DERİ SURAT GENÇLERİ KATLETMEK İÇİN DÖNDÜ!
Ünlü Texas Katliamı serisinin manyağı yine iş başında&... Kasabasına gelen gençleri kancaya asıp elektrikli testere ile parçalamaktan zevk alıyor. Haftanın Filmleri Cineradar'da&...
Yıl 1974... Tobe Hooper adındaki genç Amerikalı yönetmen, Sapık (Psycho) filmine de esin kaynağı olmuş ünlü Amerikan seri katili Ed Gein’in hikayesinden etkilenir ve Kim Henkel’le birlikte yazdığı senaryoyu filme çeker. Bütçesizlik ve sansür korkusu yüzünden bir kan banyosundan ziyade psikolojik gerilimdir bu ancak izleyici o yıllarda bu kadar gerçekçi bir korku filmi izlemediğinden şok olur ve film garip bir şekilde sinema tarihinin en kanlı filmlerinden biri olarak hatırlanır. Öyle ki kendinden sonra gelen tüm Amerikan kırsalında geçen korku filmlerine (redneck slashers) yetecek konsantreye sahiptir. Zaten birkaç sene sonra da maskeli manyak furyası 80’leri kasıp kavurur. Film ülkemizde de İnsan Eti adıyla oynar ve aralıklı da olsa devam filmleri çekilir. Filmin dağıtımı sırasında atılan muğlak imzalarla mahkemelik olan isim hakları yüzünden Cadılar Bayramı (Halloween) ya da Elm Sokağı Kabusu (A Nightmare on Elm Street) gibi hemen seriye dönüşmez, kült olma hali sağlamlaşır. (Devam filmi 12 yıl sonra çekilir)
Teksas Katliamı (The Texas Chainsaw Massacre) serisinin izleme listesi hayli karışık devam filmlerinden sonra yapımcılar seriyi temize çekmek için yola çıkıyorlar ancak efsaneyi yeniden çekip silik bir remake yapma derdinde değiller. İlk film, yeni macera için bir tür kaide görevi üstleniyor. Yeni Texas Katliamı (Texas Chainsaw 3D) macerasında 1974 yapımı ilk filmin hemen ardından gelişen olaylara şahit oluyoruz.
2012 yapımı Texas Chainsaw 3D ilk filmin önemli sahneleri ve leatherface’in Sally’i kovaladığı o ünlü final sahnesini jeneriğine meze yapıyor ve yeni nesil seyirciyi hikayenin evveliyatı konusunda bilgi sahibi yapıyor. Güzel düşünülmüş bir çaba... Film 1974’dekinin bıraktığı yerden devam ediyor ve kasaba şerifi Hooper (Thom Barry) yamyam aile Sawyer’ların evini basıyor ve aileyi Leatherface’i adalete teslim etmek konusunda ikna ediyor. Bu kadar erken final olur mu, elbette olmaz! Galeyana getirdiği kasabalılarla aniden ortaya çıkan Burt Hartman (Paul Rae) şerifin gözü önünde bir linç başlatıyor ve Sawyer’ların tümü katlediliyor. 1974 yapımı filmi hatırlayanlar ya da yeni seyredenler buna pek üzülmemiştir ancak Sawyer’ların en küçüğü olan Heather (Alexandra Daddario) bu katliamdan sağ çıkmayı başarıyor ve ailesini öldürenlerden biri tarafından evlat ediniyor. Biraz zoraki bir evlat edinme bu, çünkü yeni babası onu kucağına aldıktan sonra annesinin boğazına attığı bir tekme ile canını alıyor.
Ve aradan yıllar geçiyor. Günümüze geldiğimizde Heather ince belli, sürmeli gözlü bir afete dönüşmüş durumda... Birden kendisine bir malikânenin satmama şartı ile miras kaldığını öğreniyor ve yanına, aldatma potansiyeli yüksek erkek arkadaşı ile gözü onda olan kız arkadaşını (bu filmlerde mutlaka bir sürtük olur ki asıl kızın erdemli tarafı ortaya çıksın) alarak kâbusa dönüşecek bir yolculuğa çıkıyor.
