DİZİDE İKİ DÜŞMAN, SETTE KARDEŞ GİBİLER

Hürrem Sultan ve Mahidevran Sultan'ı canlandıran iki ünlü oyuncu çok özel açıklamalar yaptı.

Show TV'nin reyting rekorları kıran dizisi Muhteşem Yüzyıl'ın iki güzel yıldızı Meryem Uzerli ile Nur Fettahoğlu AKŞAM Life için bir araya geldi. Sultan Süleyman'ın aşkı için mücadele eden iki kadın; Hürrem Sultan ile Mahidevran Sultan'ı canlandıran ikiliden Meryem Uzerli, 'Bu aşk için çok yaş döküldü ama sonunda cesaret ve gerçek aşk kazandı' diyor. Mahidevran'ı bir kadın olarak anladığını dile getiren Fettahoğlu ise, 'Ne kadar haklı olsanız da sonunda kaybediyorsanız bir manası kalmaz' diyor

RÖPORTAJ: ÖZNUR KAYMAK-AKŞAM

Meryem Uzerli, Selma Ergeç, Nur Fettahoğlu, Saadet Işıl Aksoy gibi ekranların birçok güzel yıldızı aynı dizide. Dizinin kadın oyuncuları arasında sette nasıl bir diyalog var?
Meryem Uzerli: Hepimiz çok iyi anlaşıyoruz ve bu durum beni çok mutlu ediyor. Çünkü içinde bulunduğumuz atmosfer ve uyum bize sunulmuş bir lütuf. Böylece işine odaklanabiliyor ve her sabah sevinçle uyanabiliyorsun. Biz birbirimizi çok destekliyoruz.
Nur Fettahoğlu: Eğlenceli, sıcak, samimi ve paylaşımcı bir diyaloğumuz var. Nasıl olmasın? Bir harem dolusu kadınız ve çok eğleniyoruz.

Sette en iyi anlaştığınız isim kim?
M. U:
Aslında herkesle çok iyi anlaşıyorum ve hepsinin farklı yönlerini seviyorum. Hepimiz farklıyız ama hepimizin ortak bir noktası var: İşimizi çok seviyoruz.
N. F: Kalabalık bir setimiz var ve sette tabii ki bir sürü kadın var. Buna rağmen kısa sürede ailegibi olmayı başardık. Kamera arkasında birbirini seven ve destekleyen bir ekibiz.

SÜLEYMAN'IN DUYGULARI SIRA DIŞI

Hürrem ve Sultan Süleyman arasındaki aşka siz nasıl bakıyorsunuz? O dönemde yaşanan aşklar ve kadına bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
N. F:
Sonuçta o döneme ve özellikle hareme dair elimizdeki veriler kısıtlı. Hürrem ile Sultan Süleyman'ın aşkını çoğunlukla rivayetler üzerinden anlamaya çalışıyoruz. Ama neticede Süleyman'ı bu kadar yönlendirebilmesi sıra dışı duyguların göstergesi... Bir gerçek var ki, kadının elinde bugünküne oranla çok daha az güç var.
M.U: Onların aşkı her derin ve gerçek aşk gibi, uzun bir sürede oluşmuştur. Büyük aşklar bir günden öbür güne oluşmaz. Birkaç yüzyıl evvel farklı kurallar hakim olmuş olabilir ama gerçek aşk zaman sınırı tanımaz. Bence Hürrem ve Süleyman arasındaki aşk büyük bir yolculuk yaptı. Çok yaş döküldü ve korkular yaşandı. Ama sonuçta cesaret ve aşk kazandı.

Mahidevran'a benzeyen veya 'Benimle hiç alakası yok' dediğiniz yönler var mı?
N. F:
Mahidevran, duygularını bastıramayan bir karakter. Öfkesi, siniri onu çıkılmaz yollara sokabiliyor. Bir anda gözü kararıp her şeyi yakabilecek duruma geliyor. Şimdi biraz sakinleşti ama Hürrem'i zehirlemeye çalışacak kadar kontrolünü kaybettiği zamanlar da oldu. Ben aslında bir kadın olarak Mahidevran'ı anlıyorum ama 'Aynı durumda aynı kararları verir miydin?' diye sorarsanız, cevabım 'Tabii ki hayır' olur. Yine de yaşadığımız dönemden o döneme dair fikir yürütmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Orada kadınlar için çok ciddi bir hayatta kalma mücadelesi var. Şehzade yoksa kadının da bir vasfı yok bile denilebilir.

Peki sizin Hürrem Sultan'a benzeyen yönleriniz var mı?
M. U:
Ben aklıma bir hedef koyarsam elde edene kadar uğraşırım. Aklıma bir şey koyduysam, onu oradan çıkarmak çok zor olur. Belki bu yönümüz benziyordur. Ama ben asla bir şeyleri elde etmek için başkalarına zarar vermem. İşte bu bizim aramızdaki fark. Benim bu devirde yaşama lüksüm ve seçme hakkım var. Hürrem'in yoktu.

MAHİDEVRAN GELİŞİNE VURUYOR!

