DOĞAN HIZLAN'A ŞOK BENZETME; HÜRRİYET'İN MABEYN KATİBİ!

Doğan Akın, Taraf gazetesindeki köşesinde Doğan Hızlan için "Mabeyn katibi" benzetmesi yaptı ve Hızlan'ı çok sevdiği arkadaşı Cemal Süreya'nın yorumlarıyla vurdu

İmralı Zabıtları haberinin ardından Başbakan Erdoğan'ın sert eleştirileri yüzünden patronaj tarafından yazmaması istenen Hasan Cemal'e uygulanan sansür ve yankıları konuşulmaya devam ediliyor.

Bundan bir kaç gün önce Hürriyet gazetesinde de Hasan Cemal ile ilgili yazmak isteyen Kanat Atkaya, Yalçın Doğan ve Mehmet Y. Yılmaz'ın yazılarının sansürlendiğini köşesine taşıyan Doğan Akın, bugün de Hürriyet'i yazdı. Hürriyet gazetesinde Oktay Ekşi'nin AK Partililere küfrettiği yazısından sonra yazarları denetlemek ile görevlendirilen Doğan Hızlan için "Mabeyn katibi" benzetmesi yapan Doğan Akın, Hızlan'ı çok sevdiği arkadaşı Cemal Süreya'nın yorumlarıyla vurdu.

MABEYN KATİBİ DOĞAN HIZLAN

"Cemal Süreya'nın 99 Yüz adıyla son baskısı Yapı Kredi Yayınları'ndan yapılan izdüşümler kitabının "Şiir Galaksisinin Hülyalı Şairi" başlıklı şahane önsözünde Hızlan'ın imzası var. Süreya'nın düz yazıları için "Acımasızlığın bile şiirselleştiği üslup" diyor Hızlan. Haklı.
Ama Hızlan'ın hikâyesinde de şiirsellik acımasızlığa dönüşmüyor mu?

Süreya'nın vaktiyle cömertçe övdüğü editörlüğünü mâbeyn kâtipliğine çevirerek yapıyor bunu Hızlan. Bugünlerde her Hürriyet yazarının tattığı bir mâbeyncilikten söz ediyorum.

ÇİÇEK YAZ BÖCEK YAZ ŞEKERİM

Doğan grubunu hedef alan vergi taarruzunu "Bunlar analarını bile satarlar" münasebetsizliğiyle izleyen Oktay Ekşi hadisesinden sonra yürürlüğü giren bir Doğan Hızlan bu.

Kâh akşamüzeri, kâh gece yarısına doğru aradığı yazarlardan yazısını değiştirmelerini isteyen, itiraz edecek gibi olanlara "Çiçek yaz, böcek yaz şekerim" diye takılan bir Doğan Hızlan.

İstendi ki, yazıları makaslanacak yazarlar herhangi bir editöre değil, Doğan Hızlan gibi bir yükseltiye çarpsın. Bu rolü kabul etti ve yere çarptı kendisini. "Patron kızar, hükümet öfkelenir" ihtimaline karşı Hürriyet'teki yazıların "arşa arzı"nın formülü olmayı kabul edebildi.

Hızlan olmasa da yapılacaktı bu, ama o gardiyanlığa tenezzül edebildi. Son olarak; İmralı notlarının Milliyet'te yayımlanmasına ve bu yayını savunan Hasan Cemal'in yazılarına öfkelenen Başbakan'ı daha da öfkelendirmemek için Hürriyet'te bu mevzuda karartma uyguladı.

SÖZDE BİR GAZETECİLİĞİN POSTACISI

Misal Yasemin Çongar, Hasan Cemal sansürü nedeniyle Milliyet'te yazmaktan vazgeçerek gazetecilik onurunu işsizliğin de gönderine çekerken, Hızlan "yazmamak, yazdırmamak" kabilinden sözde bir gazeteciliğin postacısı olabildi.

Velhasıl, uzunca bir süredir sadece kendi köşesinde değil, Hürriyet'teki diğer köşelerde de okuyoruz Hızlan'ı!

Cemal Süreyalara, Ahmed Ariflere karşı nasıl bir mazereti olabilir, bilmiyorum...

Edebiyatın Doğan Hızlan'ıydı...

Biat'ın da Doğan Hızlan'ı oldu!