Donanma Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davası
- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 15'i firari 90 sanığın yargılanmasına devam edildi
KOCAELİ (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 15'i firari 90 sanığın yargılandığı davada, esasa ilişkin savunmalar alındı.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar ve sanık yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.
Darbe girişimi sırasında, "Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yaşanan olaylarda üs komutanı darbeci Amiral Hayrettin İmren ile hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimat ve emirlerini sorgulamadan uyguladığı, silahlı olan sanığın darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, etkisiz hale getirilen müşteki amiraller Ahmet İskender Yıldırım ve Yalçın Payal'ın cezaevi aracına konularak İstanbul'a götürülmeleri, Merkez Komutanlığı Koruma Birlik Komutanı Albay Uğur Çelikten'in gözaltına alınması ve etkisiz hale getirilmesi sürecinde aktif olarak bulunduğu" iddiasıyla hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık, o dönem Donanma Komutanlığı Güvenlik Tabur Komutanlığı'nda uzman çavuş olarak görev yapan E.K, esasa ilişkin savunma yaptı.
Sanık E.K, 15 Temmuz akşamı televizyondan, İstanbul'da askerlerin Boğaz Köprüsü'nü kapattığını ve bazı olayların yaşandığını gördüğünü, "WhatsApp" grubundan acil olarak Donanma Komutanlığı'na gelmesi yönünde mesaj aldığını ve görev yerine gittiğini söyledi.
Üssün önünde halkın toplanmaya başladığını anlatan E.K, "Ben donanmaya sabotaj olduğunu düşündüm. Üs komutanı Amiral Hayrettin İmren beni Albay Muharrem Aslan'ın yanına götürerek, burada kalmamı emretti. Bu arada İmren, Albay Uğur Çelikten'e bağırarak, 'Sen benim emrimi nasıl dinlemezsin.' diye çekiştirerek, nezarete attırdı." diye konuştu.
Kendisine kimsenin darbe girişimi olduğunu ve Hayrettin İmren'in darbeci olduğunu söylemediğini öne süren E.K, "Amiral emir verdi diye yanında gittim. Kanunsuz bir emir almadım. Sabaha kadar Merkez Komutanlığı'nın çardağında oturdum. Orada kimsenin başında nöbet tutmadım. Bazı sicil amirlerim darbe olduğunu kapının önünde toplanan vatandaşlardan öğrenmiş. Ama beni uyarmadılar, yönlendirmediler." ifadelerini kullandı.
Amirallerin, Hayrettim İmren tarafından gözaltına alınarak cezaevi aracına bindirilmesi olaylarında orada olmadığını, evde olduğunu ileri süren E.K, şöyle konuştu:
"Donanma Komutanı Veysel Kösele, Albay Uğur Çelikten'i telefonla arayarak, Hayrettin İmren'in darbeci olduğunu, emir komuta zincirinden çıkarıldığını, onun emirlerine uyulmaması gerektiğini emretmiş. Uğur albaya bir ihtiyacının olup olmadığını sorduğumda bana Donanma Komutanı'nın İmren hakkındaki emirlerinden bahsetmedi. Bana bunu söyleseydi ben şimdi burada yargılanıyor olmazdım. Sabah İmren'in botla kaçtığını öğrendim. Niye kaçtı, deli divane mi bu adam diye tepki gösterdim."
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen E.K, beraatini ve tahliyesini talep etti.
- Tutuklu sanık E.Ö'nün savunması
Darbe girişimi sırasında, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından TCG Yavuz Savaş Gemisi Komutanı Sezai Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle birlikte hareket ettiği, gemide Donanma Komutanı Veysel Kösele ve 2 Komodor Levent Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, yine silah zoruyla Donanma Komutanı’nın Emir Astsubayı Yalçın Gül’ün ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk’ün etkisiz hale getirilmesi, Ebubekir Öztürk'ü etkisiz hale getirirken silah kullanılması olayları sırasında Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın kamarasının dışarıya açılan iple bağlanan kapısının önünde nöbet tutan sanıklardan olduğu, sanığın babasının adına kayıtlı telefon hattının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünce kullanılan sabit hatla arama kaydının olduğu" suçlamalarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık, eski TCG Yavuz Gemisi'nin Savaş Harekat Merkezi Subayı Teğmen E.Ö, esasa ilişkin savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Geminin en kıdemsiz subayı olduğunu ifade eden E.Ö, 15 Temmuz 2016'da Deniz Lisesi mezuniyet törenine katılmak için İstanbul'a gittiklerini, program dönüşünde geminin tatbikat yapılacak gerekçesiyle İzmit Körfezi'nden Marmara Denizi'ne geri döndürüldüğünü belirtti.
