"DEVE'YE DİKEN, MEDYA PATRONUNA ÖPEN YARANIYOR!.." MEHMET GÜLER YAZDI!..

"Geçen hafta sonu bir yazı yazmıştım. Bu yazıda özellikle Star Grubu'nun gazetelerini silah gibi kullandığını, yöneticilerinin de patronlarının talimatlarını yerine getiren birer tetikçi olduğunu anlatmıştım."

Medya patronunu öpmek


Geçen hafta sonu bir yazı yazmıştım. Bu yazıda özellikle Star Grubu'nun gazetelerini silah gibi kullandığını, yöneticilerinin de patronlarının talimatlarını yerine getiren birer tetikçi olduğunu anlatmıştım. TRT'de Medya Müfettişi programı bunun üzerine beni programa davet etti ve bu konuyu bir kere daha konuşma fırsatı bulduk.


Bu yazıda, Doğan Grubu'na ciddi bir saldırı olduğunu belitrmiştim, ancak bu saldırının Star gazetesi aracılığı ile olduğunu TRT'deki programda anlatmıştım. O dönemde Star gazetesi patronları, hemen herkese saldırı üzerine saldırı düzenliyorlardı. Kendilerinden yana olmadığını düşündükleri işadamlarına, siyasetçilere, spor kulüplerine, gazetecilere vahşice saldırıyorlardı. Doğan ile Uzan Grubu birbirini yerken, medyadaki adamları da patronlarını savunmak için cansiperane savaşıyordu. Patronlarının bir dediğine, bir daha ekleyip en iyi tetikçilerin yaptığı gibi silahlarını kalleşçe arkadan ateşliyorlardı.


Peki Uzan Grubu'nun patronlarını biliyoruz. Ama bu tetikçi yöneticiler, kurmaylar kimdi? Aradan çok zaman geçmedi ama insanlar unutur. Şu an Çalık'ın Sabah'ı ile Doğan'ın gezeteleri yine kapıştı. Bu tetikçiler yine unutuldu derken, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, daha önce Star gazetesi tarafından gündeme getirilen Doğan Grubu'nun kağıt ithali işi ile ilgili yazısında şu ilginç tesbiti yaptı:


"Biz Uzan Star'ı değiliz


Hatırlarız; Cem Uzan döneminin Star gazetesi, ne zaman Doğan'la veya Hürriyet'le ilgili yayın yapsa, Aydın Bey'in artık bir "Medya klasiği" olan göbek atarken çekilmiş o ünlü fotoğrafını kullanırdı. Hatta gazetenin internet sitesinde, film olarak yer alıyordu o göbek atma sahneleri ve tıklanma rekoru kırıyordu...


Ah; Star deyince aklımıza geldi; Doğan Yayın Holding'in avukatı Erem Turgut Yücel, yayınımızla ilgili olarak bize gönderdiği yazıda, kâğıt ithalatıyla ilgili iddiaların ilk kez Cem Uzan döneminin Star gazetesinde ortaya atıldığını belirtti.


Olabilir. Hem o yayınları, hem de göbek atan Aydın Doğan fotoğraflarını kullanan Cem Uzan'ın medya kurmaylarına sormaları gerekiyor. Çok kolay ulaşabilecekleri o kişiler, herhalde kendilerine işin doğrusunu anlatabilirler..."


Şimdi, Erdal Şafak yazısında çok kolay ulaşabilecekleri kişiler diyerek ne demek istiyor? Acaba bu kişiler Doğan Grubu'nda mı çalışıyor? Yoksa yöneticilik ve yazarlık mı yapıyorlar? Bir kişi mi, iki kişi mi, yoksa daha mı çoklar? Aynı gazetede mi çalışıyorlar, yoksa gazetelere ve televizyonlara dağılmışlar mı?


Erdal Şafak bu kişileri, kamuoyundan saklamamalı, açıklamalı. Çünkü gazetecilerin görevlerinden biri de elindeki bilgiyi paylaşmak değil mi?


Şafak, bunları açıklayınca, Doğan Grubu yönetimi de bir açıklama yapmalı, mesela şöyle:


"Bu arkadaşlarımız, o haberleri yaptıkları için çok pişmanlar. Kendileri kandırılmışlar. Olayı tam hatırlamıyorlar. Özeleştiri yaptılar. Bir daha yapmayız dediler."


Ya da, bu malum kişiler şöyle bir açıklama yapabilirler:


"Ne yaptığımızı bilmiyorduk. Haber dışında o kadar çok infaz yaptık ki, cesetleri nereye gömdüğümüzü bilmiyoruz. Biz bu olayı bile zor hatırladık. Özür diledik. Bunlar da böyle şeylere alışıkmış, bizi hemen affettiler. "



Bir arkadaşım, önce bir medya patronuna sahip çıkmış, sonra onu yerden yere vurmuştu. Kendisine sormuştum, "Bu nasıl olabilir" diye. Bana şunu demişti:


"Olaylara nereden baktığın önemli. Sen patronları önemseme. Onların kızgınlığı en fazla iki yıl sürer. Sonra unutulur gider. Hatta seni transfer eder, gidip çalışırsın."


Gerçekten de o arkadaşım, şimdi o patronun yanında yazıyor. Sanmayın ki tek örnek. Böyle çok sayıda örnek var...


İkinci bir örnek de, medya patronu ile çok sıkı fıkı içli dışlı olan, bir dediğini iki etmeyen, onun haklarını ondan çok savunup, sonra gidip arkadan vuran yöneticiler var. Bunlar da az değil medyada...


Demekki, "Deveye diken, medya patronuna öpen" yaranıyor...

Mehmet Güler/Gazeteport