Dilipak'tan Koç ve Aydın Doğan'a operasyon sinyali: Koçların kurban edileceği gün yakındır!
Yeni Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak, Koza Holding'e yapılan operasyonun beklenen şeyler olduğunu hatırlatıp asıl bombayı patlattı. Koç Grubu ve Aydın Doğan'a operasyon yapılacağının sinyalini verdi.
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Koza İpek Grubu'na yönelik operasyon sonrası gündeme gelen "diğer medya ve sermaye gruplarına da baskınlar yapılacak mı" iddialarına ilişkin olarak, "Aydın Doğan ve medyası için hep ertelenen operasyon beklentisinin arkasındaki derin sır, CNN, RTL, Rizzoli, Murdoch işbirliği, ortaklığı olabilir mi? Koçların kurban edileceği zamanlar çok uzak olmasa gerek" dedi. "Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar" diyen Dilipak, "Kusturanları da kustururlar bir gün" ifadesini kullandı.
Dilipak'ın Akit'te "Müfettişleri kim teftiş edecek" başlığıyla yayımlanan (3 Eylül 2015) yazısı şöyle:
Geçen gün Ankara’daydım. Çok eskiden tanıdığım gıda, sağlık, yapı denetçiligi konusunda eğitim veren bir dostla konuşuyorum.. Paralel yapı ve rüşvet, kamu kaynaklarının Paralel yapıya nasıl aktarıldığına geldi konu.
Bugün de İpek-Koza şirketlerine ve televizyon ve gazetelerine operasyon haberi geldi.. Aslında beklenen şeylerdi bunlar.. Sürpriz olmadı. Asıl bugüne kadar niye beklendi onu anlamak zor.. Asya Finans’ın ardından İpek-Koza operasyonu en önemli operasyon.. Sırada Zaman, Samanyolu ve diğer medyaların olduğunu tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok..
Dershane ve okullara yönelik operasyonlarda ele geçen çek, senet ve himmet kayıtları diğer işadamları için de çemberin giderek daraldığını gösteren bir işaret olarak kabul edilebilir..
Paralel yapı şu günlerde uyuyan ajanlarını AK Parti listelerinde muhafaza etme ve yeni adayları listeye sokma peşinde. O kimse, geçen gün, güvendiğim birinin selamı ile gelen biri SODES paralarını, 7 şubat savcısının kardeşi üzerinden belli merkezlere aktaran, Paralel Yapı’nın lider kadrosundan birinin kardeşinin tecavüz davasını engelleyen, Cemaatin önemli finans kaynaklarından biri olan biri AK Parti’de milletvekili olmak için kolları sıvamış. Kim olduğunu da öğreneceğiz bakalım. Kadın-erkek, örtülü-açık her tür adamları var. Her yolu deniyorlar ve her kapıyı çalıyorlar..
Valilik ve Kalkınma Ajansı çevrelerinde, TÜBİTAK, KOSGEB çevresinde, fon desteği sağlayan bakanlıklarda bir sürü adamları var.. Tip projeleri, her bölge için yeniden düzenleyip, valilik, belediye, üniversite, STK dörtgeni içinde pişirip servis ediyorlar. Yerli ve yabancı fonlar nereye gidiyor bakın bakalım.
Şu anda kamu kaynakları önemli ölçüde Paralel yapıya aktarılıyor. Maliye ve Sosyal Güvenlik sistemi üzerinde ciddi manipülasyonlar yapıyorlar..
Sayıştay olsun, bakanlık müfettişleri olsun ya da gıda güvenliği, mali müşavirlik, yapı denetimi gibi, özel denetim kurumlarının işlemlerinin de özel bir istihbarat birimi tarafından izlenmesi gerek.. Bu yerli ve yabancı kuruluşlardan teşvik ve hibe yardımı alan kuruluşların da.. Belki bu konuda Kamu Güvenliği Müsteşarlığı görevlendirilebilir.. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, MİT, Emniyet istihbarat ve MASAK’tan personel desteği alınabilir. Özellikle yabancı kurum ve kuruluşlardan hibe desteği alan şüpheli kuruluşların MİT tarafından izlenmesi gerekir..
Bu işlerden iyi anlayan bir arkadaş, paralel yapının Sayıştay, Bakanlık, özel denetim ve müşavirlik şirketlerinin teftiş kurullarının Pensilvanya’ya fon sağlamak için seferber olduklarını anlatıyor. Kendilerine yakın şirketlere ve derneklere sağladıkları hibe fonların % 15’ini kendilerine alırken, % 15’ini himmet olarak Pensilvanya fonuna aktarıyorlar.. Dahası Ankara’dan paralel yapıya bağlı bir müfettiş geliyor, şirket ya da belediyelerde çok sıkı bir denetim yapıyorlar. Hedef kişi ve kuruluşlar ile ilgili dinleme ve istihbarat kayıtları inceleniyor. İhbar mektupları ve haberleri örgütleniyor. Sonra paralel danışmanlık şirketleri devreye girip kişi ya da kurumları başlıyorlar sağmaya.. İtiraz edenleri ise bitiriyorlar..
