DEVLET HALKINI BOMBALAR MI? HEM DE NASIL BOMBALAR!
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Başbakan ve Taraf arasındaki tartışmaya katıldı.
Devlet halkını bombalar mı?
BOMBALAR.
Hem de nasıl bombalar!
Devletler, halklarını bombalamışlardır.
Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti de halkını bombalamıştır.
Tarihimizde bunun örnekleri mevcuttur.
Fakat hal böyledir diye...
Uludere Faciası’nı, devletin kendi halkını kasten bombalaması olarak değerlendirmek doğru değildir.
Uludere Faciası’ndan “devletin halkını kasten bombaladığı” sonucu çıkmaz, çıkarılamaz.
Çünkü...
Uludere Faciası’nda can verenler, devletle kader birliği yapmış bir korucu köyünün mensuplarıdır. Çünkü...
Uludere Faciası, son zamanlarda yenilgilere uğratılan PKK’ya hayat öpücüğü olmuştur.
Devlet şefkatli değildir, kabul...
Ama aptal da değildir.
Sorulması gereken soru şudur:
35 yurttaşın “kasıt” ile değil de “hata” ile öldürülmüş olması, olayın vahametini azaltır mı?
Ya da şöyle soralım:
Olayda bir kastın olmaması, 35 köylünün katledilmesine “trafik kazası” muamelesi yapmamızı mı gerektirir?
Cevap veriyorum:
“Olayda bir kasıt yok, hadi dağılın” tavrına zerre kadar prim verilemez.
35 yurttaşın uçaklardan atılan bombalarla katledilmesi olayı, çok yönlü özeleştiriye, çok yönlü sorgulamaya, çok yönlü değerlendirmeye, çok yönlü araştırmaya konu olmalıdır.
“Çok yönlü” derken kastettiğim şudur:
Sadece bombaya basan parmakla uğraşmamalı, güvenlik politikalarına abananlarla, “Teröristlere göz açtırılmayacak” diyerek insani dikkatin göz ardı edilmesine vesile olanlarla ve istihbaratta sınıfta kalanlarla da uğraşılmalıdır.
Ancak böyle davranılırsa...
Hem yitip giden canlar için gereken duyarlılık gösterilmiş olur, hem de 35 ölüden kendilerine hayat öpücüğü çıkarmak isteyenlerin amaçlarına ulaşmalarının önüne geçilmiş olur.
Ahmet Hakan/Hürriyet
BOMBALAR.
Hem de nasıl bombalar!
Devletler, halklarını bombalamışlardır.
Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti de halkını bombalamıştır.
Tarihimizde bunun örnekleri mevcuttur.
Fakat hal böyledir diye...
Uludere Faciası’nı, devletin kendi halkını kasten bombalaması olarak değerlendirmek doğru değildir.
Uludere Faciası’ndan “devletin halkını kasten bombaladığı” sonucu çıkmaz, çıkarılamaz.
Çünkü...
Uludere Faciası’nda can verenler, devletle kader birliği yapmış bir korucu köyünün mensuplarıdır. Çünkü...
Uludere Faciası, son zamanlarda yenilgilere uğratılan PKK’ya hayat öpücüğü olmuştur.
Devlet şefkatli değildir, kabul...
Ama aptal da değildir.
Sorulması gereken soru şudur:
35 yurttaşın “kasıt” ile değil de “hata” ile öldürülmüş olması, olayın vahametini azaltır mı?
Ya da şöyle soralım:
Olayda bir kastın olmaması, 35 köylünün katledilmesine “trafik kazası” muamelesi yapmamızı mı gerektirir?
Cevap veriyorum:
“Olayda bir kasıt yok, hadi dağılın” tavrına zerre kadar prim verilemez.
35 yurttaşın uçaklardan atılan bombalarla katledilmesi olayı, çok yönlü özeleştiriye, çok yönlü sorgulamaya, çok yönlü değerlendirmeye, çok yönlü araştırmaya konu olmalıdır.
“Çok yönlü” derken kastettiğim şudur:
Sadece bombaya basan parmakla uğraşmamalı, güvenlik politikalarına abananlarla, “Teröristlere göz açtırılmayacak” diyerek insani dikkatin göz ardı edilmesine vesile olanlarla ve istihbaratta sınıfta kalanlarla da uğraşılmalıdır.
Ancak böyle davranılırsa...
Hem yitip giden canlar için gereken duyarlılık gösterilmiş olur, hem de 35 ölüden kendilerine hayat öpücüğü çıkarmak isteyenlerin amaçlarına ulaşmalarının önüne geçilmiş olur.
Ahmet Hakan/Hürriyet