Gerisini merak ediyorsanız filmi izlemek için sinemanın yolunu tutarsınız. Şimdi şunu cevaplayalım; Texas Chainsaw 3D, kültün mirasını devam ettirecek türden bir iş mi yoksa hep izlediğimiz silik bir slasher örneği mi?
Slasher çekenlerin işi her zamankinden zor çünkü seyircinin görmediği hiçbir numara kalmadı artık. Yönetmen John Luessenhop bunun farkında olduğundan filmin gore/kan seviyesini yüksek tutarak seyirciyi perdeye çivileme derdinde. Filmde gerçekten kanlı ölümler var, bunlar o kadar peşisıra geliyor ki iki-üç filme yetecek kurban malzemesinin tek filmde harcanmasına şaşırıyorsunuz. Slasherlarda "bir panelvanın içine doluşup yola çıkan ve filmin manyağına teker teker kurban olan sevişgen gençler" klişesine aşinayız ama Texas Chainsaw o panelvandakileri ilk 45 dakikada harcayıp hikayeye u dönüşü yaptırarak filmi bambaşka bir kovalamaca serüvenine sokuyor. Yeri geliyor Leatherface bile bir kurban gibi kaçıyor, filmin asıl kötüsü en baştan işaretlendiği üzere Burt Hartman oluyor.
Hiç de fena bir açılış yapmayan film kendi malzemesini yeniden işlemek yerine daha entrika dolu bir gizem öyküsüne, yer yer de bir tekinsiz ev korkusuna dönüştüğünden, kafası karışık bir yapım olarak nitelendirilebilir. Türün meraklısı seyircinin gözünü kırpmadan izleyeceği, seyri zor şiddet sahneleriyle dolu bir film bu, ancak seriyi günümüzde devam ettirecek potansiyele sahip değil. Kan ve et parçalarıyla dolu bu slasher Texas Chainsaw markasıyla gişe yapacak ve sonra ucuz DVD raflarındaki yerini alacaktır.
ARNIE IS BACK! GEÇİT YOK
Los Angeles Polis Departmanı’nın başarılı şeriflerinden olan, narkotik uzmanı Ray Owens’ın kaderi işlerin ters gittiği bir operasyonda allak bullak olur. Yaşanan talihsiz olay sonrası vicdan azabı çeken Owens LA’yi terk eder ve Sommerton Junction adlı küçük bir sınır kasabasına atanır. Burada ne kadar suç varsa onları çözmeye kendisini adayan Owens için işler tam yoluna girmişken, en azılı uyuşturucu mafyasının lideri Gabriel Cortez, FBI’ın elinden kaçınca, şerifin huzurlu günleri fr çabuk sonlanacaktır. Owens her ne kadar bu işin dışında kalmak istese de sonunda kendisini ve küçük ekibini, arkasına soğukkanlı bir grup gangsterin de desteğini alan Cortez’in peşinde bulur...
Güney Koreli ünlü yönetmen Jee-woon Kim’in ilk İngilizce filmi olma özelliğini taşıyan yapımın başrolünde aksiyon sinemasının halen gözdesi olan Arnold Schwarzenegger yer alıyor. Kadroda ünlü oyuncuya Genesis Rodriguez, Forest Whitaker, Peter Stormare Jaimie Alexander, Eduardo Noriega ve Forest Whitaker gibi isimler eşlik ediyor. Orijinal senaryo ise yeni bir senarist olan Andrew Knauer’e ait.