Müfettiş bey ailesi ile geliyor, beş yıldızlı bir otelde kalacak. Hakim evi filan kesmiyor.. 2000 devirin üstü de bir otomobil istiyor, kamuda, istisna dışında olmadığını bile bile.. Geziler, yemekler, hediyeler, zaten ilk günden taraflar birbirlerini tanıyorlar. Sonra araya birileri giriyor ve pazarlık başlıyor..
Herkes böyle değil elbette, ama paralel yapı boş durmuyor. Bu işler de istisna değil. Paralelciler yiyicileri kusturuyor, sonra da teslim alıp sağmal ineğe döndürüyor. Mafyöz oluşumlar ya da başka cemaat vd. gruplara kaynak aktaran ve kendilerine menfaat temin edenlerin de başına musallat olup, kusturuyorlar.. Bir yandan siz İpek-Koza ya da dersane operasyonu yaparken, öte yandan bu paralel devlet de bir başka operasyon yapıyor.
Akın İpek’in operasyon sonrası yurt dışına kaçtığı söyleniyor.. Akın İpek döner mi bilmem. Kalacaksa nerede kalabilir ki. F. Gülen kendi can derdinde.. Bu gibi durumlarda kimse ayağına bağ olacak birilerini istemez.. Yeni bir Cem Uzan vakası ile karşı karşıyayız. Bakalım ona kim kucak açacak, medyası ne olacak.. Terör örgütüne, Paralel devlete çalışan, ya da benzer siyasi oluşumların iktisadi işletmelerinin bir bütün olarak ele alınması ve takip edilmesi, kayıt altına alınması gerek.. Cem Uzan’ın başına gelenden ders almadılar bu olay yaşandı. Bakalım ötekiler Akın İpek’in başına gelenlerden ders alacaklar mı? Hâlâ kamu kaynaklarını hortumlayan işadamları, bu işe aracılık edenler ve kamu kurumlarındaki kripto personel ne kadar yemeye devam edecekler.
Bu arada; Aydın Doğan ve medyası için hep ertelenen operasyon beklentisinin arkasındaki derin sır, CNN, RTL, Rizzoli, Murdoch işbirliği, ortaklığı olabilir mi? Koçların kurban edileceği zamanlar çok uzak olmasa gerek. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar. Kusturanları da kustururlar bir gün. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Eden bulur! Onun için “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” denmiştir. “Zulm ile abad olunmaz..” Selam ve dua ile..
Dilipak'ın Akit'te "Müfettişleri kim teftiş edecek" başlığıyla yayımlanan (3 Eylül 2015) yazısı şöyle:
Geçen gün Ankara’daydım. Çok eskiden tanıdığım gıda, sağlık, yapı denetçiligi konusunda eğitim veren bir dostla konuşuyorum.. Paralel yapı ve rüşvet, kamu kaynaklarının Paralel yapıya nasıl aktarıldığına geldi konu.
Bugün de İpek-Koza şirketlerine ve televizyon ve gazetelerine operasyon haberi geldi.. Aslında beklenen şeylerdi bunlar.. Sürpriz olmadı. Asıl bugüne kadar niye beklendi onu anlamak zor.. Asya Finans’ın ardından İpek-Koza operasyonu en önemli operasyon.. Sırada Zaman, Samanyolu ve diğer medyaların olduğunu tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok..
Dershane ve okullara yönelik operasyonlarda ele geçen çek, senet ve himmet kayıtları diğer işadamları için de çemberin giderek daraldığını gösteren bir işaret olarak kabul edilebilir..
Paralel yapı şu günlerde uyuyan ajanlarını AK Parti listelerinde muhafaza etme ve yeni adayları listeye sokma peşinde. O kimse, geçen gün, güvendiğim birinin selamı ile gelen biri SODES paralarını, 7 şubat savcısının kardeşi üzerinden belli merkezlere aktaran, Paralel Yapı’nın lider kadrosundan birinin kardeşinin tecavüz davasını engelleyen, Cemaatin önemli finans kaynaklarından biri olan biri AK Parti’de milletvekili olmak için kolları sıvamış. Kim olduğunu da öğreneceğiz bakalım. Kadın-erkek, örtülü-açık her tür adamları var. Her yolu deniyorlar ve her kapıyı çalıyorlar..
