Dilipak'tan Bakanlığa 'Aleyna Tilki' tepkisi: "Satanist şarkıcı kızı..."
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın sponsorluğunda Forbes dergisinin yayınladığı 'ilham veren 30 yaş altı 30 genç listesi'ne şarkıcı Aleyna Tilki'nin de eklenmesini sert bir dille eleştirdi.
"Hani şu Satanist şarkıcı kız" diye bahsettiği Aleyna Tilki'nin çektirdiği fotoğraflara dikkati çekerek, "Onlar star yaptı, biz örnek / rol model ilan ediyoruz. Turkuaz Media nasıl bu yanlışın farkına varmadı?" diye sordu.
Başta Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Nobel Edebiyat Ödülü'nün Srebrenitsa katliamını inkar eden ve Sırp savaş suçlularını savunan Peter Handke'e verilmesine ilişkin yapılan eleştirileri hatırlatan Dilipak, "Bu son örnek aslında tam da bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu dedirtecek bir tercih oldu" ifadesini kullandı.
İşte Dilipak'ın, "Nobel ödülünden Aleyna Tilki’ye" başlıklı bugünkü yazısı:
Özal zamanında, “Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” sloganı ile vergi rekortmenlerine madalya verilmesi söz konusu olmuştu da, konu günlerce manşetlerden inmemişti. Çünkü vergi rekortmeni olan Matild Manukyan’dı ve kazanç kaynağı, yani “Karhane”si “kerhaneydi”.
Tam da ABD’de Ermeni soykırım iddialarının kabul edilmesinin ardından başlayan tartışmalara bir de, Nobel edebiyat ödülü skandalından hemen sonra Aleyna Tilki tartışması başlayınca bütün bunlardan bir çorba yazı yazayım istedim.
Önce Matild Manukyan konusu. Burada utanması gereken madalya takan Maliye Bakanlığı mı, madalya alan Matild Manukyan mı yoksa, onu vergi rekortmeni yapan “Müslüman” (!) yurttaşlarımız mı?
Düşünelim, “Vergilendirilmiş kazanç kutsal” ise ve bu işin ödüllendirilmesi gerekiyorsa bu hanıma niye kızıyoruz ki! Hatta teşvik uygulanması gerekir belki de!
Dini karıştırmayalım. Ortada bir seküler kutsal var.
Dikkat bu ödülü veren “Devlet” ulus adına veriyor. Alan hatun kişi de, müşterisi olan yurttaşları adına alıyor sonuçta!.
Aslında burada “Uluslararası bir norm” da oluştu. Nobel’e göre, “Faşist de olsa edebiyat olarak ödüle layık”. Yani fahişe de olsa ödülü hakkediyor. Bizde “ehliyet ve liyakat” iki kategoride değerlendirilir. Erdem içermeyen bir başarı ödüllendirilmez. Ebu Cehil dediğimiz adam da o zamanki Nobel ödülü jürisinde yer alan “Ebul Hakem” denilen biri. Biz Karun’u da örneklemeyiz.
Ama bu kafa ile gidersek, mesela İstanbul sözleşmesi ve CEDAW çerçevesinde, cinsiyet eşitliği temelinde, “Anayasal eşitlik” çerçevesinde aslında erkeklerin sermaye olarak çalışacakları kerhaneler açılmasını pekala birileri talep edebilir. Cinsiyet eşitliğini geçin, biz bugün “cinsiyetsiz toplum”u tartışıyoruz. Biri de çıkar “Karma olsun” der. Bu işlere destek veren CHP belediyeleri ya da içimizdeki AKP’liler ne diyecek bu işe o zaman merak ediyorum. CHP belediyeleri için afiş önerim: “Yaşasın Sodom ve Gomore”.. Konuşsunlar belki de Aleyna Tilki kampanyanın yüzü olur.
İçimizdeki AKP’liler dedim de, son skandalı biliyorsunuz: Aleyna Tilki. Hani şu Satanist şarkıcı kız. Daha 19’unda. Çocuk yaşta verdiği pozları, mesajları biliyorsunuz. Kimlerin onu star yaptığını da.