KORKU EFSANESİNİN YENİDEN ÇEVRİMİ: KÖTÜ RUH
Mia uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle zor günler geçirmiştir ve yeni bir kararın eşiğindedir. Abisi David ve sevgilisi Natalie ve çocukluk arkadaşları Olivia ve Eric’ten kendisine destek olmalarını ister. Beşi birden hafta sonunu Tennessee ormanlarındaki aileden kalma rüstik kulübeye geçirmeye karar verirler. Mia burada, arkadaşlarının son zulasını yok ederek, tekrar uyuşturucuya dönmemeye yemin eder. Fakat kulübenin içine girdiklerinde başkalarının da buraya izinsiz geldiklerini fark edeceklerdir. İçi doldurulmuş hayvanlarla dolu kiler yeterince ürkütücüyken, bir de Eric’in bulduğu ’Ölümün Kitabı’ isimli bir kitabın içinde yazanlar beş arkadaşı birden adım adım dehşete ve ölüme sürükleyecektir...
Filmin oyuncu kadrosunda başrollerinde Jane Levy, Elizabeth Blackmore, Shiloh Fernandez, Jessica Lucas ve Lou Taylor Pucci yer alıyor. Uruguaylı yönetmen Fede Alvarez tarafından yönetilen film, 1981 yapımı korku türünün kült yapıtlarından biri olan ’The Evil Dead’in yeniden uyarlanmış hali.
ONAT KUTLAR’IN ANISINA: BAHAR İSYANCIDIR
Türkiye’nin son zamanlarda geldiği dehşet verici hale dikkat çekmek isteyen yönetmen Selma Köksal F Tipi cezaevini protesto eden, hükümeti eleştiren, kayıp oğullarını arayan annelerin dertlerini, adalet arayışlarını bir tiyatro grubunun çaresizliği üzerinden ortaya koymaya çalışıyor.
Filmin başında karakterleri, Ahmet Kutlar’ın öykülerinden oluşturdukları bir oyun üzerinde çalışırken görüyoruz. Daha sonra filmin asıl merak uyandıran bölümünde ise bu grup Kafka öyküleri üzerinde çalışıyor. Grubun tüm çıkmazları yaşadıkları hayata bakışları hayattan beklentileri bu Kafka öyküleriyle paralel şekilde ilerliyor. Yönetmen, Türkiye’nin acımasız ve sert mizacını Kafka’nın dünyası üzerinden ortaya koyuyor.
NICOLAS CAGE AKSİYONDAN VAZGEÇMİYOR: SUÇ ORTAĞI
Will Montgomery hapishaneden yeni tahliye olmuş eski bir hırsızdır. 10 milyon dolarlık bir soygun gerçekleştirmiş ama yakalanmıştır. Soyduğu kokain kaçakçısı mafya ise şimdi uğradıkları zarara karşılık kızını kaçırmıştır. Adamların istediği parayı bulması içinse sadece 12 saati vardır. Sevgilisi ile New York’ta bu kadar çok parayı bulmanın yollarını arayan Will’in tek çaresi, özgürlüğünü tehlikeye atıp, eski hırsızlık deneyiminden yararlanmaktır.
Yönetmenliğini Simon West’in üstlendiği yapımın senaryosu David Guggenheim’a ait. Fİlmin başrolünde Nicolas Cage yer alırken, kadroda kendisine Malin Akerman, Josh Lucas, Danny Huston ve Malin Akerman eşlik ediyor.
ALTIN KOZA’NIN ARDINDAN VİZYONDA: YABANCI
1980 darbesi sonrası yurt dışına mecburen iltica eden bir anne-babanın kızı olan Özgür, Paris’te doğup büyümüş ve arada geçen 30 yıl boyunca Türkiye’yi ve İstanbul’u hiç görmemiş tanımamıştır. Annesi zaten o küçükken ölen Özgür’ü babası büyütmüştür fakat o da vefat eder. Ölüm haberiyle yıkılan Özgür babasından kalan bir mektubu bulunca çok etkilenir ve onun son arzusunu, ülkesine gömülme isteğini yerine getirmek için İstanbul yollarına düşer. Ama Türkiye’de hiç de hazırlıklı olmadığı sürprizlerle karşılaşacaktır zira babasını defnedebilmesi için T.C. nüfus cüzdanı şarttır. Ama babası ilticayla gittiğinden dolayı vatandaşlıktan uzun zaman önce çıkartılmıştır.
