DIŞİŞLERİ BAKANI ABDULLAH GÜL'ÜN "KIZIMI PARİS HİLTON'LA KARŞILAŞTIRACAK KADAR ALÇALDILAR" SÖZÜNÜN MUHATABI KÖŞE YAZARI KİM?..İŞTE GÜL'Ü KIZDIRAN O KÖŞE YAZISI!..
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül,Kanal 7'de yayınlanan Mehmet Acet'in sunduğu Ankara Gündemi programında,bazı köşe yazarlarının kızını "Paris Hilton´la karşılaştıracak kadar alçaldığını" söyledi.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün kızı Kübra Gül, dört yıl boyunca perukla derslere girdiği Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden 13 Haziran'da mezun olmuştu. Mezuniyet törenine kırmızı - beyaz desenli türbanıyla katılan Kübra Gül,diplomasını "sahneye çıkmadan" protokol sırası önünde babasından aldı.
İşte bu görüntü bazı yazarlar tarafından eleştiri konusu yapıldı.Ancak Tercüman yazarı Kubilay Çelik'in "Adalet, herkese göre farklı olamaz!" başlıklı yazısı Gül'ü çok kızdırdı...İşte o yazı...
Adalet,herkese göre farklı olamaz!
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül´ün kızı kübra Gül´ün, Bilkent Üniversitesi´ndeki mezuniyet törenine türbanla katılması, bize nedense Paris Hilton olayını çağrıştırdı.
Paris Hilton´u tanırsınız.
Hani şu sıralar Türk medyasını da çok meşgul eden, Hilton otellerinin varisi baygın bakışlı kız...
Ama bizler, onu son zamanlarda otellerinden ve zenginliğinden dolayı değil, skandallarıyla tanır olduk.
Paris Hilton şu sıralarda hapiste.
Bildiğiniz gibi genç kadın; iptal edilmiş sürücü ehliyetiyle direksiyon başında yakalandığı için, mahkemede yargılandı. Ve 45 gün hapis cezası verildi. (İyi halden dolayı 23 gün yatacaktı)
Bu karar; başta ülkesi ABD olmak üzere tüm dünyada büyük yankı yarattı.
Paris Hilton gibi zengin, şöhretli ve bir o kadar da nüfuzlu biri hapse atılacaktı.
Önceleri buna kimse pek ihtimal vermedi, ancak hapse girince inanmaya başladılar.
Fakat o da ne!
Yargıcın verdiği kararını, bir işgüzar şerif değiştirerek, Paris Hilton´u 3 gün sonra cezaevinden saldı.
Bu şerif; geçtiğimiz hafta "Demokrasi ve Güvenlik Konferansı" için ülkemize gelen Lee Baca idi.
Şerif bu kararı; cezayı veren yargıç Michael Sauer´i çileden çıkardı.
Ve haklı olarak; "ADALET HERKESE GÖRE FARKLI OLAMAZ" diyerek tepkisini dile getirip, Paris Hilton´u bu kez cezasının tamamı olan 45 günü çekmek üzere tekrar hapse gönderdi.
"Paris gibi zengin ve şöhretli biri hapiste yatmaz" diye, ABD adaletini sorgulayanlar da böylece boyunun ölçüsünü almış oldu.
Şİmdİ gelelim bu olayı, neden Kübra Gül ile bağdaştırdığımıza...
Biliyorsunuz; Dışişleri Bakanı Abdullah Gül´ün kızı Kübra, Ankara Bilkent Üniversitesi´nden mezun olup, diploma törenine de türbanla katıldı.
Ve yine bildiğiniz gibi; Türkiye´deki üniversitelere türbanla girilmez.
Bu, yıllardır tartışılan bir konu.
Kübra Gül´ün, annesi Hayrünisa Gül bile; 1998 yılında üniversiteye kayıt yaptırmak için türbanla geldiği için, kaydı yapılmamıştı.
Bunun üzerine bayan Gül de; 2002 yılında Türkiye´yi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dava etmişti.
Ancak kocası Abdullah Gül hükümet olunca; 2004 yılında davasını geri çekmişti.
Abdullah Gül´ün cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklanınca; bu konu tekrar gündeme gelmiş ve "Ülkesini AİHM´e şikayet eden biri nasıl `First Lady´ olur" diye de eleştirilmişti.
Kübra Gül bunu bildiği halde; adeta bir "meydan okuyuş" örneği sergileyerek, mezuniyet törenine türbanla katılıp, diplomasını da Bilkent Rektörü Ali Doğramacı´nın elinden aldı.
