Dink cinayetini araştırdığım için bana komplo kurdular
Nedim Şener, Hrant Dink cinayetinde kamu görevlilerinin sorumluluğuna ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ‘tanık’ sıfatıyla ifade verdi.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre; Gazeteci Nedim Şener, Hrant Dink cinayetinde kamu görevlilerinin sorumluluğuna ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ‘tanık’ sıfatıyla ifade verdi. Şener, cinayeti soruşturduğu için kendisine şüpheli polisler tarafından komplo kurulduğunu savunarak, “Sırf cinayeti araştırdığım için bu cinayetten sorumlu polisler; savcılar ve hakimlerle işbirliği yaparak beni yok etmeye çalıştılar ve bir taraftan da cinayeti karartmaya çalıştılar” dedi.
Gazeteci Nedim Şener dün sıfatıyla alınan ifadesinde, Dink’in öldürülmesinden sonra emniyet içindeki kaynakları tarafından kendisine “Bu cinayetin içinde polisin adamı var” bilgisi verildiğini, bunun üzerine dava dosyasına ulaşarak incelediğini belirtti. Dosyada, Erhan Tuncel’in beyanlarını içeren beş sayfalık tespit tutanağına bakıldığında, emniyet görevlilerinin ihmallerinin görüldüğünü ve Dink cinayetinin önceden Tuncel tarafından bilindiğinin anlaşıldığını söyledi. Ayrıca Tuncel’in 2004 yılındaki Mc Donalds saldırısına da katıldığını kaydeden Şener, “Bu araştırmayı yaparken Dink cinayetinde soruşturma yapanların ihmalleri olduğu gibi, delil karartma yönünde de kamu görevlilerinin çabasının olduğunu tespit ettim” dedi.
'C MASASI HEM AVI HEM AVCIYI İZLİYORDU'
İfadesinde cinayetten önce polis muhbiri Erhan Tuncel’in verdiği bilgilere göre hazırlanan ve Emniyet İstihbarat F4 adlı istihbarat raporunda “Yasin Hayal ne pahasına olursa olsun Hrant Dink’i öldürecek” diye yazıldığını kaydeden Şener, bu rapora istinaden İstanbul Emniyeti’ne gönderilen yazıda ise sadece “Dink’e yönelik ses getirecek bir eylem yapılacak” şeklinde denildiğini anlattı. Şener, raporun yazıldığı tarihte Trabzon Emniyeti Müdürü, sonradan İstihbarat Dairesi Başkanı olan Ramazan Akyürek’in ihmalinin olduğunu savundu. Söz konusu raporun, İstihbarat Dairesi sağ terör ve azınlıklar masasına gönderildiğini, bu masaya da o tarihte Ali Fuat Yılmazer’in baktığını anlattı. Şener, bu masada hem Dink’in de içinde olduğu azınlık yurttaşlara hem de Dink’i hedef alan Yasin Hayal grubuna ve Ergenekon sanıklarına dair istihbarat toplandığını belirterek, şöyle dedi:
“Bu şube hem Yasin Hayal, hem de Dink hakkında bilgiler topluyordu. Kısaca, av ve avcı aynı şubede izleniyordu. Dink’i yazdığı yazılarından dolayı sokakta ve mahkeme salonunda açıkça tehdit eden birtakım Ergenekon sanıkları da yine C Şube’de izleniyordu. Bir masa düşünün; masanın bir tarafında Dink’le ilgili bilgiler izleniyor, bir tarafta Yasin Hayal’in cinayet hazırlığı ile ilgili bilgiler toplanıyor. İstihbarat Dairesi’nin sorumluluğundan söz edeceksek önce bu büronun sorumluluğundan bahsetmek gerekir. Çünkü bu şube cinayetin hazırlığından işleyişine kadar bütün olayları izleyen birimdir” dedi.
ARAŞTIRMAMAYIM DİYE...
Cinayeti inceleyen Başbakanlık Teftiş Kurulu üyelerinin Ramazan Akyürek tarafından tehdit edildiğini ileri süren Şener, Trabzon Jandarması ve MİT’in de ihmallerine değindi. Yılmazer ve bir grup polis şefinin cinayetteki ihmallerini soruşturduğu için Emniyet tarafından kendisine komplo kurulduğunu ve Ergenekon kapsamında tutuklandığını vurgulayan Şener, şöyle devam etti:
“Beni terör örgütü üyesi olarak tutuklatmak suretiyle bu bilgilerin değersiz hale getirilip toplumda bir algı yaratıp cinayetten sorumlu olan Yılmazer ve Akyürek’i aklamaktan başka bir şey değildir. Sırf cinayeti araştırdığım için bu cinayetten sorumlu polisler; savcılar ve hakimlerle işbirliği yaparak beni yok etmeye çalıştılar ve bir taraftan da cinayeti karartmaya çalıştılar.