Özgür bir başına olduğu bu topraklarda yardım almak için annesinin akrabalarına ulaşır. Ona destek olsalar da onlar da bürokrasiye karşı çaresiz kalırlar. Bu arada tanıştığı Ferhat vazgeçmemesi için Özgür’e destek olur, tüm olası yolları zorlar. Babasının akrabalarına ulaşması için Özgür’e yardımcı olur...
Popüler televizyon dizilerinin senaristi olarak tanıdığımız Filiz Alpgezmen’in ilk uzun metrajlı çalışması olan filmin başrolünde Sezin Akbaşoğulları yer alıyor.
Teksas Katliamı (The Texas Chainsaw Massacre) serisinin izleme listesi hayli karışık devam filmlerinden sonra yapımcılar seriyi temize çekmek için yola çıkıyorlar ancak efsaneyi yeniden çekip silik bir remake yapma derdinde değiller. İlk film, yeni macera için bir tür kaide görevi üstleniyor. Yeni Texas Katliamı (Texas Chainsaw 3D) macerasında 1974 yapımı ilk filmin hemen ardından gelişen olaylara şahit oluyoruz.
2012 yapımı Texas Chainsaw 3D ilk filmin önemli sahneleri ve leatherface’in Sally’i kovaladığı o ünlü final sahnesini jeneriğine meze yapıyor ve yeni nesil seyirciyi hikayenin evveliyatı konusunda bilgi sahibi yapıyor. Güzel düşünülmüş bir çaba... Film 1974’dekinin bıraktığı yerden devam ediyor ve kasaba şerifi Hooper (Thom Barry) yamyam aile Sawyer’ların evini basıyor ve aileyi Leatherface’i adalete teslim etmek konusunda ikna ediyor. Bu kadar erken final olur mu, elbette olmaz! Galeyana getirdiği kasabalılarla aniden ortaya çıkan Burt Hartman (Paul Rae) şerifin gözü önünde bir linç başlatıyor ve Sawyer’ların tümü katlediliyor. 1974 yapımı filmi hatırlayanlar ya da yeni seyredenler buna pek üzülmemiştir ancak Sawyer’ların en küçüğü olan Heather (Alexandra Daddario) bu katliamdan sağ çıkmayı başarıyor ve ailesini öldürenlerden biri tarafından evlat ediniyor. Biraz zoraki bir evlat edinme bu, çünkü yeni babası onu kucağına aldıktan sonra annesinin boğazına attığı bir tekme ile canını alıyor.
Ve aradan yıllar geçiyor. Günümüze geldiğimizde Heather ince belli, sürmeli gözlü bir afete dönüşmüş durumda... Birden kendisine bir malikânenin satmama şartı ile miras kaldığını öğreniyor ve yanına, aldatma potansiyeli yüksek erkek arkadaşı ile gözü onda olan kız arkadaşını (bu filmlerde mutlaka bir sürtük olur ki asıl kızın erdemli tarafı ortaya çıksın) alarak kâbusa dönüşecek bir yolculuğa çıkıyor.
Gerisini merak ediyorsanız filmi izlemek için sinemanın yolunu tutarsınız. Şimdi şunu cevaplayalım; Texas Chainsaw 3D, kültün mirasını devam ettirecek türden bir iş mi yoksa hep izlediğimiz silik bir slasher örneği mi?