Onlar star yaptı, biz örnek / rol model ilan ediyoruz. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, bakanlık ile AKP’nin Media’sından Turkuaz Media grubundan Forbes Dergisi iş birliğinde başlatılan, 30 yaş altında spor, sanat, eğitim, girişimcilik, medya, finans, hukuk ve müzik gibi çeşitli sektörlerde başarılarıyla ön plana çıkıp, “30 Altı 30” programında yer alanlara “Gücümüz Gençliğimiz” ödüllerini verdi. İnsani gelişim indeksi bir sonraki yıl herhalde Türkiye’deki bu müthiş değişimi ödüllendirmek için bizi de Nobel’e aday gösterirler!
Bakan, Aleyna Tilki’yi tanımıyor mu idi? Bakanlık bürokratının hiçbir itirazı olmadı mı? Turkuaz Media nasıl bu yanlışın farkına varmadı.
Gerçi Bakanlık dün akşam saatlerinde organizasyon için sadece kongre salonunu tahsis etmek suretiyle mekan desteği sağladığını, ödüllerin kimlere verileceği ve jüri seçiminde herhangi bir dahli bulunmadığını açıkladı ama…
Hatta Erdoğan’ın Beştepe’de düzenlediği ödül töreni bile geri plana düştü. Oysa orada daha ciddi ve önemli bir ödül töreni vardı.
Yazık! Neyse Aleyna yurtdışında olduğu için törene katılamadı. Katılsaydı belki ödülü alırken Şeytanını selamlamak için Şeytan boynuzları işareti “Gene Simmons Devil Horns” yapabilirdi. Örnek sanatçı kızımız ödül alırken içinden belki de “I greet my devil, victory is ours” diye mırıldanacaktı. Böyle giderse zaten bunu içinden söylemeye gerek kalmayacak.. Zaten ödül verenler bunu kabullenmiş gözüküyor. Özgür bir sanatçı muzipliği işte! Ama siyaset, ama Media, hem de bizim “Muhafazakar Demokratlar” niye bu pis işlere, rezilliklere bu kadar kolay alet olur ve bu tuzaklara düşerler. Hadi, şimdi temizleyin bu işi bakalım. Bu işin sorumlusu kim, bulup hesap sorabilecek misiniz? Yoksa sizi eleştirenlere mi kızacaksınız..
Bakın, yarın yine böyle bir halt yerseniz, bakarsanız, yanlışlıkla ödül verdiğiniz biri çıkar ve Aleyna Tilki ile aynı karede görünmek istemediği, aynı jüri tarafından ödüllendirilmek istemediği için ödülünü iade edebilir. O zaman daha da zor durumda kalırsınız.
Herkes 2019 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Bosna soykırımını inkar eden Peter Handke’ye verilmesine karşı çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra AKP, CHP, MHP, İyi Parti de ödülün Handke’ye verilmesine sert tepki gösterdi. Bu son örnek aslında tam da bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu dedirtecek bir tercih oldu.
Aslında AKP ve CHP’liler el birliği ile Ankara’nın İstanbul Sözleşmesi, CEDAW, Aleyna Tilki benzeri uygulamalarını AB ve NATO ülkelerine iyi bir şekilde anlatsalar, Ermeni krizi de çözülür, ekonomik kriz de.
Madem Aleyna’ya ödül verecektiniz, FETÖ’den rol mü çalıyorsunuz. FETÖ de bunu yapmak istiyordu. Adnan Oktar’ı da hemen bırakın.
Ödül töreninde konuşanlar ne güzel cümleler kuruyorlardı oysa. “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz”. Söylem ile eylem arasında bir fark varsa, insanlar kararlarını söyleme göre değil, eyleme göre verirler ve söyleyeni de sözleri ile değil, eylemleri ile hatırlarlar.
Çok yazık! Bu çorba tatsız oldu biliyorum. Çorbaya konu olanlar, “çorbanın tadını kaçıranlar” utansın.
Selâm ve dua ile.