DOĞAN GRUBU'NDA PANİK HAVASI, SHOW TV'DE PARA SIKINTISI! VE MUHABİRSİZ HABER KANALLARI! HANGİ KANALDA NELER OLUYOR?
Medyaradar'ın usta yazarı Keskin Kalem televizyon kanallarını mercek altına aldı.
DOĞAN GRUBU’NDA PANİK HAVASI
Star TV’nin İpek / Koza grubuna satışının gerçekleşmemesi patronaj cephesinde nasıl bir etki yarattı bilemiyoruz ama, grubun televizyonlarının dümeninde olan İrfan Şahin’i zora soktu. Kanal D’den sonra Star TV ve CNN’in de tek yetkilisi olan İrfan Şahin, Star TV’nin elde kalmasıyla iki kat stres ve yoğunluk yaşamaya başladı. Şimdi iki majör kanal için gecesini gündüzüne katan İrfan Şahin, alt kadrosunun yeterli olmaması nedeniyle bu baskı altında hata yapmaya başladı. Özellikle Star TV’de birkaç işin tutmayıp kısa süre içinde çöpe gitmesi, İrfan Bey’in kimyasını bozdu. Hep yurtdışı kaynaklı formatlı işlere kafa yoran İrfan Şahin, “burası Türkiye” sözünü hiç aklından çıkarmamalı. Yetkin Dikinciler’in sunduğu ‘Yakartop’ bu anlamdaki en ‘sıcak’ örnek… Avrupa’da tutan formatlar, bizde de tutacak diye bir kural yok…İrfan Bey’in başarıyı sürekli kılmak adına yapması gereken ilk “doğru”yu biz söyleyelim: Lütfen Doğan TV Center’dan zaman zaman sokağa çıkıp, halkın arasına karışın. Bu iş Sapanca’da toplanmakla olmuyor…
SHOW TV’NİN EKONOMİK SIKINTISI ATV’YE YARADI
Son dönemlerde ekonomik sıkıntısı en üst seviyeye çıkan Show TV, artık her anlamda çatırdıyor. Bir yanda maaşlarını zamanında alamayan personel, bir yanda kanaldan ödeme alamadıkları için işi döndüremeyen yapımcılar ve prodüksiyon şirketleri… Genel Müdür Saner Ayar’ın tüm iyi niyetine ve sabrına karşın, ekonomik sorunlar artık ratinglere de olumsuz yönde yansımaya başladı. Ekonomik krizin getirdiği düşüş ise ATV’nin işine yaradı. ATV bu sezon iyi bir sıçrama yapamadı ama, öndeki rakibin sakatı ve cezalıları (!) çok olunca, Kanal D’nin ardından ikinci sıraya yerleşmeyi bildi. İyi oyuncu ama, “yeri dar”, daha doğrusu “eli dar” olan Saner Ayar’ın, daha çok çalışması lazım çook…
TRT-1’DE “BALLI” YÖNETİCİ KİM?
TRT’nin geçtiğimiz aylarda AGB ölçümlerinden çıkması, sanırız en çok, TRT-1 Kanal Koordinatörü Kürşat Özkök ve ekibinin işine yaradı. Daha doğrusu, Genel Müdür İbrahim Şahin ve kurmaylarının ölçümlerden çıkma kararı, Kürşat Özkök’e derin bir “nefes” aldırdı. Neden mi? Çünkü, TRT-1 bu sezona izlenme oranları açısından tam bir hayal kırıklığıyla girmişti. Yani, Kürşat Bey’in “hal ve gidiş”ten sınıfta kalması neredeyse kesin gibiydi. Ancak, yönetimin rating savaşının dışında kalma kararı, Kürşat Özkök’ü eleştiri oklarından “şimdilik” kurtardı. Bu arada muhalefet partilerinin TRT- 1’de yayınlanan bazı programlar hakkında verdiği gensoru önergeleri de “siyasi güç”ün matematiksel üstünlüğü sayesinde boşa çıkmıştı. Tüm bunları düşününce, Kürşat Özkök için “ballı” koordinatör nitelemesi hiç de yanlış olmaz. Bakalım, TRT-1’e pozitif ivme kazandıramayan Kürşat Bey’in “balı” ne kadar devam edecek?
