya’da, Anneler günü için gelecekler ama gelmelerini istemiyorum. Çünkü yandım, bir daha yanmayım, hiç istemiyorum. Cumartesi günü mevlüdünü okutacağım. Derdimiz büyük, memleketin mülki amiri olarak, herkesin derdini dinlemeye mecburdur, bunu tamir etmeye mecburdur, koyunu bırakırsan ya kurt yer ya yazıda kalır, niye çoban olmuş, hepsini toplamak için, hepsini eğri ne, doğru ne salmak için. Memlekette iş mi bitik, insanın canı isterse tekeden süt çıkarır.
ATATÜRK'ÜN HASTALIĞI ÇIKTI BENDE ÜZÜNTÜDEN
Patlamadan sonra hastalandım, 1 yıldır her hafta hastaneye gidiyorum, 15 kilo kan verdiler. Atatürk’ün hastalığı çıktı bende üzüntüden, sarılık oldum. Torunumun annesi, kızım kafayı oynattı. Durup durup ağlıyor.
1 yıldır tedavi gören, “Üzüntüden Atatürk’ün hastalığı çıktı bende” diyen Döne Kuvvet (73) ile Reyhanlı’daki evinde, yıldönümü bu yıl anneler gününe denk gelen o meşum günü Hürriyet Gazetesi'nden Ali Dağlar'a anlattı.
Karaman’daki kızı ve iki torunu geçen yıl anneler günü için kendisini ziyarete gelen Kuvvet, bu yıl da gelmek isteyen kızları için, “Gelmelerini istemiyorum, yandım, bir daha yanmayayım” derken gözyaşlarını tutamıyor. “Allah’ım, o gün gitsin, hiç gelmesin!” diyerek ellerini yine gökyüzüne açan Döne nine anlatıyor:
ANNELER GÜNÜMÜ KUTLAMAK İÇİN GELMİŞLERDİ
“Okuma yazmam yok, 7 çocuğum vardı, dört kız, üç oğlan. Eşim vefat etti. Kızlarımın hepsini gelin ettim. Birinin dahi işi yok, oğlanların ikisi ortaokul mezunu, kızlarım lise mezunu, okudular ama bir şey olamadılar. Büyük oğlum çalıştı, çabaladı, gardiyan oldu. Bunca zaman iş yok güç yok, kızımla nakış, dikiş yaptık, aman kimseye muhtaç olmayalım diye. Bunlar gelmeden evvel rahattık, herkes yağında kavruluyordu. Allah kimsenin başına vermesin, senin başına verse sen de gidip oraya sığınırsın. Ben Suriyelileri suçlamıyorum ama içimize geçmese daha iyi olurdu. Mecburen ekmeğin yarısını onlara vermek zorundayız. Her şey pahalı oldu, evler, elektrik, her şeye zam geldi. Patlamadan 5 ay önce sağda, solda, burada patlama olacak, Çarşamba pazarına bomba koydular diye bir söylenti vardı. Allah’ın kaderi, o da bizi buldu. Kızım Kübra, Karaman’da, bir uzman çavuşla evli, iki çocuğunu alıp anneler günü için yanıma gelmişti. Bir gece yattı, sabah felaket koptu.
NADİRE GELİYORUM DEDİM, ANNE SEN GELME DEDİ ELİYLE
Ölen kızım Nadire 9 ay evli kaldı, kaynanasıyla anlaşamadı, 5 yıl önce bırakıp geldi. Sabah kahvaltı etmeden dükkana gitti çalışmaya, 12 idi geldi, namazını kıldı. Torunum Fatmanur ‘Teyze beni de beni de’ dedi. Onu da kucakladı, sırtına alıp çıktı. Biz de peşinden çıktık. Aramız yüz metre, Nadire geliyorum dedim, anne sen gelme dedi eliyle. O kız da sırtında anneanne, anneanne diyor, bay bay ediyor, el sallıyor, yüzü bana dönük.
ALLAHIM O GÜN GİTSİN HİÇ GELMESİN
Kızım, yeğeni sırtında dükkanın kapısına yetişti, içeride bayanlar var, arkadaşı çıktı, ‘Fatmanur canım’ dedi, kızı kucağından almaya kalktı, patlamayla birlikte dükkanın kapısına geçti. Patlama o an oldu. O sırada baktım bir tekerden fışırtı çıktı, fış etmesiyle kar dumanı gibi, adam boyu duman çıkınca Araplar bomba attılar dedim, beyaz duman çıkmasıyla artık orayı görmedim. Arabayı dükkanın önüne koymuşlardı, kızımla arabanın arası şu kadar. Araplar bomba attı demeye kalmadı, Allahım o gün gitsin, hiç gelmesin!