Valilik ve Kalkınma Ajansı çevrelerinde, TÜBİTAK, KOSGEB çevresinde, fon desteği sağlayan bakanlıklarda bir sürü adamları var.. Tip projeleri, her bölge için yeniden düzenleyip, valilik, belediye, üniversite, STK dörtgeni içinde pişirip servis ediyorlar. Yerli ve yabancı fonlar nereye gidiyor bakın bakalım.
Şu anda kamu kaynakları önemli ölçüde Paralel yapıya aktarılıyor. Maliye ve Sosyal Güvenlik sistemi üzerinde ciddi manipülasyonlar yapıyorlar..
Sayıştay olsun, bakanlık müfettişleri olsun ya da gıda güvenliği, mali müşavirlik, yapı denetimi gibi, özel denetim kurumlarının işlemlerinin de özel bir istihbarat birimi tarafından izlenmesi gerek.. Bu yerli ve yabancı kuruluşlardan teşvik ve hibe yardımı alan kuruluşların da.. Belki bu konuda Kamu Güvenliği Müsteşarlığı görevlendirilebilir.. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, MİT, Emniyet istihbarat ve MASAK’tan personel desteği alınabilir. Özellikle yabancı kurum ve kuruluşlardan hibe desteği alan şüpheli kuruluşların MİT tarafından izlenmesi gerekir..
Bu işlerden iyi anlayan bir arkadaş, paralel yapının Sayıştay, Bakanlık, özel denetim ve müşavirlik şirketlerinin teftiş kurullarının Pensilvanya’ya fon sağlamak için seferber olduklarını anlatıyor. Kendilerine yakın şirketlere ve derneklere sağladıkları hibe fonların % 15’ini kendilerine alırken, % 15’ini himmet olarak Pensilvanya fonuna aktarıyorlar.. Dahası Ankara’dan paralel yapıya bağlı bir müfettiş geliyor, şirket ya da belediyelerde çok sıkı bir denetim yapıyorlar. Hedef kişi ve kuruluşlar ile ilgili dinleme ve istihbarat kayıtları inceleniyor. İhbar mektupları ve haberleri örgütleniyor. Sonra paralel danışmanlık şirketleri devreye girip kişi ya da kurumları başlıyorlar sağmaya.. İtiraz edenleri ise bitiriyorlar..
Müfettiş bey ailesi ile geliyor, beş yıldızlı bir otelde kalacak. Hakim evi filan kesmiyor.. 2000 devirin üstü de bir otomobil istiyor, kamuda, istisna dışında olmadığını bile bile.. Geziler, yemekler, hediyeler, zaten ilk günden taraflar birbirlerini tanıyorlar. Sonra araya birileri giriyor ve pazarlık başlıyor..
Herkes böyle değil elbette, ama paralel yapı boş durmuyor. Bu işler de istisna değil. Paralelciler yiyicileri kusturuyor, sonra da teslim alıp sağmal ineğe döndürüyor. Mafyöz oluşumlar ya da başka cemaat vd. gruplara kaynak aktaran ve kendilerine menfaat temin edenlerin de başına musallat olup, kusturuyorlar.. Bir yandan siz İpek-Koza ya da dersane operasyonu yaparken, öte yandan bu paralel devlet de bir başka operasyon yapıyor.
Akın İpek’in operasyon sonrası yurt dışına kaçtığı söyleniyor.. Akın İpek döner mi bilmem. Kalacaksa nerede kalabilir ki. F. Gülen kendi can derdinde.. Bu gibi durumlarda kimse ayağına bağ olacak birilerini istemez.. Yeni bir Cem Uzan vakası ile karşı karşıyayız. Bakalım ona kim kucak açacak, medyası ne olacak.. Terör örgütüne, Paralel devlete çalışan, ya da benzer siyasi oluşumların iktisadi işletmelerinin bir bütün olarak ele alınması ve takip edilmesi, kayıt altına alınması gerek.. Cem Uzan’ın başına gelenden ders almadılar bu olay yaşandı. Bakalım ötekiler Akın İpek’in başına gelenlerden ders alacaklar mı? Hâlâ kamu kaynaklarını hortumlayan işadamları, bu işe aracılık edenler ve kamu kurumlarındaki kripto personel ne kadar yemeye devam edecekler.
Bu arada; Aydın Doğan ve medyası için hep ertelenen operasyon beklentisinin arkasındaki derin sır, CNN, RTL, Rizzoli, Murdoch işbirliği, ortaklığı olabilir mi? Koçların kurban edileceği zamanlar çok uzak olmasa gerek. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar. Kusturanları da kustururlar bir gün. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Eden bulur! Onun için “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” denmiştir. “Zulm ile abad olunmaz..” Selam ve dua ile..