TV 8
Sezona ‘Farklı Kanal’ sloganıyla bir hayli iddialı giren TV 8 için sanırım iyi şeyler söylemek çok zor… Sokak afişleriyle kamuoyunun önüne çıkmışlardı… Ekran yüzleri olarak gösterdikleri isimlerin çoğuyla kanalın yolu daha ilk iki ayda noktalandı. Şaka gibiydi olup-bitenler. O kadar para o kadar emek 1-2 ayda heba edilmişti. Gelinen noktada aslında izlenme oranları her şeyi çırılçıplak gösteriyor. Tabi görebilene denemeyecek kadar net bir tablo var ortada… ‘Günde 8’ isimli öğleden sonra ekrana gelen bir kuşak programı var… Evlere ızdırap bir program. Bir ‘kakafoni’ içindeki bu programı sanırız kanalın değerli yöneticileri hiç mi hiç izlememiş… Ne yaparsa yapsın izleyicinin pek de sempatik bulmadığı Seray Sever’in bol ‘kırmızı noktalı’ programını da sanırız aksakal gazeteci-yazar Haluk Şahin bey pek bir keyifle ve severek izliyordur… Ne de olsa iletişimin profesörü. Bu konuda Sayın Şahin belki bize bir açıklama gönderir. Bir de abisi tiyatrocu Abdullah Şahin de Tv 8’de programa başladı ki değmeyin KEYFİNE…
Bir başka kakafoni program da Perşembe gece yarısı başlayıp neredeyse sabahın ilk ışıklarına dek süren 8.Gün. Hafta içinde gece yarısı Haberaktif’i sunan akademisyen gazeteci Gökmen Karadağ’ın yönettiği 8.Gün’de Haluk Şahin, kanalın İcra Kurulu üyesi ve dış yapım bir programla da ekranda yer alan Posta Gazetesi’nde de köşe yazan Candaş Tolga Işık, her kanalın kaktüsü durumundaki Sabah’ta köşe yazarı olan Nazlı Ilıcak, konuklarıyla Türkiye’yi hatta zaman zaman dünyayı tartışıyor .
‘Salı Sefası’na da ayrı bir pencere açmak lazım… Tv 8’de daha önceki dönemlerde müzik adına keyifli yapımlar ekrana gelmişti… Özgün programlardı. Hangi sınıfta bakacağımızı anlayamadığımız ‘Salı Sefası’ ise alemin racon kesmekte pek maharetli abisi Oktay Kaynarca’nın yakın arkadaşlarını ağırladığı arada da müzik dünyamızın nadide sesi Zara’ya türkü okutturduğu bir program olarak aklımızda yer edindi… ÇETE’ye ise bir kez daha değinmeye gerek bile yok.… Cem Davran umarız yayın bantlarını evde izliyordur.. Kanalın genel müdürü Abiş bey belli ki hala yeni mesleğine adapte olamamış… Şimdi anladınız mı Tv 8’i hangi kategoride değerlendireceğimizi bilemiyor oluşumuza? Özetle ‘Farklı Kanal’ TV8 bir arayış içerisinde, yönünü arıyor, doğrusunu arıyor, geleceğini arıyor.
HABER KANALLARI
Haber kanalları arasında Haber Türk sanırız daha bir ön planda… Kanalın kamburlarının başında ise ekran yüzlerinin neredeyse bir-ikisi hariç tamamının kadınlardan oluşması geliyor... Zafer Arapkirli sonrası güven veren, “ben yılların tecrübesiyim, donanımlıyım” diyebilecek ekran yüzü hemen hemen yok gibi. Gene de dinamik ve stüdyosuyla rakiplerine haklı olarak fark atan bir ekrana sahip Habertürk televizyonu.
CNN Türk ne acıdır ki bu sene de sınıfta kaldı… Olmadı sayın Mehmet Ali Birand, olmadı sayın Yavuz Oğhan… Türk usulü CNN olmaktan kurtaramadınız kanalı. Bu gidişle de çok zor. İzleyicinin CNN’e ilişkin algısını değiştiremediniz.
NTV yavaş yavaş eski yıllarda yaptığı haberciliğini hatırlıyor… Sahaya gecikmeli de olsa iniverdi. Kanalın sorunu haber kanalı standartlarına uzak magazin ağırlıklı programları. Eski film yıldızlarıyla geceyi doldurma mantığı kanala puan kaybettirdi. Can Dündar’ın “Canlı Gaste”si kanalın en değerli ve izlenir programı. Bravo Dündar deyip kutlamak lazım. Hakı Devrim de şahane bir performans sergiliyor. Çiğdem Anad ve Müjde Ar ise gerçekten baydı artıkkk.