BİR BAKTIM HERŞEY UÇUYOR
Biz yaşadık, can kulu yaşamasın, ne Sünnisi, ne Alevisi, hiçbirisi. Yer gök oldu toz, duman, mahşer yeri öyle değildir, kıyamet koptu, alamet geldi. Beni savurdu attı, ta Atatürk’ün arkasına. Belediyenin önündeydim, tansiyonum çıktı, dünya dolandı, düştüm dedim. Şöyle bir baktım ki her şeyler havada gidiyor, her şey uçuyor. Kollar, ayaklar, bedenler her şey. Kimse yok çevrede, sesler geliyor, herkes koşuyor, kim ölü, kim yaralı belli değil. Ateş çıktı, bir duman, gök karanlık oldu, bütün dünya karanlık.
YAVRUM, SENİN ELİN Mİ DEDİM, AĞLADIM
Can alameti, kaçan kaçana. Yanan yere koştum, ayaklarımın altı eridi, öyle sıcaktı. Oraları dolandım, baktım ki torunumun eli sanki kaynayan suya batırır, çıkarırsın nasıl, eller kınalı, beyaz elinde bileziği var, bildim torunumun elidir, yavrum, senin elin mi dedim, ağladım.
3 SEFER EVE GİTTİM GELDİM, UÇUYORUM
Çukur oyuldu, su atıyor, bir ateş de yanıyor. Nasıl kelle paça yanar, öyle yanıyor, koku. Allah deyi, hükümet yok mu, itfaiye, ambulans nerede diye bağırdım. İbrahim Halil’i kurtardığın gibi bizi de kurtar, söndür diyorum. 5 dakika sürmedi, bir baktım oradan gürledi. İkincisi. Bu millet, bu memleket kaynıyor, bir uğultu geliyor, nereden geliyor, kimse bilmiyor. Üç sefer eve gittim geldim, uçuyorum. İtfaiye oraya gelmedi. Ölüleri kaldırın dedik. Bir ambulans geldi, oğullarım geldi, anne hani bacım dediler, aha orada yanıyor dedim. Kaderi ilahi. Sağda, solda çöp tenekesi topladılar, ateşi söndürdüler, o zamana kadar öbür kızı çıkardılar, topladılar, leğenlere koydular, biz orada oturduk, nereye gideceğiz, ancak bağırdık, 3 kızım, iki oğlum, konu komşu, hepimiz orada oturup ağladık, Allah’ım neydi bu musibet diye.
YAĞMUR HİÇ DURMADI, GÖKLER AĞLADI YAVRUM
Akşam namazı okundu, millet çadır kurdu, bir yağmur, bir yağmur, sabaha kadar hiç durmadı, gökler ağladı yavrum. Kaderi ilahi, kimi suçlayalım. 53 ölü vardı, memlekette herkes kendi halinde.
BELEDİYE REİSİ BAŞBAKAN'LA GELDİ
Başbakan geldi, herkes geldi şimdi, Allah var. Belediye reisi Başbakanla geldi. O güne kadar hiç sormadı, bacım kaybınız nedir diye. Bizde namus yok, gene o seçildi. Başbakan eve geldi, Allah razı olsun, saydı geldi. Niye inkar edeyim. Geldi, oturdu, sohbet etti. 10 bin lira verdiler bize ölü kaldırmak için. Bize 22 bin para verdiler, hepsi bu.
BAŞBAKAN 'EVRAKINI YAZ KAYMAKAMA VER' DEDİ, BİR SENEDİR BEKLİYORUZ
Başbakan'a söyledim, iki oğlum işsizdir, tarlamız, takımımız yok, şu evden başka diye. Teyze, her evden bir tane alacağım işe, evrakını yaz, kaymakama ver dedi, verdik, bekliyoruz bir senedir, ne olduğunu bilmiyoruz.
BALON PATLASA HERKES PANİĞE KAPILIYOR
Hiç bilmedik, Suriye harbidir, oradan attı, buraya düştü dedik, öyle düşündük. Herkes tedirgin oldu, herkes göçtü. Şimdi balon patlasa herkes paniğe kapılıyor. Takdiri mukadderat, ne diyelim.
YANDIM, BİR DAHA YANMAYIM
Rahmetli çocuğun annesi Antakya’da, Anneler günü için gelecekler ama gelmelerini istemiyorum. Çünkü yandım, bir daha yanmayım, hiç istemiyorum. Cumartesi günü mevlüdünü okutacağım. Derdimiz büyük, memleketin mülki amiri olarak, herkesin derdini dinlemeye mecburdur, bunu tamir etmeye mecburdur, koyunu bırakırsan ya kurt yer ya yazıda kalır, niye çoban olmuş, hepsini toplamak için, hepsini eğri ne, doğru ne salmak için. Memlekette iş mi bitik, insanın canı isterse tekeden süt çıkarır.
ATATÜRK'ÜN HASTALIĞI ÇIKTI BENDE ÜZÜNTÜDEN
Patlamadan sonra hastalandım, 1 yıldır her hafta hastaneye gidiyorum, 15 kilo kan verdiler. Atatürk’ün hastalığı çıktı bende üzüntüden, sarılık oldum. Torunumun annesi, kızım kafayı oynattı. Durup durup ağlıyor.