DEVLET LEHİNE YALAN HABER YAPTIM, AKSİNİ YAPAN O....ÇOCUĞUDUR!

Radikal yazarı Ezgi Başaran, bir iletişim fakültesinin yüksek lisans dersine giren gazetecilik hocasının ağzından dökülenleri köşesinde kaleme aldı.

Başaran'ın iddiasına göre 60'larındaki gazetecilik hocası derste öğrencilerine "Bak Amerikan medyası o dönemde ne iyi etti. Hep savaşa girilmesinin gerekliliğiyle ilgili haberler yaptı. Olması gereken de budur zaten. Bir gazeteci, bir ajans ülkesinin lehine haberle yapar. Milletimin, devletimin lehine sansür de yaptım, yanlış haber de. Bununla gurur duyarım. Bunun aksini yapan o... çocuğudur. 'Ben gerçekleri yazarım' diyenler, anaları o... olduğunda, 'Benim anam o...'dur diye yazacak mı?" dediğini yazdı.

İşte Başaran'ın köşesinde yazdığı yazıdan çarpıcı bölümler:

TERBİYE, İZAN, GAZETECİLİK ANLATACAK DEĞİLİM

"70’ine merdiven dayamış bir adama terbiye, izan, gazetecilik filan anlatacak değiliz.

Yahut… Bir ak kaşık olmasa da Amerikan medyasının 1. Körfez Savaşı, Irak Savaşı, 11 Eylül ertesi olmak üzere nasıl tavır aldığını, bu aralar sunulduğu gibi yayın yasağı diye bir şeyin olmadığını anlatmanın da bir yararı olmaz.

Diyeceğim başkadır: Aydınından öğretmenine, doktorundan yargıcına… Devletine bu kadar âşık bir halk, her devlete nasip olmaz. Türkiye Cumhuriyeti kıymetini bilsin. Geçen gün televizyonda bir âkil adamımız geniş geniş anlatıyordu belirlenmiş bölgesinde vatandaşla iletişimini: “Çözüm süreci kesin işe yarayacak çünkü ilk defa devlet vatandaşın ayağına gidiyor, onları dinliyor.”

AKİL ADAMI KENDİNİ DEVLET SANAR...

Aydın diye âkil adam listesine seçilmiş, kendini devlet sanıyor. Birinci yazık. Devletmiş gibi algılanmanın bir aydın için ne büyük bir fecaat olduğunun farkında değil. İkinci yazık. ‘Vatandaşın ayağına gitmek’ gibi bir kavramdan söz ettiğine göre devletin ne varoluş sebebini anlamış ne de 21. yüzyılda geldiği noktayı biliyor.

GAZETECİSİ YALAN HABER YAPAR...

Üçüncü yazık. Gazetecilik hocası devleti için yalan haber yapar, yapmayana küfreder. Aydını devlet adına halkın ayağına gider, Kürt sorununu böyle çözeceğini sanır. İşte vesayetlerin en aşılmazı, en zehirlisi budur. Tüm faili meçhullerin, (dün ve bugün yaşanan) katliamların, vur emirlerinin, cinayetlerinin arkasında bu vesayet vardır. Devlet aşkı vesayeti.