DOKTOR MENGELE GİBİ BİR HALET-İ RUHİYE! NİHAL BENGİSU KARACA'DAN ALİ BULAÇ'A ŞOK BENZETME!
Ali Bulaç'ın katıldığı kampanya hakkındaki sözlerine Nihal Bengisu Karaca bugün Habertürk'teki köşesinden çok ağır bir yanıt verdi.
Habertürk Gazetesi Köşe Yazarı Nihal Bengisu Karaca ile Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç’ın kavgaları büyüyecek gibi görünüyor. Ali BULAÇ’ın Nihal Bengisu Karaca ve katıldığı kampanya hakkındaki "Başörtülü aday" yazısına Nihal Bengisu KARACA bugün Habertürk’teki köşesinden çok ağır bir yanıt verdi. Karaca, Bulaç’ı Nazilerin katil bilimadamı doktor Mengele’ye benzetti.İşte Nihal Bengisu KARACA’nın "İslamcı Aydın Oryantalizmi" başlıklı o yazısı...
İslamcı Aydın Oryantalizmi
Ali Bulaç, cumartesi günü yazdığı yazıda “Başörtüsü yoksa oy da yok” sloganıyla ortaya çıkan ve siyasi partileri seçilebilecek sıradan başörtülü aday göstermeye davet eden kampanyayı masaya yatırmış. Bir cerrah gibi değil ama Dr. Mengele’yi andıran bir haletiruhiye ile.
Platforma olmadık amaçlar, tekinsiz niyetler yüklemiş; o da yetmemiş, kampanya dolayısıyla öne çıkan kadınların dindarlık kalitesini masaya yatırmış, handiyse “dalak sorgusu” yapmış.
Bir mail grubuna mensup olmaktan başka hiçbir araca sahip olamayan ve tamamen “spontane” olarak gelişmiş bir kampanyanın “iyi saatte olsunlar” dediği bir çıkar grubunun maşası olduğunu iddia etmiş. Kullandığı “soğuk savaş” dili, bazılarımızın beşinci kol faaliyeti gösteren “beyaz casus” olarak suçlanmasına, başörtüsünü ticari amaçla kullandığımızı iddia etmesine kadar gitmiş.
Buzdan kılıcını çekmiş, düşmanına hamle etmiş adeta. Düşmanlık evet, çünkü normal şartlarda oylarını AK Parti-Has Parti-SP çizgisinde kullanacak kadınlardan oluşan bir girişimi, KADER’in “alt kampanyası”, “tamamlayıcısı” olarak gösterme “hesabı”, ancak azmetmekle mümkün olabilecek bir çarpıtma.
.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
İslamcı Aydın Oryantalizmi
Ali Bulaç, cumartesi günü yazdığı yazıda “Başörtüsü yoksa oy da yok” sloganıyla ortaya çıkan ve siyasi partileri seçilebilecek sıradan başörtülü aday göstermeye davet eden kampanyayı masaya yatırmış. Bir cerrah gibi değil ama Dr. Mengele’yi andıran bir haletiruhiye ile.
Platforma olmadık amaçlar, tekinsiz niyetler yüklemiş; o da yetmemiş, kampanya dolayısıyla öne çıkan kadınların dindarlık kalitesini masaya yatırmış, handiyse “dalak sorgusu” yapmış.
Bir mail grubuna mensup olmaktan başka hiçbir araca sahip olamayan ve tamamen “spontane” olarak gelişmiş bir kampanyanın “iyi saatte olsunlar” dediği bir çıkar grubunun maşası olduğunu iddia etmiş. Kullandığı “soğuk savaş” dili, bazılarımızın beşinci kol faaliyeti gösteren “beyaz casus” olarak suçlanmasına, başörtüsünü ticari amaçla kullandığımızı iddia etmesine kadar gitmiş.
Buzdan kılıcını çekmiş, düşmanına hamle etmiş adeta. Düşmanlık evet, çünkü normal şartlarda oylarını AK Parti-Has Parti-SP çizgisinde kullanacak kadınlardan oluşan bir girişimi, KADER’in “alt kampanyası”, “tamamlayıcısı” olarak gösterme “hesabı”, ancak azmetmekle mümkün olabilecek bir çarpıtma.
.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