Kimliğini arayan haber kanalı 24’ü de es geçmemek gerek. 24’te yüksek standartta izleyecek bir program bulmak da çok zor. Akif Beki bey kızmaca yok. Siz yılların gazetecisiniz. Türkiye’yi de dünyayı da iyi bilen sayılı kanal yöneticilerindensiniz. Ama eleştiriye de kapılarınızı kapatmayın. Bakın yönettiğiniz kanalda umut veren kıpırdanmalara da imza atıyorsunuz. Ancak durum tespitime göre şu anda “Kafa Dengi” adlı program ve bu programın 3 isminden Sırrı Süreyya Önder ve Tarık Tufan öne çıkıyor… Bir de belgesel kuşağı filmleriniz ve Keşke Olmasaydı… Gerisi maalesef ııhhh… Şunu da diyeyim, kanalın yerinde saymasının nedeni acaba fasıllardan kanala vakit ayrılamaması mıdır nedir acaba? Peki kanalda başka övgüye değer bi şey yok mu derseniz ekleyeyim. Var var. 24’te maaşlar aylar sonra ilk kez Nisan başında ödendi. Show TV çalışanları aylardır para alamazken 24’te sorun kalmadı gibi. Maaşlar gene iki partide ödeniyor ama hiç değilse veriliyor.
Ülke Tv ve Net TV’deki arkadaşlar kusura bakmasın. Birbirinin aynı haber kanalcıkları arasında yer alıyorlar. Ne demek istediğimin ayrıntısına da gerek yok. Ne doğru dürüst programları var ne de doğru dürüst maaş ödüyorlar. Patronları hep bana rab bana diyorlar. Çalışanların dediğini diyeyim; “Allah inşallah öbür dünyada bunlardan hesap sorar”.
SKY Türk’ü ise maddi sıkıntılarından ve bu yüzden cılız kalan ekran formatından ötürü kulvar dışı bırakmayı uygun buluyorum… Habere gönderecek elemanı ve yayın aracı bulunmayan SKY Türk’e haksızlık yapmamak adına daha fazla bi şey demiyorum…
TRT Haber için konuşmaksa çok erken… Zaten kanalda yeni gelenler ile eski köklü kadronun tepişmesi var. Sadece Zaman gazetesi, Samanyolu TV ve Cihan Haber Ajansı kökenlilerin hazırladığı besbelli olan haber bültenleri ve o kesimden dış yapımcılara yaptırılan programların egemenliğinin sırıttığını söyleyeyim anlayan anlar bu kanalın nasıl bi şey olduğunu… Bu arada ekranlarda bir ilk TRT Haber sayesinde gerçekleşti; 24 kanalının seslerinden ve editörlerinden Ömer Özkök, her Perşembe “Büyük Takip” adlı bir programı sunuyor. Yani hem 24 hem de TRT Haber mesaisi durumları.
Açıldığı günden itibaren çok tartışılan TRT’nin evlere şenlik bir diğer haber kanalı da ‘TRT Türk’. Türkçe bilmeyen dünyalara kendini “Türkçe anlatmaya” devam ediyor… Bol bol gezelim görelim yiyip içip güzelleşelim programlarıyla ve bol tekrarlarla Ümit Sezgin yönetimindeki kanalın nasıl bi şey olduğunu bii türlü çözebilemedim gitti! Allah’tan köşe döndürten One Ajans yapımları var. Lafı uzatmayayım. Kimlik sorunu olan ve vatandaşın vergilerinin resmen çarçur edildiği TRT Türk çiftliğini çokça yazmaya gerek yok. Anlayana bu kadar tahlil yeter de artar bile.