Sanık E.Ö, akşam saatlerinde mesaj geldiğini, Komodor Levent Kerim Uça, Sezai Özgür Öztürk ve 2. komutan Meftun Metin'in mesajı okurken "sıkıyönetim direktifi" dediklerini duyduğunu belirterek, "Daha sonra 00.30 sıralarında kamarama gidip uyudum. Sabah 06.00 gibi uyandırılarak, gemi komutanı tarafından amiral kamarasının arka tarafında durmam için emir verildi. Ben o kamarada Donanma Komutanı'nın tutulduğunu veya içeride herhangi birinin olup olmadığını bilmiyordum. Gemide geçen olaylara hiç karışmadım. Donanma Komutanı'nın gemiye geldiği ve tecrit edildiğinde, koruma astsubayının kelepçelenmesi, silahla ateş edilmesi esnasında ben kamaramda uyuyordum." sözleriyle kendini savundu.
Babasına ait telefon hattını kullandığı, bu hatta FETÖ/PDY silahlı terör örgütünce kullanılan sabit hatla arama kaydının olduğu yönündeki iddiaları da cevaplayan sanık E.Ö, "2013 yılında ben askeri öğrenciydim. Telefona iki kez çağrı yapılmış. Bu çağrıyı kimin yaptığı belli değil. Zaten görüşme de olmamış. Bunun örgütsel bir faaliyet olduğu söylenemez." diye konuştu.
Hakkındaki iddialarla ilgili dosyada somut delilin olmadığını, sadece gemi komutanının emri ile kamaranın arkasında durduğunu ve olaylardan haberinin olmadığını ileri süren E.Ö, beraatini ve tahliyesini talep etti.
- "Personel ve ben darbecilere küfür ederek, tepkimizi gösterdik"
Darbe girişimi sırasında, "Darbeci amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezai Özgür Öztürk’e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle birlikte hareket ettiği, gemide Donanma Komutanı Veysel Kösele ve 2 Komodor Levent Kerim Uca'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, Donanma Komutanı’nın emir astsubayı Yalçın Gül’ün ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk’ün etkisiz hale getirilmesi olayları sırasında, Ebubekir Öztürkün ellerinin bağlanması için gerekli olan 'sıçan kuyruğu' olarak tabir edilen bağlama aparatı temin ettiği, sabah saatlerinde müşteki Ebubekir Öztürk plastik kelepçe çıkarıldıktan sonra onunla birlikte diğer müşteki Yalçın Gül'ün gemide başçarkçı kamarasına kilitlenmesi eyleminde bulunduğu" suçlamalarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık, o dönem TCG Yavuz Savaş Gemisinde makine elektronik astsubayı görevini icra eden A.C.Ö, esasa ilişkin savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
Sanık A.C.Ö,15 senedir üniforma giydiğini ancak gemi komutanı ve personelin gemide silahla dolaştığını görmediğini, ama o gece gemi komutanının gemiyi silahla yönettiğini ifade ederek, "Astsubay salonunda televizyondan darbe girişimini görünce, darbeye karşı olduğumu söyledim. Diğer personel ve ben darbecilere küfür ederek, tepkimizi gösterdik. Gemide kim darbeci, kim darbe karşıtı belli değildi. Gemi 2. komutanı Meftun Metin, 'Donanma Komutanı'nı misafir ediyoruz. Bizim darbecilerle bir alakamız yok' dedi." şeklinde konuştu.
Donanma Komutanı'nın kapatıldığı kamaranın arka kapısının bağlandığı ipi kendisinin vermediğini ileri süren A.C.Ö, şunları kaydetti:
"Rıfat astsubay ipi verenin 'abi' diye hitap ettiğini söylemiş. Benden yaşça küçük olan kimseye ben 'abi' diye hitap etmem. Beni başka birisiyle karıştırıyor olabilir. Bir şeylerin ters gittiğini anladım ama yanımda silah olmadığı için gemi komutanına ve 2. komutana müdahale edemedim. FETÖ'cü ve darbeci değilim. Sıkıyönetim mesajından haberim olmadı. Donanma Komutanı'nın koruma ve emir astsubayına refakat ettim ama cebir ve şiddet uygulamadım. Suçsuzum. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum."
