DİZİLER 45 DAKİKA OLACAK MI? SORUN NASIL ÇÖZÜLECEK?

İşte, RTÜK, sektörel dernekler, akademisyenler, senaristler ve oyuncuların gözüyle “45 dakika” kördüğümü!

Geçtiğimiz aylarda oyuncular ve kamera arkası çalışanları, ‘yerli dizi yersiz uzun’ sloganıyla yola çıktı. Dizilerin 45 dakikaya indirilmesi ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi için protestolar düzenlendi, dizi setleri boşaltıldı. Bazı yapımcı firmalar da ’45 dakika’ uygulaması için destek verdi. Konuyla ilgili Bakanlıklara ve RTÜK’e sorununun çözümü için çağrıda bulunuldu.
Gerekli yasal düzenlemeyi RTÜK mü yapacak yoksa Çalışma Bakanlığı mı? Ücretler düşecek mi düşmeyecek mi? Dizi sürelerinin kısaltılmasına hangi kurum, nasıl karar verecek? Bu ve benzeri sorular konu soğudukça cevapsız kaldı. Aslında tam da bu nokta yeni bir sürecin başlangıcıydı. STK’lar ve Sine-Sen sorunun çözümü için kapsamlı çalışmalara ve kurumlarla görüşmelere başladı.
Bu görüşmeler sektörde ’45 dakika’ kördüğümünün başlangıcıydı. RTÜK konuyla ilgilenmesine rağmen topu bakanlıklara attı. Ancak sektör mensubu kurumlar ‘dizi sürelerinin indirilmesi’ ile ilgili kısmın RTÜK’ü ilgilendiren bir konu olduğunda ısrarlı.
Bu açıdan Sinema Emekçileri Sendikası (Sender) Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kuzu, RTÜK’ün, dizilerin 45 dakikaya indirilmesi sorununu çözmek istemediğini iddia ederken, RTÜK Üst Kurul Üyesi Korkmaz Alemdar ise dizi süreleri üzerine yapılan tartışmaların iktidar partisinin rahatsızlıkları ve oluşan tepkiler sonucu ‘maksat’lı olarak yapıldığını iddia ediyor. Sender ise “Yerli dizi yersiz uzun” sloganıyla ‘süre’ye dikkat çekmekte kararlı.
İşte kurumların ve sektör mensuplarının konuyla ilgili olarak yaptığı birbirinden ilginç ve çarpıcı açıklamalar:
HÜSEYİN KUZU: Sinema Emekçileri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi
“Uzun reklamlar olmasın, aynı reklam 5 kere yayınlanmasın”
Diziler için haftada iki gün 45 dakika yoluna gidilebilir ama çalışma saatlerini azalttığımızda zaten bu süredeki dizilerin yetiştirilmesi mümkün olmaz. Sorunun çözümü için reklam ücretleri Avrupa Birliği standartlarına uygun şekilde artırılmalı. Uzun reklamlar olmasın, aynı reklam 5 kere yayınlanmasın.

“Yapımcılar ne yapacaklarını bilmiyor”
Yapımcılar ücretlerin düşmesini tehdit olarak kullanıyor ama bu sorun da çözülecektir. Rakip kanal daha çok para teklif ederse, diğer kanal da ücretleri yükseltecektir. Serbest piyasa ekonomisi bunu getirecektir ve ücretlerde düşme yaşanmayacaktır. Bu konularda yapımcılar da ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bizi arayıp bilgi alıyorlar.
“RTÜK sorunu çözmek istemiyor”
RTÜK’ün yeni yasası bu uygulamaya açık. Bazı yönetmelik değişiklikleriyle bu sorun çözülebilir. Ancak RTÜK sorunu çözmek istemiyor. Konuyla ilgili Çalışma Bakanlığı ile de görüşmelerimiz sürüyor. Üç temel konumuz var. Çalışanların sigortalı yapılması, her çalışanın sendikalı olması ve çalışma saatlerinin 8+3 şeklinde düzenlenmesi. Bunların dışında çocuk oyuncular içinde son derece dikkatli davranacağız gerekirse setlere gidip ‘durun’ diyeceğiz. Çocuk oyuncular günde 2 saatten fazla çalıştırılamayacak.

