"DOĞAN GRUBU,EROL AKSOY'U KALDIRAÇ OLARAK KULLANARAK ÇUKUROVA GRUBU'NA SALDIRIYOR" DİYEN YAVUZ SEMERCİ'YE GÖRE BUNUN SEBEBİ NE?..

Doğan Grubu´nun şu an 2 milyar dolar olan, birkaç yıl içinde 4-5 milyar dolarlara çıkması beklenen reklam pastasında artık tek bir güçlü rakibi kaldı: Çukurova Grubu.Sabah ve atv operasyonu tamamlandı.

Ah şu medya savaşları!

Ciddiye almamak lazım ama arka planında yatan niyeti de görmezden gelemeyiz.

Doğan Grubu, kendisinin de taraf olduğu bir davada, adını hiç yazmadan, diğer davacı Erol Aksoy´u kaldıraç olarak kullanarak Çukurova Grubu´na saldırıyor. Amaç, Show TV´nin hissedarlık yapısını tartışmalı hale getirerek, yabancı yatırımcıların kafasını karıştırmak.

Doğan Grubu´nun rakiplerine yönelik izlediği tutum biliniyor. Rakiplerinin attığı her adımı izliyor ve zayıf gördüğü veya manipüle edebileceklerini anladıkları anda saldırıyorlar.

* * *

Hazır konu açılmışken, Aydın Doğan´ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ´a bir soru sorayım. Sayın Yalçındağ, henüz Dinç Bilgin hukuken geçerli olup olmadığı tartışmalı ve mahkemelik bir belgeyi TMSF´ye göstermeden evvel, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk´ü TMSF binasında ziyaret ederek şunu söylediniz mi?

"Dinç Bilgin, Merkez Grubu ile ortak olduğunu belgelerse, Merkez Grubu´na el koyar mısınız?"

Başka bir deyişle Doğan Grubu rakiplerin durumunu kullanmak için her daim uyanık bir tavır sergiler.

* * *

Bir başka konuyu dile getirelim.

Turkcell yönetimi, (Elbette Çukurova Grubu´nun onayı ile) bir yıldır (yüksek reklam tarifesi nedeniyle) Doğan Grubu medyasına ilan vermiyor. Doğan Grubu´nun sadece Turkcell´den kaynaklanan ilan kaybı 50 milyon doları bulmuştur.

Bu gerçeği dikkate alarak soralım:

Bu ilan ambargosu olmasa Doğan Grubu, Çukurova´ya yönelik (ağırlıklı olarak bel altı vuruş tekniği kullanarak) yayınları yapar mıydı?

* * *

Doğan sadece Çukurova´nın büyümesini engellemeye yönelik yayın yapmıyor, aslında Türkiye´nin büyük reklam verenlerine de bel altından sopayı gösteriyor. Bana ilan vermeyen grupların itibarını sarsarım...


* * *


Ortada basit bir ticari dava var.

Show TV´nin sermaye artırımına (haberdar olmasına rağmen) Erol Aksoy katılmamış (veya katılamamış). Aksoy´un (dolaylı yoldan) o gün yüzde 17 oranındaki hissesi sermaye artırımına katılmadığı için sembolik seviyelere inmiş. Aksoy, çok sonra, sermaye artışını iptal ettirmek için mahkemeye başvurmuş. Mahkeme kendisini haksız bulmuş. Konu Yargıtay´a gitmiş, Yargıtay davayı usul yönünden bozmuş. Dava tekrar görüşülecek.

Sanırsınız ki, Çukurova Grubu, Aksoy´dan gizli, (Aynı Uzanlar´ın Telsim´de Motorola ve Nokia´ya yaptığı gibi) sermaye artışı yaparak, Aksoy´un şirketteki payını küçültmüş. Bu sermaye artırımının gizli yapıldığına dair bugüne kadar taraflardan gelen herhangi bir iddia yok. (Aksoy´un aksi yönde bir bilgi-belgesi varsa yayınlamaya hazırım...) Üstüne üstlük, Çukurova Grubu sermaye artışını kendi isteğiyle değil, RTÜK´ün sermaye şartı getirmesi nedeniyle zorunlu olarak yaptığını açıklıyor.


* * *


Belki denebilir ki, Aksoy´un İktisat Bankası´na el konulunca, tüm mal varlığına el konulduğundan sermaye artışına katılamamış olabilir. Araştırdım. TMSF´ye sordum. Onlar, bu sermaye artışının şirketlere el konulmadan önce gerçekleştiğini söylediler. Yani, Aksoy´un elini kolunu tutan kimse yokmuş!


* * *


Doğan Grubu´nun şu an 2 milyar dolar olan, birkaç yıl içinde 4-5 milyar dolarlara çıkması beklenen reklam pastasında artık tek bir güçlü rakibi kaldı: Çukurova Grubu. Sabah ve atv operasyonu tamamlandı. Rekabette (şimdilik) beş adım daha öne geçtiler. Ve şimdi biliyorlar ki, Çukurova Grubu yabancı yat