Dilipak'tan iktidara 'dost acı söyler' uyarısı: 'Tek kurtuluşunuz var...'

AK Parti'ye yakınlığıyla bilinen, ancak son dönemde iktidar partisi mensuplarına yönelttiği eleştirilerle öne çıkan Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, Türkiye'nin bir kavşak noktasında olduğunu ve zamanın daraldığını söyledi.

Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, iktidara uyarılarda bulunarak, "Dost acı söyler. Ben görevimi yaptım. Birileri, birilerinin ifsadı ile benim uyarılarımın önünü kesmek, sesimi kısmak için, yapana zarar vermekten başka bir işe yaramayan işler yapsa da, ben buradayım ve iş işten geçmeden, haksızlıklar karşısında susanlardan olmamak için, kınayanların kınamalarına aldırış etmeden uyarı görevimi yapıyorum." düşüncesini dile getirdi.

Dilipak yazısında, "2023’e girerken 100. yıl coşkusundan çok ciddi anlamda bir takım endişeler ve gerginlik söz konusu. Karar verilmesi gereken, çözüm üretilmesi gereken o kadar çok sorun var ki! Siyasi karar verirken kin ve öfkeden uzak durmamız gerek. Bir kişi ya da topluma öfkemiz, bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemeli. Bakarsınız, sonra gelen gideni aratır. ABD bizim kalbimizi, beynimizi ve bedenimizi, geçmişimizi, geleceğimizi, hayallerimizi istiyor." değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimine az bir süre kaldığını, ekonomik olarak durumun iyi olmadığını belirten Dilipak, AK Parti'ye şu uyarıları yaptı:

'TEK KURTULUŞUNUZ VAR'
"(...) Tek kurtuluşunuz var: Yüzünüzü Hakk’a dönün. Bedeli neyse ödeyin.

Çünkü kendi geçmişinizle yüzleşip, bunun maddi ve manevi faturasını ödemeden, yanınızdaki haktan sapan ve saptıranları uzaklaştırıp, hakşinas insanları yanınıza almadan Allah’ın yardımı size ulaşmayacak.

Unutmayın, Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Hz. Yunus’un kavmini hatırlayın. Bakarsanız Allah düşmanlarınızı birbirlerinin üstüne salmış, birilerinin eliyle birilerini bertaraf etmektedir.

'MAVİ BONCUK POLİTİKASI İFLAS ETTİ'
Karanlık bir geceden sonra sabahın ışıkları ufkumuzu aydınlatmaktadır. Görünen o ki, kimse ülkemizi öbür tarafa kaptırmak istemiyor. Paylaşmak da istemiyorlar. Türkiye’nin 'aktif denge politikası', 'Mavi boncuk politikası' da artık iflas etti.

Artık bir karar vermek gerekiyor. Bizden ya da ötekilerden yana olmaktan, onların yardımını almaktan vazgeçin. Allah’ın yardımına sığının.

Herkes sizden kendi için bir şey ister, şart koşar, Allah sizden sizin geleceğiniz için ne yapmanız gerektiğini söyler. Onun sizin yardımınıza ihtiyacı yoktur. Ama bizim O’nun yardımına ihtiyacımız var.

Eğer O’na yönelmekte tereddüt ediyorsanız, artık geri dönüşünüzün ve o bedeli ödemeye hazır olmadığınızı düşünüyorsanız, sizin hayırdan yana amel defteriniz dürülmüş mühürlenmiş demektir.

'İÇİMİZDEKİ 'EBU CEHİL', 'KARUN' KARAKTERLİLERDEN YAKAMIZI KURTARMADIKÇA İKİ YAKAMIZ BİR ARAYA GELMEYECEK'
İçimizdeki 'Ebu Cehil', 'Karun', 'Haman', Bel’am' Ebu Leheb' karakterlilerden yakamızı kurtarmadıkça iki yakamız bir araya gelmeyecek. Benden söylemesi.

Bu uyarı bir kardeşlik görevi idi. Hz. Ömer diyor ki, 'Ben yanlış yaparsam ve yanımda bunu gören, ya da duyup beni uyarmayan kişi benden uzak dursun, çünkü o kişide hayır yoktur. Eğer onlar beni uyarır da ben bu uyarıyı dikkate almazsam, onlar yine benden uzak dursun, çünkü bende hayır yoktur!'

'HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA SUSANLARDAN OLMAMAK İÇİN GÖREVİMİ YAPIYORUM'
Dost yeri geldiğinde acı söyler. Ben görevimi yaptım. Birileri, birilerinin ifsadı ile benim uyarılarımın önünü kesmek, sesimi kısmak için, yapana zarar vermekten başka bir işe yaramayan işler yapsa da, ben buradayım ve iş işten geçmeden, haksızlıklar karşısında susanlardan olmamak için, kınayanların kınamalarına aldırış etmeden uyarı görevimi yapıyorum."

Yazının tamamını okumak için tıklayın.