Derya Yanık: Hiçbir çocuk cemaat ve tarikatlara teslim edilmedi

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Kahramanmaraş merkezli depremlerden kurtarılan çocukların cemaat ve tarikatlara teslim edildiği iddialarına ilişkin açıklamada bulundu.

tv100 ekranlarında yayımlanan "Ankara'da neler oluyor" programının konuğu Bakan Derya Yanık oldu. Bakan Yanık, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Depremde yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulunan Derya Yanık, tv100 Ankara Temsilcisi Deniz Gürel'in sorularını yanıtladı.

(Depremde kaç çocuğumuzu kaybettik) Kaç kaybımızın çocuk olduğu önümüzdeki süreçlerde, afetin yaralarını sarmaya başladığımızda ortaya çıkacak. Enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Onlar da kaldırdıldıktan sonra paylaşılacaktır.

Refakatsiz çocuklar üzerinden değerlendirme yapabilirim. Dün itibariyle sisteme kayıtlı refakatsiz çocuk sayısı 1901, bunun 1461'ini ailesine teslim ettik. 331 çocuğumuzun tedavisi devam ediyor. 1819 çocuğun kimliği tespit edildi. Bugün itibariyle kimliği bilinmeyen 82 çocuğumuz var, bir kısmı bebek yaşta.

İkinci aşama Sağlık Bakanlığımızla. Buradan sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Çocuklarımıza çok kol kanat gerdiler. Gerekli koordinasyonu yaptık, takibi yapılan refakatsiz çocuklarımızla ilgili takibi ve taburcu olmaları halinde bakanlığımızla temasa geçip çocuklarımız kurumlarımıza teslim edildi.

Kimliği bilinmeyen 82 çocuğumuz var, bunların da kimlik belirlemesi için çalışılıyor. 1465 çocuğu ailelerine teslim etti.

(Kimlik nasıl tespit ediliyor?) Bunu nasıl yapıyoruz? İlk başlangıçta Sağlık Bakanlığımızla diğer paydaşlarımızla birlikte deprem bölgesinde tedavi altında olan ya da enkazdan çıkarılmış çocuklarımızın bütün bilgilerinini, saç rengi ten rengi çocuğu tanımaya el verişli bütün işaretleri sistemi yüklüyoruz. Hastanelerde bakımı devam eden ya da kurum kuruluşlarımızda bulunan kimliği belirlenememiş çocukları sisteme girdik. Gerekirse dna testi olmak üzere çocuklarımızın kimlik tespitini özenli bir şekilde yapıp ailelerine ya da aile yakınlarına teslim ettik.

Deprem bölgesindeki bütün kuruluşlarımızın hepsini tedbiren hızlıca güvenli bölgelere taşıdık. Binalarımızın sağlamlık denetlemesi sonrası bir sıkıntı yok denildikten sonra yeniden buralara taşınmaya başladık.

Çocuklarımız, engellilerimiz ve yaşlılarımızın hepsini kuruluşlarımızı alıp gerekli mekanizmaları harekete geçirdik.

(Kayıp çocuklar, kaçırılma endişesi.. Bununla ilgili istasistik var mı?) Böyle bir istatistik çıkarmak için çok erken. 82 kimliksiz çocuğumuzdan bahsettik. Çocuğunu arayan ailelerimizden bir kısmının belki çocukları bunların arasında. Refakatsiz çocuklar arasında, bir yakınının kendisin yahut tanıdığı bir çocuğun aranması esnasında vatandaşlarımız lütfen bakanlığımıza müracaat etsinler.

Sağlık kuruluşlarımıza müracaat edebilirler. Danışma hattı olarak 10 ayrı hat belirledik; 0501 730 10 50-60, buradan arayarak ulaşabilirler.

Bakanlığımızın web sitesinde refakatsiz çocuklar sorgu ekranı var, faaliyete aldık. Çocuğumuzun tc numarasını veya adını soyadını yazarak bu çocuğun bizim sistemimizde kayıtlı olup olmadığını görüyorlar.

