DİZİLERİ Mİ YAPAMIYORUZ YOKSA ÇOCUKLARIMIZI MI?
Gençlere "Yerli diziler ahlakımızı bozuyor mu?" sorusu yöneltildi, çıkan sonuç çarpıcı oldu
Yerli diziler ahlakımızı bozuyor!
Bunu ben değil, Türkiye söyledi... TRT Okul kanalında her pazartesi gecesi 20.15'te üniversite öğrencilerinin 4'er kişilik iki takım halinde, bir konunun iki kutbunu savunduğu Demokrasi Platformu adlı tartışma programını yönetiyorum. Bu program sayesinde üniversite gençliğinin duyarlılığına, yaratıcılığına, kendilerini medenice ifade etmedeki ustalığına her hafta biraz daha hayran oluyorum. Önce öğrenciler (Her hafta farklı bir üniversite) kıyasıya tartışıyor. Tabii medeni ölçüleri zorlamadan, işi hakarete, kavgaya vardırmadan...
Sonra da canlı yayında yurt genelinden konuyla ilgili Evet ya da Hayır oyları geliyor. Hem SMS'lerle, hem de internet üzerinden. Ayrıca stüdyoda key-pad'ler yardımıyla bir oylama daha yapıyoruz. Sonra bütün bu yüzdeleri birleştirip genel sonuca ulaşıyoruz. Yani tartışma, diğer programlarda olduğu gibi havada kalmıyor, bir 'sonuca' ulaşıyor. İlk hafta "Üniversitelerde yabancı dilde öğrenim olmalı mı?" diye sorduk. Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin kıyasıya fikir tokuşturduğu programda Hayır'cı grup o kadar etkileyici bir performans ortaya koydu ki, gecenin sonunda sürpriz bir şekilde 'Hayır, olmamalı' sonucu ortaya çıktı. Bu hafta ise "Yerli diziler ahlakımızı bozuyor mu?" diye sorduk. Yüzde 60 Evet, yüzde 40 Hayır sonucuna ulaştık. Aslında bu sonuç hiç de sürpriz değildi. Ama en önemlisi, televizyon sektöründe bugüne kadar konuyla ilgili yapılmış en nitelikli, en doyurucu ve bilgi içeren tartışmaydı. Yıllardır sektörün içinde bulunmama rağmen ben bile İstanbul Üniversitesi'ne mensup gençlerin müthiş performansı sayesinde yeni bilgiler edindim, yeni bakış açıları geliştirdim.
Gençler önce ahlak ve etik kavramlarını sorguladılar, "Dizilerimizi mi iyi yapamıyoruz yoksa çocukları mı?" sorusu ekseninde müthiş görüşler ortaya koydular. Bu konuda ebeveynlerin sorumluluğuna dikkat çektiler. Diziler dünyasından somut örnekler vererek, karşıt fikirlerini son derece net ifadelerle ortaya koydular.
Tabii ki izleyenleri olumsuz etkileyen, yanlış yönlendiren diziler olduğu gibi, son derece faydalı mesajlara sahip olan, insanları düşünmeye, tartışmaya yönelten diziler de vardı. Sonuçta, yüzde 60'lık çoğunlukla "Evet, yerli diziler ahlakımızı bozuyor" sonucuna ulaşıldı. Doğal olarak bizim mini kamuoyu yoklamamızın resmi bir değeri ve anlamı yok. Ama televizyon sektörüne yön verenlerin yerinde olsaydım, bu 'bedava rehberlik hizmetinden' yararlanmak için programın bir kaydını mutlaka edinirdim.
Yüksel AYTUĞ / SABAH
Bunu ben değil, Türkiye söyledi... TRT Okul kanalında her pazartesi gecesi 20.15'te üniversite öğrencilerinin 4'er kişilik iki takım halinde, bir konunun iki kutbunu savunduğu Demokrasi Platformu adlı tartışma programını yönetiyorum. Bu program sayesinde üniversite gençliğinin duyarlılığına, yaratıcılığına, kendilerini medenice ifade etmedeki ustalığına her hafta biraz daha hayran oluyorum. Önce öğrenciler (Her hafta farklı bir üniversite) kıyasıya tartışıyor. Tabii medeni ölçüleri zorlamadan, işi hakarete, kavgaya vardırmadan...
Sonra da canlı yayında yurt genelinden konuyla ilgili Evet ya da Hayır oyları geliyor. Hem SMS'lerle, hem de internet üzerinden. Ayrıca stüdyoda key-pad'ler yardımıyla bir oylama daha yapıyoruz. Sonra bütün bu yüzdeleri birleştirip genel sonuca ulaşıyoruz. Yani tartışma, diğer programlarda olduğu gibi havada kalmıyor, bir 'sonuca' ulaşıyor. İlk hafta "Üniversitelerde yabancı dilde öğrenim olmalı mı?" diye sorduk. Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin kıyasıya fikir tokuşturduğu programda Hayır'cı grup o kadar etkileyici bir performans ortaya koydu ki, gecenin sonunda sürpriz bir şekilde 'Hayır, olmamalı' sonucu ortaya çıktı. Bu hafta ise "Yerli diziler ahlakımızı bozuyor mu?" diye sorduk. Yüzde 60 Evet, yüzde 40 Hayır sonucuna ulaştık. Aslında bu sonuç hiç de sürpriz değildi. Ama en önemlisi, televizyon sektöründe bugüne kadar konuyla ilgili yapılmış en nitelikli, en doyurucu ve bilgi içeren tartışmaydı. Yıllardır sektörün içinde bulunmama rağmen ben bile İstanbul Üniversitesi'ne mensup gençlerin müthiş performansı sayesinde yeni bilgiler edindim, yeni bakış açıları geliştirdim.
Gençler önce ahlak ve etik kavramlarını sorguladılar, "Dizilerimizi mi iyi yapamıyoruz yoksa çocukları mı?" sorusu ekseninde müthiş görüşler ortaya koydular. Bu konuda ebeveynlerin sorumluluğuna dikkat çektiler. Diziler dünyasından somut örnekler vererek, karşıt fikirlerini son derece net ifadelerle ortaya koydular.
Tabii ki izleyenleri olumsuz etkileyen, yanlış yönlendiren diziler olduğu gibi, son derece faydalı mesajlara sahip olan, insanları düşünmeye, tartışmaya yönelten diziler de vardı. Sonuçta, yüzde 60'lık çoğunlukla "Evet, yerli diziler ahlakımızı bozuyor" sonucuna ulaşıldı. Doğal olarak bizim mini kamuoyu yoklamamızın resmi bir değeri ve anlamı yok. Ama televizyon sektörüne yön verenlerin yerinde olsaydım, bu 'bedava rehberlik hizmetinden' yararlanmak için programın bir kaydını mutlaka edinirdim.
Yüksel AYTUĞ / SABAH