DİZİLER TÜRKLERE RESMİ SEVDİRDİ!
Cevat Sarıkartal, Çin'den yılda 500 bin kopya tablo ithal ediyor.
Otobüse, dolmuşa koşarken Mona Lisa’yla ne kadar çok göz göze geldik şu hayatta. Leonardo da Vinci, bir tablosunu yol kenarında hele de çerçevesiz görse adım atamayacak hale gelirdi herhalde. Aşk-ı Memnu sayesinde "Behlül’ün posteri geldi" diye satışa sunulan meşhur Eyfel Kulesi fotoğrafının yanında Van Gogh’un "Ayçiçeği Tarlası" tablosu da onlarca evin duvarını süsler. Bilir misiniz, o çakma tablolar buralara Çin’in bir köyünden gelir... Çin’den bu tabloları Türkiye’ye toptan getiren ve satan Cevat Sarıkartal’ın İstanbul Sultangazi’deki ofisindeyiz. Burası bir galeri gibi ama değil; dört katlı devasa bir depo, içerisi buz gibi. Aralardaki asma katlar, merdiven kenarları, duvarlar her yer ama her yer tablolarla dolu.
Osman Hamdi Bey’in "Kaplumbağa Terbiyecisi" tablosunun onlarcası sırt sırta vermiş duruyor. Cevat Sarıkartal, sık sık Çin’e seyahat edip Türkiye’ye ucuza kopya tablo ithal etse de müzayedelere de resim satıyor. Sarıkartal’la, Çin’deki ressamlar köyünden Türk insanının az gelişmiş resim zevkine uzanarak sohbet ediyoruz.
RESİMDE FAST FOOD: DAFEN KÖYÜ
Dünyanın en ünlü ressamlarının tablolarının binlerce kopyasının dağıtıma çıktığı nokta, Çin’de Shenzen yakınlarındaki Dafen Köyü. Burası resim fabrikalarının merkezi. Ressamlar akın etmeden önce 300 nüfuslu bir köy olan Dafen’de bugün yaklaşık 10 milyon insan yaşıyor. Günde 12 saat çalışarak ortalama 10 kopya resim yapan ressamlar, haftada 100 150 dolar kazanıyor. İşçilik ve çerçeveyle beraber 2.5 dolara satılan tablolar, toplu ihracatla çok daha ucuza alıcı bulabiliyor. Köyde binlerce ressam, seri üretim bantına oturtulmuş gibi resim yapıyor. Örneğin bir manzara resminin ağaçlarını bir grup ressam yaparken, başka bir grup gökyüzü, bir başkası da deniz boyuyor.
Cevat Sarıkartal, Çin’e 15 günlük seyahatler düzenliyor ve sokak sokak gezip galerilerden, sokak ressamlarından tablo topluyor. Türkiye’ye senede ortalama 500 bin adet yağlıboya Çin işi tablo getiriyor. Bunlar 10 ila 80 dolar arasında değişen fiyatlarla fabrikalara, dükkânlara, devlet dairelerine, otellere, okullara, hastanelere ve restoranlara satılıyor.
VAN GOGH HEP 1 NUMARA
Dünyada en çok alıcı bulan tablo, Van Gogh’un 'Ayçiçeği Tarlası'. Bu tablonun kopyası Çin’de tanesi 50 dolardan satılıyor, eğer toptan satış söz konusu olursa fiyat 33 dolara kadar düşüyor. Türkiye’de geçen yıla kadar en çok satılan tablo 'Kaplumbağa Terbiyecisi.' Ancak Cevat Sarıkartal, bu resmin artık sakıza döndüğünü söylüyor. 30 yıldır koleksiyonculuk yapan, yaklaşık 6 yıldır da Çin’den resim ithal eden Cevat Sarıkartal, "1 milyon dolarlık evde oturan, buraya gelip ucuz Çin resmi alıyor" diyor. Sarıkartal, belli bir süre Çin resimlerine Türk sanatını korumak adına direnmiş ama rakip iki firmanın Çin’e gidip gelmeye başlamasıyla o da bu işe girmiş; yani bir yanı sanatsever, bir yanı tüccar...
PERDEYE, KOLTUĞA GÖRE TABLO ALAN ÇOK
■ Bizde resim zevkinin gelişmiş olduğu insan sayısı çok az. Toplum vurup kırıp, gününü gün eden, sanat ve estetik duygusu olmayan bir yola doğru gidiyor. Bir toplumun estetik duygularını geliştirmezsen, o toplumdan katil de çıkar, yamyam da.
■ Perdesinin, koltuğunun, duvarının rengine göre tablo alan çoktur. Halbuki aslolan perdenin rengi değildir, eserin duvarda nasıl durduğu ve kalitesidir.
POLAT ALEMDAR'A ÇİÇEKLİ TABLO UYMAZ!
Cevat Sarıkartal’ın Türklerin resim sanatıyla ilişkisine dair gözlemleri ilginç:
■ Türk insanı kendi resmini çerçeveletip asmayı çok sever.
■ Eskiden Türkler daha az resim asardı eve, ama dizilerden sonra durum değişti, artık evlerine tablo asmaya başladılar.
■ Köyden kente göçün daha yoğun olduğu yıllarda köy peyzajları revaçtaydı; özlemlerini bastırmak için evlerine öyle tablolar alıyorlardı.
■ 50’li yıllarda resim neredeyse yok, 60’larda yavaş yavaş başlıyor, 70’lerde reprodüksiyon tablolarla tanışılıyor. O yıllarda Almanya’dan ünlü ressamların eserlerinin kopyaları gelmeye başladı, bu da bir furya yarattı.
■ 70’lerde özellikle kentleşmeyle beraber resimde İstanbul siluetleri moda oldu.
■ Birçok dizinin setindeki tablolar Cevat Sarıkartal’ın depolarından çıkma.
■ Sarıkartal’ın en sevdiği ressam İbrahim Balaban.
■ Bugüne kadar dizilere onlarca tablo vermiş; sanat yönetmenleriyle çok yakın çalışıyor.
■ Sanat yönetmenleri gelip dizinin geçtiği döneme uygun çerçeve ve resim istiyor. Ezel ve Aşk-ı Memnu’da gördükleriniz değil ama Yaprak Dökümü, Adanalı, Kurtlar Vadisi ve Kurtlar Vadisi Gladio’daki tablolar Sarıkartal’dan alınmış.
■ Sarıkartal, “Polat Alemdar’ın odasına çiçek resmi, canlı renklerde bir tablo uygun düşmez. Daha kallavi, otoriter bir tablo asmak gerekir” diyor.