Gazeteci Nedim Şener dün sıfatıyla alınan ifadesinde, Dink’in öldürülmesinden sonra emniyet içindeki kaynakları tarafından kendisine “Bu cinayetin içinde polisin adamı var” bilgisi verildiğini, bunun üzerine dava dosyasına ulaşarak incelediğini belirtti. Dosyada, Erhan Tuncel’in beyanlarını içeren beş sayfalık tespit tutanağına bakıldığında, emniyet görevlilerinin ihmallerinin görüldüğünü ve Dink cinayetinin önceden Tuncel tarafından bilindiğinin anlaşıldığını söyledi. Ayrıca Tuncel’in 2004 yılındaki Mc Donalds saldırısına da katıldığını kaydeden Şener, “Bu araştırmayı yaparken Dink cinayetinde soruşturma yapanların ihmalleri olduğu gibi, delil karartma yönünde de kamu görevlilerinin çabasının olduğunu tespit ettim” dedi.
'C MASASI HEM AVI HEM AVCIYI İZLİYORDU'
İfadesinde cinayetten önce polis muhbiri Erhan Tuncel’in verdiği bilgilere göre hazırlanan ve Emniyet İstihbarat F4 adlı istihbarat raporunda “Yasin Hayal ne pahasına olursa olsun Hrant Dink’i öldürecek” diye yazıldığını kaydeden Şener, bu rapora istinaden İstanbul Emniyeti’ne gönderilen yazıda ise sadece “Dink’e yönelik ses getirecek bir eylem yapılacak” şeklinde denildiğini anlattı. Şener, raporun yazıldığı tarihte Trabzon Emniyeti Müdürü, sonradan İstihbarat Dairesi Başkanı olan Ramazan Akyürek’in ihmalinin olduğunu savundu. Söz konusu raporun, İstihbarat Dairesi sağ terör ve azınlıklar masasına gönderildiğini, bu masaya da o tarihte Ali Fuat Yılmazer’in baktığını anlattı. Şener, bu masada hem Dink’in de içinde olduğu azınlık yurttaşlara hem de Dink’i hedef alan Yasin Hayal grubuna ve Ergenekon sanıklarına dair istihbarat toplandığını belirterek, şöyle dedi:
“Bu şube hem Yasin Hayal, hem de Dink hakkında bilgiler topluyordu. Kısaca, av ve avcı aynı şubede izleniyordu. Dink’i yazdığı yazılarından dolayı sokakta ve mahkeme salonunda açıkça tehdit eden birtakım Ergenekon sanıkları da yine C Şube’de izleniyordu. Bir masa düşünün; masanın bir tarafında Dink’le ilgili bilgiler izleniyor, bir tarafta Yasin Hayal’in cinayet hazırlığı ile ilgili bilgiler toplanıyor. İstihbarat Dairesi’nin sorumluluğundan söz edeceksek önce bu büronun sorumluluğundan bahsetmek gerekir. Çünkü bu şube cinayetin hazırlığından işleyişine kadar bütün olayları izleyen birimdir” dedi.
ARAŞTIRMAMAYIM DİYE...
Cinayeti inceleyen Başbakanlık Teftiş Kurulu üyelerinin Ramazan Akyürek tarafından tehdit edildiğini ileri süren Şener, Trabzon Jandarması ve MİT’in de ihmallerine değindi. Yılmazer ve bir grup polis şefinin cinayetteki ihmallerini soruşturduğu için Emniyet tarafından kendisine komplo kurulduğunu ve Ergenekon kapsamında tutuklandığını vurgulayan Şener, şöyle devam etti:
“Beni terör örgütü üyesi olarak tutuklatmak suretiyle bu bilgilerin değersiz hale getirilip toplumda bir algı yaratıp cinayetten sorumlu olan Yılmazer ve Akyürek’i aklamaktan başka bir şey değildir. Sırf cinayeti araştırdığım için bu cinayetten sorumlu polisler; savcılar ve hakimlerle işbirliği yaparak beni yok etmeye çalıştılar ve bir taraftan da cinayeti karartmaya çalıştılar.