DOĞAN GRUBU AKP'DEN NE İSTİYOR?...MEDYADA ESKİ ÇAMLAR BARDAK MI OLDU? BAŞBAKAN ERDOĞAN DOĞAN GRUBU'NUN "HABERLE VURURUZ SENİ" ŞANTAJINA BOYUN EĞMEDİ Mİ?

"Alışmış kudurmuştan beterdir" diyen Serdar Turgut,Doğan Grubu'nun YİMPAŞ üzerinden AKP'ye yüklenmesiyle Doğan Grubu'nun "tamamen duygusal" istekleri arasındaki ilişkiyi yazdı.

Alışmış kudurmuştan beterdir-2

Şunu bir yana yazın; dün Türk demokrasisi için çok önemli bir gündü. Çünkü bir kısım medyanın hükümetlerle bu tür kol bükme ve ahlaksız uzlaşmalara gitmeye çalışması, Türk demokrasisine en büyük zararı veren şeydi

AKP öncesi dönemde, 'gerekirse iktidara birkaç kez çakıp istediğimizi alırız' tavrına iyice alışmış olan bir kısım medya, bu kez de alıştığı gibi davrandı ama sonuç alamadığını gördü. Dün Başbakan'ın bu medyaya seslenip, sert çıkmasıyla, başta Petrol Ofisi olmak üzere, bazı şirketlerin cezalarını ödemeleri için tebligatın başladığı açıklaması neredeyse aynı saatlere denk geldi.

Bundan da anlaşılıyordu ki; eski taktiklerle hükümete yüklenip, elindeki medya gücünü kötü kullanarak bu borcunu erteletmek ve hatta tamamen affettirmeye çalışan olağan şüpheliler, bu kez kurallarla istedikleri gibi oynayamadılar. Şunu bir yana yazın; dün Türk demokrasisi için çok önemli bir gündü. Çünkü bir kısım medyanın hükümetlerle bu tür kol bükme ve ahlaksız uzlaşmalara gitmeye çalışması, Türk demokrasisine en büyük zararı veren şeydi. Böyle davranan basın da basın olmaktan çıkar, bu tür basına alışan hükümetler de demokratik hükümet olmaktan çıkar. Nitekim böyle de olmuştur ve bu ülkenin insanı bu şekilde kurulmuş olan ahlaksız ilişkilerden çok bıktığı, bu tür işlerin olağan şüphelilerinden yaka silktiği için ilk tepkisini eski dönemin siyasilerine vererek ilk seçimde bunları sildi. AKP'nin asıl iktidara gelme nedeni de budur. Yepyeni bir kadro ülkenin başına geldi ama 'alışmış kudurmuştan beterdir' lafını haklı çıkaran bir kısım basın yine eski adetlerine her fırsatta dönmeye çalışıyor, eski döneme ait siyasetçilerde ise utanma ve sıkılma olmadığından milletin sabrını zorlayarak tekrar siyasete dönme yollarını zorluyorlar. Bir kısım medya ise bunlardan bir bölümünü mutlaka tekrar siyasette görmek istiyordur. Çünkü eski kurulmuş düzenin tekrar çalışmasını istiyorlar. Bunun imkanının olmadığını gördükleri zamanlarda aynı yöntemleri bugünkü iktidar üzerinde denemeye çalışıyorlar.

YİMPAŞ olayı üzerinden bunu yapmaya çalıştılar. Bunu ilk önce hükümete yakın gazete olan Yeni Şafak manşetinden duyurdu. O manşet, hakkında laf edilen bir kısım medya için bir utanç belgesi olmalıydı, olmuştur-ki hiç sanmıyorum -çünkü böyle laflara maalesef alışıklar. Bu haberden sonra dün de Başbakan patladı. YİMPAŞ olayı ile ilgili ağzına geleni söyledi. Yani şu anda Başbakan, 'haberle vururuz seni' şantajına boyun eğmeyeceği görünümü veriyor. Bakalım bu sağlam duruş nereye kadar sürecek? Çünkü hükümet de bir kısım medyanın gücünden zaman zaman korkup duruşunu değiştirebiliyor. Bu ürkeklik ise Türkiye'ye inanamayacağınız kadar kötülük yapıyor. Bu yüzden hükümetin dün gösterdiği sağlam duruşu nereye kadar sürdüreceğini ve bu duruş değiştiği an o değişikliği neye bağlayacağımızı dikkatle izliyor olacağız. Bu nedenle bu ara bir kısım medyanın birinci sayfalarını dikkatle okuyup nüansları görmek gerekiyor. İnanınız sadece gazeteciler değil, bir dönemin siyasetçileri ile bir dönemin medyasının tavırlarını da tarihin çöplüğüne gönderme arzusuyla dolu sıradan insanlar, gazetecilerden çok daha dikkatli okuyorlar o sayfaları ve ara bağlantıları anında tespit ediyorlar. Bir kısım medyaya karşı bu tavır, çok ciddi bir sivil toplum hareketidir, bunu unutmayın...

Gazetecilik mesleği açısından durum böyledir ama Başbakan'a da birkaç hatırlatmada bulunmak is