TRT MÜZİK’TE İYİ ŞEYLER OLUYOR
Ne yani, hiç mi iyi şeyler yapılmıyor vatandaşın parasıyla finanse edilen TRT’de derseniz cevabım hazır: Koordinatör değişikliğinden kısa bir süre sonra yeni yayın dönemini 5 Nisan’da açan TRT Müzik kanalı, daha ilk haftadan itibaren olumlu sinyaller verdi. Akıllıca yapılan küçük rötuşlar bile bazen çok dikkat çekici olabiliyor. Örneğin TRT Müzik kanalının sevimsiz logosu… ‘Müzik’ ibaresi kaldırılıp, yalnızca “M” harfiyle “geçici çözüm” üretilmesi doğru karar…
Geçtiğimiz ay Koordinatörlüğe getirilen Necati Göksel’in, aynı zamanda TRT Kurumu’nun en başarılı ve en deneyimli yönetmenlerinden biri olduğunu düşünenlerin sayısı az değil. Göksel’le çalışanların anlattığına göre, kendisi ve kurum için büyük avantaj… İzledim ve gördüm ki, birbirinin kuyusunu kazanların dünyası da denebilecek medyamızda TRT Müzik için söylenen iyi şeyler abartılı değilmiş. Gerçekten de TRT’nin müzik arşivi artık “değer bilen” bir elde… Ki, bunun somut sonuçları hemen TRT Müzik ekranına yansımış… Müzik arşivinden “konsept” işler çıkartılıyor. Kısacası, daha düne kadar “kakafoni”nin ve “gürültü”nün yükseldiği müzik kanalı yeni orkestra şefinin yönetiminde “ezgi”yi, “melodi”yi ve de “tını”yı yakalayacak gibi…
MUHABİRSİZ HABER KANALLARI
Bu yazımda haberin temel direği muhabirleri es geçemezdim. Biraz da kanalların muhabir yapısına değineyim. Nede olsa ben yıllardır muhabirlik yapıyorum. Hala elimde mikrofon sabah akşam demeksizin haberle yatıp kalkıyorum, bi haberden diğerine koşturuyorum yiyip içmeden.
Haber kanallarının sadece isimleri haber kanalı... Hemen herşey masa başında yapılıyor. Sokağa muhabir çıkaramıyorlar çünkü ellerinde muhabir yok. Yanlış duymadınız. Ne Habertürk’ün ne CNN Türk’ün ne de 24’ün mutfağında muhabir var. Deneyimli muhabir havuzuna sahip tek kanal NTV.
Bir de haber kanalları acı gerçekleriyle yüzleşmek yerine reyting savaşına giriyor. Haber Türk’ün muhabirlerinin hepsi geçen yıl ATV’ye geçti sonrasında spiker avına çıktılar ekranı kadınlarla doldurdular. Akıllarına iyi ve deneyimli muhabir almak gelmedi. Aslında haksızlık etmeyelim, kanalların artık “haberi muhabirden al” dönemi de bitti. Haber televizyonlarında olmayan muhabirler Kanal D, ATV, Star TV, Show TV gibi eğlence kanallarında var.
Amerikan CNN ve İngiliz BBC televizyonlarında yıllanmış muhabirler çalışırken bizim haber kanallarında yıllanmış muhabirlerin sayısı bir elin parmakları kadar. NTV Mete Çubukçu, Adnan Gerger, Nilgün Balkaç gibi deneyimli muhabirleriyle parmak ısırttırıyor. NTV’nin bir farkı daha var, kanalın haber koordinatörü Nermin Yurteri mesleğin en kıdemli başarılı muhabirlerindendi. Haksızlık etmemeliyim Yurteri’nden önce görevde olan ancak kısa süre önce kapıya konan Mustafa Hoş da bir muhabirdi. Ama ekrana hiç çıkmamış adeta “masa başı” bir muhabirdi.
Bakın izlenme oranları sıralamasında lider olduğunu bağırıp duran Haber Türk’ün haber müdürleri de eline not defteri ve mikrofon alıp sokağa çıkmış değiller. Sadece bol bol telefon bağlantılarıyla işi götürmekteler. Haberi yöneten isimler masa başında habercilik öğrenmişler. CNN Türk bu konuda şanslı.Haber Koordinatörü Yavuz Oğhan ve Rıdvan Akar yılların habercileri. Ama neden iyi muhabir istihdam etmiyorlar anlamadım gitti.
Bir iki laf da haberleri sunanlara dair. Haber Türk’ün spikerlerine bakın; bir tek Didem Arslan muhabir kökenli. Zaten o da hemen farkını sorularıyla belli ediyor. Tayfun Gönüllü ise tam bir felaket!
CNN Türk’te muhabir kökenli spiker sanırım sadece Şirin Payzın ve bir de Cüneyt Özdemir.
Bence haber kanallarının yöneticileri şu gerçeği biran evvel görürse iyi ederler; Tamam haber kanallarının çalışma şartları daha zor. Bunu da anlıyorum. Sürekli haber vermek de kolay bi iş değil. Ama bu iş dünyanın her yerindeki haber kanalları açısından zor. Tek çare sizde onların yaptığını yapın. Daha çok nitelikli muhabir istihdam edin. İşini iyi yapan muhabirlerle çalışın. Uzmanlık alanları olan muhabirleri ekrana çıkartın. Hem dünyanın hangi televizyonunda bizdeki gibi her işe koşturulan her işi yapan muhabir var ki?
