DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN HRANT DİNK AÇIKLAMASI!

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gönderilen savunmanın temel alınarak, Hrant Dink’in katli bağlamında siyasi maksatlı sonuçlar çıkarılmasının hem yanlış hem de haksızlık olduğunu bildirdi.

Bazı basın yayın organlarında çıkan haberlere ilişkin yazılı bir açıklama yapan Bakanlık, 19 Ocak 2007 tarihinde menfur bir cinayete kurban giden gazeteci Hrant Dink’in kaybının ülkede derin yaralar açtığını hatırlattı. Bu alçakça cinayetin o dönemde hükümet tarafından en şiddetli biçimde kınandığını anımsatan Dışişleri Bakanlığı, tek tesellinin, zanlının cinayetten kısa süre sonra yakalanarak adalete teslim edilmesi olduğunu ifade etti.

Türk adaletinin, cinayeti tüm yönleriyle kararlı şekilde soruşturmaya devam ettiği vurgulanan Bakanlık açıklamasında, şöyle denildi:

"Son iki gündür bazı gazetelerde hükümetimizin AİHM’ne 19 Kasım 2009 tarihinde sunduğu savunmayla ilgili bazı hususlara atıfla, saptırılmış ve asılsız ithamlarda bulunulmaktadır. Hükümetimiz adına AİHM’ne sunulan görüşte müteveffa Hrant Dink’in cinayetinden sorumlu olanlar için hafifletici gerekçeler bulunmaya çalışıldığı ya da cinayetten maktulün sorumlu tutulduğu anlamına gelen ifadelerin kullanıldığının iddia edilmesi en hafif tanımlama ile yakışıksızdır. Ülkemizin yetiştirdiği fevkalade kıymetli aydınlarımızdan biri olan Hrant Dink’in ölümüne yol açan alçakça suikastın herhangi bir şekilde mazur gösterilmesinin düşünülmesi dahi sözkonusu olamaz. Hükümetimizin hangi hukuki süreçle bağlantılı olursa olsun, bu cinayeti meşru veya mazur gösterme çabası içinde olduğunun ima edilmesi dahi hiç bir şekilde kabul edilemez. AİHM’e yönelik Hükümet görüşü salt hukuki ve teknik unsurlar temelinde hazırlanmıştır. Görüşte o dönemde yürürlükte bulunan kanunlar çerçevesinde karar alan yargı makamlarının hükümlerinde yer verdikleri gerekçelere değinilerek, bunlar o dönemde geçerli hukuki tespitler ışığında izah edilmiştir. Bu savunma temel alınarak vatandaşımız Hrant Dink’in katli bağlamında siyasi maksatlı sonuçlar çıkarılması hem yanlıştır hem de haksızlıktır."

İfade özgürlüğünün geliştirilmesi ve uygulamasının pekiştirilmesinin, Türkiye dahil bütün Avrupa için hedef teşkil eden bir süreç olduğuna dikkat çeken Bakanlık, Avrupa Konseyi’nin kurucu üyeleri arasında yer alan ve Avrupa Birliği katılım sürecinde kararlılıkla ilerleyen Türkiye’nin, bu hedef ve anlayış doğrultusunda ifade özgürlüğünün ülkede en geniş şekilde yerleştirilmesi ve kullanılmasının önündeki tüm engellerin kaldırılmasına dönük reform çabalarını sürdürdüğünü kaydetti. Dışişleri Bakanlığı, "Hükümetin ifade özgürlüğüne ilişkin mevcut kısıtlamaların kaldırılmasını ve temel hak ve özgürlüklerin kapsamının genişletilmesini hedefleyen demokratik reform sürecine öncülük etmeye kararlılıkla devam edeceğini bildirdi.