- Tutuklu sanık Arif Çırtlık'ın savunması
Darbe girişimi sırasında, "TCG Salihreis Savaş Gemisi Komutanı görevinde bulunduğu, ancak 5 Komodor Önder Öngör'ün talimatıyla vekil komutan olarak TCG Kemalreis Savaş Gemisi’ni seyre kaldırdığı, darbeci amiral Ayhan Bay tarafından Komodor Önder Öngör vasıtasıyla kendisine verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle birlikte hareket ettiği, kendisine verilen Marmara Denizi’nde darbecilerin kararlılığını göstermek amacıyla 3 atım top atışı yapılması talimatını yerine getirerek, İstanbul Moda açıklarında 3 atım top atışı yaptırdığı, akabinde tekrar bir üç atım daha atış yapması yönündeki talimat doğrultusunda atış yaptırmak istediği ancak topun arıza vermesi sebebiyle atışın yapılamadığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mahrem abilerince kullanılan sabit hatla cep telefonuna ardışık aranmaktan HTS kaydının olduğu, WhatsApp menüsü içerisinde bulunan konuşmalarda Deniz Lisesi 1990 sınıfı grubunun üyelerinden M.A.Y. adına kayıtlı hattan sıkıyönetim direktif konulu yazının resim olarak paylaşıldığı,
M.A. adına kayıtlı bulunan hattan sıkıyönetim atama listesinin paylaşıldığı" suçlamalarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık, eski TCG Salihreis Savaş Gemisi Komutanı Deniz Kurmay Yarbay Arif Çırtlık, esasa ilişkin savunma yaptı.
TCG Kemalreis'i emir komuta dışında ve kanunsuz olarak seyre kaldırdığı iddialarını kabul etmeyen Çırtlık, gemi komutanının yıllık izinde olmasından dolayı komutan vekili olduğunu, Komodor Önder Öngör'ün terör saldırısı olacağını söyleyerek, geminin acil olarak seyre kaldırması yönünde emir verdiğini ileri sürdü.
Sadece emirleri yerine getirdiğini ve darbe olduğunu bilmediğini savunan Çırtlık, şöyle konuştu:
"Ben terör saldırı nedeniyle geminin güvenliğini sağladım. 'TSK yönetime el koydu, hükümet ve Meclis feshedildi' gibi bir konuşma olmadı. Tanık ve sanık ifadeleri bunu teyit ediyor. Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin Yavuz Gemisi'ne giderken şüpheli bir botun onu takip ettiği bilgisi geldi. Komodor Önder Öngör, terör unsurlarına uyarı atışı yapılmasını emretti. O sıralarda İstanbul üzerinden F16 uçakları ve helikopterler alçak uçuş yapıyordu. Ben de İstanbul Moda açıklarında saat 03.30'da 3 el top atışı yaptırdım. Komodor, 05.51'de tekrar atış yapmamızı emretti. Ancak arıza olduğu için yapamadık. Amacımız iddia edildiği gibi darbecilerin kararlılığını göstermek değildi. Terör unsurlarını caydırmak için top atışı yaptırdık. Amacımız Donanma Komutanı'nı korumaktı. Atışı karaya, canlı ve cansız hedefe yapmadık. Denize doğru yaptık."
Sanık Arif Çırtlık, gemiyi seyre kaldırması ve top atışı yapmasının suç teşkil etmediğini, yaptığının doğru olduğunu ve sadece emirleri uyguladığını ileri sürerek, "Kim darbeci kim değil o gecenin şartlarında teşhis yapmak kolay değildi. Üstlerim beni bu konuda bilgilendirmemişken ben nereden bilebilirdim. Ben doğru olanı yaptım." savunmasında bulundu.
Mahkeme heyeti, sanıklar E.Ö ve E.K'nın tahliye talebini reddederek, saatin geç olması nedeniyle tutuklu sanık Arif Çırtlık'ın savunmasının kaldığı yerden devam etmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
- Mütalaada ağırlaştırılmış müebbet talebi
Mütalaada, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ve eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici ile kurmay albayların da aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında, "anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele ile Komodor Levent Kerim Uça'nın derdest edildiği TCG Yavuz Gemisi Komutanı eski Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk ve 15 personeli ile İstanbul Moda açıklarında top atışı yapılan TCG Kemalreis Gemisi Komutanı Yarbay Arif Çırtlık, TCG Turgutreis Gemisi 2. Komutanı Kurmay Yarbay Ali Kocamanoğlu, TCG Salihreis Gemisi 2. Komutanı Sami Tulgar, TCG Oruçreis Gemisi 2. Komutanı Özgür Gencer, bu suçtan cezalandırılmaları istenen sanıklar arasında yer alıyor.
- İddianameden
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1 numaralı şüpheli olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 90 sanık bulunuyor.
İddianamede, terör örgütü elebaşı Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.
Şüpheli askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6 aydan yirmidokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.