Deprem bölgesinden ayrılanlar nasıl oy kullanacak? Bakan Bozdağ'dan yanıt

Türkiye'yi yasa boğan depremler sonrası seçimlerin yapılıp yapılmayacağı merak edilirken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan dikkat çeken bir açıklama geldi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CNN Türk'te 40 binin üzerinde insanımızın yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu.

DEPREM BÖLGESİNDEN AYRILANLAR NASIL OY KULLANACAK?

Programda "Deprem bölgesinden ayrılanlar nasıl oy kullanacak?" sorusuna yanıt veren Bakan Bozdağ, "Kimin nerede nasıl oy kullanacağı kanunumuzda açık açık yazıyor. Onun için yeni bir kanuni düzenlemeye gerek yok. YSK'nın daha önce aldığı kararlar var. Herkes meskun olduğu yerde oyunu kullanacak. Seçim listeleri askıya çıktığında itirazı varsa edecek ona göre oy kullanacak. Herkes bulunduğu yerde oy kullanacak ve kullandığı ile sayılacak. Yasalarımızda kural bu. Geçmişte alınan kararlar bu. Mükerrer oy kullanma ihtimali yok. Deprem bölgesinde sandıkların nereye kurulacağına YSK karar verecek. YSK öyle bir karar verdiğinde orada da kurulabilir" ifadelerini kullandı.

"NEYİN NE OLACAĞI YASALARIMIZDA YAZIYOR"

"Biz bugüne kadar seçimle ilgili bir gündem yapmadık" diyen Bakan Bozdağ, şöyle devam etti: "Seçimle ilgili en ufak değerlendirme yapılmadı. Ama maalesef Türkiye'de bu kadar acı arasında seçimi gündem yapan ve böyle bir gündem AK Parti ve MHP'de varmış gibi algı uyandıranlar çıktı. Bunları kınamak istiyorum. Türkiye'nin daha önemli işleri var. 'Seçim ne olacak, nasıl olacak?' diye bir değerlendirme yapmayı saygısızlık olarak görürüm. Neyin ne olacağı yasalarımızda yazıyor. Herhangi bir yoruma yer verilmeyecek şekilde belli. Bunların hepsi seçim kanunumuzda yazıyor. Her şey açık ve ortada. Böylesi bir zamanda daha fazla değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum."

Bakan Bozdağ'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde;

"Yaşanan deprem felaketi içimizi acıttı. Pek çok hikayeyi kötü bir şekilde sonuçlandırdı. Elbette ki yaşandığı gün sıcağı sıcağına bakanlarımız bölgeye hareket etti. Ben de Diyarbakır'a hareket ettim. Gerekli çalışmaları yapmak için yoğun mesai yaptık. Herkes hesabın sorulmasını istiyor. Ben de herkes gibi yapılanların hesabının verilmesinden yanayım. Cumhuriyet Savcıları duruma el koydu. Resen soruşturmalar başlatıldı. Yoğun bir mesai içerisine girildi. Bölgede pek çok cumhuriyet savcısını görevlendirdik. 7/24 çalışmak durumunda kaldılar. Deprem soruşturma ön büroları oluşturuldu. Bu büroların yaptığı çalışmalar neticesinde, 573 şüpheli hakkında işlem yapıldı. 171 kişi hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. 77 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Şüpheli için rakam verme şansımız yok. Ölen 11 kişi var. İfadeleri alınan 62 kişi var. Ölümün olduğu binaların sorumluları ayrı ayrı inceleniyor.

"GEREKİYORSA KAMU GÖREVLİLERİNE SORUŞTURMA AÇILACAK"

Tutuklu ve adli işlem yapanların dağılımı şöyle: Tutuklu 171 kişiden 78'i Müteahhit, 64'ünün yapı sorumlusu olduğunu görüyoruz. Binada değişiklik yapan 18 kişi var. Hakkında adli kontrol verilene baktığımızda 70 müteahhit, yapı sorumlusu 78, yapı sahibi 21 ve binada değişiklik yapan 28 kişi var. Tüm sorumlular bu soruşturmaların kapsamındadır. Herhangi yıkılan bir binada sorumluluğu olan kim varsa, hakkında yapılması gereken her türlü işlem yapılacaktır. Adalet tecelli edecektir. Binaların yaşlarına baktığımız zaman çoğu eski tarihli binalar. Kamu görevlileri hakkında gerekiyorsa, soruşturma olacaktır. Kimin ne kadar sorumluluğu varsa, yapılanlardan sorumlu olacaktır. Buradaki katkısı tespit edilecek buna göre bir değerlendirme yapılacak.Kolon kesme sadece eski binalarda değil. Eğer yeni yapılan binada kolon kesilmişse onda da aynı. Diyarbakır'da 411 insanımız hayatını kaybetti. Bu binaların hepsinin altında işletmeler var. Bunlarla ilgili iddialara var. Bunlarla ilgili soruşturmalar yapılıyor. Bunun sorumlularıyla ilgili işlem yapılacaktır. Kullanıcıların yaptığı imara aykırı değişiklikler var mı yok mu ona da bakılacak.

"SAVCILARIMIZ 7/24 BÖLGEDE ÇALIŞIYOR"

Şimdi bu konularda bizim meclislerime bakarsanız, her konuda muhalefet eden partilerin bu konuda nasıl birlikte hareket ettiklerini görme imkanı var. Belki Anayasal düzeyde böyle bir düzenleme yapıldığı takdirde kalıcı olabilir. 'İmar affı çıkarılamaz' düzenlemesini veya imarla ilgili suçlarda cezalar affa gidilemez bir düzenlemeyi tartışmakta elbette fayda var. Partiler bu konuda farklı eleştiriler yapsa bu konuda kolay bir araya gelebiliyor. Böyle bir değişiklikte fayda var. Yaşadığımız bu tecrübeler de bu konuların Türkiye'nin artık gündemine gelmemesi gerektiğini gösteriyor. Delillerin toplanması büyük bir titizlikle çalışılıyor. 7/24 savcılarımız bölgede çalışıyor. 1877 Adalet Bakanlığı'ndan yardımcı personelle beraber bölgede 4 bin 789 kişiyi görevlendirdik. Kimliklerin tespiti nüfusa işlenmesi son derece önemli. Bu açıdan adli tıp görevleri önemli bir görev ifa ettiler.

DNA RAPORLARI

Vatandaşlarımız DNA verdiyse, hızlıca en erken 5 saatte sonuç alınıyor. Ama bazen bu yetmeyebiliyor. Minimum 5 saat, azami 3 gün içeresinde bu DNA verileri üzerinden ölen kişiye dair bir raporlama yapılıyor. Eğer onların yakınları müracaat etmişse, referans numuneler alınmışsa ve incelenmişse bunlar eşleştiriliyor. Sonra bunlar ailelerine teslim ediliyor. Parmak izi alınarak da bu yapılabiliyor. Böyle de kimliklerin tespiti yapılabiliyor. Şuanda da bu konuda yoğun mesai yapılıyor. Büyük ölçüde tamamlandı. Geriye kalanların birkaç gün içerisinde biteceğini tahmin ediyoruz. Referans numuneler geldikçe, geriye kalanlar da yapılacaktır. Yakınlarını kaybedenlerin referans numune vermesi gerekiyor. Bu konuda da çağrı yapmış olayım. Her enkazla ilgili bilirkişi incelemesi yapılıyor. Her enkaz önce bilirkişi heyeti inceleme yapıldıktan sonra kaldırılıyor. Toplamda 659 bilirkişi bölgede faaliyet yürütüyor."