Sözün özü, iyi haber kanalı olmanın şartlarından birisi iyi muhabirin olmasıdır. Haber Türk’te de, CNN Türk’te de, 24’te de diğerlerinde de bunun eksikliği var. Allah yardımcıları olsun.
KESKİN KALEM
Star TV’nin İpek / Koza grubuna satışının gerçekleşmemesi patronaj cephesinde nasıl bir etki yarattı bilemiyoruz ama, grubun televizyonlarının dümeninde olan İrfan Şahin’i zora soktu. Kanal D’den sonra Star TV ve CNN’in de tek yetkilisi olan İrfan Şahin, Star TV’nin elde kalmasıyla iki kat stres ve yoğunluk yaşamaya başladı. Şimdi iki majör kanal için gecesini gündüzüne katan İrfan Şahin, alt kadrosunun yeterli olmaması nedeniyle bu baskı altında hata yapmaya başladı. Özellikle Star TV’de birkaç işin tutmayıp kısa süre içinde çöpe gitmesi, İrfan Bey’in kimyasını bozdu. Hep yurtdışı kaynaklı formatlı işlere kafa yoran İrfan Şahin, “burası Türkiye” sözünü hiç aklından çıkarmamalı. Yetkin Dikinciler’in sunduğu ‘Yakartop’ bu anlamdaki en ‘sıcak’ örnek… Avrupa’da tutan formatlar, bizde de tutacak diye bir kural yok…İrfan Bey’in başarıyı sürekli kılmak adına yapması gereken ilk “doğru”yu biz söyleyelim: Lütfen Doğan TV Center’dan zaman zaman sokağa çıkıp, halkın arasına karışın. Bu iş Sapanca’da toplanmakla olmuyor…
SHOW TV’NİN EKONOMİK SIKINTISI ATV’YE YARADI
Son dönemlerde ekonomik sıkıntısı en üst seviyeye çıkan Show TV, artık her anlamda çatırdıyor. Bir yanda maaşlarını zamanında alamayan personel, bir yanda kanaldan ödeme alamadıkları için işi döndüremeyen yapımcılar ve prodüksiyon şirketleri… Genel Müdür Saner Ayar’ın tüm iyi niyetine ve sabrına karşın, ekonomik sorunlar artık ratinglere de olumsuz yönde yansımaya başladı. Ekonomik krizin getirdiği düşüş ise ATV’nin işine yaradı. ATV bu sezon iyi bir sıçrama yapamadı ama, öndeki rakibin sakatı ve cezalıları (!) çok olunca, Kanal D’nin ardından ikinci sıraya yerleşmeyi bildi. İyi oyuncu ama, “yeri dar”, daha doğrusu “eli dar” olan Saner Ayar’ın, daha çok çalışması lazım çook…
TRT-1’DE “BALLI” YÖNETİCİ KİM?
TRT’nin geçtiğimiz aylarda AGB ölçümlerinden çıkması, sanırız en çok, TRT-1 Kanal Koordinatörü Kürşat Özkök ve ekibinin işine yaradı. Daha doğrusu, Genel Müdür İbrahim Şahin ve kurmaylarının ölçümlerden çıkma kararı, Kürşat Özkök’e derin bir “nefes” aldırdı. Neden mi? Çünkü, TRT-1 bu sezona izlenme oranları açısından tam bir hayal kırıklığıyla girmişti. Yani, Kürşat Bey’in “hal ve gidiş”ten sınıfta kalması neredeyse kesin gibiydi. Ancak, yönetimin rating savaşının dışında kalma kararı, Kürşat Özkök’ü eleştiri oklarından “şimdilik” kurtardı. Bu arada muhalefet partilerinin TRT- 1’de yayınlanan bazı programlar hakkında verdiği gensoru önergeleri de “siyasi güç”ün matematiksel üstünlüğü sayesinde boşa çıkmıştı. Tüm bunları düşününce, Kürşat Özkök için “ballı” koordinatör nitelemesi hiç de yanlış olmaz. Bakalım, TRT-1’e pozitif ivme kazandıramayan Kürşat Bey’in “balı” ne kadar devam edecek?
