"DEVLETE MEYDAN OKUYAN TİPLER EKRANDA CİRİT ATIYOR!"

"Adama bakıyorsunuz kartvizitine gazeteci-yazar kondurmakta, ama asıl derdi başka!"

Bazı kanalları, kimi programları, seyretmekte zorlanırız. İsim verip, karşıt kampanya açmış duruma düşmek istemiyoruz. Yılanlar, çıyanlar ve diğer sevimsiz yaratıkların konu alındığı yarışmalara bakamıyoruz. Bu yüzden eleştiremiyoruz. Kimi yabancı kökenlilerde, birbirlerini parçalayan yaratıklar içimizi acıtıyor. Belgesel diye yutturulan dört yavru maymunun çekimlerini yapan ekibe sadece 'Beddualar yolladığımızı' itiraf ediyoruz. Bu işler bize havale edilse, her şeye boş verir, o zavallıları kurtarmayı tercih ederdik. Asıl dramatik olan bu tip yapımların ilgi toplaması. Acaba, toplum 'Vahşetin çağrısı'na mı kapıldı?

***

İyice sıkıntı getiren işlerin tepesine 'Açılım tartışmaları' yerleşti. Adama bakıyorsunuz kartvizitine gazeteci-yazar kondurmakta.

Söylediği sözler değişmiyor. Bundan on yıl önce aynı konuşmaları yapsaydı, hala içerideydi. Ekranlarda yer buluyor. 'Eğer izin verilse, İmralı'ya yüzerek ulaşacak pek çok genç tanıyorum' vecizelerinden biri. Açıkça Devlet'e meydan okuyor. En korkuncu bu tiplere pek çok ulusal yayın yapan kanalın her gün imkan tanıması. Garip bir toplum haline geldik. 'Sümela'da Ortodoks ayini' alkış, alkış. Batı Trakya'da, Müslüman mezarları tahrip ediliyor. Hem de Ramazan ayında, 'Ölüm sessizliği'. Kızıyoruz, öfkeleniyoruz. Siyasilerimizin tek konusu var. Rakibinin Soyu sopu, boyu bosu. Hani Aşık Yener'in dediği gibi; 'Sen politikanın neresindensin?'

Burhan AYERİ / AKŞAM