"DİZİLER,YATAK ODASI İLE BANYO ARASINA SIKIŞTI!.." ÜNLÜ YAPIMCI-YÖNETMEN OSMAN SINAV'IN İSYANI!..
Ünlü yapımcı-yönetmen Osman Sınav, sınır karakolundaki Uzman Çavuş Osman Kanat ve bir avuç arkadaşının hikayesini anlattığı yeni dizisi "Sakarya Fırat" ile yine çok konuşulacak.
"En iddialı dizim" dediği Sakarya Fırat'ın çekimleri için Toros Dağları'nda bir köy ve karakol inşa eden Sınav, "Sanırım bu son dizim, artık sadece film çekeceğim" diyor.
Sınav, Vatan gazetesine yeni projelerini ve dizi sektörünü değerlendirdi.
Nefes filmi gösterimde, peşinden de sizin dizi çektiğiniz duyulunca "Acaba Sınav, bu filmden mi etkilendi?" diye düşünüyor insanlar.
Nefes 2 haftadır gösterimde, 2 haftada bir dizi hazırlanabilir mi? Tek benzer yanları ikisinin de bir karakol etrafında gelişen hikayeler olması. O kadar! Ona bakarsanız birçok aşk hikayesi de var, ortalık aşk hikayesinden geçilmiyor. Nefes'i geçen hafta seyrettim. Türkiye'nin gündemi zaten bu! Bir değil 5 tane daha Nefes gibi film ve 10 tane daha dizi olması lazım.
* Artı mı yoksa eksi bir şey mi sizden önce Nefes'in vizyona girmesi? Beğendiniz mi filmi?
Öyle bir karşılaştırma yapmadım ama bu durum sinerji doğurur. Neticede o bir sinema filmi, geçer gider. Onun cümlesi çok farklı, bizim cümlemiz çok farklı. Bizim metaforumuz başka bir şey. Nefes'te kuşatılıp yok olmayı bekleyen bir grup askerin dramatik hikayesi var. Filmi beğendim ama çok ses getirmedi, daha fazla getirmeliydi. Beklenti çok daha fazlaydı. Ayrıca filmin moral cümlesine katılmıyorum: "Pisi pisine ölüyoruz" diyor. Vatan savunması pisi pisine ölmek değildir.
* Dizinin başrol oyuncusu uzman çavuş rolündeki Tayanç Ayaydın. Niçin daha flash bir isim seçmediniz?
Aslında başlarda ünlü isim arayışına girdik ama istediğimiz sonucu alamadık. Deneme çekimlerinde Tayanç beni çok şaşırttı. Evet, alışılmış bir kahraman modeli değil Tayanç. Son 10 yıldır kahraman modeli neydi? Miroğlu'yla başlayan ve ona benzeyen, fiziği daha iri yarı, duruşu olan bir kahraman modeli. Ama Tayanç hiç de öyle biri değil, sıradan bir fiziği var. Ama oyunculuk performansıyla öyle bir şey çıkardı ki beni çok şaşırttı. Hatta kendisi de "Beni seçmeniz risk değil mi, çünkü ben kahraman modeli değilim" dedi. Ama ben de sıradan fizikli birini seçerek şunu yapmak istiyorum: "Ben de olabilirim" dedirtecek, seyircinin özdeşleşebileceği bir kahraman.
* Siz sadece bu diziyle yetinmezsiniz. Başka neler var planlarınız dahilinde?
Bir yıldır sinema üzerine daha yoğun çalışıyorum. Sakarya Fırat'tan sonra büyük ihtimalle bir daha dizi yapmayacağım, tüm enerjimi sinemaya vermek istiyorum. Masamda 7-8 senaryo var. İlk olarak 16 Ekim 2010'da Kanadı Ateş Kuşlar, sonra 13 Kasım'da Yalnız Kurt ve yine 2010 yılı içinde Masumlar filmlerini vizyona sokacağım.
Beğeniyor musunuz yayınlanan dizileri?
Çok dizi var ama ürün çeşitliliği yok. Hep birbirine benzer hikayeler var. Sadece eniştem beni niye öptü dizileri ve aşklar... Diziler, banyoyla yatak odası arasına sıkışmış. Edebiyat eserlerimizi de alıp oraya indiriyoruz. Ben böyle bir tercih yapmadım bugüne dek.
Reytingi cinsellik alıyor...
