DOĞAN GRUBU'NDA AKIL TUTULMASI MI VAR?

Radikal Gazetesi'nin Tarhan Erdem'in Konda şirketine yaptırdığı referandum anketi neden çıkarıldı?

Doğan Grubu’nun akıl tutulması

Radikal Gazetesi’nin Tarhan Erdem’in Konda şirketine yaptırdığı referandum anketi ve Erdem’in yazısı son anda patronlardan gelen talimatla gazeteden çıkarılmış.

AK Parti’yi “Ben yaptım olducu” bir zihniyete sahip olmakla suçlayan Doğan Grubu, belli ki, “Ben evet demezsem olmaz”ı yansıtan bir tavır içinde.

Tarhan Erdem, “Ne kadar ekmek, o kadar köfte” anlayışıyla araştırma yapmayan, önüne gelen rakamı yorumlayan namuslu bir araştırmacı olduğu için yine bilimsel namusuna sahip çıkmış.

Evetler önde demiş.

Referandumda bile olsa, evetlerin önde çıkmasını içine sindiremeyenler var elbette.

Topluma ve toplumun eğilimlerine bu kadar ters düşebilen bir medya grubunun tavrı akıl tutulmasından başka bir şeyle açıklanamaz.

Deniz Feneri davasında tüm medyayı karalayan bu grup, Ergenekon ve darbelerle ilgili tüm haberlere sansür uyguladı.

AK Parti’nin kuruluşundan bu yana ezberi bozuldu, sağlıklı karar alma kabiliyetini kaybetti.

Başka türlü herkesin yayınlanmasını beklediği bir araştırmayı baskıya çok az kala sansürler miydi?

İnsan haklarını savunucu, devleti sıkıntıya sokucu haberlerden özenle kaçınan bu grup, toplumun dinamik kesimiyle kavgalı ne yazık ki.

Bu tavrını son olarak kendi yaptırdığı kamuoyu yoklamasını sansürleterek taçlandırdı.

Evetlerin yüksek olması, hayırcıların moralini bozar ve sandığa gitmekten vazgeçerler diye mi düşündüler bilermiyorum.

Patronun işine gelmeyen gelişmelerin sansürlenmesi geleneğinin son örneği.

Maalesef, bu durum sadece Doğan Grubu’na özgü değil.

Belki bu kültürün gelişmesinde önemli katkıları var ama sadece onlarda var demek haksızlık olur.

Türkiye’de haber, patronun veya yayın organın dünya görüşüne uyduğu ölçüde gazete veya televizyonda kendine yer bulabiliyor.

Türkiye ve dünyadaki olayları tek kaynaktan izleyen birinin günün gelişmeleri hakkında sağlıklı bilgi sahibi olması mümkün değil.

Aynı haber, farklı gazetelerde değişik biçimlerde yeraldığı gibi, zaman zaman hiç yer bulamayabiliyor.

Bundan ana muhalefet partisinin düzenlediği mitingler bile payını alabiliyor.

New York Times’ta Sarah Palin’in basın toplantısının yer bulmaması gibi bir şey.

Orada kıyamet koparabilecek bir gelişme burada sıradanlaşmış durumda.

Bu durum gazetecilik mesleğinin geleceği açısından alarm verici.

Komünist veya faşist partilerin yayın organlarının gerçekleri gizleme veya çarpıtma özgürlüğü olabilir.

Ama demokratik, çoğulcu bir sistemde geniş kitlelere hitap eden yayın organlarının böyle bir hakkı olamaz.

Öyle davranarak hem Türkiye’de demokratik ulaşma geleneğini körelttiğimiz gibi, gerçekleri gölgeleme, halkın doğru bilgi alma hakkını karartma işlevi görürüz.

Doğan Grubu’nun Konda anketini sansürlemesi, yarınki referandumdan hayır bekleyen kesimlerin uğrayacağı hayalkırıklığını artırmaktan başka bir amaca hizmet etmez.

Gazete yöneticilerinin bu konuda daha tutarlı davranması zamanı hızla geçiyor.

Patronların akıl tutulmamalarına hizmet etmemek, doğru tavırla, onlara yaptıklar mesleğin ilke ve değerlerini hatırlatmak gerekir.

Dünya görüşümüz ne kadar farklı olursa olsun, aynı mesleğin üyeleriyiz, Türkiye ve dünyadan önce mesleğimize sahip çıkalım.

Ergun BABAHAN / STAR