DİNÇ BİLGİN, EFE ÖNBİLGİN VE FARUK SÜREN'E İDDİANAME ŞOKU!

Yargıda rüşvet iddialarına ilişkin yürütülen soruşturmanın iddianamesi tamamlandı.

Yargıya rüşvet iddiaları üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma tamamlandı. Özel yetkili savcılık, 40 şüpheli hakkında iddianame hazırladı. 7’si tutuklu 40 şüpheli hakkında hazırlanan 207 sayfalık iddianame özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Danıştay saldırısı soruşturması kapsamında adı geçen ve hakkında takipsizlik kararı verilen Sinan Berberoğlu ise iddianamenin bir numaralı sanığı olarak yer aldı. Berberoğlu, Dinç Bilgin’in adliyedeki işlerini yürütüyordu. Çeşitli adliyelerde görevli katiplerin de sanık olarak yer aldığı iddianamede 17 müşteki ile aralarında BEDAŞ’ın da bulunduğu 3 şirket ise mağdur olarak yer alıyor.

ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Salim Duran tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar, "haksız çıkar sağlamak amacıyla suç örgütü kurmak ve yönetmek, üye olmak, nitelikli dolandırıcılık, evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma, yargı görevini yapanı etkileme ve şantaj tehdit ve rüşvet gibi birçok suçlamaya ilşkin olarak hakim karşısına çıkacak. İddianamede adı daha öncede Danıştay saldırısı soruşturması kapsamında adı geçen ve hakkında takipsizlik kararı verilen tutuklu sanık Sinan Berberoğlu liderliğinde aralarında İstanbul’daki çeşitli adliyelerde çalışan katiplerinde bulunduğu 17 kişinin haksız ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü kurduğunun tespit edildiği belirtildi.

DOSYADAKİ SUÇ DELİLLERİ YOK EDİLMEYE ÇALIŞILDI
İddianamede iddia edilen örgütün, yerel mahkemelerde ve yüksek mahkemelerde soruşturma ve kovuşturma makamlarını yanıltarak sahtecilikle veya rüşvet karşılığı bazı kararların alınmasının sağladığı, bazı dava dosyalarına müdahale edilerek suç delillerinin yok edilmesi veya değiştirilmesi, adli sicili bozuk kişiler hakkında temiz adli sicil kaydı alınması, vergi borçlarının ilegal olarak sorgulatılması veya silinmeye çalışılması gibi eylemleri gerçekleştirdiği öne sürüldü.

"ŞİŞLİ ADLİYESİNİ ÜS OLARAK KULLANIYORLARDI"
İddianamede, yapılan iletişim tespit tutanaklarında başta yargı organları olmak üzere kamu kurumlarında işi olan bazı 3. şahısların çözüm bulmak için örgüte müracat ettikleri, örgütün ise belli bir ücret karşılığında işi çözmek için her yola başvurduğu, Şişli Adliyesi’ni üs olarak kullanarak burada çalışan zabıt katipleri tutuklu sanıklar Erdoğan Maden, Mehmet Nosel, tutuksuz sanıklar Fatma Özkur ve Fadime Keklik vasıtasıyla suça konu eylemleri buradan, İstanbul Adliyesi’nden tutuksuz sanık zabıt katibi Fatma Şengül’ün, Bakırköy Adliyesi’nden ise katip Kerim Öztürk’ün suça konu eylemleri gerçekletirdikleri iddia edildi.

"ERGENEKON’UN KORKUTUCU GÜCÜNÜ KULLANIYORDU" İDDİASI
İddianamede örgüt lideri olduğu öne sürülen Sinan Berberoğlu’na ilişkin gizli tanık 55’in beyanlarında Berberoğlu’nun bazı işadamlarının kirli işlerini temizlediği TMSF ve vergi dairelerinde hacize uğramamsı için mal kaçırdıkları, borç azalttıklarını veya sildikleri iddiaları da yer aldı. Berberoğlu’nun telefon konuşmalarında yaptığı "Dünyanın en tehlikeli mahkemelerinin işini bağladım", "Yargıtay’daki bir dosyaya Sinan Berberoğlu’ndan başka kimse müdahale edemez" şeklindeki fadelerinin örgütün yerel ve yüksek mahkemelerdeki etkinliğini açıkça ortaya koyduğu belirtilen iddianamede, Cumhuriyet Gazetesi’ne el bombası atılması, Danıştay saldırsıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcığı’nca hakkında işlem yapılan ve takipsizlik kararı verilen Berberoğlu’nun bu durumdan faydalanarak iddia edilen Ergenekon terör örgütü ile irtibatlı imajı verdiği ve örgütün toplumda oluşturduğu korkutma ve sindirme gücünü liderliğini yaptığı örgütün amaçları doğrultusunda tehdit unsuru olarak kullandığı ve "Kel kafalı bir adam gelecek şunu güzel bir odunlayalım", Bunu infaz ettirecem" şeklindeki ifadelerle örgütün gerektiğinde cebir ve şiddete başvurduğunun anlaşıldığı öne sürüldü.

SAHTE ZEKERİYA ÖZ İMZALI BELGE
Sinan Berberoğlu’nun üzerinde "Basri Günay" adına düzenlenmiş sahte kimlik bulunduğu belirtilen iddianamede, Berberoğlu’nun üzerinde çıkan sahte kimlik ismiyle çevre yaptığı, telefonda arayan kişilerin kendisine "Basri Bey" diye hitap ettikleri öne sürüldü. Berberoğlu’nun ikametine yapılan aramada Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz imzalı Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğüne hitaben yazıldığı anlaşılan talimat yazısı fotokopisine de el konulduğu anlatılan iddianamede, bu belgede yapılan kriminal incelemede imzanın Savcı Öz’ün el ürünü olmadığı sahte olarak atılmış olduğu belirtildi.

BERBEROĞLU’NUN 84 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Berberoğlu’nun ayrıca Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) şifresi edindiği ve davaları buradan da takip ettiği iddia edildi. Berberoğlu’nun "suç işlemek için örgüt kurmak", "iftira", "mühür bozma", "mühürde sahtecilik", "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 25 yıldan 84 yıla kadar hapsi isteniyor.

"SAHTE ÇÜRÜK RAPORU" DAVASI SANIĞI
Aralarında Albay Ahmet Zeki Üçok’un da sankları arasında yer alan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yürütülen "Sahte Çürük Raporu" davasının tutuklu sanıklarından Murat Tugay Tepe bu davada da tutuksuz sanık olarak yer aldı. Soruşturmayı yürüten savcılık iddianamede, iki örgütün de ortak olarak eylemlerinde menfaat temin ettikleri ve bunu devlet memurları aracılığı ile gerçekleştirdiklerini belirtirken, Tugay Tepe’nin iki örgütte de yer aldığı ancak iki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmadığının anlaşıldığını kaydetti. Tutuksuz sanıklar işadamları Dinç Bilgin, Faruk Süren ve Efe Önbilgin iddianamenin "örgüte yardım ve yataklık edenler" bölmünde yer aldı. Savcılık, Önbilgin’in 2,5 yıldan 9 yıla kadar, 5 yıldan 15 yıla kadar, işadamı Dinç Bilgin’in 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Diğer sanıklar için ise 1 yıldan 49 yıla kadar değişen hapis cezaları istendi. 7’si tutuklu 40 sanık önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.

DHA