DOĞAN GRUBU'NA AİT İSTİHBARAT RAPORLARI BAŞBAKAN'A MI GİDİYOR?.. AKİF BEKİ OLSAYDI HANGİ BİLGİ ATLANILMAZDI?..

Bugünü de sayarsak, aradan tam 5 gün geçti.Kimseden tık çıkmadı. Başbakanlık basın bürosundan tek kelimelik açıklama yapılmadı.O nedenle bu yazıyı, biraz da Başbakan Tayyip Erdoğan´a açık mektup olarak yazıyorum.

Akif Beki bunu atlamazdı


BUGÜNÜ de sayarsak, aradan tam 5 gün geçti.Kimseden tık çıkmadı.


Başbakanlık basın bürosundan tek kelimelik açıklama yapılmadı.


Herhalde hafta sonuna rastladığı için es geçtiler diye düşündüm.


Sonra pazartesi geldi, yine ses yok


O nedenle bu yazıyı, biraz da Başbakan Tayyip Erdoğan´a açık mektup olarak yazıyorum.


* * *


Aşağıda aktaracağım satırlar, geçen cuma günü, Başbakan´a çok yakın bir gazetenin köşesinde yayınlandı.


İsim verilmeden Doğan Grubu´nu hedef alan yazıda, Başbakan´ın medyaya karşı sertleşmesi aynen şu cümlelerle açıklanıyordu:


"Neden böyle davranıyor olabilir Başbakan?


Başbakan, devlette istihbarat akışının orta yerinde bulunan kişidir. İnsanlar hakkında yalnızca okuyup dinleyerek kanaat sahibi olmaz bir başbakan; kendisine sunulan istihbarat raporları da gözünü açacak bilgiler sunar ona.


Acaba diyorum, ´Bizlerin de göremediği bilgiler mi Başbakan Erdoğan´ı medya ve medya mensupları konusunda hırçınlaştırıyor."


Cümle size çok masum görünebilir.


Ama hiç öyle değil.


Üstelik ülkenin Başbakan´ının üzerine öylesine bir şaibe yapıştırıyor ki, temizlenmezse kimse bunun altından kalkamaz.


Nedir mi şaibe?


Anlatayım.


Bir süreden beri, özellikle CHP kanadında şöyle iddialar gündeme getiriliyor.


"Ergenekon davası, Başbakanlık´tan yönlendiriliyor. İstihbarat bilgileri savcıya bile gitmeden önce Başbakan´ın önüne konuyor."


Evet ortada böyle bir iddia var.


Şimdi Başbakan´a çok yakın bir gazetenin köşesinde, itiraf gibi cümleler yazılıyor ve aradan 5 gün geçmesine rağmen tıs yok.


Yazan kişi, açık açık, bir medya grubuna ait istihbarat bilgilerinin Başbakan´a gittiğini söylüyor.


Merak ediyorum.


Gerçekten böyle mi?


* * *


Şimdi biraz geriye gidip Başbakan ve bazı AKP milletvekillerinin, Deniz Baykal´la ilgili sözlerine dönelim.


Hem Başbakan hem de AKP´nin bir İzmir milletvekili, nasıl bir tehdit savurmuştu Baykal´a?


Mealen şöyleydi:


"Yoksa sizin hakkınızda da bazı bilgiler var diye mi korkuyorsunuz?"


Eğer yukarıdaki satırları yazan kişiye itimat edersek, "Evet öyle ve Başbakan´a özel servis yapan bir istihbarat birimi var".


Geçtiğimiz aylarda yine buna benzer bir iddia ortaya atıldığında yazmıştım ve Başbakanlık onu yalanlamıştı.


Şimdi aradan beş gün geçtiği halde, hiç ses yok.


Acaba neden?


Hadi ihtimalleri alt alta yazayım.


En masum ihtimal: Akif Beki ayrıldıktan sonra Başbakanlık basın bürosu henüz tam oturamadığı ve bir de seçim telaşı olduğu için bu yazıyı görmedi.


Bir başka masum ihtimal: Yazıyı yazan kişiyi önemsemedikleri için dikkate almadılar. Tiraj da düşük olduğu için kimse okumamıştır diye düşündüler.


Masum olmayan ihtimal: Yazılanlar gerçek. Yani medya grupları hakkında özel istihbarat bilgileri, savcıdan önce Başbakan´ın önüne konuyor ve Ergenekon davası oradan yönetiliyor.


En feci ihtimal: Veya hukuksuzluk cüreti akıl almaz ölçüde pervasızlaştı, gözleri artık yargıya bile müdahale ettirecek kadar kan bürüdü.


* * *


Tekrar ediyorum. Aradan beş gün geçti.


Yandaş olmayan medya gruplarına ait istihbarat, savcılardan önce Başbakan´ın önüne mi gidiyor?


Bu sükûtun nereden geldiğini hakikaten merak ediyorum.


ERTUĞRUL ÖZKÖK / HÜRRİYET