TV 8
Sezona ‘Farklı Kanal’ sloganıyla bir hayli iddialı giren TV 8 için sanırım iyi şeyler söylemek çok zor… Sokak afişleriyle kamuoyunun önüne çıkmışlardı… Ekran yüzleri olarak gösterdikleri isimlerin çoğuyla kanalın yolu daha ilk iki ayda noktalandı. Şaka gibiydi olup-bitenler. O kadar para o kadar emek 1-2 ayda heba edilmişti. Gelinen noktada aslında izlenme oranları her şeyi çırılçıplak gösteriyor. Tabi görebilene denemeyecek kadar net bir tablo var ortada… ‘Günde 8’ isimli öğleden sonra ekrana gelen bir kuşak programı var… Evlere ızdırap bir program. Bir ‘kakafoni’ içindeki bu programı sanırız kanalın değerli yöneticileri hiç mi hiç izlememiş… Ne yaparsa yapsın izleyicinin pek de sempatik bulmadığı Seray Sever’in bol ‘kırmızı noktalı’ programını da sanırız aksakal gazeteci-yazar Haluk Şahin bey pek bir keyifle ve severek izliyordur… Ne de olsa iletişimin profesörü. Bu konuda Sayın Şahin belki bize bir açıklama gönderir. Bir de abisi tiyatrocu Abdullah Şahin de Tv 8’de programa başladı ki değmeyin KEYFİNE…
Bir başka kakafoni program da Perşembe gece yarısı başlayıp neredeyse sabahın ilk ışıklarına dek süren 8.Gün. Hafta içinde gece yarısı Haberaktif’i sunan akademisyen gazeteci Gökmen Karadağ’ın yönettiği 8.Gün’de Haluk Şahin, kanalın İcra Kurulu üyesi ve dış yapım bir programla da ekranda yer alan Posta Gazetesi’nde de köşe yazan Candaş Tolga Işık, her kanalın kaktüsü durumundaki Sabah’ta köşe yazarı olan Nazlı Ilıcak, konuklarıyla Türkiye’yi hatta zaman zaman dünyayı tartışıyor .
‘Salı Sefası’na da ayrı bir pencere açmak lazım… Tv 8’de daha önceki dönemlerde müzik adına keyifli yapımlar ekrana gelmişti… Özgün programlardı. Hangi sınıfta bakacağımızı anlayamadığımız ‘Salı Sefası’ ise alemin racon kesmekte pek maharetli abisi Oktay Kaynarca’nın yakın arkadaşlarını ağırladığı arada da müzik dünyamızın nadide sesi Zara’ya türkü okutturduğu bir program olarak aklımızda yer edindi… ÇETE’ye ise bir kez daha değinmeye gerek bile yok.… Cem Davran umarız yayın bantlarını evde izliyordur.. Kanalın genel müdürü Abiş bey belli ki hala yeni mesleğine adapte olamamış… Şimdi anladınız mı Tv 8’i hangi kategoride değerlendireceğimizi bilemiyor oluşumuza? Özetle ‘Farklı Kanal’ TV8 bir arayış içerisinde, yönünü arıyor, doğrusunu arıyor, geleceğini arıyor.
HABER KANALLARI
Haber kanalları arasında Haber Türk sanırız daha bir ön planda… Kanalın kamburlarının başında ise ekran yüzlerinin neredeyse bir-ikisi hariç tamamının kadınlardan oluşması geliyor... Zafer Arapkirli sonrası güven veren, “ben yılların tecrübesiyim, donanımlıyım” diyebilecek ekran yüzü hemen hemen yok gibi. Gene de dinamik ve stüdyosuyla rakiplerine haklı olarak fark atan bir ekrana sahip Habertürk televizyonu.
CNN Türk ne acıdır ki bu sene de sınıfta kaldı… Olmadı sayın Mehmet Ali Birand, olmadı sayın Yavuz Oğhan… Türk usulü CNN olmaktan kurtaramadınız kanalı. Bu gidişle de çok zor. İzleyicinin CNN’e ilişkin algısını değiştiremediniz.
NTV yavaş yavaş eski yıllarda yaptığı haberciliğini hatırlıyor… Sahaya gecikmeli de olsa iniverdi. Kanalın sorunu haber kanalı standartlarına uzak magazin ağırlıklı programları. Eski film yıldızlarıyla geceyi doldurma mantığı kanala puan kaybettirdi. Can Dündar’ın “Canlı Gaste”si kanalın en değerli ve izlenir programı. Bravo Dündar deyip kutlamak lazım. Hakı Devrim de şahane bir performans sergiliyor. Çiğdem Anad ve Müjde Ar ise gerçekten baydı artıkkk.