Kırmızı ekran çıkarsa hemen bir numara çıkıyor lütfen ihbar oluşturun diye. Mavi ekran çıkarsa, "kayıtlarımızda var arıyoruz ama henüz bulamadık" demek.

Biz sadece tedavisi devam eden çocuklarımızı değil, hayatını kaybetmiş çocuklarımızın da kimlik tespitlerini yaptık ki ailelere en azından çocuklarının vefat ettiği bilgisini verelim diye...

SİYASET MALZEMESİ OLMASI BİZİ ÜZÜYOR

Böyle bir zamanda ağır bir afetin içinden geçtiğimiz dönemde ailelerimizin hassasiyetinin böylesi bir siyaset malzemesi haline getirilmesi bizi de üzüyor. Başından beri çok açık, çok şeffaf bir şekilde gün gün bakanlığımızın ilgili iletişim mecralarında çocuklarımızla ilgili yaptığımız çalışmaları tek tek açıklamamıza rağmen şunları söyledik: Bizim için ast olan çocukların güvenliğidir. Aile fertleri dahil teslim ederken bile o çocuğa bakıp bakamayacağını, ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamayacağını aile fertlerinde bile takip ediyoruz.

Aile fertleri dahi teslim ederken bile o ailenin o çocuğa bakıp bakamayacağını takip ediyoruz. Dolayısıyla 3. şahıslara herhangi bir şekilde çocukların bırakılması söz konusu değil.

(Bazı tarikatlara çocukların teslim edildiği haberleri...) Kontrollü ya da kontrolsüz bir teslim edilme yok. Ailesinin yanında olan, ailesinin bakım ve gözetiminde olan bir çocuğun sorumluluğu ailededir. Biz istismar yoksa, şiddet yoksa devlet olarak ailesinin yanındaki çocuğa müdahale etme şansımız yok.

Depremden sonraki süreçte refakatsiz çocukların herhangi bir üçüncü kişiye, Diyanet de dahil olmak üzere alınması söz konusu değildir. Sağlık kuruluşları bizden başkasına veremez, bizim kurumlarımıza verilmiş çocukları herhangi bir şekilde 3. bir şahsa, Diyanetin vakfı, diğer camaatler, vakıflar ya da herhangi bir 3. şahısa teslimi söz konusu değil. Bunlar maalesef çok hassas olduğumuz dönemde kasıtlı çıkarılan haberler.

Sakarya örneğinde; Sakarya üzerine çocuklar il müdürlüğümüze teslim edilmiş, bunu kim söylüyor? Kuran kursunun santralinde bir kişi. Çocukların kayıp olduğunu söylüyorlar, çocuklar okulda, başka bir yerde değil.

Bizim devletimiz çaresiz değil, biz çaresiz değiliz. Devlet korumasındaki çocuklarımızın hiçbirinin herhangi bir şekilde 3. şahıslara teslimi gibi bir şey söz konusu değil. Refakatsiz çocukların da kimlikleri tespit edildikten sonra verdiğimiz yer aileleridir.

Bunun dışında koruyucu ailelik, evlatlık verilme, vakıflara tarikatlere verilmesi gibi bir şey söz konusu değil. 1 Ocak'tan deprem gününe kadar 669, 6 Şubattan bu güne depremden sonra 319 bin 241 koruyucu aile müracaati var. Bugün itibariyle daha da artmıştır. Yine 2023 başından deprem gününe kadar 560 evlat edinme başvurusu var, 23 Şubat itibariyle 62 bir 780'e çıkmış.

Milletimiz ihtiyaç duyulduğunda çocuklarımıza kol kanat geriyorlar. Bu çocukların bakım ve korunması ile ilgili bir desteğe ihtiyaç olursa biz buradayız diyorlar.

KORUYUCU AİLE DETAYLARI

(Koruyucu aile başvuruları ne zaman) Koruyucu aileliği teşvik etme konusunda zaten aralıksız çalışmalar yapıyoruz. Cumhurbaşkanımız 30 Haziran'ı koruyucu ailelik günü ilan etmişti.