***

KORKMAZ ALEMDAR (RTÜK ÜST KURUL ÜYESİ)

Konu kapandı derken bunun sadece bir başlangıç olduğu ortaya çıktı. Çünkü haberlere göre dizi sürelerinin ne kadar olduğu konusunda RTÜK tarafından yapılan inceleme tamamlanmış ve Avrupa ülkelerindeki televizyon dizilerinin süresinin ortalama 45-60 dakika olduğu ortaya çıkmıştır. Bu süreyi kimin belirlediği sorusuna verilen yanıtın da yayıncı, yapımcı, düzenleyici kurum ya da devlet değil, arz talep dengesi olduğu anlaşılmıştır.

“RTÜK konuyla neden ilgileniyor?”
RTÜK televizyonda yayınlanan dizilerin süresi konusunda herhangi bir görüşme yapmamış, bir ön çalışma yapılmasına ve buna bağlı olarak bir politika geliştirilmesine de karar vermiş değil. Buna rağmen RTÜK’ün bu konuyla neden ilgilendiği sorulabilir. Dizilerin maliyetini azaltmak için mi? Emek sömürüsüne karşı çıkmak için mi? Bu iki konu da RTÜK’ü ilgilendiren konular değil. O halde neden? Tartışmaya katılanlar bir yanıt vermedikçe nedenini bilme olanağı yok. Ancak haberlere göre, RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, dünyadaki örneklerin, yani arz talep dengesinin bizim için yol gösterici olabileceğini düşünüyor. Ama buna rağmen Kültür ve Turizm, Çalışma ve Maliye bakanlıkları ile sendika ve meslek birlikleri temsilcilerinden oluşan bir komisyonun, dizi süreleri ile ilgili bir çalışma planlandığı belirtiliyor. Hangisi? Arz talep dengesi mi? Bir otoritenin kararı mı? Yoksa her kesimden sağlanacak katılımla bir belirleme mi?
“Süre üzerinden ‘maksat’ elde edilebilir”
Bu tartışmalarla kendimizi yormak yerine yeni RTÜK yasasının bu konuda bir düzenleme öngörmediğini hatırlatmakta yarar var. Ama hükümet çevrelerinin bazı televizyon yayınlarından rahatsızlık duyduğu ve birtakım programlara eleştiri getirdiğini biliyoruz. Hükümetin genel olarak muhafazakâr politikaları/söylemleri toplumdaki farklı yaşam biçimlerine gösterilen tepkileri arttırmaya başlamıştır. Dizilerin süresi üzerine yapılan tartışmalar bu tepkilerin sonucu olarak değerlendirilebilir. İçerik tartışmasını yaygınlaştırmak yerine süre üzerinden maksat elde edilebilir.
“Dizi çalışanlarına merhamet etmeye çalışıyoruz”
Çalışma süreleri sadece televizyon dizileri için önemli değildir. Hiç çalışmadan çok kazananların, az çalışarak geçimini sağlayanların, çok uzun saatler çalışarak geçinemeyenlerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Dahası iş akdi olmadan çalışmanın normal karşılandığı bir ülkede sadece dizi çalışanlarına merhamet etmeye çalışıyoruz. Bunun inandırıcı olduğu söylenemez. Kendimizi kandırmak yerine soruları doğru sorup doğru yanıtlar üzerinde kafa yormakta yarar vardır.

***

NİLGÜN ÖNEŞ: SİNEMA VE TELEVİZYON YAZARLARI DERNEĞİ BAŞKANI

“Şirket denetimleri başladı sırada dizi setleri yer alıyor”

Konuyla ilgili olarak, geçtiğimiz ay Ankara’da senaryo yazarı, oyuncu, yapımcı ve sendika temsilcilerinin katıldığı bir toplantı yapıldı. Başbakanın dizi sürelerinin kısaltılması ve setlerdeki çalışma koşullarının düzeltilmesiyle ilgili emir verdiği açıklandı. Toplantıda RTÜK ve ilgili bakanlık temsilcileri sektör temsilcilerinden bilgi aldı. Şimdi her iş kolu müfettişlere vermek üzere kendi dosyasını hazırlıyor. Bu arada bakanlık yetkililerin yapım şirketlerini teftiş etmeye başladıklarını da duyduk. Daha sonra setlere gidecekler.

