DEVA Partisinde 'Andımız' istifası! 'Hayvani ihtiyaç' demişti
Genel Başkanlığını Ali Babacan'ın yaptığı DEVA Partisi'nde 'Andımız' istifası yaşandı. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Andımız için 'hayvani ihtiyaç' tanımlaması yapan DEVA Partisi İstanbul il yöneticisi Beytullah Aksoy partisinden istifa ettiğini duyurdu.
DEVA Partisi'nde yaşanan 'Andımız' tartışmasında istifa geldi. Partinin İstanbul il yöneticilerinden Beytullah Aksoy, geçtiğimiz günlerde Andımız ile ilgili yaptığı paylaşım nedeniyle hem partisinde hem ülke genelinde büyük tepki toplamıştı. O tartışma ve tepkilerin ardından Beytullah Aksoy, partisinden istifa ettiğini duyurdu.
'HAYVANİ İHTİYAÇ' İSTİFASI
Genel Başkanlığını Ali Babacan yaptığı DEVA Partisi'nin İstanbul il yöneticilerinden Beytullah Aksoy, "Andımız" ile ilgili şu ağır ifadeleri kullanmıştı: "Bir Türk için her sabah ben Türk’üm diye bağırmak ancak hayvani bir ihtiyacı tatmin edebilir. Bir toplum, hayvani ihtiyaçlarını önceliklendiren bireylerden oluşursa orada zihinsel gelişimden söz edilemez"
Aksoy'un paylaşımının ardından tartışmalar yaşandı. Tepkiler sürerken, Aksoy sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, özür diledi ve partisinden istifa ettiğini duyurdu.
ÇOK ÖZÜR DİLERİM ÜZGÜNÜM
Aksoy, DEVA Partisinden istifasına dair bir metni sosal medyadan paylaşırken "Çok özür dilerim. Gerçekten üzgünüm. İstifa ediyorum" notunu düştü.
Aksoy, istifa açıklamasında, "Her ne olursa olsun, bu itirazımı nezaket içinde dile getirmeliydim" dedi.
“Zorunlu din dersine de zorunlu anda da aynı anda karşı çıkabilen insanların sayısı umarım artar. Maalesef etrafımda bu ikisini yapabilen insan sayısı sandığımdan da azmış” ifadelerine açıklamasında yer verdi.
Aksoy, "Yaptığım hata yüzünden bundan şikayet etme hakkımı kaybettim. Yolun başında olan partimi daha fazla zor durumda bırakmamak için partideki görevimden istifa ediyor ve başarılar diliyorum" diye belirtti.
Beytullah Aksoy'un sosyal medyadan yaptığı açıklaması şöyle:
Attıktan 50 saniye sonra pişman olup hemen sildiğim, kendime yakıştıramadığım bir tweetim bazı sitelerde haber oldu. Çok üzgünüm.
Fikirleri yüzünden insanları rencide ediyor olmak kendime yakıştıramadığım bir durum. İncittiğim herkesten özür dilerim. Andımız'a bu partiye girmeden önce de karşıydım.
Milyonlarca ailenin çocuğuna istemedikleri bir andı her sabah okutmak için direten insanlara karşı bir demokrat olarak hala itiraz ediyorum. Onların kendi doğrularını topluma dayatmak isteyen mevcut iktidardan bir farkını göremiyorum.
Eğer Almanya'da yaşıyor olsaydık, Alman Devleti her sabah Türk ya da Kürt çocuklarını askeri düzende sıraya dizip "Ben Alman'ım, varlığın Alman varlığına armağan ediyorum." dedirtiyor olsaydı, buna da itiraz ederdim.
Ama her ne olursa olsun, bu itirazımı nezaket içinde dile getirmeliydim. Bu kadar tartışma yaratan, toplumu geren, mahkemelik olan, pek çok insanı rencide eden bir andın çocuklara okutulacak Andımız olamayacağı herhalde açıktır. Hala bu çağda her sabah çocuklara ant okutmayı savunan insanlardan Türkiye'ye demokrasi getirmelerini beklememek gerek.
Sürekli internet çağından, demokrasi kültüründen bahsedenlerin başkalarının çocuklarına her sabah zorunlu olarak and içirme merakı da ibretlik bir çelişki. Zorunlu din dersine de zorunlu anda da aynı anda karşı çıkabilen insanların sayısı umarım artar. Maalesef etrafımda bu ikisini yapabilen insan sayısı sandığımdan azmış.
Ama yaptığım hata yüzünden bundan şikayet etme hakkımı kaybettim. Yolun başında olan partimi daha fazla zor durumda bırakmamak için partideki görevimden istifa ediyor ve başarılar diliyorum.
Inanıyorum ki, bu ülkeye demokrasiyi, barışı ve adaleti getireceksek muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki birbirine karışmış kanda saklıdır. Ne mutlu cesaretle bunu söyleyebilene.