Yaş sınırımız var 25-65 yaş arası olması gerekiyor. Tek yada çift olarak koruyucu olmaları mümkün. Ekonomik olarak, sosyal olarak, psikolojik olarak çocuğu yetiştirme noktasında herhangi bir sıkıntısı olmayacak, bir çocuğu büyütmeye elverişli olması gerekiyor. Biz koruyucu ailelerimize maddi olarak da destek oluyoruz.

Koruyucu ailelerimizin yüzde 62'sinin biyolojik çocukları var. Hayatlarının merkezine koruyucu aile olarak aldıkları çocukları koyduklarını gördük. Koruyucu ailelik sürecinde en az 3-6 ay arasında 5 görüşme gerçekleştiriliyor, kişinin koruyucu aile olmaya uygun olup olmadığını değerlendiriyoruz. Havuza aldıktan sonra, 1 yıl ayda bir daha sonra 3 ayda bir denetim yapıyoruz. Süreci zorladığımızı iddia edenler var, elimizden geldiğince kolaylaştırmaya çalışıyoruz.

(Kaç çocuğun koruyucu ailesi var?) Şu anda yaklaşık 9 bine yakın çocuğumuz var. Kurum bakımında çocuk sayımız 14 bin civarında, devlet korumasında 22 bine yakın toplam çocuğumuz var.

(Deprem bölgesinde ailelere psikolojik destek) Bizim afet ve acil durumlarda bakanlık olarak 2 temel sorumluluğumuz var. Biri psikososyal destek, diğeri de ayni yardımların sevk ve idaresi.

Bir afet ve acil durum halinde kişilerin günlük rutininin tekrar düzenlenmesi. Bunun içinde psikolojik destek var, gerekiyorsa psikiyatrik destek var, barınma ihtiyacı varsa barınma ihtiyacı gibi bütün afet acil durum sonrasının yeniden normalleşmesi için gerekli planlamının yapılması.

Biz bakanlık olarak ekiplerimizin hedefi sıfırıncı dakikada sahada olmaktır. Tabii ilk dönem barınma ve sağlık hizmetlerinin başlanması, arama kurtarma barınma sağlık, gıda, ısınma gibi temel ihtiyaçları organize ettiler. Şu anda psikolojik destek çadır kentlere gerekli çalışmaları aralıksız yapıyoruz. Çalışmamızı gerçekleştirirken bütün STK'ları çağırdık, gelin bizimle beraber koordine olun.

99 depremini halen konuşuyoruz, bu deprem o depremin 2-3 katına bir etkiden bahsediyoruz. Önümüzdeki 2 yılı paydaşlarımızla hemen ilk toplantılarımızı yaptık, sanki deprem yeni olmuş gibi psikososyal destek noktasında planlayıp çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Deprem bölgesinden vatandaşlarımızın tahliye oldukları iller var, Mersin, Elazığ, Antalya, İstanbul Ankara gibi şehirlere vatandaşlarımız tahliye ediliyor. Bütün depremzedelerle görüşmelerimizi yaptık ve devam ediyoruz.

(Bu kadar kısa sürede nasıl bu rakamlara ulaşıldı) 7/24 prensibiyle ekiplerimizi sevk ediyoruz. Bizim bölgedeki personelimiz de depremzede. Bakanlık olarak 47 kaybımız var. Bizim arkadaşlarımız da depremzede. Diğer illerden de müdürlerimizi gönderdik. Hızlı bir biçimde alan taramasına başladık.

(Depremzede engelli ve yaşlıların durumu) Güvenli bölgelere naklettik. Deprem bölgesindeki kuruluşlarımızdan hizmet alan 533 yaşlımızı 1133 engelli vatandaşımızı güvenli bölgelere aldık. Psikososyal destek bu aşamada önemli. 212 yaşlımız ve 664 engelli vatandaşımızı da hemen kuruluşlarımıza aldık. 80 engelli ve yaşlımızı da farklı illerdeki kurumlarımıza yerleştirdik.

Depremzede vatandaşlarımızla psikososyal ekiplerimiz bakıma ihtiyacı olan vatandaşlarımızı tarıyoruz.