Kimliğini arayan haber kanalı 24’ü de es geçmemek gerek. 24’te yüksek standartta izleyecek bir program bulmak da çok zor. Akif Beki bey kızmaca yok. Siz yılların gazetecisiniz. Türkiye’yi de dünyayı da iyi bilen sayılı kanal yöneticilerindensiniz. Ama eleştiriye de kapılarınızı kapatmayın. Bakın yönettiğiniz kanalda umut veren kıpırdanmalara da imza atıyorsunuz. Ancak durum tespitime göre şu anda “Kafa Dengi” adlı program ve bu programın 3 isminden Sırrı Süreyya Önder ve Tarık Tufan öne çıkıyor… Bir de belgesel kuşağı filmleriniz ve Keşke Olmasaydı… Gerisi maalesef ııhhh… Şunu da diyeyim, kanalın yerinde saymasının nedeni acaba fasıllardan kanala vakit ayrılamaması mıdır nedir acaba? Peki kanalda başka övgüye değer bi şey yok mu derseniz ekleyeyim. Var var. 24’te maaşlar aylar sonra ilk kez Nisan başında ödendi. Show TV çalışanları aylardır para alamazken 24’te sorun kalmadı gibi. Maaşlar gene iki partide ödeniyor ama hiç değilse veriliyor.
Ülke Tv ve Net TV’deki arkadaşlar kusura bakmasın. Birbirinin aynı haber kanalcıkları arasında yer alıyorlar. Ne demek istediğimin ayrıntısına da gerek yok. Ne doğru dürüst programları var ne de doğru dürüst maaş ödüyorlar. Patronları hep bana rab bana diyorlar. Çalışanların dediğini diyeyim; “Allah inşallah öbür dünyada bunlardan hesap sorar”.
SKY Türk’ü ise maddi sıkıntılarından ve bu yüzden cılız kalan ekran formatından ötürü kulvar dışı bırakmayı uygun buluyorum… Habere gönderecek elemanı ve yayın aracı bulunmayan SKY Türk’e haksızlık yapmamak adına daha fazla bi şey demiyorum…
TRT Haber için konuşmaksa çok erken… Zaten kanalda yeni gelenler ile eski köklü kadronun tepişmesi var. Sadece Zaman gazetesi, Samanyolu TV ve Cihan Haber Ajansı kökenlilerin hazırladığı besbelli olan haber bültenleri ve o kesimden dış yapımcılara yaptırılan programların egemenliğinin sırıttığını söyleyeyim anlayan anlar bu kanalın nasıl bi şey olduğunu… Bu arada ekranlarda bir ilk TRT Haber sayesinde gerçekleşti; 24 kanalının seslerinden ve editörlerinden Ömer Özkök, her Perşembe “Büyük Takip” adlı bir programı sunuyor. Yani hem 24 hem de TRT Haber mesaisi durumları.
Açıldığı günden itibaren çok tartışılan TRT’nin evlere şenlik bir diğer haber kanalı da ‘TRT Türk’. Türkçe bilmeyen dünyalara kendini “Türkçe anlatmaya” devam ediyor… Bol bol gezelim görelim yiyip içip güzelleşelim programlarıyla ve bol tekrarlarla Ümit Sezgin yönetimindeki kanalın nasıl bi şey olduğunu bii türlü çözebilemedim gitti! Allah’tan köşe döndürten One Ajans yapımları var. Lafı uzatmayayım. Kimlik sorunu olan ve vatandaşın vergilerinin resmen çarçur edildiği TRT Türk çiftliğini çokça yazmaya gerek yok. Anlayana bu kadar tahlil yeter de artar bile.
TRT MÜZİK’TE İYİ ŞEYLER OLUYOR
Ne yani, hiç mi iyi şeyler yapılmıyor vatandaşın parasıyla finanse edilen TRT’de derseniz cevabım hazır: Koordinatör değişikliğinden kısa bir süre sonra yeni yayın dönemini 5 Nisan’da açan TRT Müzik kanalı, daha ilk haftadan itibaren olumlu sinyaller verdi. Akıllıca yapılan küçük rötuşlar bile bazen çok dikkat çekici olabiliyor. Örneğin TRT Müzik kanalının sevimsiz logosu… ‘Müzik’ ibaresi kaldırılıp, yalnızca “M” harfiyle “geçici çözüm” üretilmesi doğru karar…
Geçtiğimiz ay Koordinatörlüğe getirilen Necati Göksel’in, aynı zamanda TRT Kurumu’nun en başarılı ve en deneyimli yönetmenlerinden biri olduğunu düşünenlerin sayısı az değil. Göksel’le çalışanların anlattığına göre, kendisi ve kurum için büyük avantaj… İzledim ve gördüm ki, birbirinin kuyusunu kazanların dünyası da denebilecek medyamızda TRT Müzik için söylenen iyi şeyler abartılı değilmiş. Gerçekten de TRT’nin müzik arşivi artık “değer bilen” bir elde… Ki, bunun somut sonuçları hemen TRT Müzik ekranına yansımış… Müzik arşivinden “konsept” işler çıkartılıyor. Kısacası, daha düne kadar “kakafoni”nin ve “gürültü”nün yükseldiği müzik kanalı yeni orkestra şefinin yönetiminde “ezgi”yi, “melodi”yi ve de “tını”yı yakalayacak gibi…
MUHABİRSİZ HABER KANALLARI
Bu yazımda haberin temel direği muhabirleri es geçemezdim. Biraz da kanalların muhabir yapısına değineyim. Nede olsa ben yıllardır muhabirlik yapıyorum. Hala elimde mikrofon sabah akşam demeksizin haberle yatıp kalkıyorum, bi haberden diğerine koşturuyorum yiyip içmeden.