Bir röportajınızda Mahidevran Sultan, Hürrem'in yanında çok saf, naif kalıyor demiştiniz. Neden böyle düşünüyorsunuz?
N.F:
Mahidevran, başına gelenin şaşkınlığıyla zaman zaman kontrolünü kaybetse de, Hürrem'e kıyasla çoğunlukla naif kalan planlarla tutunmaya çalışıyor. Hürrem ise adım adım yükseliyor, doğru hamleleri yapıyor. En azından içinde bulunduğum yapımda bu şekilde işleniyor. Mahidevran'ınki temel bir savunma içgüdüsü, elindekileri kaybetmenin, gözdelikten düşmenin, sevdiğini yitirmenin verdiği çaresizlikle gelişine vuruyor. Haklı olduğuna inancı o kadar tam ki, sorgulamıyor yaptıklarını.

Siz ne düşünüyorsunuz Mahidevran'ın tutumuyla ilgili?
M.U:
Bence insanlar panik, korku ve acı gibi istisnai durumlarda yani bir 'duygusal savaşın' içinde olunca tez canlı davranabiliyorlar. Tabii ki bu davranış çok düşüncesiz olabilir ama sonuçta biz sadece insanız. Mahidevran her insan gibi davranıyor bence. Herkes hayatını ve aşkını korumaya çalışıyor. Duygusal sıkıntının içinde bulunan insanlar rasyonel kararlar vermeyebilirler.

TEK BAŞIMA YÜRÜYÜŞ YAPMAYI ÖZLEDİM

- Aniden Türkiye'nin en çok konuşulan ismi oldunuz. Bu kadar ilgi bekliyor muydunuz?
Hayır. Bunu kesinlikle beklemezdim. Herkesin bana iyi davranmasından dolayı onlara minnettarım. Yaptığım işin insanların hoşuna gitmesi beni çok mutlu ediyor.

- Almanya'daki yaşantınıza baktığınızda en çok neyi özlediniz?
Bazen ansızın koşmayı özlüyorum ya da tek başıma basit bir yürüyüş yapmayı. Bu İstanbul'da zaten mümkün değil, çünkü bu büyük şehri bilmiyorum. Ailemi ve arkadaşlarımı çok özlüyorum... Almanya'da daha başka diyaloglar kurabiliyorum. Türkçem çok iyi olmadığı için istediğim gibi konuşamıyorum ve bu benim için hiç kolay olmuyor.

- İleride İstanbul'da yaşamaya devam etmeyi ve başka projelerde yer almayı düşünür müsünüz?
Şu an Muhteşem Yüzyıl'ın bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum. Zamanın ne getireceğini hep beraber göreceğiz.

GÜZEL OLDUĞUMUN FARKINDAYIM


- Son olarak Gişe Memuru filmiyle beyazperdedesiniz. Oyunculuktaki hedefleriniz neler?
Gişe Memuru ile psikolojik çözümlemeleri bol bir festival filmi deneyimim, Kurtlar Vadisi ile aksiyon dolu bir fenomenin içerisinde yer alma fırsatım oldu. Bundan sonra; tiyatro, tiyatro ve tiyatro... Dizi ve sinema oyunculuğunun yanında mutlaka olmasını istiyorum.

- Dizi dışında özel hayatınızla ilgili soruların hiçbirine yanıt vermiyorsunuz. Bunun sebebi nedir? Kendinizi koruma içgüdüsü mü?
Ünlü olunca özel hayat kamusallaşıyor ne yazık ki. Özel hayatınızı ne kadar ön plana çıkarsanız, sizi kullanarak prim yapmaya çalışanların da eli güçleniyor. Ben kişisel hayatımla kamuoyunu meşgul etmek istemem. İşimi yapıp işim üzerinden bilinmekse derdim, özel hayatımdan neden bahsedeyim? Bir istisnam var, hayran sorularına cevap vermekten keyif alıyorum.

- Hayranlarınız giderek artıyor ve sanal alemde güzelliğinizle ilgili birçok yorum var. Siz kendinizi güzel buluyor musunuz?
Benim rahat-şık bir tarzım var. Feminenlik, sadelikle rahatlığı dengelemeye çalışıyorum. Tabii ki herkesin kusurları vardır, benim de var. Fakat kendimi güzel buluyorum. Buna rağmen güzelliğin her şey olmadığının farkındayım.

TARİH SADECE KAZANANLARI YAZAR
Hürrem, haremde hayatta kalmanın kurallarını biliyor. Kölelikten hasekiliğe zekası ve manevralarıyla geliyor. Kendine göre haklı, ancak iktidar için padişahın ilk şehzadesini katletmeye kadar gidiyorsa, haklılıktan bahsedemeyeceğimiz bir çizgiye geçmiş demektir. Tarih tamamen haklı olmaya bakmaz, kazananların hikayelerini yazar. Ne kadar haklı olsanız da sonunda kaybediyorsanız, genellikle bir manası kalmaz.

AYNAYA BAKIP; 'DAHA KÖTÜSÜ DE OLABİLİRDİ' DİYORUM
Kate Winslet, Drew Barrymore gibi çok güzel kadınlarla kıyaslanmam beni onurlandırıyor. Çok teşekkürler. Yaklaşık 28 seneden beri aynaya bakıyorum ve bence gayet normal görünüyorum, daha kötüsü de olabilirdi.