Slasher çekenlerin işi her zamankinden zor çünkü seyircinin görmediği hiçbir numara kalmadı artık. Yönetmen John Luessenhop bunun farkında olduğundan filmin gore/kan seviyesini yüksek tutarak seyirciyi perdeye çivileme derdinde. Filmde gerçekten kanlı ölümler var, bunlar o kadar peşisıra geliyor ki iki-üç filme yetecek kurban malzemesinin tek filmde harcanmasına şaşırıyorsunuz. Slasherlarda "bir panelvanın içine doluşup yola çıkan ve filmin manyağına teker teker kurban olan sevişgen gençler" klişesine aşinayız ama Texas Chainsaw o panelvandakileri ilk 45 dakikada harcayıp hikayeye u dönüşü yaptırarak filmi bambaşka bir kovalamaca serüvenine sokuyor. Yeri geliyor Leatherface bile bir kurban gibi kaçıyor, filmin asıl kötüsü en baştan işaretlendiği üzere Burt Hartman oluyor.
Hiç de fena bir açılış yapmayan film kendi malzemesini yeniden işlemek yerine daha entrika dolu bir gizem öyküsüne, yer yer de bir tekinsiz ev korkusuna dönüştüğünden, kafası karışık bir yapım olarak nitelendirilebilir. Türün meraklısı seyircinin gözünü kırpmadan izleyeceği, seyri zor şiddet sahneleriyle dolu bir film bu, ancak seriyi günümüzde devam ettirecek potansiyele sahip değil. Kan ve et parçalarıyla dolu bu slasher Texas Chainsaw markasıyla gişe yapacak ve sonra ucuz DVD raflarındaki yerini alacaktır.
ARNIE IS BACK! GEÇİT YOK
Los Angeles Polis Departmanı’nın başarılı şeriflerinden olan, narkotik uzmanı Ray Owens’ın kaderi işlerin ters gittiği bir operasyonda allak bullak olur. Yaşanan talihsiz olay sonrası vicdan azabı çeken Owens LA’yi terk eder ve Sommerton Junction adlı küçük bir sınır kasabasına atanır. Burada ne kadar suç varsa onları çözmeye kendisini adayan Owens için işler tam yoluna girmişken, en azılı uyuşturucu mafyasının lideri Gabriel Cortez, FBI’ın elinden kaçınca, şerifin huzurlu günleri fr çabuk sonlanacaktır. Owens her ne kadar bu işin dışında kalmak istese de sonunda kendisini ve küçük ekibini, arkasına soğukkanlı bir grup gangsterin de desteğini alan Cortez’in peşinde bulur...
Güney Koreli ünlü yönetmen Jee-woon Kim’in ilk İngilizce filmi olma özelliğini taşıyan yapımın başrolünde aksiyon sinemasının halen gözdesi olan Arnold Schwarzenegger yer alıyor. Kadroda ünlü oyuncuya Genesis Rodriguez, Forest Whitaker, Peter Stormare Jaimie Alexander, Eduardo Noriega ve Forest Whitaker gibi isimler eşlik ediyor. Orijinal senaryo ise yeni bir senarist olan Andrew Knauer’e ait.
KORKU EFSANESİNİN YENİDEN ÇEVRİMİ: KÖTÜ RUH
Mia uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle zor günler geçirmiştir ve yeni bir kararın eşiğindedir. Abisi David ve sevgilisi Natalie ve çocukluk arkadaşları Olivia ve Eric’ten kendisine destek olmalarını ister. Beşi birden hafta sonunu Tennessee ormanlarındaki aileden kalma rüstik kulübeye geçirmeye karar verirler. Mia burada, arkadaşlarının son zulasını yok ederek, tekrar uyuşturucuya dönmemeye yemin eder. Fakat kulübenin içine girdiklerinde başkalarının da buraya izinsiz geldiklerini fark edeceklerdir. İçi doldurulmuş hayvanlarla dolu kiler yeterince ürkütücüyken, bir de Eric’in bulduğu ’Ölümün Kitabı’ isimli bir kitabın içinde yazanlar beş arkadaşı birden adım adım dehşete ve ölüme sürükleyecektir...