Halit Ziya Uşaklıgil "Araya yastık kondu mu" tartışmaları için bu romanı yazmadı. Romanını Osmanlı'nın kültürel ve ahlaki çöküşünü anlatmak için yazdı. Ama şu anki Aşk-ı Memnu bunu anlatmıyor. Bu hikayeyi yapmak için Uşaklıgil'in romanını bu hale getirmemize gerek yok. Aşk-ı Memnu yazmanıza da gerek yok. "Yasak Aşk" diye isim ver, çek... Sevişme sahneleri tabii ki çekilebilir ama her dakika bir sevişme sahnesi olmaz. Hangi dizinin sevişme sahnesi daha çok ilgi görecek diye yarış var.
Mahsun Kırmızıgül'ün Gecenin Kanatları filminde de aynı şey oldu değil mi?
Filmde canlı bomba olan bir kızın hayatı anlatılıyor ama biz Beren Saat'in göğüslerini konuşuyoruz. Bu nasıl bir algı? Bu bir cinnet hali, toplumsal cinnet!
Cinsellik unsurlarını kullanmanın sınırı var mı?
İnsanları tahrik etmemeli. Tahrik eden şey, pornografiktir.
Siz Kenan İmirzalıoğlu'nu keşfeden kişisiniz. Görüşüyor musunuz hâlâ? Bir de son dönemin en popüler ismi olan Kıvanç Tatlıtuğ'u değerlendirseniz...
Kenan'la tabii ki görüşüyorum, o benim kardeşim. Her geçen gün kendisini geliştiriyor. Kıvanç da çok iyi gelişiyordu ama Aşk-ı Memnu onun gelişmesini durdurdu. Bir oyuncudan ziyade bir obje olarak duruyor orada.
Bu yıl 70 film vizyona giriyor. Sinema bir endüstri mi artık?
Sinemanın bir yelpazesi var. Bu yelpazenin bir yanında Nuri Bilge Ceylan ve filmleri varsa bir ucunda da Recep İvedik var. Ama tüm bunların ortasında asıl sinemayı taşıyan fil ayakları yok. Bu ayaklar eksik olduğu müddetçe endüstri olmayacak. 70 filmin bütçesi 50 milyon dolar etmiyor. Oysa Türkiye'nin dizi sektörünün yıllık prodüksiyon cirosu 600 milyon dolar.
Başarılı mı peki Şahan Gökbakar ve Cem Yılmaz?
Kendi çaplarında başarılılar tabii. İyi ki varlar yoksa sinema yoktu yani, sektör adına trajikomik bir durum. O halde bu isimleri pamuklara saralım saklayalım.
Sınav, Vatan gazetesine yeni projelerini ve dizi sektörünü değerlendirdi.
Nefes filmi gösterimde, peşinden de sizin dizi çektiğiniz duyulunca "Acaba Sınav, bu filmden mi etkilendi?" diye düşünüyor insanlar.
Nefes 2 haftadır gösterimde, 2 haftada bir dizi hazırlanabilir mi? Tek benzer yanları ikisinin de bir karakol etrafında gelişen hikayeler olması. O kadar! Ona bakarsanız birçok aşk hikayesi de var, ortalık aşk hikayesinden geçilmiyor. Nefes'i geçen hafta seyrettim. Türkiye'nin gündemi zaten bu! Bir değil 5 tane daha Nefes gibi film ve 10 tane daha dizi olması lazım.
* Artı mı yoksa eksi bir şey mi sizden önce Nefes'in vizyona girmesi? Beğendiniz mi filmi?
Öyle bir karşılaştırma yapmadım ama bu durum sinerji doğurur. Neticede o bir sinema filmi, geçer gider. Onun cümlesi çok farklı, bizim cümlemiz çok farklı. Bizim metaforumuz başka bir şey. Nefes'te kuşatılıp yok olmayı bekleyen bir grup askerin dramatik hikayesi var. Filmi beğendim ama çok ses getirmedi, daha fazla getirmeliydi. Beklenti çok daha fazlaydı. Ayrıca filmin moral cümlesine katılmıyorum: "Pisi pisine ölüyoruz" diyor. Vatan savunması pisi pisine ölmek değildir.
* Dizinin başrol oyuncusu uzman çavuş rolündeki Tayanç Ayaydın. Niçin daha flash bir isim seçmediniz?