“Dizi sürelerini düzenleyecek kurum bakanlık değil”
RTÜK dizi süreleri ve çalışma koşullarıyla ilgili bir yaptırım gücü olmadığını Ankara’daki toplantıda da belirtmişti. Bu noktadan sonra da Çalışma Bakanlığı devreye girdi. Setlerdeki ağır koşulları düzeltecek kurum tabi ki Çalışma Bakanlığı. Ama dizi süreleri de onların düzeltebileceği bir sorun değil…
“Çalışma koşullarının düzeltilmesi sorunu çözmez”
Senaryo yazarlarının sloganı “yerli dizi yersiz uzun”. Sürelerin bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi 45 dakikaya inmesi gerekiyor. Hem standartları iyileştirmek için hem de daha iyi bir televizyonculuk adına bu durum mutlaka düzeltilmeli. Biz yazarlar bu sloganı tekrarlamaktan vazgeçmeyeceğiz. Çünkü setlerdeki ekipleri iki vardiya çalıştırarak koşulları iyileştirip, yine 90 veya 120 dakikalık senaryolar isteyebilirler. O zaman yazarların sorunu çözülmemiş olur. Ama haftada 45 dakika veya günde 45 dakika, bu herkesin kendi tercihidir. Diğer ülkelerde 45 dakikalık günlük diziler yapılıyor. Ama rating ölçümü 45 dakika üzerinden olunca rekabetteki adaletsizlik önlenmiş oluyor.
“Ücretlerde neyin indirimini isteyecekler!”
Yaptığımız eylemden sonra ücret konusu bizim önümüze karşı hamle olarak sürekli getiriliyor. Biz de soruyoruz hangi fiyat üzerinden indirim yapılacak? Sektörde bölüm başına 60 bin TL alan oyuncu da var, bin TL alan oyuncu da… Bu konu hemen karar verilip uygulamaya sokulacak kadar basit değil. Yazarlara gelince, yazı gurubu ücretleri, dizi süreleri 45 dakikadan 120 dakikaya çıkarken 2 veya 3 misli artmadı. Şimdi neyin indirimi istenecek merak ediyoruz. Aynı şey kamera arkasında çalışanlar için de geçerli.


NEŞE KARS: İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ RADYO TELEVİZYON BÖLÜM BAŞKANI

Eğer ki çalışma koşulları düzelecekse, tabiî ki yerli dizi sürelerinde bir azaltmaya gidilmeli. Ama sorunun dizilerin 45 dakikaya inmesiyle çözüleceğini düşünmüyorum. Sektörün yeniden yapılanması, herkesin kendine dönüp bakması gerekiyor.


MERAL OKAY: SENARİST

Bu sorunu çözecek olan yapımcılardır. Bu tamamen onların muhatap olduğu bir sorun. Onlar çözecek, biz de uygulayacağız.


LEVENT ÜZÜMCÜ: OYUNCU

“Yapımcı zararını oyuncudan çıkarmaya çalışabilir”

Dizi sürelerinin azalmasını destekliyorum ama yapımcının zararını oyuncu üzerinden gidermesi gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Bizler yapımcının ya da kanalın zararından sorumlu değiliz ki.
Kamera arkasındaki arkadaşlarımız kendilerini inandırmışlar, biz garibanız bunun acısı bizden çıkar diye düşünüyorlar. Öyle bir şey yok bu sorunu ve olacakları hep birlikte göğüsleyeceğiz. Ben setteki o zorlukların hepsini bütün set arkadaşlarımızla birlikte yaşıyorum, onlardan ayrı değilim. Tüm arkadaşlarımız bu insanlık dışı çalışma temposundan şikayetçi.
Diziler 90 dakika 120 dakika veriliyor, altta müzik… Bu süreler ister istemez düşecek. Seyirciyi budala yerine koyuyorlar. İzleyici ‘Şen Yuva’yı eleştirdi ama ‘bu dizi çok hızlı biz anlayamıyoruz’ diye eleştirdi. İnsanların geldikleri duruma bakın… Gerçekten birinin buna dur demesi lazım.
SELDA ÖZER: OYUNCU

“45 dakikayı destekliyorum, gerisini yapımcı ve başrol oyuncuları düşünsün”
Dizilerin 45 dakikaya inmesi bütün oyuncular ve set çalışanları adına son derece olumlu. Bu süreler artık çok tehlikeli ve önlenemez boyutlara ulaştı. Reklam pastası azalsa dahi oyuncuların ve set çalışanların maddi durumlarını çok etkilemeyecektir. Çünkü zaten uçuk ve büyük rakamlar kazananlar belli başlı dizilerin başrol oyuncuları. Geri kalanı o kadar büyük ücretler kazanmıyor. Set çalışanlarının durumu zaten belli. O nedenle bu durum belli başlı başrol oyuncularıyla yapımcılar arasındaki bir sorun.
ARZU BALKAN: OYUNCU
Böyle bir düzenleme olursa umarım ki çalışma arkadaşlarımız için iyi olur. Umarım iyi ve sorunsuz bir yapılanma oluşturulur.
www.gazetea24.com- Özlem Kılıç