Filmin oyuncu kadrosunda başrollerinde Jane Levy, Elizabeth Blackmore, Shiloh Fernandez, Jessica Lucas ve Lou Taylor Pucci yer alıyor. Uruguaylı yönetmen Fede Alvarez tarafından yönetilen film, 1981 yapımı korku türünün kült yapıtlarından biri olan ’The Evil Dead’in yeniden uyarlanmış hali.
ONAT KUTLAR’IN ANISINA: BAHAR İSYANCIDIR
Türkiye’nin son zamanlarda geldiği dehşet verici hale dikkat çekmek isteyen yönetmen Selma Köksal F Tipi cezaevini protesto eden, hükümeti eleştiren, kayıp oğullarını arayan annelerin dertlerini, adalet arayışlarını bir tiyatro grubunun çaresizliği üzerinden ortaya koymaya çalışıyor.
Filmin başında karakterleri, Ahmet Kutlar’ın öykülerinden oluşturdukları bir oyun üzerinde çalışırken görüyoruz. Daha sonra filmin asıl merak uyandıran bölümünde ise bu grup Kafka öyküleri üzerinde çalışıyor. Grubun tüm çıkmazları yaşadıkları hayata bakışları hayattan beklentileri bu Kafka öyküleriyle paralel şekilde ilerliyor. Yönetmen, Türkiye’nin acımasız ve sert mizacını Kafka’nın dünyası üzerinden ortaya koyuyor.
NICOLAS CAGE AKSİYONDAN VAZGEÇMİYOR: SUÇ ORTAĞI
Will Montgomery hapishaneden yeni tahliye olmuş eski bir hırsızdır. 10 milyon dolarlık bir soygun gerçekleştirmiş ama yakalanmıştır. Soyduğu kokain kaçakçısı mafya ise şimdi uğradıkları zarara karşılık kızını kaçırmıştır. Adamların istediği parayı bulması içinse sadece 12 saati vardır. Sevgilisi ile New York’ta bu kadar çok parayı bulmanın yollarını arayan Will’in tek çaresi, özgürlüğünü tehlikeye atıp, eski hırsızlık deneyiminden yararlanmaktır.
Yönetmenliğini Simon West’in üstlendiği yapımın senaryosu David Guggenheim’a ait. Fİlmin başrolünde Nicolas Cage yer alırken, kadroda kendisine Malin Akerman, Josh Lucas, Danny Huston ve Malin Akerman eşlik ediyor.
ALTIN KOZA’NIN ARDINDAN VİZYONDA: YABANCI
1980 darbesi sonrası yurt dışına mecburen iltica eden bir anne-babanın kızı olan Özgür, Paris’te doğup büyümüş ve arada geçen 30 yıl boyunca Türkiye’yi ve İstanbul’u hiç görmemiş tanımamıştır. Annesi zaten o küçükken ölen Özgür’ü babası büyütmüştür fakat o da vefat eder. Ölüm haberiyle yıkılan Özgür babasından kalan bir mektubu bulunca çok etkilenir ve onun son arzusunu, ülkesine gömülme isteğini yerine getirmek için İstanbul yollarına düşer. Ama Türkiye’de hiç de hazırlıklı olmadığı sürprizlerle karşılaşacaktır zira babasını defnedebilmesi için T.C. nüfus cüzdanı şarttır. Ama babası ilticayla gittiğinden dolayı vatandaşlıktan uzun zaman önce çıkartılmıştır.
Özgür bir başına olduğu bu topraklarda yardım almak için annesinin akrabalarına ulaşır. Ona destek olsalar da onlar da bürokrasiye karşı çaresiz kalırlar. Bu arada tanıştığı Ferhat vazgeçmemesi için Özgür’e destek olur, tüm olası yolları zorlar. Babasının akrabalarına ulaşması için Özgür’e yardımcı olur...
Popüler televizyon dizilerinin senaristi olarak tanıdığımız Filiz Alpgezmen’in ilk uzun metrajlı çalışması olan filmin başrolünde Sezin Akbaşoğulları yer alıyor.