Aslında başlarda ünlü isim arayışına girdik ama istediğimiz sonucu alamadık. Deneme çekimlerinde Tayanç beni çok şaşırttı. Evet, alışılmış bir kahraman modeli değil Tayanç. Son 10 yıldır kahraman modeli neydi? Miroğlu'yla başlayan ve ona benzeyen, fiziği daha iri yarı, duruşu olan bir kahraman modeli. Ama Tayanç hiç de öyle biri değil, sıradan bir fiziği var. Ama oyunculuk performansıyla öyle bir şey çıkardı ki beni çok şaşırttı. Hatta kendisi de "Beni seçmeniz risk değil mi, çünkü ben kahraman modeli değilim" dedi. Ama ben de sıradan fizikli birini seçerek şunu yapmak istiyorum: "Ben de olabilirim" dedirtecek, seyircinin özdeşleşebileceği bir kahraman.
* Siz sadece bu diziyle yetinmezsiniz. Başka neler var planlarınız dahilinde?
Bir yıldır sinema üzerine daha yoğun çalışıyorum. Sakarya Fırat'tan sonra büyük ihtimalle bir daha dizi yapmayacağım, tüm enerjimi sinemaya vermek istiyorum. Masamda 7-8 senaryo var. İlk olarak 16 Ekim 2010'da Kanadı Ateş Kuşlar, sonra 13 Kasım'da Yalnız Kurt ve yine 2010 yılı içinde Masumlar filmlerini vizyona sokacağım.
Beğeniyor musunuz yayınlanan dizileri?
Çok dizi var ama ürün çeşitliliği yok. Hep birbirine benzer hikayeler var. Sadece eniştem beni niye öptü dizileri ve aşklar... Diziler, banyoyla yatak odası arasına sıkışmış. Edebiyat eserlerimizi de alıp oraya indiriyoruz. Ben böyle bir tercih yapmadım bugüne dek.
Reytingi cinsellik alıyor...
Halit Ziya Uşaklıgil "Araya yastık kondu mu" tartışmaları için bu romanı yazmadı. Romanını Osmanlı'nın kültürel ve ahlaki çöküşünü anlatmak için yazdı. Ama şu anki Aşk-ı Memnu bunu anlatmıyor. Bu hikayeyi yapmak için Uşaklıgil'in romanını bu hale getirmemize gerek yok. Aşk-ı Memnu yazmanıza da gerek yok. "Yasak Aşk" diye isim ver, çek... Sevişme sahneleri tabii ki çekilebilir ama her dakika bir sevişme sahnesi olmaz. Hangi dizinin sevişme sahnesi daha çok ilgi görecek diye yarış var.
Mahsun Kırmızıgül'ün Gecenin Kanatları filminde de aynı şey oldu değil mi?
Filmde canlı bomba olan bir kızın hayatı anlatılıyor ama biz Beren Saat'in göğüslerini konuşuyoruz. Bu nasıl bir algı? Bu bir cinnet hali, toplumsal cinnet!
Cinsellik unsurlarını kullanmanın sınırı var mı?
İnsanları tahrik etmemeli. Tahrik eden şey, pornografiktir.
Siz Kenan İmirzalıoğlu'nu keşfeden kişisiniz. Görüşüyor musunuz hâlâ? Bir de son dönemin en popüler ismi olan Kıvanç Tatlıtuğ'u değerlendirseniz...
Kenan'la tabii ki görüşüyorum, o benim kardeşim. Her geçen gün kendisini geliştiriyor. Kıvanç da çok iyi gelişiyordu ama Aşk-ı Memnu onun gelişmesini durdurdu. Bir oyuncudan ziyade bir obje olarak duruyor orada.
Bu yıl 70 film vizyona giriyor. Sinema bir endüstri mi artık?
Sinemanın bir yelpazesi var. Bu yelpazenin bir yanında Nuri Bilge Ceylan ve filmleri varsa bir ucunda da Recep İvedik var. Ama tüm bunların ortasında asıl sinemayı taşıyan fil ayakları yok. Bu ayaklar eksik olduğu müddetçe endüstri olmayacak. 70 filmin bütçesi 50 milyon dolar etmiyor. Oysa Türkiye'nin dizi sektörünün yıllık prodüksiyon cirosu 600 milyon dolar.
Başarılı mı peki Şahan Gökbakar ve Cem Yılmaz?
Kendi çaplarında başarılılar tabii. İyi ki varlar yoksa sinema yoktu yani, sektör adına trajikomik bir durum. O halde bu isimleri pamuklara saralım saklayalım.