DİKKAT BU BİR DARBE DİZİSİDİR! SAMANYOLU EKRANDA DARBE YAPACAK!

Samanyolu televizyonunun yeni aile-dram dizisi ekranlara “DARBE” vurmaya hazırlanıyor..

Yeni sezonda yepyeni projelerle büyük ses getirecek Samanyolu televizyonunun yeni aile-dram dizisi “Güz Gülleri” ekranlara “DARBE” vuracak…

Samanyolu’nun yeni aile-dram dizisi Güz Gülleri’nde 1980 darbesini yaşamış, farklı görüşlere sahip darbe mağduru iki ailenin hikayesi anlatılıyor.

Televizyonlarda ilk kez 12 Eylül 1980’in sorgulanacağı dizi olma özelliğini taşıyan ‘Güz Gülleri’nde; o dönemde uyandırılan fitnenin nelere mal olduğu, darbeden nemalananların darbe mağdurlarına neler yaşattığı, iki ailenin hikâyesi üzerinden ekrana yansıyor.

Türkiye’nin, süregelen darbelerle kararmış bir döneminde, sırtını darbeci sermayeye dayamış Kara Ailesi ile onurlarından ve alın terlerinden başka hiçbir şeyleri olmayan Aydın Ailesi’nin küçük bir kasabada kesişen hayatlarının anlatıldığı dizi sizi ekranlara kilitleyecek.

1980 askeri darbesi sonrasında atılan nifak tohumları ile Kürt-Türk, Alevi-Sünni çatışmalarıyla başlayan GÜZ GÜLLERİ dizisinin hikayesi MEDYA-SİYASET ve MAFYA üçgeninde ilerleyerek 28 Şubat 1997 sürecine kadar gidiyor…

80 bölüm olarak planlanan dizi ilk dört bölümü 1980 yılını, diğer bölümleri ise 1980'den 1996'ya kadar geçen zamanı kapsıyor.

Yapımcılığını Mustafa Kartal'ın üstlendiği yönetmenliğini Taner Tunç’un yaptığı dizinin başrollerini Tekin Temel, Füsun Kostak ve Yunus Emre Yıldırımer paylaşıyor.

Çekimlerine Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde başlanan dizinin hikayesi:

Tarih, 12 Eylül 1980... Siyah-beyaz ekrandan halka hitap eden dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, yanına aldığı kuvvet komutanlarıyla ordunun yönetime el koyduğunu anlatıyor...
Darbe Türkiye'de siyasi gelenekleri altüst ederken, darbe şartlarını olgunlaştırma sürecinde ve sonrasında atılan nifak tohumları ile halk da Kürt-Türk, Alevi-Sünni diye bölünüp birbirine düşman edilir.

Dizi Türkiye’nin, süregelen darbelerle kararmış bir döneminde, Eylül 1980’de başlar. Sırtını darbeci sermayeye dayamış Kara Ailesi ile onurlarından ve alın terlerinden başka hiçbir şeyleri olmayan Aydın Ailesi’nin küçük bir kasabada kesişen hayatları, Aydın Ailesi’nin ve kasabada yaşayan mazlumların, bundan sonraki tüm yaşamını etkileyecek büyük bir trajediyle noktalanır.
Aydın’ların ve mazlumların trajedisi, Kara’ların bayramı olur. Ancak, Meryem Aydın, yaşadığı büyük yıkımlara rağmen evlatlarını, karanlık gölgelerin kirli hesaplarına kurban etmemek için canını dişine takacak, kan yutup kızılcık şerbetidir diyecek ve İstanbul’a taşınacaktır.

Ne var ki Kara Ailesi de 1980 darbesi ile iyice zenginleşip, güçlerine güç katmak için İstanbul’a geldiklerinde, bu iki aile yine karşı karşıya gelecektir. 1980’i, 28 Şubat’a taşıyan süreç, Aydın ve Kara ailelerinin arasında yaşanacak çekişmelerin, aşk çıkmazlarının, yaşam kavgalarının, iktidar hesaplaşmalarının, mazlum-zalim savaşlarının gölgesinde anlatılacaktır.