YÖK soruşturma başlattı.
Çünkü; "ADALET HERKESE GÖRE FARKLI OLAMAZ"dı.
Eğer kapıcı Ahmet efendinin veya memur Mehmet beyin kızı okula türbanla giremiyorsa, Dışişleri Bakanı´nın kızı da girememeliydi.
Doğru olan da bu değil mi?
Bakalım bu iş nasıl sonuçlanacak!
İşte bu görüntü bazı yazarlar tarafından eleştiri konusu yapıldı.Ancak Tercüman yazarı Kubilay Çelik'in "Adalet, herkese göre farklı olamaz!" başlıklı yazısı Gül'ü çok kızdırdı...İşte o yazı...
Adalet,herkese göre farklı olamaz!
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül´ün kızı kübra Gül´ün, Bilkent Üniversitesi´ndeki mezuniyet törenine türbanla katılması, bize nedense Paris Hilton olayını çağrıştırdı.
Paris Hilton´u tanırsınız.
Hani şu sıralar Türk medyasını da çok meşgul eden, Hilton otellerinin varisi baygın bakışlı kız...
Ama bizler, onu son zamanlarda otellerinden ve zenginliğinden dolayı değil, skandallarıyla tanır olduk.
Paris Hilton şu sıralarda hapiste.
Bildiğiniz gibi genç kadın; iptal edilmiş sürücü ehliyetiyle direksiyon başında yakalandığı için, mahkemede yargılandı. Ve 45 gün hapis cezası verildi. (İyi halden dolayı 23 gün yatacaktı)
Bu karar; başta ülkesi ABD olmak üzere tüm dünyada büyük yankı yarattı.
Paris Hilton gibi zengin, şöhretli ve bir o kadar da nüfuzlu biri hapse atılacaktı.
Önceleri buna kimse pek ihtimal vermedi, ancak hapse girince inanmaya başladılar.
Fakat o da ne!
Yargıcın verdiği kararını, bir işgüzar şerif değiştirerek, Paris Hilton´u 3 gün sonra cezaevinden saldı.
Bu şerif; geçtiğimiz hafta "Demokrasi ve Güvenlik Konferansı" için ülkemize gelen Lee Baca idi.
Şerif bu kararı; cezayı veren yargıç Michael Sauer´i çileden çıkardı.
Ve haklı olarak; "ADALET HERKESE GÖRE FARKLI OLAMAZ" diyerek tepkisini dile getirip, Paris Hilton´u bu kez cezasının tamamı olan 45 günü çekmek üzere tekrar hapse gönderdi.
"Paris gibi zengin ve şöhretli biri hapiste yatmaz" diye, ABD adaletini sorgulayanlar da böylece boyunun ölçüsünü almış oldu.
Şİmdİ gelelim bu olayı, neden Kübra Gül ile bağdaştırdığımıza...
Biliyorsunuz; Dışişleri Bakanı Abdullah Gül´ün kızı Kübra, Ankara Bilkent Üniversitesi´nden mezun olup, diploma törenine de türbanla katıldı.
Ve yine bildiğiniz gibi; Türkiye´deki üniversitelere türbanla girilmez.
Bu, yıllardır tartışılan bir konu.
Kübra Gül´ün, annesi Hayrünisa Gül bile; 1998 yılında üniversiteye kayıt yaptırmak için türbanla geldiği için, kaydı yapılmamıştı.
Bunun üzerine bayan Gül de; 2002 yılında Türkiye´yi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dava etmişti.
Ancak kocası Abdullah Gül hükümet olunca; 2004 yılında davasını geri çekmişti.
Abdullah Gül´ün cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklanınca; bu konu tekrar gündeme gelmiş ve "Ülkesini AİHM´e şikayet eden biri nasıl `First Lady´ olur" diye de eleştirilmişti.
Kübra Gül bunu bildiği halde; adeta bir "meydan okuyuş" örneği sergileyerek, mezuniyet törenine türbanla katılıp, diplomasını da Bilkent Rektörü Ali Doğramacı´nın elinden aldı.
YÖK soruşturma başlattı.
Çünkü; "ADALET HERKESE GÖRE FARKLI OLAMAZ"dı.
Eğer kapıcı Ahmet efendinin veya memur Mehmet beyin kızı okula türbanla giremiyorsa, Dışişleri Bakanı´nın kızı da girememeliydi.
Doğru olan da bu değil mi?
Bakalım bu iş nasıl sonuçlanacak!