Haber kanallarının sadece isimleri haber kanalı... Hemen herşey masa başında yapılıyor. Sokağa muhabir çıkaramıyorlar çünkü ellerinde muhabir yok. Yanlış duymadınız. Ne Habertürk’ün ne CNN Türk’ün ne de 24’ün mutfağında muhabir var. Deneyimli muhabir havuzuna sahip tek kanal NTV.
Bir de haber kanalları acı gerçekleriyle yüzleşmek yerine reyting savaşına giriyor. Haber Türk’ün muhabirlerinin hepsi geçen yıl ATV’ye geçti sonrasında spiker avına çıktılar ekranı kadınlarla doldurdular. Akıllarına iyi ve deneyimli muhabir almak gelmedi. Aslında haksızlık etmeyelim, kanalların artık “haberi muhabirden al” dönemi de bitti. Haber televizyonlarında olmayan muhabirler Kanal D, ATV, Star TV, Show TV gibi eğlence kanallarında var.
Amerikan CNN ve İngiliz BBC televizyonlarında yıllanmış muhabirler çalışırken bizim haber kanallarında yıllanmış muhabirlerin sayısı bir elin parmakları kadar. NTV Mete Çubukçu, Adnan Gerger, Nilgün Balkaç gibi deneyimli muhabirleriyle parmak ısırttırıyor. NTV’nin bir farkı daha var, kanalın haber koordinatörü Nermin Yurteri mesleğin en kıdemli başarılı muhabirlerindendi. Haksızlık etmemeliyim Yurteri’nden önce görevde olan ancak kısa süre önce kapıya konan Mustafa Hoş da bir muhabirdi. Ama ekrana hiç çıkmamış adeta “masa başı” bir muhabirdi.
Bakın izlenme oranları sıralamasında lider olduğunu bağırıp duran Haber Türk’ün haber müdürleri de eline not defteri ve mikrofon alıp sokağa çıkmış değiller. Sadece bol bol telefon bağlantılarıyla işi götürmekteler. Haberi yöneten isimler masa başında habercilik öğrenmişler. CNN Türk bu konuda şanslı.Haber Koordinatörü Yavuz Oğhan ve Rıdvan Akar yılların habercileri. Ama neden iyi muhabir istihdam etmiyorlar anlamadım gitti.
Bir iki laf da haberleri sunanlara dair. Haber Türk’ün spikerlerine bakın; bir tek Didem Arslan muhabir kökenli. Zaten o da hemen farkını sorularıyla belli ediyor. Tayfun Gönüllü ise tam bir felaket!
CNN Türk’te muhabir kökenli spiker sanırım sadece Şirin Payzın ve bir de Cüneyt Özdemir.
Bence haber kanallarının yöneticileri şu gerçeği biran evvel görürse iyi ederler; Tamam haber kanallarının çalışma şartları daha zor. Bunu da anlıyorum. Sürekli haber vermek de kolay bi iş değil. Ama bu iş dünyanın her yerindeki haber kanalları açısından zor. Tek çare sizde onların yaptığını yapın. Daha çok nitelikli muhabir istihdam edin. İşini iyi yapan muhabirlerle çalışın. Uzmanlık alanları olan muhabirleri ekrana çıkartın. Hem dünyanın hangi televizyonunda bizdeki gibi her işe koşturulan her işi yapan muhabir var ki?
Sözün özü, iyi haber kanalı olmanın şartlarından birisi iyi muhabirin olmasıdır. Haber Türk’te de, CNN Türk’te de, 24’te de diğerlerinde de bunun eksikliği var. Allah yardımcıları olsun.
KESKİN KALEM