DOĞAN GRUBU,MEHMET Y.YILMAZ'IN OYUNCAĞI,ARKA BAHÇESİ,İSTEDİĞİ GİBİ AT KOŞTURABİLECEĞİ BİR "KURTARILMIŞ" ALAN MI?..ORAY EĞİN "MESLEKDAŞI" AHMET TULGAR'A DESTEK ÇIKTI!..
Akşam yazarı Oray Eğin,Tempo Dergisi'nde istifa eden Murat Sabuncu'nun yerine "yeğeni" Çınar Oskay'ı getiren Mehmet Y.Yılmaz'ın Ertuğrul Özkök'ün yanında kurs görmesini tavsiye etti.
Orası "arka bahçe" mi?
Mehmet Y. Yılmaz kariyerinin sonlarına doğru el attığı her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdı ve sonunda onu oyalansın diye, bir emeklilik tazminatı gibi merkez valiliğine atadılar. Zaman zaman kurumu savunup göze girmek için kullanılan bir köşe ve pazar payı azalmış bir dergiler grubu verdiler. İnsan bekliyor ki, başına bunca şey gelen biri, onu buralara iten eski alışkanlıklarından vazgeçer ve düşmüşlüğünden ders alır. Bundan sonraki adım "Buzda Dans"ta yarışmacı olmak onun için çünkü.
Ama hayır, Mehmet Y. Yılmaz´ı ortalama yapan ne varsa bütün huylarına da yansıyor. Görevi CEO ama bir CEO´da olmaması gerektiği kadar amatör; çünkü duygusal.
Alın işte son örnek: Tempo´ya bir gazeteci alıyorlar, bir gün çalışabiliyor, ertesi gün işine son veriliyor. Çünkü Mehmet Y. Yılmaz istemiyormuş. Sebebi tamamen kişisel. Doğan Grubu´nun çıkarlarını mı koruyor, hayır. Kötü bir gazeteci mi, değil. Sadece Mehmet Y. Yılmaz eskiden kalma nefretini, kinini, öfkesini ve ilkel duygusallığını dizginleyemiyor. Hep övündüğü "poker face"inin ne büyük bir fars olduğunu kanıtlıyor, o kadar.
Tempo´da bunun üzerine bir kriz yaşanıyor, yayın yönetmeni istifa ediyor. Yerine kim geliyor dersiniz? Mehmet Y.Yılmaz´ın yeğeni! Hayatı boyunca konumlandırmayı ve rütbe dağıtmayı "kişisel" kriterlerine göre dağıtan bu "işadamı" aynı huyuna devam ediyor, erkek dergisi çıkartsın diye alıp ortada kalan yeğenine iş yaratıyor.
Peki orası koskoca Doğan Grubu değil mi? Bu Doğan Grubu, Mehmet Y. Yılmaz´ın oyuncağı, arka bahçesi, istediği gibi at koşturabileceği bir "kurtarılmış" alan mı? Ona profesyonellik konusunda, orada geçirdiği şu kısıtlı zamanında, bir emeklilik ödülü olarak Ertuğrul Özkök´ün yanında kurs görmesini öneriyorum
Mehmet Y. Yılmaz kariyerinin sonlarına doğru el attığı her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdı ve sonunda onu oyalansın diye, bir emeklilik tazminatı gibi merkez valiliğine atadılar. Zaman zaman kurumu savunup göze girmek için kullanılan bir köşe ve pazar payı azalmış bir dergiler grubu verdiler. İnsan bekliyor ki, başına bunca şey gelen biri, onu buralara iten eski alışkanlıklarından vazgeçer ve düşmüşlüğünden ders alır. Bundan sonraki adım "Buzda Dans"ta yarışmacı olmak onun için çünkü.
Ama hayır, Mehmet Y. Yılmaz´ı ortalama yapan ne varsa bütün huylarına da yansıyor. Görevi CEO ama bir CEO´da olmaması gerektiği kadar amatör; çünkü duygusal.
Alın işte son örnek: Tempo´ya bir gazeteci alıyorlar, bir gün çalışabiliyor, ertesi gün işine son veriliyor. Çünkü Mehmet Y. Yılmaz istemiyormuş. Sebebi tamamen kişisel. Doğan Grubu´nun çıkarlarını mı koruyor, hayır. Kötü bir gazeteci mi, değil. Sadece Mehmet Y. Yılmaz eskiden kalma nefretini, kinini, öfkesini ve ilkel duygusallığını dizginleyemiyor. Hep övündüğü "poker face"inin ne büyük bir fars olduğunu kanıtlıyor, o kadar.
Tempo´da bunun üzerine bir kriz yaşanıyor, yayın yönetmeni istifa ediyor. Yerine kim geliyor dersiniz? Mehmet Y.Yılmaz´ın yeğeni! Hayatı boyunca konumlandırmayı ve rütbe dağıtmayı "kişisel" kriterlerine göre dağıtan bu "işadamı" aynı huyuna devam ediyor, erkek dergisi çıkartsın diye alıp ortada kalan yeğenine iş yaratıyor.
Peki orası koskoca Doğan Grubu değil mi? Bu Doğan Grubu, Mehmet Y. Yılmaz´ın oyuncağı, arka bahçesi, istediği gibi at koşturabileceği bir "kurtarılmış" alan mı? Ona profesyonellik konusunda, orada geçirdiği şu kısıtlı zamanında, bir emeklilik ödülü olarak Ertuğrul Özkök´ün yanında kurs görmesini öneriyorum